> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Kureyşliler Haber Araştırıyorlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kureyşliler Haber Araştırıyorlar  (Okunma Sayısı 1064 defa)
19 Aralık 2009, 23:22:41
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Aralık 2009, 23:22:41 »



Kureyşliler Haber Araştırıyorlar

Rasulullah (s.a.v.) yoluna devam etti. 10.000 başka bir riva yete göre 12.000 müslümanla birlikte Merrüzzahran mevkiine varıp konakladı. Kureyşliler, olup bitenlerden habersizdiler. Ancak kendileriyle Hz.Peygamber arasındaki anlaşmayı boz­duklarından dolayı çeşitli görüşler ileri sürüyorlardı. Hiç bir şey hissetmediler, ancak bir şeyler olacağını bekliyorlardı.

işte o gecelerde Ebu Süfyan bin Harb, hakim bin Hüzam ve Büdeyl bin Verka el Huzai, durumu araştırmak ve bir haber el de etmek umuduyla keşfe çıktılar. Öyle anlaşılıyor ki bu üç ki şiden ikisi, üçüncüye muhalefet etmişlerdi. Çünkü Huzaahlara yardımcı olmasını sağlamak için Hz.Peygamber´in yanına git miş olan, Büdeyl´in kendisi idi. Zira Kureyşliler de, Huzaalılar-la savaşan Bekr oğullarına yardımcı olmuşlardı. Onları Beyt-i Haram´a kadar kovaladıkları halde Kureyşliler engel olmamış lardı.

Bu üç kişinin belki her üçü de haber araştırmak istiyorlardı, ama gayeleri farklıydı.

Kureyşliler Hz. Peygamberle ilgili haberleri araştırmaktay ken, sevecen ve barışçı bir insan olan Hz. Abbas, Kureyşlilere Hz.Peygamber´in yerini bildirmek için onlara bir haberci gön derme arayışı içindeydi. Onların gelip Hz.Peygamberden eman dilemelerini istiyordu ki savaş olmasın. Aksine, güvenlik ve ba rış olsun. Rasulullah (s.a.v.)e olan muhabbetinden cür´et alan Hz. Abbas şöyle diyordu: "Vallahi eğer Kureyşliler gelip kendi sinden eman dilemeden Rasulullah (s.a.v.) zorla Mekke´ye gire cek olursa, bu, Kureyşliler´in kıyamete kadar iflah olmayacak şekilde helakleri olur!" Böyle dedikten sonra Rasulullah (s.a.v.)in beyaz katırına bindi ve Mekke´ye haberci olarak gön­dereceği bir adamı bulmak için, çölde dolaşan işçileri veya oduncuları aramaya başladı. Etrafta adam aramaktayken Ebu Süfyan´ın sesini duydu. Kendisi mü´min olan Hz. Abbas´ın müşrik dostu Ebu Süfyanla nasıl karşılaştığını kendisinden dinleyelim:

"Rasulullah (s.a.v.)in katırı üzerinde yoluma devam etmek teyken Ebu Süfyan´ın sesini duydum. Büdeyl bir Verka ile kar şılıklı olarak konuşmaktaydılar. Ebu Süfyan: ´Bu geceki kadar çok ateş ve askeri daha önce görmüş değilim!´ diyor, Büdeyl de: Vallahi bu ateşi Huzaalılar yakmıştır´ diyordu. Buna karşılık Ebu Süfyan da: ´Huzaalılar bu kadar çok ateş yakacak ve bu kadar fazla asker bulunduracak güçte değildirler´ diyordu. Se sini tanıdım ve "Ey Ebu Hamala!" diye seslendim. O da benim sesimi tanıdı ve "Fadl´ın babası! Sen misin?" diye sordu. Ona dedim ki:

-Evet...

-Babam, anam sana feda olsun! Ne var? Arkandakilerden ne haber var?

-Yazıklar olsun sana ey Ebu Süfyan. arkamdaki Rasülüllah (s.a.v.)dır. arkasında büyük bir kalabalık var. Vallahi Kureyş-liler sabahleyin felakete uğrayacaklardır!

-Babam, anam sana feda olsun. Buna karşı bir kurtuluş yo lu var mı?

-Vardır.

-Nedir?

-Rasülüllah (s.a.v.)den başkası tarafından ele geçirilecek olursan, vallahi senin boynunu vururlar. Şu katırımın terkisi ne bin de seni Rasulüllah´a götüreyim ve kendisinden senin için eman dileyeyim."

Böyle dedikten sonra Hz. Abbas, peygamberimizin boz ka tırının üzerinde, Ebu Süfyan da terkisinde olduğu halde, müs-lümanlarm ateşlerinden her bir ateşin önünden geçerken "Kim bu?" diye soruyorlar; peygamberimizin katırını ve Hz. Abbas´ın da onun üzerinde bulunduğunu görünce,"Rasulüllah´ın amcası Rasulüllah´ın katırına binmiş" diyorlardı.

Hz. Ömer´in ateşinin yanından geçerken Hz. Ömer, ona ba kıyordu. Terkisinde Ebu SüfyanYgördü. Görür görmez "Allah düşmanı Ebu Süfyan! Seni ahidsiz ve akidsiz olarak ele geçir meye imkan veren Allah´a hamdolsun!n dedi. Sonra da Peygam­berimize doğru hızla gitti. Hz.Abbas da katırı tepip yürümesini hızlandırdı. Yavaş yürüyen hayvanın, yavaş koşan adamı geçe bileceği kadar Hz. Ömer´i geçti. Peygamberimizin yanına vardı. Hz. Ömer de izince gelip içeri girdi. Girer girmez "Ya Rasülül lah! Bu Ebu Süfyan´ı, Allah ahidsiz ve akidsiz olarak ele geçir me imkanını verdi. İzin ver de şunun boynunu vurayım" dedi. Hz.Abbas: "Ya Rasülüllah, ben ona eman vermişim" dedi, varıp peygamberimizin yanma oturdu. Hz.Abbas, Ebu Süfyan´ın başı nı tuttu ve "Vallahi bu gece benden başka hiç kimse bununla baş başa kalmasın" dedi.

Hz. Ömer, I$bu Süfyan hakkındaki dileğinde ısrar edince Hz. Abbas şöyle dedi: "Yeter ey Ömer! Vallahi Ebu Süfyan, Adiyy bin Ka´b oğullarından biri olsaydı, böyle söylemezdin. Fakat sen, onun Abd-ü menaf oğullarının erkeklerinden olduğunu bi­liyorsun da, böyle söylüyorsun!"

Hz. Ömer de ona şu cevabı verdi: "Sus ey Abbasî Vallahi ba bam Hattap sağ olup da müslüman olsaydı, ona, senin müslü-man olduğun gün, müslüman oluşuna sevindiğim kadar sevin-mezdim! Zira biliyorum ki Rasulullah(s.a.v)da, babam Hattap müslüman olsaydı, senin müslüman oluşuna sevindiği kadar sevinmezdi!17

Bundan sonra Rasulullah(s.a.v.), Hz. Abbas´a: aEy Abbasî Ebu Süfyan´ı konak yerine götür. Sabahleyin yanıma getir" de di. Abbas, onu kendi konak yerine götürdü. Sabahleyin de alıp Rasulullah´ın yanma götürdü. Rasulüllah (s.a.v.) onu görünce: "Yazıklar olsun sana ey Ebu Süfyanî Senin için, Allah´tan baş ka ilah bulunmadığını öğrenme zamanı daha gelmedi mi?" di ye sordu. Ebu Süfyan: "Babam, anam sana feda olsun. Ne ka dar yumuşak huylusunî Ne kadar ali cenapsınî Akrabalık bağ larına ne kadar da riayetkarsın.1 Vallahi eğer Allah´tan başka tanrı bulunsaydı, beni zararlardan korur ve bana fayda verir dir deyince Rasülüllah(s.a.v.): "Benim Allah Rasulü olduğu mu Öğrenme zamanın gelmedi mi?" diye sordu. Ebu Süfyan: "Vallahi bu konuda şu ana dek içimde biraz şüphe vardır!" de yince Hz. Abbas: ´Yazıklar olsun sana ey Ebu Süfyanî Boynun vurulmadan müslüman ol ve Allah´tan başka tanrı bulunmadı-, gına, Muhammed´in de O´nun elçisi olduğuna şehadet getir!" dedi. Ebu Süfyan da hak şehadette bulunup müslüman oldu.

Hz. Abbas, Peygamber efendimize: "Ya Rasulüllah! Ebu Süfyan övülmeyi seven bir kimsedir. Ona bir şey lutfetsen ol maz mı?" diye sordu. Kan akıtılmamasım isteyen peygamber efendimiz, bu öneriyi kabul edip şöyle dedi: "Ebu Süfyan"ın evine giren güvenliktedir. Kapısını kilitleyip evinde oturan kim se güvenliktedir. Mescid-i Haram´a giren kimse güvenliktedir.

Ebu Süfyan Mekke´ye dönmek üzere yola çıkarken Hz. Pey gamber, Abbas´a: "O´nu, vadinin daraldığı yerde atların sıkışa sıkışa geçtiği dağ boğazının yanında tut da müslümanların, Allah ordusunun ihtişamını görsün" dedi. Hz. Abbas da onu, vadinin dar boğazına götürüp orada bekletti. Her kabile kendi sancağıyla oradan geçti. Her bir kabile geçtiğinde Ebu Süfyan "Bu hangi kabiledir, ya Abbas?" diye soruyordu. Nihayet yeşil sancağıyla Rasulullah(s.a.v)m kabilesi geldi. Üzerlerindeki zırhlardan sadece gözleri görünüyordu. Ebu Süfyan şaşkına dönüp, "Suphanallah, bunlar da kim?" diye sordu. Hz. Abbas; "Bu Rasulullah´tır. Muhacirlerle ensar arasında bulunuyor duk diye cevap verdi.

