> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti  (Okunma Sayısı 1372 defa)
14 Aralık 2009, 15:51:48
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 14 Aralık 2009, 15:51:48 »



Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti



En Büyük Tecelli


Peygamber efendimiz, Allah tarafından alemlere rahmet bir elçi olarak gönderilmeden önce, şu iki hususa özen gösterirdi:

1- Peygamber efendimiz oyun ve eğlenceyle ilgilenmezdi. Bu hava içinde büyüyüp yetişkin bir insan oldu. Sonra çobanlık yaptı. Kendisini ibadete veren zahid bir kimse oldu. İnsanlar dan uzaklaştı. Ancak toplumun hakları gerektirdiği zaman or taya çıkardı. Bir muhtaca yardım etmek, darda kalan bir kim senin imdadına koşmak, ihtiyaç sahibi bir kimsenin ihtiyacını gidermek, misafiri ağırlamak veya akraba ziyaretini yapmak gerektiği zaman uzletgahmdan çıkar, üzerine düşen görevi ye rine getirirdi. İnsanların arasına karışarak vaktini öldürmez uzlete çekilmeyi tercih ederdi. Böylece diğer ihsanları lekeleyen şeylere bulaşmamış olurdu. Çünkü o temiz bir insandı. Rabbi onu en güzel şekilde terbiye etmişti. Onun bi´setten önceki ya şantısı, kendisini peygamberliğe aday bir insan haline getir mişti. Bunun işareti de şuydu: Hiçbir kötülüğü hoş karşılamaz, kimseye kötü söz söylemez, hayasızlık yapmaz, kimseyle tartış maz, beklenen peygamberin kendisi olduğu hususunda hiç kimseyle münakaşaya girişmezdi. Hem uzletinde, hem toplum için deki bütün davranışlarında sevecen ve insanlarla iyi ilişkiler kuran bir kimseydi. Kureyşliler onun hakkını takdir etmişlerdi.

Hira Mağarası´nı kendisi için ibadet yeri edinmişti. Orada çokça ibadet eder, Allah´a yönelirdi. Kureyşliler´in putlara tap makta olduklarını görünce kendisi Allah´a ibadet ederdi. Putla ra tapmayı hoş gören Kureyşliler´in durumlarından anlaşıldığı na göre, aralarında Hanif dinine mensup olanlar dışında kim senin ibadet konusunda bir gayreti ve düşüncesi yoktu. Ya da putlarına tapmak için tenha bir yer aramazlardı. Bu, tarihen sabit değildir. Bunu anlatan herhangi bir rivayet de yoktur. Onları çevreleyen olaylardan ve yaşadıkları durumlardan anla şıldığına göre, bunlar ibadet huşunda atalarının tatbik ettikleri yöntemleri, düşünmeden ve neticesi üzerinde tefekkür etme den, olduğu gibi tatbik ederlerdi. Halbuki, bu işi düşünerek yapsalardı, bir kısmı halvet ve uzlete çekilse de, çokları putlara tapmaktan vazgeçip yüce Allah´a ibadet ederlerdi. Çünkü bu hususta azıcık düşünmekle karanlıklardan kurtulup aydınlığa kavuşurlardı. Putların dalaletinden kurtulup aydınlığa vahda niyetin hidayetine kavuşurlardı. Ama onlar maddeci kimseler idiler. "Dünya hayatımızdan başka bir hayat yoktur. Biz diril tilecek değiliz." (En´am: 29) diyorlardı.

Her ne kadar bazı kalem sahipleri, Kureyş müşriklerinin tek başlarına uzlete çekilerek putlarına ibadet ettiklerini söylüyor-larsa da, bu, îslamiyete leke sürmek isteyen ve ona nakise ge tirmek arzusunda olan kimselerin sözüdür. Bunu, Hz. Muham-med (sav)´in yaptıklarını küçük göstermek isteyen kimseler söylerler. Onlar, gerçekleri batıl ile karıştırarak, hakikatleri çarpıtarak konuşurlar.

