๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 17:03:38



Konu Başlığı: Hz. Peygamber Mü´minleri Savaşa Hazırlıyor
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 17:03:38

Hz. Peygamber Mü´minleri Savaşa Hazırlıyor


Hz. Peygamber, sayı bakımından çoğunlukta olan ve kendile rine güvenip büyüklük taslayan düşmanla karşılaşacağı yerle rin durumunu öğrenmek istedi. Ordusunun düşman ordusunun geçeceği yerden geçmemesi için, uygun olan yeri bulmaya çalış tı. Buhari ve Müslim´in Sahihlerinde rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber: "Bizi düşmana uğratmayacak bir yoldan geçi rerek, düşmana hakim bir tepenin üzerine götürebilecek birisi var mı?" diye sordu. Ebu Heyseme,"Ben varım ya Resulul-lahn dedi ve yürümeye başladı, islam ordusunu Harise kabile sinin taşlık arazisinden geçirerek Nihayet Merba bin Kay-zi´nin arazisine geldi. Merba, münafık ve kör bir adamdı. Hz. Peygamber ile beraberindeki müslümanların oradan geçtikleri ni hissedince müslümanların yüzlerine toprak savurmaya baş ladı. Hz. Peygamber (sav)´e: "Eğer Allah´ın Resulü isen, tarlam dan geçmeni helal etmiyorum" dedi ve sonra da bir avuç toprak alıp: "Vallahi bu toprağın, etrafındaki adamlara değil de sade ce senin yüzüne isabet edeceğini bilseydim mutlaka yüzüne savururdum" diye ekledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber´in ya nında bulunan ashab onu Öldürmek için koşmaya başladılar. Ama Hz. Peygamber onları durdurarak şöyle dedi: "Onu öldür meyin. Çünkü bunun hem gözü, hem de kalbi kördür." Fakat bu arada Peygamber efendimizin etrafındakiler acele davrana rak onu dövmüşler ve ellerindeki yay ile kafasım varmışlardı.

Hz. Peygamber Medine dışına çıkma kararını mü´minlerin görüşlerine uyarak vermiş ve yola koyulmuştu. Askerleri sava şa başlamadan önce onlara, görüşlerine uyduğunu ve bu nedene le savaş zırhını giydiğini hatırlatmıştı. Askerleri de uygun yer lere yerleştirmişti.

Bazı mü´minler Hz. Peygamberi, Medine dışına çıkmaya zor ladıklarını hissetmiş ve: "Rasulullah Medine de kalmamızı em-retmemişti. O, her şeyi Allah´ın kendisine bildirdiği vahiy ile bizden daha iyi bilmektedir" demişlerdi ve Medine´de kalma fikrinin vahye dayalı ilahi bir emir olduğunu sanmışlardı. Fa kat daha sonra imanlarının güçlü olmasından dolayı: "Eğer du rum böyle olsaydı, Hz. Peygamber bu hususta kimseye danış-mazdı" dediler. Çünkü Allah´ın kesin emir, ya da yasağının bu lunduğu bir meselede insanların görüşüne müracaat edilmez. Ancak savaş ve taktik konusunda Resulullah görüş belirtebilir di. Bu nedenle onların fikirlerine müracaat etti ve çoğunluğun görüşünü benimsedi. Çünkü bu bir şura işiydi.

Öyle görülüyor ki, onlar bu düşüncelerinden dolayı görüşle-´ rinden vazgeçmişlerdi. Ama şuranın anlamı, tereddüt etmek değildi. Çünkü tereddüdün arkasından hezimet gelir. Azmin ol madığı yerde tereddüt olur. Azim ise ordunun kuvvetini gös terir. Hz. Peygamber onları, tereddüt etmemeleri gerektiği hu susunda uyarmış ve peygamberlik hikmeti uyarınca onlara şöy le demişti: "Bir peygambere, savaş zırhını giydikten ve düşma na karşı çıkmaya izin verdikten sonra, savaşta geri dönmek ya raşmaz. Ben sizi Medine´de kalmaya davet etmiştim, ama ço ğunluk mutlaka düşmana karşı çıkma konusunda birleşti. Öy leyse savaş ve zorluk anında sabredip Allah´a karşı gelmekten sakınmalısınız. Allah size ne emrettiyse ona bakın,Hz. Pey gamber, bu sözlerinden sonra beraberindeki mü´minlerden olu şan ordusuyla Medine dışına çıktı. Bu savaşta, önce de söyledi ğimiz gibi, müşriklerin sayısı üç bin civarındaydı. Buna karşılık müslümanların sayısı, -aralarına karışan münafıklarla bir likte- ancak bin kişi kadardı. Zühri´nin rivayetine göre, Ensar-dan bazıları müttefikleri olan yahudilerden yardım almak hu susunda Resulullah (sav) dan izin istemişlerdi. Fakat Resulul-lah (sav) : "Bizim onlara ihtiyacımız yokturl" demişti. Çünkü Hz. Peygamber, ordusunun, inançlarını savunmak uğruna sa vaşmak isteyen kimselerden teşekkül etmesini istemişti. Ayrı ca noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah bir ayetle şöyle buyurmuştur: "Ey inananlar, kendinizden başkasını kendinize dost edinmeyin; onlar sizi bozmaktan geri durmazlar. Size sı kıntı verecek şeyleri isterler. Onların ağızlarından öfke taşmak tadır. Göğüslerinde gizledikleri (kin) ise daha büyüktür." (Ali-imran: 118)

Zafer kazanmak, yolundaki bir peygamberin yahudilerden yardım istemesi uygun olmazdı. Onunla Kaynuka Oğullan olan yahudiler arasında öyle olaylar cereyan etmişti ki, sonunda on ları Medine´den sürgün etmek mecburiyetinde kalmıştı. Çünkü Allah, yahudilerin sürgün edilmelerini farz kılmıştı.