Ebu Süfyan: "Ey Abbas! Yeğenin Muhammed´in saltanatı gi bi bir saltanatı bu güne kadar görmedim., Ona pek büyük bir saltanat verilmiş. Bunlara hiç kimse dayanamaz ve güç yetire-mez!" deyince Abbas şu karşılığı verdi: "Ey Ebu Süfyan! Bu saltanat değil, peygamberliktir!" Ebu Süfyan da: Evet... Bunu biliyorum" dedi.

Bu hadiseyi uzun uzadıya anlattık. Çünkü bu, iki dostun karşılaşması hadisesiydi. Her ikisi de Mekke-i Mükerreme´yi savaştan korumak için haber araştırıyorlardı. Abbas (r.a.), ge lip Hz.Peygamberden ve iman ordusundan eman dilemeleri için Kureyşlilere gidecek ve onları bu işe teşvik edecek bir haberci arayışı içindeydi. Maksadı, Harem´de kendilerini savaşla değil, fakat iman etmek ya da eman dilemekle himaye etmelerini sağ lamaktı.

Ebu Süfyan, haberleri araştırıyordu. Çünkü O, Hudeybiye muahedesine muhalefet edip hiyanette bulunduktan sonra, içinde bir korku hissetmeye başlamıştı. Kendi ittifakına giren kimseleri korumak için Hz. Muhammed´in mutlaka bir şeyler yapacağını biliyor ve olacakları bekliyordu. Hz. Muhammed, iki taraf arasında yapılan barış akdine riayet etmiş, ama kendileri akdi çiğneyip bozmuşlardı. Şu halde bu akid, onlara reddedil miş durumdaydı. Bozdukları bir akid ile kendilerini müdafaa etmelerine imkan yoktu.

Evet... iki dost karşılaştı. Bu, hayırlı bir karşılaşma olmuş tu. Çünkü karşılaşma, Ebu Süfyan´m müslüman olması ve razı ettikten sonra Hz. Peygamberin tarafına geçmesiyle sona er mişti. Ama bu şekilde sona ermesi için Hz. Abbas çok gayret sarfetmişti. Özellikle Hz. Ömer´in Ebu Süfyan´a öfkelenip sal dırmak istediği esnada çok zorlanmıştı. Ama onun Hz. Ömer´e: "Eğer Ebu Süfyan, Adiyy oğullarından olsaydı böyle davran mazdın!^ deyişini de onaylamıyoruz. Çünkü Hz. Ömer, Hak söz karşısında akrabalığa prim verecek bir insan değildi. Hz. Peygamber onun hakkında şöyle demiştir: "Cenab-ı Allah, hak kı, Ömer´in dili ve kalbi üzerine yazmıştır!"

Her ne kadar böyle konuşmuştuysa da Hz. Abbas, Ebu Süfyan´ı kazanmakla hikmetli bir siyaset yapmıştı. Çünkü böyle bir siyaset izlemek kan akıtılmasını ve savaşın patlak vermesi ni Önlemişti. Bundan sonra Hz. Abbas, çabucak Kureyşe gidip onları teskin etmesi için Ebu Süfyan´ı teşvik etmiş ve ona: "Ça bucak kavmine gidip onları kurtar" demişti. Ebu Süfyan, Mek ke´ye geldiğinde en yüksek sesiyle Kureyşlilere şöyle seslenmiş ti: "Ey Kureyş topluluğu! Asla güç yetiremeyeceğiniz ve karşı koyamayacağınız bir kuvvet üzerinize geliyor! Ebu Süfyan´ın evine giren, güvenliktedir!.."

Kureyşliler ona: "Allah seni kahretsin! Senin evin bize ne fayda sağlayacak?!´." dediler. O da Hz. Peygamberin sözünü naklederek şöyle dedi: "Kapısını kilitleyip kendi evine kapanan kimse güvenliktedir. Mescid-i Haratn´a giren kimse de güven liktedir!"

Böylece gönüller, îslamı kabule hazır hale geldiler. Ancak kalplerini kin kemiren, cahiliyet güdülerinin etkisinde ka...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kureyşliler Haber Araştırıyorlar
« Posted on: 25 Nisan 2024, 18:50:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kureyşliler Haber Araştırıyorlar rüya tabiri,Kureyşliler Haber Araştırıyorlar mekke canlı, Kureyşliler Haber Araştırıyorlar kabe canlı yayın, Kureyşliler Haber Araştırıyorlar Üç boyutlu kuran oku Kureyşliler Haber Araştırıyorlar kuran ı kerim, Kureyşliler Haber Araştırıyorlar peygamber kıssaları,Kureyşliler Haber Araştırıyorlar ilitam ders soruları, Kureyşliler Haber Araştırıyorlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes