๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 17:01:51



Konu Başlığı: Kervan Yerine Kuvvet
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 17:01:51
Kervan Yerine Kuvvet


Abdullah bin Ebi Rebia, Ikrime bin Ebi Cehil, Safvan bin Ümeyye ve Bedir gününde babaları, ya da oğulları öldürü len kişilerden oluşan bir heyet toplanarak Ebü Süfyan´ın yanı na gittiler. Yeni savaşta kendilerine kumandanlık etmesini is tediler ve kendisiyle bu hususta konuştular. Hezimete uğramış oldukları büyük Bedir savaşında kumandanlık, Ebu Cehl ile Ukbe bin Muayt arasında paylaşılmaktaydı. Bu defa kuman­danlığı tek elde, yani Ebu Süfyan´ın elinde birleştirmek istedi ler. Geride kalan büyüklerinin başında Ebu Süfyan gelmek teydi. Çünkü(kervanlarını kurtaran oydu. Kurtarılan kervanın mallarının, büyük Bedir yenilgisinin öcünü almak için feda edilmesini istiyorlardı. Ebu Süfyan´a giden bu heyet, kervan sahiplerine hitaben şöyle dediler: "Ey Kureyş topluluğu! Mu-hammed sizin dostlarınızı Öldürdü. Seçkinlerinizi yok etti. Onunla savaşıp öç almak için bu kervandaki mallarınızla bize yardım edin." Mal sahipleri, savaş malzemeleri ve savaş teçhi zatı temin edilmesi için mallarından feragat ettiler. Heyet sa vaş teçhizatını ve savaşçıları hazırladı. Çünkü Kureyşliler eski itibarlarını geri almadıkça zillet, utanç ve mahcubiyet altında kalacaklarını çok iyi bilmekteydiler. Kureyş´in bütün boyları ve evleri toplanıp bir araya geldiler. Herkes bir savaşçı verdi. Sa vaş için hazırlık yaptı, tslamiyeti her ne kadar kökünden kazı-yamasalar bile, Medine´ye Öldürücü darbe indirmek için gerekli hazırlığı yapıyorlardı. Hesaplarına göre mü´minlerden öç ala cak, şeref ve itibarlarını geri kurtaracak ve üzerlerindeki utanç lekesini sileceklerdi.

Kinane ve Tihame kabileleri ile, mızrakla savaş tecrübesi olan bir çok Habeşlileri de yanlarına aldılar. Bunlar arasında Allah´ın arslanı Hamza´nın katili Vahşi de vardı. Kendisine Kureyş´i tehdit etmekte olan Hamza´yı, keskin kılıcıyla öldür düğü takdirde azad edileceği vaad edilmişti. Savaşmak için de ğil-, sadece Hamza´yı gözetlemesi için görevlendirilmişti. Bir bakıma hile ile Öldürme görevini üstlenmişti, yoksa maksadı savaşmak değildi. Bunlar Mekke etrafındaki kabileleri ve Ha beşlileri yanlarına almakla yetinmemiş, aksine Medine´deki Evs kabilesine mensup bazı müşriklerden de yardım vaadi al mışlardı. Çünkü Evs kabilesine mensup bazı müşrikler de, tıp kı bu Kureyşliler gibi, müslümanlara karşı kin gütmekte idiler. Bunlar münafıklık yapmaya, iki yüzlü görünmeye razı olma mış, düşmanlıklarını açıktan açığa devam ettirmek yolunu seç­mişlerdi. Katade´nin rivayetine göre, Ben-i Salebe´nin kar deşi Ebu Amir bin Sayfi, Hz. Peygamberden uzak kalmak için, yanına Evs kabilesinden elli kişiyi de alarak Medine´den çıkmıştı. Bu adam Hz. Peygamberin Medine´ye gelişinden önce oradan ayrılmıştı. Kureyşliler kendisine; "Eğer Medine´ye dö nersen, kabilenden hiç kimse sana karşı çıkmaz ve sana muha lefet etmez. Aksine senin emrine girerler" dediler.

Böylece müslümanlara karşı üçbin kişi civarında asker top lanmış oldu. Beraberlerinde ikiyüz at ve ikiyüz de süvari bulu nuyordu. Halid bin Velid sağ cenaha, İkrime bin ebi Cehil d e sol cenaha kumanda edecekti. Bunlar Hz. Peygamberin, din hamiyyeti ile ve manevi ruhtan destek alarak sayı ve teçhizatın üzerinde bir kuvvetle zorluklara karşı göğüs gererek savaşmakta olduğunu biliyor ve görüyorlardı. Beraberlerine, kendile rine moral bakımından güç verecek kadınlarını da almayı uy gun gördüler. Çünkü böylece, kadınların yanında cehpeden kaçmaktan utanacak ve kadınlarını müslümanlara esir bırak mamak için var güçleriyle savaşacaklardı.

Ebu Süfyan bin Harb, kumandan olarak yola çıktı. Zevcesi Utbe kızı Hind´i de yanına aldı. Hind müslümanlara karşı bü yük bir intikam duygusu besliyordu. Çünkü babası, kardeşi ve oğlu müslümanlar tarafından öldürülmüştü. Ebu Cehil´in oğlu Ikrime de onlarla birlikte sefere çıkmıştı. Beraberinde Haris´in kızı Ümmü Hakim adındaki zevcesi de vardı. Kureyş içinde şeref ve asalet sahibi kimseler de bunlar arasına katılmışlardı. Bunlar askerleri teşvik etmek ve cepheden kaçmalarını önle mek için gelmişlerdi. Kısacası, sayı, silah ve teçhizatları mü kemmeldi ve ayrıca yanlarında kendilerini müslümanlara karşı kışkırtacak ve savaşta onlara cesaret verecek kadınları da var dı. Çünkü onlarda, müslümanlarda bulunan manevi kuvvet ve iman gücü bulunmuyordu. Bunun yerine savaşta kendilerini yüreklendirmek, askerlere de savaş şevki vermek için kadınlar dan şairlerden ve hatiplerden yardım bekliyorlardı. Savaşta kendilerini cesaretlendirmek için Ebu Azze Amr bin Abdul lah el- Cemhi´yi de yanlarına almışlardı. Bu adam büyük Be dir savaşında esir alınmış, Hz. Peygamber tarafından hiçbir fidye alınmaksızın serbest bırakılmıştı. Çünkü yoksul ve çoluk çocuğu kalabalık olan bir kimseydi. Hz. Peygambere dil uzat masın ve müslümanlarla yapılacak savaşta müşriklere yardım cı olmasın diye Hz. Peygamber tarafından serbest bırakılmıştı. Fakat müşrikler onu, Hz. Peygambere verdiği bu sözden cay dırdılar. Safvan bin Ümeyye: "Ey Ebu Azze, sen şair bir adamsın. Dilinle bize yardım et, bizimle birlikte cepheye gel" demişlerdi.

Ebu Azze, Safvan´a şu karşılığı vermişti:"Muhammed beni fidyesiz olarak serbest bıraktı. Ona karşı sizleri teşvik et mek ve askerlerinizi onlarla savaşmaya kışkırtmak istemiyo (rum.7)´

Safvan bu defa kendisine şöyle hitap etmişti: "Hiç değilse varlığınla bize yardım et, şahsınla bize destek ol. Allah´a söz veriyorum ki, eğer bu savaştan salimen dönersen kızların için sana yardım ederim. Eğer öldürülürsen kızınla kızlarımı bir tutarım. Bollukta ve sıkıntıda hep onların koruyucusu olurum"

Ebu Azze çaresiz kalarak onlarla birlikte sefere çıktı. O ve başka şairler Kinane Oğullarını Kureyş askerlerine katılmaya ikna ettiler. Onları, Hz. Peygamberle savaşmak için kışkırttı lar.

Öyle görülüyor ki, Hz. Peygamber, onların yola çıktıklarını haber almıştır. Rivayetlerin çoğuna göre bu sefere katılmayan Abdulmuttalib oğlu Abbas hazretleri bir mektupla, Kureyş-liler´in, beraberlerindeki müttefikleriyle birlikte müslümanlar-la savaşmak üzere yola koyulduklarını Hz. Peygambere bildir miştir. Ayrıca Hz. Peygamberin etrafa gönderdiği adamları da vardı. Bunlar müşriklerin islam´a karşı kurdukları planları Hz. Peygambere bildiriyorlardı. Yola çıkan kervanlardan sefere ko yulan ordulardan müslümanları haberdar ediyorlardı. Fakat Peygamber efendimiz olacakları bekledi. Onlar yola çıkınca, kendisi de karşılarına çıkacaktı. Onlar işe başlamadan, kendisi başlamak istemiyor ve yerinden ayrılmıyordu. Kureyş ordusu yola koyuldu ve sonunda Medine´ye geldi. Medine´nin yakınla rındaki tarlalara ve mezarlara girdiler. Müslümanlara karşı meydan okurcasına, atları ve develeriyle ekinleri çiğnemeye başladılar.