๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Aralık 2009, 23:34:39



Konu Başlığı: Mekke-i Mükerreme ve Orada Haram Kılınan Şeyler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Aralık 2009, 23:34:39
Mekke-i Mükerreme ve Orada Haram Kılınan Şeyler


Yüce Allah´ın Mekke-i Mükerreme´de savaşmayı haram kıl dığını ve bu konuda peygamber efendimizin söylediklerini size aktarmıştık. Şimdi de Mekke-i Mükereme ile ilgili bazı hüküm leri size aktarmak istiyor ve bu hususta şöyle diyoruz.

Yüce Allah, Mekke-i Mükerremenin haremi şerifinde ve çev resinde hac ihramını giymiş olan kimselerin avlanmalarını ha ram kılmış ve bu hususta şöyle buyurmuştur:

"Hem kendinize hem de yolculara bir geçimlik olmak üzere deniz avı ve onu yemek size helal kılındı, ihramda olduğunuz sürece size kara avı yasaklandı huzuruna toplanacağınız Al lah´tan korkun!" (Maıde 96)

Peygamber(s.a.v.) efendimiz Mekke-i Mükerremede savaş mayı ve adam öldürmeyi haram kılmış, bundan sonra da diğer bazı yasakları açıklayarak şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz ki Allah, göklerle yeri yarattığı günde Mekkeyi ha ram kılmıştır. O, noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah´ın haram kılışıyla haram olmuştur. Benden önce hiç kimseye he lal kılınmadığı gibi benden sonra da hiç kimseye de helal kılın-mayacaktır. Bana da zamanın sadece kısa bir bölümüiçinde helal kılınmıştır. Mekke´nin avı ürkütülmez, dikeni koparıl-maz, otu yolunmaz! Yitiğini kimse alamaz ancak başkalarına duyurmak maksadıyla yerden kaldırılabilir."

Peygamber efendimiz bunları söylerken Hz. Abbas: "Yalnız izhir (Boya otu) müstesna olsun ya Resulullah, çünküo otu de fin ve ev işleri için kullanmak zorunludur" dedi. Peygamber efendimiz onun bu uyarısı karşısında önce sustu. Sonra: "Evet, izhir otu müstesna( o koparılabilir) " dedi.

Bu Buhari´nin tek başına yapmış olduğu bir rivayettir. Bu nun doğru olarak kabul edilmesi için Buhari tarafından rivayet edilmiş olması yeterlidir. Çünküonun yapmış olduğu bütün ri vayetler doğrudur.

Şimdi de bu hadisi şerifin açıklamasına gelelim:

a- Peygamber efendimizin de buyurduğu gibi Mekke´nin ha-remindeki avlar ürkütülemez. Çünkü; "orası bütün taraftarıyla emin bir haremdir/´

b- Haremdeki ağaçlar kesilemez. Amaç, oranın havasının gü zelliğini korumaktır. Oranın dikenleri koparılamaz. Otları yolunamaz. Haremdeki arazilerden hiç kimseye ikta´ verilemez, oradaki yitikler ancak tanıtmak maksadıyla yerden kaldırılabi lir.

Bu genel bir hükümdür. Sadece Mekke´ye Özgüdeğildir. Çün-küancak sahibi tanıtıldıktan sonra, yitiği yerden kaldırmak mümkündür, aksi takdirde helal olmaz. Helal olabilmesi için sadaka olarak verilmesi gerekir. Yitiği bulan kişiler sadaka al mağa müstahak ise, onu kendi şahsına sadaka olarak kabul edebilir.

Düşünülebilir ki, Peygamber, (s.a.v.) efendimiz Mekkede ikamet eden kimseye ikameti için zaruri olmayan şeyleri ha ram kılmıştır. Mesela Hz. Abbas "izhir" otuna bütün evlerde ve defin işlerinde ihtiyaç duyulduğu uyarısında bulununca pey gamber efendimiz onun bu uyarısı üzerinde Önce düşünmüş, sonra uyarısını uygun bularak "izhir" otunu haramın kapsamı dışında tutmuştu. Belki de bu konuda vahiy inmiş ve Abbas´ın sözüne değil de, Rabbinin emrine uyarak "izhir" otunun koparı-lışını haramlıktan istisna etmişti. Her ne olursa olsun Hz. Ab bas, îslami idraki ile, Peygamber efendimize Mekke-i Mükerreme ekinlerinden mutlaka kendisine ihtiyaç duyulacak olanları mubah kıldığını anlamış ve söyleyeceğini söylemişti. Onun sö züne uygun olarak da vahiy nazil olmuştu. Vahiy onun görüşü ne muvafıktı. Nitekim anlatıldığına göre bazı hususlarda Hz.Ömer´in de görüşüne uygun olarak vahiy nasil olmuştur. Bu durumda peygamber efendimiz Hz. Abbas´ın sözüne değil de, Rabbmın vahyine uymuştu. Nitekim vahiy de Hz. Abbas´ın gö rüşüne muvafıktı.

Cenab-ı Allah, Mekke-i Mükerreme?de adam öldürmeyi ha ram kılmıştır. Peki, kısas için adam öldürmek caiz olmayacak mı? Ya da haddi tatbik etmek ve buna benzer islami hükümleri uygulamak doğru olmayacak mı? Alimler bunun caiz olacağına hüküm vermişlerdir. Buna göre Mekke-i Mükerremede kısas tatbik etmek caizdir. Suçlulara cezalan elbetteki verilecektir. Bu sebeble Amr bin Sa´d, Ebu Şüreyh´e verdiği cevapta şöyle demiştir. "Ey Ebu Şüreyh, ben bunu senden daha iyi bilirim, doğrusu haram, hiçbir suçluya fayda veremez, (yani hiçbir suç luyu cezaya karşı himaye edemez.) Başkasını öldüren, cizye ver mekten kaçınan kimseye de haremin faydası olmaz."

Demek ki şer´i hüküm olmaksızın adam öldürmek elbetteki haremde yasaktır. Kısas hükmünedeniyle katili öldürmek tabii ki caizdir. Huzaa kabilesi, Bekir oğulları kabilesine mensup bir katilden intikamlarım almayı mubah görmüşler ve katili öldür müşlerdi. Peygamber efendimiz bu uygulamayı kesinlikle ya saklamış ve öldürdükleri adamın diyetini onlara ödetmişti.Hu-zaalılar, öldürdükleri adamın diyetini öderlerken peygamber efendimiz onlara şöyle hitap etmişti: Ey Huzaalılar! Artık adam Öldürmekten vazgeçin, bir adamı öldürdünüz ve onun di yetini ödediniz. Bundan sonra hangi kabileden bir adam öldü-rülürse o kabile iki şeyi yapmakta muhayyerdir. Dilerse katili getirip bana teslim ederler, dilerlerse herhangi bir hareketten ötürüonlara diyet öderiz."

Başka bir hadisi şerifte peygamber efendimiz şöyle buyur muştur: "insanların en mütecavizi haremde adam Öldürendir, ya da katilinden başkasını Öldürendir ya da cahiliyet intika-mıyla adam öldürendir. *

Kaste Benzer Öldürmenin Diyeti

Peygamber (s.a.v.) efendimiz kaste benzer adam öldürmenin diyet miktarını açıklamıştır. ÇünküKur´an-ı Kerim de kasten adam öldürmenin diyetini açıklıyor, ama kasde benzer adam öl dürmenin diyetini açıklamıyordu. Bu konuda yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Ey inananlar Öldürmede kısas size farz kılındı(Binaen aleyh, katilin de öldürülmesi gerekir) Hürre hür, köleye köle, kadına kadın.

Ama kim (yani katil), kardeşi tarafından affedilirse, o za man (affedenin, örfe göre) uygun olanı yapma(sı, uygun diyeti istemesi, affedilenin de) güzelce onu Ödeme(si) gerekir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve acımadır. Kim bundan sonra da saldırıya kalkarsa artık onun için acı bir azap vardır.

Ey akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Böylece ko runursunuz." (Bakara: 178-179)

Bu nasa ile, kasten adam öldürmenin cezasının kıs´as olduğu tesjût edilmiş oluyor. Ancak maktulün velisi, kısastan sonra di yeti de tercih etme seçeneğine sahip kılınmıştır. Fıkıhçılar bu durumda diyeti manevi kısas olarak adlandırmışlardır ki, bu da Allah tarafından yapılan bir hafifletme ve rahmettir. Çün-kümaktülün velisi diyete razı olma ya da affetme yetkisine sa hip kılınınca, bu, maslahata daha uygun olur. Aksi takdirde bir kardeşin diğer kardeşi Öldürmesi gibi bir durum ortaya çıkmış olur; Katil de maktul de din kardeşidirler. Eğer maktulun veli sine diyet alma ya da affetme fırsatı verilmeksizin kısas tatbik edilirse, o zaman maktulün velisi diğer manevi evladını (katili) da kaybetmiş olur. Şu halde kısas tatbik etmeksizin maktulün velisinin diyete razı olması ya da katili affetmesi, bir ruhsat, bir hafifletme ve bir rahmet olmaktadır.

Hataen adam öldürmenin cezası da Kur´an-ı Kerim´de belir tilmiş ve bu hususta Cenab-ı Allah şöyle buyurmuştur:

"Bir mü´min, bir mü´mini öldüremez, ancak yanlışlıkla olur sa başka. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine bir diyet vermesi gerekir. Eğer (Ölenin ailesi), bağışlar(diyetten vazgeçerlerse başka.(Öl-dürülen) mü´min, düşmanınız olan bir topluluktansa mümin bir köle azad etmek gerekir. Ve eğer sizinle kendileri arasında andlaşma bulunan topluluktansa, ailesine verilecek bir diyet ve mü´min bir köle azad etmek lazımdır. Bunları bulamayan kim­senin Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay ardı ardı na oruç tutması gerekir. Allah bilendir, hikmet sahibidir.

Her kim bir mü´mini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedi kalmak üzere(gireceği) cehennemdir: Allah ona gazap et miş, lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır!" (Nisa:92-93)

îşte böylece yüce Allah adam öldürmenin cezasını beyan bu yurmuş olmaktadır. Ayeti kerimenin ifade ettikleri hususların özeti şudur:

1- Kasten adam öldürmenin ahiret cezasına karşı kefareti yoktur.

2- Adam Öldürme suçu için ödenen diyet, maktulün müslü-man ailesine, ya da bizlere kendileri arasında zimmet ahdi bu lunan ailesine ödenir düşmana(bizlerle aralarında anlaşma bu lunmayan gayri müslimlere) gelince onlardan öldürülen bir kimse için ailesine bir diyet ödenmez çünkükendilerine diyet Ödenmesi durumunda onlar, bununla güçlenecek ve müslüman-lara karşı savaşmada o diyetten yararlanacaklardır.

3- Köleyi azad etmek ya da bedelini ödemek zaruridir. Bedel de 60 gün peşpeşe tutulan oruçtur. Bu ceza, hataen öldürme suçu için konulan bir keffarettir. Bu suç her ne kadar hataen işlenmişse de içinde tedbirsizlik kusuru da taşımaktadır. Zira katil, müslümanlardan bir şahsın yok olmasına sebebiyet ver miştir. Bu durumda yok olmasına sebebiyet verdiği şahsın yeri ne başka bir şahsa hayat vermesi gerekir. Hayat vermesi de di ğer şahsı hürriyete kavuşturması demektir ki, bu durumda su­çunun verdiği zararı telafi etmiş olsun.

Bu anlattıklarımız Kur´an-ı Kerim´de adam öldürme ile ilgili hükümlere kısa bir işaretten ibarettir. Bunu, peygamber efen dimizin açıkladığı kaste benzer adam öldürmenin diyetini Kur?an?ın konuyla ilgili diğer ahkamından ayırdetmek için an lattık. Çünkükasta benzer adam öldürmenin hükmühakkında Kur´an-ı Kerim´de her hangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Peygamber efendimiz bunu Mekke´nin fethi sırasında orada ikamet ettiği zaman müslümanlara açıklayarak şöyle buyur muştur:

"Vaadini gerçekleştiren, kuluna yardım eden yalnız başına grupları ve fırkaları hezimete uğratan Allah´a hamd olsun. Bi lesiniz ki, kaste benzer adam öldürme suçundan ötürüyüz deve diyet vermek gerekir."

Bir başka zamanda da şöyle buyurmuştu: "Bu durumda adam öldürmenin diyeti muğallazadır ki bu diyet içinde kırk hamile devenin de bulunması gerekir."

Bu tür öldürmelere fıkıhçılarm örfünde ´kaste benzer´öldür-me´ denmektedir. Peygamber efendimiz ise buna hataen Öldür me adını vermiştir. Bu, öldürmek için hazırlanmış aletlerden başka aletlerle meydana gelen öldürme olayıdır. Örneğin kırbaçla yada değnek veya taşla adam öldürme durnumunda buna hatayla Öldürme ya da kaste benzer öldürme denilir. Çünkü-normal olarak kırbaç veya değnek ya da taşla adam öldürül mez. Bu gibi aletlerle yapılan darplara günümüz hukukunda ´ölüme sebebiyet veren darplar´ denmektedir. Bu gibi aletlerle öldürme suçunun diyeti, peygamber efendimizin buyurduğu gi bi diyeti mugallazadır. Zira adam öldürme diyeti iki çeşittir. Öldürme cürmüne uygun düşen diyeti mugallaza, peygamber efendimizin de anlattığı gibi 4O´ı hamile olmak üzere 100 deve dir. Gayrı mugallaza diyete gelince, bu sadece evsafsız 100 de veden ibarettir. Yani bunların 40 tanesinin hamile olması şartı aranmaz.

Kaste benzer öldürmede gaye, adamı vurmaktır. Şu halde, vurmak hataen ya da kasıtsız değildir. Kasıt sabittir. Çünkü-vuran, vurmayı kastetmiştir. Ancak kullandığı vurma aleti, asıl itibarıyla öldürücüalet değildir, böyle olunca o, öldürme so nucunu istemiş sayılmamaktadır. Vurma neticesinde meydana gelen ölüm, onun amacı değildir. Bu nedenle meydana gelen öl dürme olayı, hataen öldürmeye benzemektedir ya da kasde benzer öldürme sayılmaktadır. Bu sebeble peygamber efendi miz buna: "Hataen yapılan kasıt" adını vermiştir. îşe başlan gıçta kasıtlı olarak girişilmiş, ancak öldürme gibi bir sonuç kas-tedilmemiştir.




Konu Başlığı: Ynt: Mekke-i Mükerreme ve Orada Haram Kılınan Şeyler
Gönderen: Sevgi. üzerinde 27 Ocak 2021, 02:00:09
Esselâmü Aleyküm. Bu bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah sizlerden razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Mekke-i Mükerreme ve Orada Haram Kılınan Şeyler
Gönderen: Ceren üzerinde 27 Ocak 2021, 23:09:17
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bizlere sunulan bu bilgilerden kardeşim..