๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 23:29:22



Konu Başlığı: Hz. Peygamberin Duası ve Duasının Kabulü
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 23:29:22
Hz. Peygamberin Duası ve Duasının Kabulü


"Yoksa siz, sizden önce geçenlerin durumu başınıza gelme den cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuştu. Öyle sarsılmışlardı ki, nihayet peygamber ve onunla birlikte inananlar: "Allah´ın yardımı ne zaman?" di yecek olmuşlardı.. İyi bilin ki, Allah´ın yardımı yakındır" (Bakara: 214)

Hz. Peygamber ile beraberindeki mü´minler büyük sıkıntıya düşmüşlerdi. Yirmi gece kadar muhasara altında kaldılar. Ay rıca Kurayza Oğulları da, bilinen hıyaneti işlemişler, büyük bir kıta asker ile, Hz.Peygamberin evine saldırmaya yeltenmişler di. Fakat bu sıkıntı sadece mü´minlerin üzerinde değildi. Aynı şekilde şirk ordusu da şiddetli soğuk ile pençeleşmekteydi. Azıkları azalmış, binekleri helak olmuştu. Ayrıca birbirleri hakkında kötü zanda bulunmaya başlamışlardı. Öyle ki Mek-keli müşriklerin lideri ve sözcüsü olan Ebu Süfyan, şöyle de mişti: "Vallahi siz kalınacak yerde değilsiniz. Bineklerimiz ve davarlarımız helak oldu. Kurayza Oğulları bizimle ittifak et­mişlerdi. Fakat ittifaklarına riayet etmiyorlar."

Mü´minler, imanları nedeniyle sabrediyorlardı. Fakat müş-riklerinse bu eziyetlere katlanmalarına hiçbir sebep yoktu. Kendilerini teselli edecek imandan yoksundular. Hz. Peygam ber, sürekli olarak rabbine yöneliyor ve ona müracaatta bulu nuyordu. O zorlu hallerde durumunu rabbine arzediyor, ona yalvarıp yakarıyor ve çeşitli dualarda bulunuyordu. Nitekim dualarına Cenab-ı Allah icabet etti: "Bana dua edin ki size ica­bet edeyim."

O sıkıntılı durumda Hz. Peygamberin yapmış olduğu dualar dan birini Ahmed bin Hanbel şu şekilde rivayet eder: "Allah´ım avretlerimizi muhafaza et. Korkularımızı güvenliğe çe vir."

Buhari ve Müslim´in Sahih´lerinde yer alan dualarından biri de şudur: "Ey Kitab´ı indiren ve hesabı çabuk gören Allah´ım! Düşmanları hezimete uğrat. Allah´ım onları yenilgiye uğrat. Onlara sarsıntı ver ve bizi onlara karşı koru"

Yine Buhari ´nin Ebu Hureyre´den rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber o zorlu anlarda şöyle dua etmişti: "Allah´tan başka tanrı yoktur. O ordusunu güçlendirdi. Kulunu te´yid etti. Birleşik grupları tek başına mağlup etti. Ondan sonra hiçbir şey yoktur."

Cenab-ı Allah, Resulünün duasına icabet etti. Dua ibadettir. Resulün ibadetinden daha halis daha temiz ve daha saf bir iba det düşünülebilir mi?

Cenab-ı Allah çok soğuk bir günde, müşriklerin üzerine şid detli bir fırtına gönderdi. Bir taraftan da, melekler o müşrikle rin kalplerine korku yayıyor, onları birbirine düşürüyordu. Bu nun üzerine Gatafanlılar Kureyşliler´den kopmuşlardı. Kuray-zalılar, Mekkeli müşrikler hakkında türlü zanlarda bulunmuş lardı. Rivayete göre, Kurayzalılar paniğe kapılarak Hz. Pey gamberden barış isteğinde bulunmak üzere elçi göndermişlerdi. Nadir Oğulları´nı yine eski yerlerine kabul etmesi için öneride bulunmuşlardı. Kendilerine bir korku gelmiş ve kalpleri dur muştu. Fırtına onları paniğe düşürmüştü. Ebu Süfyan şöyle diyordu: "Görüyorsunuz ki şu fırtınanın şiddetinden tencerele rimiz ocak üstünde duramıyor. Ateşlerimiz yanmıyor. Gelin Mekke´ye dönelim. Doğrusu ben dönüyorum!" Yardımsız, des teksiz ve perişan bir vaziyette geri döndüler. Eşyalarını yerle rinde bıraktılar. Mü´minlerden öc alamadılar. Attıkları oklarla altı mü´mini şehid etmişler, mü´minler de onlardan 3 kişiyi öl dürmüşlerdi. Ölen müşriklerden biri de, birkaç kişiye bedel olan Amr bin Abd-i Vüd idi. Onu, İslam kahramanı Hz. Ali öldürmüştü.

