> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler  (Okunma Sayısı 1020 defa)
19 Aralık 2009, 16:17:13
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Aralık 2009, 16:17:13 »



Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler


Hudeybiye barışından sonra iman eden bazı kadınlar, hicret ederek Resulullah (sav)m yanına geldiler. Resulullah onları ge ri çevirmedi. Çünkü onlar, barış anlaşması gereğince geri çev rilmeleri gerekenlerin kapsamına girmemekteydiler. Velisinin izni olmadan gelip de iade edilmeleri gerekenlerin statüsüne tabi değildiler. Bununla ilgili olarak, müslüman kadının- ister kitabi olsun, ister müşrik olsun- kafir bir erkeğin nikahı altın da kalmasını haram kılan ayet-i kerime nazil olmuştu. Bu ayet-i kerimede Cenab-ı Allah şöyle buyurmaktadır:

uEy inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin. Hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. Onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar o inkar cılara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. İnkarcı ların bu kadınlara verdikleri mehirleri iade edin. Bu kadınla rın mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenme nizde bir engel yoktur. İnkarcı kadınları nikahınızda tutmayın. Onlara verdiğiniz mehri isteyin. İnkarcı erkekler de hicret eden inanmış kadınlara verdikleri mehri geri istesinler. Allah´ın hükmü budur. Aranızda o hükmeder. Allah bilendir, Ha-kim´dir.

Ey mümin erkekler! Eğer inkar eden eşlerinize sarfettikleri-nizden inkarcılara bir şey geçecek olursa ve siz de üst durumda olursanız, ganimetten, eşleri giden mümin erkeklere sarfettikle-ri miktar kadarını verin. İnandığınız Allah´a karşı gelmekten sakının." (Mumtehine: 10-11)

Hafız İbn Kesir der ki: iman etmiş kadınlar, Hz. Peygambe rin yanma geldiler. Cenab-ı Allah da şu ayet-i kerimeyi inzal buyurdu: "Ey inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse, onları deneyin..." Yukarıdaki ayet-i kerimenin, uîn-karcı kadınları nikahınızda tutmayın7" diye emreden kısmına gelindiğinde Hz. Ömer, müşrike olan iki karısını boşadı. Bu kadınlardan biriyle Muaviye bin Ebi Süfyan, diğeriyle de Safvan bin Ümeyye evlendi. Sonra da Peygamber efendimiz Medine´ye döndü.

Hudeybiye´de olup bitenleri anlatırken Ibn Kesir şöyle de miştir: "Bu nedenle dedik ki: Müslüman kadının gayrı müslim erkekle; müslüman erkeğin de müşrike kadınla evlenmesinin karam kılmışı, Hudeybiye sulhunun imzalanmasından sonra olmuştur,

Yukarıda mealini vermiş olduğumuz ayet-i kerime, üç şeye delalet etmektedir:

1- Müslüman kadının, -ister kitabi ister müşrik- kafir bir er kekle evlenmesi caiz değildir. Kitabi kimse, kafirdir. Gerçekleri yanlışlıklardan ayırd edemeyen, müslüman düşmanı hıristi-yanları dost olmak veya onlara şirin görünmek arzusunda ol dukları için ipe sapa gelmez laflar eden bazı çağdaş yazarların vehmettikleri şeylerin hakikatle ilgisi yoktur.

Hıristiyan bir kimse; Muhammed (sav)i, ona indirilen hü kümleri ve Allah´ın birliğini inkar eder.

Yahudi bir kimse de Kur´an-ı Kerim´i ve Muhammed (sav)i inkar eder. Cenab-ı Allah yahudileri, Kur´an-ı Kerim´de küfür evsafıyla nitelemiştir. Noksanlıklardan münezzeh olan yüce Rabbimiz buyurmuştur ki:

aAndolsun ki, Allah üçten biridir" diyenler kafir olmuştur." (Maide: 73)

"Kitab ehlinden ve putperestlerden olan inkarcılar, inkarla rından vazgeçecek değillerdi"(Beyyine:1)

Müslüman kadının gayr-ı müslim erkekle evlenmesini caiz görenler, Islami çerçevenin dışına çıkmış olurlar. Çünkü onlar Kur´an-ı Kerim´i, dini zaruretlerden biri olarak bilinen ve müs-lümanlarca üzerinde icma´ edilen bir hususu inkar etmişlerdir.

2- Müslüman bir erkeğin müşrike olan bir kadınla evlenmesi caiz değildir. Müşrike bir kadınla evli bulunan bir erkek, bu karısından ayrılsın. Yukarıdaki ayet-i kerimeden kastedilen bu manayı Hz. Ömer anlamış ve nikahı altında bulunan iki müşrike kadından ayrılmıştı. Bu boşanmayı da şu ayet-i kerimenin yasağına dayanarak yapmıştı:

"Kafire kadınları nikahınızda tutmayın)" (Müntehine: 10)

Yani aranızda evlilik varsa, kafirlerin evlilik bağım elinizde tutmayın. Çünkü ayet-i kerimedeki "Keuafir" kelimesi "Kafire" yani (inkarcı kadın) kelimesinin çoğuludur. "Kafir", yani (in karcı erkek) kelimesinin çoğulu değildir. Çünkü akıl sahibi bir insanın sıfatı olan (kafir) kelimesinin (kevafîr) şeklinde çoğul yapılması mümkün değildir. Bu sıfat, yani (kafir) kelimesi an cak (kevafîr) şeklinde çoğul yapılabilir.

Tıpkı (Fatıma) kelimesinin (Fevatim) şeklinde ve (kafile) ke limesinin de (kevafîl) şeklinde çoğul yapılışı gibi.

Şu halde ayet-i kerimedeki (kevafîr) kelimesiyle, müşrike ka dınlar kastedilmiştir. Çünkü bu, şu aşağıdaki ayet-i kerimeyle, ehl-i kitap kadınları nikahlamanın mübahlığıyla uyum sağla maktadır.

"İnanan hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kitap verilenle rin hür ve iffetli kadınları -zina etmeksizin ve gizli dost tut-maksızın ve mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helaldir" (Maide:5)

3- Bu şer´i hüküm gereğince nikah akdi feshedildiğinde, müşrik kocalara, sarfetmiş oldukları masrafları geri verilir. Mehirleri, kendilerine iade edilir. Çünkü İslam´ın gereği olarak yapılan nikah feshi, bu durumda zevce tarafından yapılmış gibi sayılmakta ve dolayısıyla mehrin, (müşrik) kocaya iadesi ge rekmektedir.

Buna karşılık İslam´ın hükmü gereğince kocaları müslüman olan müşrike kadınların nikahlan fesh edilirse, mehirlerini ko calarına müslümanlarm geri vermeleri gerekir. Çünkü kocaları İslam´a girdiği halde kendileri İslam´a girmekten imtina etmiş, haklarını zayi etmjş, dolayısıyla kocalarının masraflarının kar şılığını vermekle yükümlü kılınmışlardır. Çünkü bu durumda ayrılığın sebebi, zevcenin kendisidir.

Müslümanlar, İslam´ın hükmüne boyun eğerler. Bu durum daki kocalara, vermeleri gereken masrafı geri verirler. Çünkü İslam´ın özü olan adalet ve barış akdi, dosta da düşmana da eşit davranmayı öngörür. Bunu emreden yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"Bir topluluğa olan öfkeniz, sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adil olun. Bu, takvaya daha yakındır." (Maide:8 )

Fakat iman ehli kimseler, müşrike kadınla müslüman koca arasındaki nikah akdinin feshi durumunda ödenmesi gereken masraf ve mehri müşriklere ödemeyi tekeffül etmezler. Kur´an-ı Kerim de, ödemeyeceklerini hükme bağlamıştır. Bu durumda yapılması gereken şudur: Müşriklere ödenmesi gereken meb lağ, beytülmal´den alınır, müşrike olduğu için nikahları fesh edilen mümin erkeklerden, mehirlerini geri almamış olanlara verilir. Bundan da anlaşılıyor ki, İslam´ın hükmü gereğince ni kahı feshedilen müşrik erkeklere geri verilmesi gereken mehri Beytülmal ödeyecektir. Çünkü bu, genel şer´i bir hükmün infa zıdır. Ayrıca bu, Hudeybiye´de akdedilen anlaşmanın ruhunun da bir gereğidir.

Müşriklikte kalmakta ısrar eden zevce dolayısıyla evlilik ak di feshedilen kocanın mehrini geri vermek, müşrik toplumunun üzerine borç olur. Ödemedikleri takdirde, mümin toplumun on lara ödemekle yükümlü oldukları mehirler meblağından bu miktar mal çıkarılır ve hak sahibi olan mümin kocaya ödenir. Aşağıdaki ayet-i kerimenin açıklaması da budur:

"Ey mümin erkekler! Eğer inkar eden eşlerinize sarf ettikleri nizden inkarcılara bir şey geçecek olursa ve siz de üst durum da olursanız, ganimetten, eşleri giden mümin erkeklere sarfet-tikleri miktar kadarını verin." (Mumtahine: 60/11)

Bu ayetin manasıyla ilgili açıklamaları Ibn Kesir tefsirin den aldık.

Bu hüküm, işaret yoluyla bize şunu ifade ediyor:

Nikah feshinin sebebi eğer zevce ise, evlenirken yapılan masrafı uygun bir hesapla takdir edip kocasına geri öder. Bu uygunluğu.kadı belirler. Asr-ı Saadette bunun takdiri mü´min cemaat tarafından yapılırdı. Yine bu işaret gereğince şöyle bir hükme varıyoruz: Dinsiz bir kadının kocası müslümanlığa girer ama kendisi İslamiyet´e veya kitaplı başka bir dine girmeye ra zı olmazsa; kocasının kendisine yapmış olduğu masrafları veya semavi bir dine girmeyi kabul etmediği için sebep olduğu zarar ları ödemesi gerekir.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler
« Posted on: 24 Nisan 2024, 16:47:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler rüya tabiri,Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler mekke canlı, Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler kabe canlı yayın, Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler Üç boyutlu kuran oku Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler kuran ı kerim, Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler peygamber kıssaları,Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümler ilitam ders soruları, Hudeybiye´de Sabit Olan Hükümlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes