๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 20 Aralık 2009, 17:05:36



Konu Başlığı: İbret ve Terbiye
Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Aralık 2009, 17:05:36
İbret ve Terbiye

Uzun olmasına rağmen Ka´b bin Malik´in hadisini anlattık. Çünkü bu hadis, yaptığı hatadan ötürü pişmanlık duyup tevbe eden bir nefsin Serencâmını anlatan bir hadistir; hatadan son ra duyulan pişmanlığın hadisidir. Nitekim sofiler derler ki: Ki şide zillet ve boynu büküldük meydana getiren bir hata, onda nazlılık meydana getiren taatten daha hayırlıdır. Çünkü hata sından dolayı Ka´b bin Malik Allah´a ve Resulüne karşı zillet duyup boynu bükülmüştü. Nefs-i levvamesinin, kendisini Allah ve Resulünü hoşnud etmeye yönelttiğini hissetmişti. 50 gece süreyle bütün saatlerinde Allah´ı zikrederek beklemişti. O süre nin her anında, vicdanında bir yaranın kanamakta olduğunu anlamıştı. Peygamber efendimizin ve diğer insanların çarşıda, pazarda kendisine yönelttikleri bakışta da bu yarayı hissetmiş ti. Ama yine de o nefsini frenleyip sabretmişti. Gassan Melikin den kendisine gelen mektupta, İslam´dan dönüp Gassanlı hıris-tiyanlara iltihak etmesi halinde tekrar eski şerefine kavuşacağı va´dediliyordu. Ama o bu teklifi de bir imtihan olarak görüyor du. Ortalığın kızışmakta olduğunu anlamıştı. îşte Ka´b bin Ma lik ve arkadaşlarının kıssası iki şeye delalet etmektedir.

1- Peygamber (s.a.v.) efendimiz, Ka´b bin Malik ile iki arka daşında, savaşa katılmama hususunda mazeret beyan eden za yıf imanlı münafıklarda görmediği iyi hasletleri görmüştü. Ka´b bin Malik, kalbindeki bütün şeyleri açıklamış ve Peygamber efendimizden -yalan mazeretler uydurarak- af dilememişti. Peygamber efendimize karşı yalan söylemek istememişti. Onun davranışları temiz, kalbi arınmıştı. Ancak kalbine azıcık bir kir bulaşmıştı ki bunun da giderilmesi mümkündü, fakat bu kirli kalple, tevbesinin Allah ve Resulü tarafından kabul edilmesi imkansızdı. Peygamber efendimiz onun tevbe-i Nasûh ile tevbe etmesini arzuluyordu. Sadık imanlı müminin inanç ve yakinine yaraşan da böyle bir tevbe idi. Evet, bu şekilde sağlam bir tev be yapabilmesi için de 50 gecelik bir sürenin geçmesi icab edi yordu. Bu süre zarfında Ka´b sanki itikafa girmişti. îtikafında kendini sırf Allah´a yöneltmişti. Nihayet insanlar bu üç kişi den, yani Ka´b ile arkadaşlarından alakalarını kesmiş ve onlara boykot ilan etmişlerdi. Kâ´b´m iki arkadaşı itikafa girer gibi yapmışlardı. Fakat Kâ´b, insanlar arasında dolaşmaya devam ediyordu. Dolaşıyordu ama arkadaşları arasında ve aile bireyle ri arasında garip bir kimse gibiydi. Nihayet Peygamber efendi miz tevbelerini kabul buyuranca insanlar onlarla yeniden ilişki kurdular,

2- Bu haberin bize anlattığı bir gerçek vardır ki o da, insanın diğere kimselerle birlikte yaşamak için yaratılmış olduğu ger çeğidir, insan, başkalarının yüreklendirici bakışlarına, moral takviyesine, onların güler yüzlü olmalarına ihtiyaç hisseder. Ama manevi protesto, kötü kimselere verilen cezanın meydana getiremediği etkiyi, seçkin kimselerin kalbinde meydana geti rir. Peygamber (s.a.v.) efendimizin: "Sizden her kim şer-i şerife uymayan kötü bir davranış görürse onu eliyle değiştirsin. Eğer gücü yetmezse diliyle; diliyle de gücü yetmezse kalbiyle karşı koysun!" mealindeki hadisi şerifte sözü edilen kalbî protestoyu küçümseyenler hatalıdırlar. Hadisi şerifte anlatılan o üç kişiye karşı uygulanan ceza, sırf kalbi bir ptotestodan ibaretti ki o da çevredeki insanların yüzlerinde ve organlarında tezahür etmiş ti. Ama sözlerinde tezahür etmemişti.

Peygamber (s.a.v.) efendimizin koymuş olduğu bu cezaya bi zim de ittiba etmemiz gerekmektedir. Yani kötü kimselere kar şı güleryüzlü davranmamız, günah irtikâb eden kimselerin yü züne gülümsemememiz icab etmektedir. Böyle yaptığımız tak dirde belki de onların vicdanları etkilenip kemdini kınayacak tır. Peygamber (s.a.v,) efendimizin, kalplerinde bulunan azıcık manevi kirden ötürü o üç kişiye böyle bir cezayı tatbik ettiğini okuyup anladığımıza göre, ne diye biz, zamanımızdaki kötü kimselere böyle bir cezayı tatbik etmiyoruz? Kötü kimselerle ilişkilerimizi koparamıyorsak, hiç değilse onlardan yana olma mamız, zalimliklerine rağmen çevrelerinde durmamamız ge­rekmektedir. Kendilerine destek olmasak bile çevrelerinde dur mamız bile bizi onların grubundan kimseler olarak gösterir. Yaptıkları kötülüklerde onlara yardımcı olmasak bile onların yolunda yürümüş sayılırız. Çevrelerinde bulunup kendileriyle ülfet etmekle, aslında onlara yardım etmiş oluruz. Peygamber (s.a.v.) efendimiz kötülerin çevresinde bulunan kimseleri uya rarak şöyle diyor: "Zalim kimseyle birlikte yürüyen adam ce henneme doğru koşmuş olur!"



Konu Başlığı: Ynt: İbret ve Terbiye
Gönderen: Sevgi. üzerinde 25 Ocak 2021, 00:36:48
Esselâmü Aleyküm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: İbret ve Terbiye
Gönderen: Mehmed. üzerinde 26 Ocak 2021, 16:16:41
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri hak yoldan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: İbret ve Terbiye
Gönderen: Es-Sabur üzerinde 27 Ocak 2021, 07:41:38
Hayatta hatalardan ibret alınmalı her zaman doğru yol bulunmalıdır bu ancak bizi kurtuluşa erdirir


Konu Başlığı: Ynt: İbret ve Terbiye
Gönderen: Ceren üzerinde 27 Ocak 2021, 22:56:07
Esselamu aleyküm.rabbim bizleri İslam yolunda peygamber efendimizin sünnetine tabi yaşayan kullardan eylesin inşallah...