๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 16 Aralık 2009, 17:53:54



Konu Başlığı: Hüzün Yılı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 16 Aralık 2009, 17:53:54
Hüzün Yılı





Mekke-i Mükerreme´nin lideri durumundaki Ebu Talib ile, Peygamber efendimizin zevcesi, müzminlerin annesi Hatice´nin vefat ettiği yıla, Peygamber efendimiz hüzün yılı adını vermiş ti. Hüzün yılında o, iki büyük dostunu ve teselli kaynağını kay betmişti. Bunların vefatlarından sonra, hısım ve akrabaları içinde, onların yerlerini dolduracak kimse çıkmamıştı. Çünkü bu iki kişi, ondan hiçbir yardım ve desteği esirgemiyorlar, her türlü eziyetlerden koruyorlar, müşriklerin tutumundan dolayı duyduğu teessürleri gidermeye çalışıyorlardı. O, bu iki kişinin varlığıyla sükun ve huzur buluyordu.

Peygamber efendimizin hayatını inceleyenler, Ebu Talib´in, yeğeni Muhammed´e gösterdiği şefkati, hiçbir babanın kendi evladına bile göstermeyeceğini anlar. Ebu Talib, yeğeni Hz. Muhammed´in davetine icabet etmemiş olduğu halde, yine de ona şefkat göstermiş ve onu himaye etmişti. Söylenildiğine göre o, Kureyşliler´in hakaret ve kınamalarından çekindiği için Pey gamber efendimizin çağrısına cevap vermemiştir. Şüphesiz Al-lahü Teala bu durumu bilmekteydi. Aslında bütün bu olup bitenler, Muhammedi davete taalluk eden şeylerdi. Belki de Ebu Talib, Peygamber efendimize ve onunla birlikte iman edenlere yapılan eziyetleri hafifletmek için kavminin eski dininde gö rünmeyi uygun bulmuştu.

Eğer Ebu Talib, Hamza, Ali, Osman ve diğer Abdü Menaf oğulları gibi Muhammedi davete iman etmiş olsaydı, Peygam ber efendimizi koruyamaz ve Kureyşliler´in saldırılarını geri püskürtemezdi. Çünkü müslüman olsaydı, Kureyşliler onu da düşmanları arasında görecekler, dolayısıyla onun otoritesine boyun eğmeyeceklerdi. Görünürde müşriklerin dininde idi, ama gerçekte müslüman olup olmadığını ancak yüce Allah bilir. Kalplerde gizli olan şeyleri bilmeye gücümüz yetmediği için, onun mü´min mi, yoksa kafir mi olduğunu bilemiyoruz. Fakat görünüşte o, imana davet edilmiş, ama icabet etmemiştir.

Peygamber efendimiz şu sözüyle, Ebu Talib´in himayesini hayırla yadetmiştir: "Ebu Talib hayattayken Kureyşliler bana eziyet edemediler. Onun vefatından sonra yapmış oldukları ezi yetleri, hayatında iken bana yapamamışlardı."

Mü´minlerin annesi Hatice, işler sarpa sardığı ve kavminden şiddetli muhalefet gördüğü zaman Peygamber efendimiz için huzur ve sükun kaynağı olmuştu. Peygamber efendimiz, kav minin küfür ve düşmanlığının şiddetlendiği zaman, yorgun ola rak evine döner, orada´ şefkatli zevcesi Hatice´nin güler yüzüyle karşılaşırdı. Hatice, onu şu sözlerle teselli ederdi: "Andolsun ki, Rabbin seni yalnız bırakmayacak ve perişan etmeyecektir. Çünkü sen, akrabalarını ziyaret eder ve yardıma muhtaç olan lara yardım elini uzatırsın. Zamanın musibetlerine karşı fela-feetzedelere yardımcı olursun. Onların gönüllerini hoşnut eder, sıkıntılarını giderir, mahzun kalplerini sükunete kavuşturur sun."

Hz. Muhammed (sav)´e bağlı olan Hatice´nin bu tatlı ve hik metli sözleri, zor günler geçiren Peygamber efendimiz için en büyük teselli olurdu. Gerçekten de Hatice onu sükun ve huzura kavuştururdu. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur:

"Onun ayetlerinden biri de, kaynaşmanız için, size kendi ne fislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koy masıdır." (Rum: 21)

Hüzün yılı, ravilerin kesin ifadelerine göre hicretten üç yıl Öncedir. Namaz bu yıldan sonra farz kılınmıştır. Çünkü Ebu Talib ile Hatice´nin vefatı Miraç olayından Öncedir. Allahü Tea-la adeta iki sevgili dostunun kaybından dolayı çok üzülen elçi sini, Miraç olayı ile teselli etmek istemiştir. Yine bu olayla yüce Peygamberimiz, asıl ve kalıcı dostun yalnızca Allah olduğunu görmüş, sadece O´nun himayesinin kalıcı ve ebedi olduğunu an lamıştır.

Peygamber efendimizin siyerini yazanların bir çoğu Miraç hadisesinin üzerine kudsi şeyler söylemişlerdir. Çünkü bu gece esnasında tevhidle ilgili îslami farizalar -ki bu da namazdır-açıklanmıştı. Bu konuda tbn Kesir, Tarih-i Kebir adlı eserinde şöyle der:

"Beyhaki diyor ki... Hatice ile Ebu Talib, hicretten üç yıl Ön ce, yani boykottan kurtuludukiarı yıl vefat etmişlerdir. Hatice, Ebu Talib´den otuzbeş gün önce vefat etmiştir. Rivayete göre Zühri şöyle demiştir: ´Hatice, Peygamber efendimizin Medine´ye hicretinden Önce Mekke-i Mükerreme´de vefat etmiştir. Bazıları ise namazın farz kılınmasından önce vefat ettiğini söylemişler dir. Ben de derim ki, onların bu sözleri, Hatice´nin Miraç gece sinde namazın farz kılınmasından önce vefat etmiş olduğunu gösteriyor. Bizce de en münasip olan, Beyhaki ile diğerlerinin söyledikleri gibi, Ebu Talib ile Hatice´nin Miraç hadisesinden önce vefat etmiş olmalarıdır."



Konu Başlığı: Ynt: Hüzün Yılı
Gönderen: Ceren üzerinde 13 Şubat 2021, 02:00:59
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bizlere bu bilgileri sunan kardesimizden....


Konu Başlığı: Ynt: Hüzün Yılı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 13 Şubat 2021, 12:44:00
Ve aleykümüsselam Peygamber Efendimiz bu dünyada yaşanabilecek acı sıkıntılardan bir çoğunu yaşadı ama asla yılmadı Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hüzün Yılı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 14 Şubat 2021, 07:38:01
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri Peygamber efendimiz'in hayatını örnek alanlardan eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim