๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 17:04:30



Konu Başlığı: Münafıklar
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 17:04:30
Münafıklar


Cenab-ı Allah, îslam ordusunu münafıklardan arındırdı. Ab dullah bin Übey bin Selül´ün adamlarından olan ve bin kişi lik îslam ordusunun yaklaşık üçte birini teşkil eden münafık askerler, îslam ordusundan ayrıldılar. Abdullah bin Übey, görüşüne Hz. Peygamber tarafından aldırış edilmediği gerek çesiyle öfkelendiğini ve bu nedenle ordudan ayrıldığını açıkla mıştı, îşte bütün diktatörler görüşlerini zorla başkalarına ka­bul ettirmek isterler. Bu vasıftaki kimseler, Abullah bin Übey gibi münafıktırlar. Onun ve beraberindeki kimselerin ordudan ayrılmaları, kendi münafık-lıklarmı müslümanlara ilan etmek anlamındaydı. O : "Muhammed onlara uydu ve bana karşı geldil" demişti.

îslam ordusundan ayrılışının peşi sıra, bazı ihlaslı kimseler onu ayıplayıp kınadılar. Bunun yanı sıra, bazı mü´minler de ona tabi olmaya yeltendiler. Onu ve beraberindeki müna-fıklan kınayanların başında Amr bin Hüzam gelmektedir. Ona ve adamlarına şöyle diyordu: "Ey kavim! Allah aşkına peygamberinizi ve milletinizi yalnız bırakmayın. Düşmanla karşılaştık ları bir sırada onlardan el çekmeyM" Kureyş ordusu Medi ne´ye girmek üzere surlara tırmanmaktayken -münafıklıkla rından olacak ki- şöyle demişlerdi "Eğer savaşacağınızı bilsek, sizi düşmanlarınıza teslim etmeyiz. Ama aranızda savaş olaca ğını sanmıyoruz." Abdullah bin Übey ile adamlarının isyan edip başkaldırdıkları bir sırada, mü´min bir adam onlara hita ben şöyle dedi: "Allah´ın düşmanları! Allah sizi yok etsin ve rahmetinden uzaklaştırsın. Mutlaka yüce Rabbimiz, Peygambe rini size muhtaç etmeyecektir .!"

Münafıkların geri dönmeleri, tereddüt içindeki bazı müslü-manlarm paniğe kapılmalarına sebep oldu. Halbuki onları ko ruyacak ve onlara yardım edecek olan, Cenab-i Allah´tı. Tered düde düşen müslüman gruplar Seleme oğullarıyla Harise oğul­larıydı. Bunlar da Abdullah bin Übey ´le birlikte geri dönmek istemişlerdi. Çünkü münafık olmamalarına rağmen sayı bakı mından kendilerinden kat kat fazla olan düşman ordusuyla karşılaşmaktan aşırı derecede ürkmüşlerdi. îşte bunlarla ilgili olarak cenab-ı Allah, Hz. Peygambere şu haberi göndermiştir: "Hani sen, erkenden ailenden ayrılmıştın, (Uhud´da) mü´minle-ri savaş üslerine yerleştiriyordun. Allah da işitendi, bilendi. Sizden iki takım, korkup bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Al lah, kendilerinin dostu idi. İnananlar, Allah´a dayansınlar." (Al-i îmran: 121-122)

Yüce Rabbimizin "Allah onların dostudur" sözünden dolayı, bozulmaya yüz tutmuş olan o iki grup çok sevinmişlerdi. Bu ilahi teminat üzerine tereddüt içinde olsalar da münafık olma dıkları açıklandğından dolayı, sükunet bulmuşlardı. Çünkü Ce nab-ı Allah, mü´minlerin dostu ve velisidir. Münafıkların dostu ise şeytandır.

Münafıklar İslam ordusundan ayrılınca, yaşları onbeşe var mamış olan, savaş ve atıcılık tecrübeleri olmayan, bedeni gücü bulunmayan, normal yaştaki erkekler gibi, iş beceremeyen kü çücük mü´min çocuklar dahi Hz. Peygambere müracak ederek cehpeye gönderilmelererini istemişlerdi. Buhari ve Müslim´in Sahih´lerinde yer alan bir rivayete göre, Abdullah bin Ömer hazretleri tek başına gelerek Hz. Peygambere Uhud savaşma katılmak istediğini söylemiş Hz. Peygamber de onun bu isteğini kabul etmemişti. Aynı şekilde Üsame bin Zeyd, Zeyd bin Sa bit, Bera bin Azib ve diğerleri de cepheye gönderilmek arzu sunda olduklarını ifade etmişler, ama Hz. Peygamber onların bu arzularını kabul etmemişti. Yine yaşı onbeşe ulaşmamış olan Rafi bin Huzeyi Hz. Peygambere başvurarak, cephede savaşmak istediğini söylemiş, Hz. Peygamber onu reddedeceği sırada, onun iyi ok attığını söylemişler. Bunun üzerine Hz. Pey gamber cephede savaşması için ona izin vermişti. Çünkü ok atabilmek için bedeni kuvvete ihtiyaç yoktur. Sadece hedefi tutturmak konusunda usta olmak gerekiyordu ki, bu da o genç te mevcuttu. Yine bu yaşlarda olan Sebire bin Cündüp de cepheye gidip savaşmak arzusunda olduğunu Hz. Peygambere ifade etmiş, Peygamberimiz de reddetmek üzereyken orada bu lunanlar: uEy Allah´ın Resulü! Bu genç çobanları bile devirecek güçtedir" demişler, Hz. Peygamber de onun bedeni güce sahip olduğunu görünce savaşa katılmasına izin vermişti.