Hendek savaşının sona erişi Kur´an-ı Kerim tarafından şu şekilde açıklanmaktadır:

"Allah, inkar edenleri öfkeleriyle geri çevirdi, hiçbir hayra eremediler. Allah savaşta (rüzgar ve meleklerin yardımıyla) müzminlere yetti. Allah güçlüdür, üstündür." (Ahzab 25)

Cenab-ı Allah Hendek savaşını ve neticelerini şöyle bildiri yor: uEy inananlar, Allah´ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir zaman size ordular gelmişti de biz onların üzerine bir rüz gar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıkla rınızı görmektedir"(Ahzab 9)

Böylece dağınık gruplardan oluşan müşrik ordularının baş lattığı Ahzab savaşı (Hendek muharebesi) sona ermişti. Bu sa vaşla Arap Yarımadası kökten sarsılmıştı. Müşrikler her taraf ta İslam´ın kökünü kazıyacaklarını, müslümanları Medine´den söküp atacaklarını ilan etmişler, ama perişan bir vaziyette geri dönmüşlerdi. Paniğe kapılmışlar ve Rablerinin büyük mucizele rini görmüşlerdi.

Vakıdi´nin "Kitab-ül Mağazi" adlı eserinde nakledildiğine göre, Ebu Süfyan Mekke´ye döndükten sonra, Ebu Seleme el-Cüşemi ile, Hz. Peygambe´re şu mektubu göndermişti:

"Ey Allah! Senin isminle başlarım. Ya Muhammedi Ben Lafa, Uzza´ya, İsafa, Naile´ye ve Hübel´e yemine derim ki, se nin kökünü kazımak ve bir daha dönüp seninle uğraşmamak için bütün topluluğumuzun, ordularımızın başında senin üze rine yürümüştüm. Fakat gördük ki, bizimle karşılaşmak iste miyorsun. Hendekler kazıp yolları ve geçitleri daraltmışsın. Ne olurdu bu planları sana öğreteni bir bilseydim. Fakat biz yine dönüp geleceğiz. Uhud günü gibi kadınların dahi size karşı za fer kazandığı bir günü, size tekrar göstereceğiz*"

Hz. Peygamber de ona şu cevabı verdi:

"Allah´ın Resulü Muhammed´den Harb oğlu Ebu Süfyan'a:

Şimdi senin mektubun bana geldi. Nefsin seni eskiden beri Allah´a karşı hep aldatıp duruyor. Sen, bütün topluluğunuzun ve ordunuzun başında bize geldiğini ve kökümüzü kazımadıkça dönmek istemediğini hatırlatıyorsun. Bu Öyle bir iştir ki, Allah, seninle yapmak istediğin o iş arasına giriyor ve bize de Lat ile

Uzza adını ağzına alamayacağın kadar güzel bir akıbet ve so nuç hazırlıyor.

Kazmış olduğumuz hendeğin, kim tarafından Önerildiğini soruyorsun. Hiç şüphesiz, seni ve senin arkadaşlarını kızdır mak için onu bana yüce Allah ilham etti! Elbet ve elbet sana öy le bir gün gelecek ki, o günde Lafı, Uzza´yı, İsaf ve Naile ile Hübel´i kıracağım. Ve o gün ben bunları sana hatırlatacağımı"