Abdullah oğlu Muhammed (sav) kendini ibadete veren ve fazlasıyla ibadet eden bir kimseydi. Rızkını rahatça temin edip Hatice´nin kendisine verdiği mal ile yaptığı ticareti yoluna ko yup, kendi kontrolü altında başkalarım çalıştırmaya başladık tan ve ticari seyahate bizzat çıkma mecburiyetinden kurtul duktan sonra, artık ticari seyahatlere çıktığı görülmemiştir. Yirmi beş yaşına vardıktan sonra artık ticari seyahatlere çık mamış ve kendini tamamıyla ibadete vermişti. Yaşı ilerledikçe ibadetini daha da arttırıyor, insanlardan uzaklaşıp uzlete çekiliyor, şehvetlerden ve lezzetlerden uzak duruyordu. Ama helali da kendine haram etmiyor, bazı lezzetlerden tamamıyla mah rum kalmıyordu. İsrafa -kaçmadan, gurura kapılmadan yiyip içiyordu. Nitekim bu metodu kendi şeriatinde de insanlara açıklamıştı. O, getirmiş olduğu şeriatıyla birlikte alemlere rah met olarak gönderilmişti.

Yılın bir ayını, kendi ibadeti için ayırarak Hira Mağarasına kapanırdı. Cahiliyetleri döneminde Hira Mağarası Araplar için bir mabed haline gelmişti. Nitekim Ibn Kesir´in, "el-Bidaye ve´n-Nihaye" adlı eserinde de şöyle denmektedir: "Resulullah (sav), her sene bir ay süreyle Hira Mağarasına kapanıp ibadet ederdi. Orası, cahiliyetleri döneminde, adeta Kureyşliler´in bir mabedi olmuştu. [1] Cahiliyet döneminde Kureyşliler mutlaka Hira Mağarası´na gidip ibadet etmeyi gerekli görürlerdi. Belki de bunu, Hac menasikinin bir parçası olarak kabul ediyorlardı. Muhammed (sav) de orasını ibadeti için uygun bir yer olarak seçmişti. Çünkü yıl boyunca oraya hiç kimseler uğramazdı. Orası Beyt-i Haram gibi değildi.

Çünkü o şerefli Beyt-i Haram hergün insanlar tarafından tavaf edilirdi. Sahih haberlerde nakledildiğine göre, Peygamber efendimiz sayılı gecelerde ibadet eder ve Ramazan ayı boyunca ibadetten ayrılmazdı. İbadete başlarken önce Beyt-i Haram´a gidip orayı tavaf eder, büyük miktarlarda sadakalar verir, muhtaçlara yemek yedirir, sonra Hira dağındaki mağaraya gi dip oraya kapanırdı. O mağara gerçekten yüksek bir yerdeydi. Şimdi dahi aşağılardan o mağaraya bakan bir kimse, kendini zorlamadan oraya çıkamayacağını anlar. Bu da gösteriyor ki, Cenab-ı Allah, Muhammed (sav)´e vücut kuvveti, dayanma gü cü ve ibadet konusunda büyük bir şevk vermişti. Buna ancak azim sahibi kullar katlanabilirlerdi. Ramazan ayı sona erince evine dönmek üzere iner, önce Beyt´i Haram´a uğrayıp burayı tavaf eder, yanında arta kalan azık-larını sadaka olarak verir di. Geriye kalan yemeklerini muhtaçlara yedirir di. Sonra da te miz ve iffetli zevcesi Hatice´nin yanına döner, onda sükunet bu lurdu.

Siyer haberlerine dair sahih rivayetlerin tümündeki ifa delerden anlaşıldığına göre, Peygamber efendimiz azığını ha zırlayarak tek başına Hira Mağarası´na gider, orada i´tikafa girerdi. Ailesinden ve arkadaşlarından uzakta, tek başına Rabbi-ne yönelirdi. Bir ve tek her türlü noksanlıklardan münezzeh olan, ortağı ve benzeri bulunmayan Allah´a yönelirdi. Bir ay bo yunca ailesinden uzakta kalır, bu ibadet süresinin sonunda ai lesine dönerdi.

Fakat îbn îshak´ın "Siref´indeki ifadelerden anlaşıldığına göre o, kendi aile efradıyla birlikte Hira mağarasına gidermiş, îşie size îbn îshak´ın bu konuda söyledikleri: ^Resulullah (sav) efendimiz her yıl bir ay süreyle ibadet eder, kendisine gelen düşkünlere yemek verirdi. Bir aylık ibadet süresini tamamla dıktan sonra, evine dönmeden Kabe´ye uğrar ve onu yedi kez, ya da Allah´ın dilediği miktarda tavaf ederdi. Nitekim Cenab-ı Al lah´ın kendisine ikramda bulunmak istediği ay gelince, o ayda kendisine risalet görevi verildi. O ay, Ramazan-ı Şerif ayıydı. O ayda Resulullah (sav) efendimiz ailesiyle birlikte Hira Mağara-sı´na gitmişti. " [2]

Bu ifadelerden anlaşıldığına göre Peygamber efendimiz, ai lesi yanında değilken ilahi vahye mazhar olmuştur. Vahyin gel mesinden önce Hira mağarasında ailesi kendisiyle beraber bu-lunurmuş. Ancak bu ifadeler îbn Ishak´ın siretinden başka ki taplarda görülmemektedir. Çünkü i´tikaf ve uzlet, ancak aile ef radından uzak olma halinde gerçekleşebilir.

Bu nedenle îbn îshak´ın görüşünü kabul edemiyoruz. Her ne kadar Hira Mağarası´na ailesiyle birlikte gitmiş olması ve aile sinin kendisiyle sohbet ettikten sonra yanından ayrılması ve onu ibadetiyle başbaşa bırakmış olması mümkün ise de, biz yi ne îbn îshak´m söylediklerini reddetmekten yanayız.

Şimdi de Buhari´nin "Sahih"inde ve diğer sahih hadis kitap larında nakledildiği şekliyle bu haberi aktarıyoruz. Buharı, mü´minlerin annesi Aişe (ra)´nin şöyle dediğini rivayet eder:

"Peygamber efendimize gelen ilk vahiy, uyku halindeki sadık rüyadır. Onun rüyaları sabah aydınlığı gibi açık ve net olurdu. Sonra uzlete çekilmekten hoşlandı. Yalnız başına Hira Mağa rası´na çekilir, sayılı gecelerde orada kendini ibadete verirdi. Ailesine dönmeden ibadetle meşgul olur, orada kalacağı zamaniçin azığını önceden temin eder, ibadetini tamamladıktan son ra da Hatice´nin evine dönerdi. Bu hali hakkın (vahyin), Hira Mağarasında kendisine gelmesine kadar devam etti. [3]

Buhari´nins Resulullah´m sevgili zevcesi Aişe´den naklettiği bu rivayet, gerçeğe en yakın ve en kuvvetli rivayetlerdendir. Bu rivayet üç şeye işaret etmektedir:

1- Peygamber efendimiz Hira Mağarası´ndayken ve yanında ailesi yokken kendisine vahiy gelmiştir. Bu rivayette anlatıldı ğına göre, Peygamber efendimiz, Hira´da kalacağı müddet için azığını önceden hazırlar, ama ailesini yanına almazdı.

2- Hira Mağarası´ndaki ibadeti Allah´a yöneltirdi.

3- Nefsinin saflaşması neticesinde, sadık rüyalar görmüştür. Burada iki soru akla gelmektedir:

a- Peygamber efendimiz her yıl bir ay müddetle Hira mağa rasında ibadete çekilmeye ne zaman başlamıştır?

b- Vahiy nasıl gelmeye başlamıştır? Ruhü´l-Kudüs (Cebrail) ilk olarak ona ne getirmiştir? Cebrail´i ilk olarak sadık rüya şeklinde mi, yoksa ayan beyan ve apaçık bir şekilde mi görmüş tür? Şimdi kısaca bu iki soruyu, açıklamaya çalışacağız:

a- Peygamber (sav) efendimiz daha gençliğinden itibaren Al lah´a yönelmiş, Ondan başkasına ibadet etmemiştir, ibadetin anlamını kavradığı yaştan itibaren abid bir kimse olmuş ve iba detini devam ettirmiştir. Bu ibadeti sayesinde, yaratıcının ya­ratılanlar üzerindeki haklarını öğrenmiştir. O, yaratıkları üze rinde düşünerek Allah´a ibadet ederken O´nun yarattığı kainat üzerinde fikir yorarak doğru yolu bulmuştur. Her ne kadar ilk aşamada doğru ibadetin yolunu bulamamış olsa da, bunu te-debbür ve tefekkür neticesinde bulmuştur. Zaten ilk aşamada ne şekilde ibadet edileceğini bilmek, aklı aşan bir şeydir. Bu doğru yolu bulabilmek için mutlaka nakillere dayanmak gere kir. Önce de işaret ettiğimiz gibi, Peygamber efe...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:27:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti rüya tabiri,Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti mekke canlı, Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti kabe canlı yayın, Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti Üç boyutlu kuran oku Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti kuran ı kerim, Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti peygamber kıssaları,Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´seti ilitam ders soruları, Peygamber Efendimizin(a.s.) Bi´setiönlisans arapça,
Logged
23 Şubat 2021, 02:07:09
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 23 Şubat 2021, 02:07:09 »

Esselamu aleyküm.binler salatu selam peygamber efendimizin üzerine olsun inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes