๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Aralık 2009, 16:09:46



Konu Başlığı: Hz- Peygamber´in Elçisi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Aralık 2009, 16:09:46
Hz- Peygamber´in Elçisi


Kureyşlilerden Resulullah´a elçiler geliyordu. Bunların bazı sı, durumu ve mesajları Kureyşlilere, olduğu gibi aktarıyordu. Bazısı da mesajları ve gördükleri durumu çarpıtarak Kureyşli lere aktarıyordu. Hz. Peygamber de göndereceği bir elçi vasıta sıyla onlara mesaj iletmek, durumlarını ve niyetlerini Öğrenmek istiyordu. Böylece onlara neler yapabileceğini, delil ve bel gelere dayanarak tespit etmek istiyordu.

Hz. Ömer´e baktı. O, iyi bir elçi olurdu. Cahiliyet devrinde de kabileler arasında Araplarla diğerleri arasında elçiliklerde bulunmuştu. Ancak şirke ve putperestliğe karşı sertliği ve ödün vermezliği bilindiği için, müşriklere elçi olarak gittiği takdirde ne gibi durumlarla karşılaşabileceğinin hesabını yapıyordu. Onu yakalayıp hapsedebilirlerdi. Dolayısıyla Peygamber efen dimizin kendisine tevdi edeceği elçilik görevini hakkıyla ifa et meyebilirdi. Bu sebeple, Peygamber efendimizin emrini redde dici bir eda ile değil de, durumu arzedici ve açıklayıcı bir edayla şöyle konuştu: "Ey Allah´ın Resulü! Kureyşlilerin bana bir kö tülükte bulunmalarından korkuyorum. Mekke´de Adiy bin Ka´b Oğullarından beni koruyacak bir kimse yoktur. Ayrıca Kureyş-liler de benim kendilerine karşı ne kadar katı ve düşman oldu ğumu bilmektedirler. Fakat onlara karşı benden daha güçlü bir şahsı sana gösterebilirim ki o da Affan oğlu Osman´dır."

Resulullah (sav), Osman´ı çağırdı. Kureyşin eşrafına ve Ebu Süfyan´a onu elçi olarak gönderdi. Muhammed (sav)in savaşmak için değil, sadece hürmet ve ta´zimde bulunarak Ka be´yi ziyaret etmek için geldiğini onlara bildirecekti.

Osman, elçilik görevini ifa etmek üzere Mekke´ye gitti. Ken disinde sertlik ve kabalık bulunmayan bir insandı. Emeviler´den olduğu için, o kabilede kendisini koruyup himaye altına alacak akrabaları vardı. Mekke-i Mükerreme´ye girişte veya girmeden önce Mekke yolundayken ilk olarak, Emeviler´den Ebaıı bin Said bin el-As ile karşılaştı. Aralarındaki akrabalık bağı nedeniyle Eban onu sevgiyle karşıladı. Zaten Osman´ın kendisi de sevecen bir arkadaştı. Eban, onu himayesine ala rak Mekke´ye götürdü. Osman, onun himayesi altında Resulul-lah´m mesajını Kureyşlilere ve Ebu Süfyan´a iletti. Resulullah´ın savaşmak için değil, hürmet ve ta´zimde bulunarak Ka­be´yi ziyaret etmek için gelmiş olduğunu onlara söyledi. -

Red ve protesto etmeksizin sözünü dinlediler. Kendisine ya kın ilgi gösterdiler. Huzur ve güven içinde Kabe´yi tavaf edebi leceğini söylediler. Ne var ki Osman, Peygamber (sav) böyle bir imkan sahip kılınmamışken tek başına Kabe´yi tavaf etmeyi kabullenmedi ve takvalı, iki nur sahibi Osman: "Resulullah (sav) tavaf etmedikçe ben kendim Kabe´yi tavaf etmem\n dedi. Böylece Resulullah (sav)m kendisine tevdi buyurduğu elçilik görevini ifa etmiş oldu. Ama Kureyşliler onu yanlarında alıkoy dular.- Eziyet vermek için değil, belki de kendisiyle istişarede bulunmak veya bazı konularda açıklamalar yapmasını istemek veya dostlukla sevgi gösterisinde bulunup ağırlamak için onu yanlarında alıkoymuşlardı,

Osman´ın Kureyşlilerce alıkonulduğu sırada, müslümanlar arasında Osman´ın müşriklerce öldürüldüğü haberi yayıldı. Bunun üzerine panik içinde çeşitli fikirler belirdi, yayıldı. Baş langıçta arzu edilmediği halde müslümanların kalbinde savaş arzusu doğmaya ve bu yoldaki istekleri artmaya başladı.