> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Hezimet Sonra Da Zafer
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hezimet Sonra Da Zafer  (Okunma Sayısı 1109 defa)
19 Aralık 2009, 23:46:53
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Aralık 2009, 23:46:53 »



Hezimet Sonra Da Zafer


islam ordusu Huneyn vedisine doğru ilerledi. Orası muhtelif yol ve vadileri bulujıan bir mıntıkaydı. Müslümanlar Tihame vadilerinden birinde ilerlediler. İlerlediler derken yuvarlandı lar demek daha uygun olur. Çünkü vadinin diplerine kadar düştükleri oldu. Hevazinli askerler ise onlardan önce Huneyn vadisine varıp çeşitli yerlerine gizlenip siper kurmuş ve dar bo ğazları ele geçirmişlerdi. Savaşa hazırlıklı olup korunma ted­birlerini almışlardı. Müslüman ordusunun baş tarafında, Sü-leym oğullarının komutanı Halid bin Velid vardı. Bunlar, çeşitli tuzaklarla örülü vadide ilerlerken vakit sabah olup çevre henüz iyice âydmlanmamıştı. Bu yarı karanlık ortam içinde ilerle mekteyken üzerlerine Hevazinliler çullandılar, ani bir saldırıya uğradılar. Hevazinliler aniden hep birden baskın yapmışlardı. Beklenmeyen bu sürpriz olay çok acı ve şiddetli olmuştu. Müs lümanlar biribirlerine bakamadan geri dönüp kaçmış ve dağıl mışlardı. Peygamber efendimiz ordunun sağ tarafına çekilerek şöyle seslenmişti: "Ey insanlar! bana gelin. Ben Allah´ın Resu lü olan Abdullah oğlu Muhammed´im!"

Ama insanlar habire kaçışıyorlardı. Biribirlerini ezip çiğneyenler dahi olmuştu, fakat Medine´den getirilmiş olan ilk Mü minler, ordunun düzenini bozmamış ve panik yaratmamışlar dı. Ordunun arasına Mekke´nin fethinden sonra katılanlar pa niğe kapılıp düzeni bozmuşlardı. Kimin ne olduğu belirsizdi. Herşey birbirine karışmıştı. Peygamber efendimizin yanında Ebu Bekir, Ömer ve Haşim oğullarından gerçek iman sahibi se kiz kişi sebat etmişti, onun yanından ayrılmamışlardı. Bu sekiz kişilik Haşimi grubunun başında Ebu Talib oğlu Ali ile Abdul-muttalib oğlu Abbas vardı. Hz. Ali´nin akrabalık nedeni ile Pey gamber efendimizin yanında bulunup oradan ayrılmadığını söylemek doğru olmaz. Aksine o, îslam kahramanı ve bahadırı olan bir kimse olup, kendi karakterinin gereği olarak orada se bat etmişti. Ayrıca kuvvetli imanından dolayı sebat etmişti. Akrabalık bağı üçüncü derecede gelmekte idi. Yani kendi baha dırlığı ve dindarlığından sonra gelen akrabalık nedeniyle de orada sebat ettiğini söylemek mümkün olur. Hz. Ali dışında orada sebat eden diğer yedi kişilik Haşimilere gelince, bunların akrabalık bağı nedeni ile peygamber efendimizin yanından ay rılmamış olduklarım söyleyebiliriz Ancak bunları da dindarlık ve iman özelliğinden mahrum bırakamayız. Özellikle Abbas´ı bu Özellikten kesinlikle mahrum bırakamayız. O Bedir harbin den sonra Peygamber efendimize iman etmişti. Kullandığı tak tik Bedir´de ortaya çıkmıştı. Allah kendisinden razı olsun. Hu-neyn savaşında durum Hevazinlilerin lehine dönmüş iken Pey gamber efendimizin Muhacirlerle Ensarı imdada çağırmasın dan önce bazı olaylar cereyan etmişti ki, bunlar yenilginin se-beblerini açıklamaktadırlar.

1- Hevazinliler ve beraberindeki müşrikler her ne kadar sa pıklıkta idiyseler de aralarında düşünce birliği vardı. Şirklerine rağmen böyle bir durum savaşta onların lehlerine sonuçlar do ğurmuştu. Sağlam inanca bağlı olsalar bile insanların görüş ve hevesleri farklı olunca, orduda kuvvetli iman sahiplerinin yanı-sıra zayıf imanlılar da bulununca, böylesine değişik unsurlar dan oluşan bir ordunun elde edeceği sonuç, müşrik de olsalar görüş ve mefkure birliği içinde olan kimselerden oluşan ordu nun elde edeceği sonuçtan daha iyi olamaz!

Müşrikler arasında kızıl tüylü bir devenin üzerinde ve elinde uzun bir mızrak olan bir kimse vardı. Bu şahıs bir hedef gördüğünde mızrağı ile oraya dokunurdu. Bir hedef bulamadığı za man mızrağını Hevazin ordusunun önünde semaya diker ye in sanlar ardısıra gelip onu takip ederlerdi.

2- Daha sonra İslam ordusuna katılan iki bin kişilik asker arasında tereddüt ve yenilgi ruhu zuhur etmişti. Bazı kaba ta biatlı Mekkeliler, ileri geri konuşmaya başladılar. îbn tshak der ki: İnsanlar hezimete uğradıklarında Peygamber efendimi zin yanında bulunan bazı kaba tabiatlı Mekke´liler hezimeti gördüler. Hezimeti görünce de kalplerindeki kini dışarıya vur maya ve ileri geri konuşmaya başladılar. Ebu Süfyan bin Harb "Onların hezimetleri devam eder, deniz kıyısına varıncaya ka dar firar edip kaçarlar" dedi. Onun temennisi de bu idi. Fal ok-larıyla oynayarak şansını aradı. Kendisine göre bir sonucu fal da bulmak istiyordu. Müslümanların köklü bir yenilgiye uğra malarım temenni ediyordu.

Öte yandan henüz müslüman olmamış olan ve Peygamber efendimiz tarafından müslümanlık üzerine düşünmesi için ken disine süre tanınan Safvan bin Ümeyye de müslümanlarla bir likte savaşa gelmişti. Kelde bin Hanbel adındaki adam bağıra rak Safvan´m yanına geldi ve "Haberiniz olsun, bugün büyü bo zuldu!" deyince Safvan:"Sus Allah senin ağzına toprak doldur sun! Allah´a andolsun ki Kureyşlilerden bir adamın bizi idare etmesi Hevazinlilerden birinin bize hakim olmasından ve bizi idare etmesinden daha çok hoşuma gider!" dedi.

3- Bilahare onbin ikişilik İslam ordusuna katılmış olan Mek-keli ikibin kişi arasında bu savaş kargaşası içinde Peygamber efendimize suikast yapmaya çabalayan biri görüldü. Şeyban bin Osman bin Ebu Talha dedi ki: "Bugün, Muhammed´ten Öcü mü alacağım gündür!" Şeyba n´ın babası Uhud´ta öldürülen müşrik sancaktarlarından biri idi. Seyhan´ın babası Osman, Halid bin Velid´le birlikte Müslüman olan ve Peygamber efendi miz tarafından Ka´be´nin anahtarı kendisine teslim edilen Os man bin Talha ile karıştırılmamalıdır. Hz. Ali Ka´be´nin anah tarını istediği halde Peygamber efendimiz ona vermemiş, Os man bin Talha´ya vermişti.

Bu anlattıklarımız, hezimetten sonra görülen ve hezimetin sebebini gözler önüne seren bazı olaylardır.Büyük İslam ordu sunun arasında panik ve -hezimeti meydana getirmek için çaba gösteren bazı kimseler vardı. Bunların çoğu, kalplerine iman yerleşmemiş olan ve cahiliyyetten henüz kopmuş bulunan kim selerdi.

Şimdi de müslümanların yenilgiden sonra ellerine zaferin nasıl geçtiğine bakalım. Sağlam inançlı mü´minlerin kalplerine sarsıntı düşmemişti. Bu zorlu durumda bile Peygamber efendi miz olumsuz yönde etkilenmemiş, bilakis gücü daha da artmış ve azmi daha da bilenmiş olarak mü´minlere şöyle demişti: "îşte şimdi fırın kızıştı!" Böyle dedikten sonra yerini bilmeleri için ilk muhacirlere vüksek sesle şöyle dedi: "Ey insanlar nere desiniz, Ey Abbas ses ver! Ey Rıdvan ağacı altında biat edenler neredesiniz? Ey Allah ve Resulünün Ensarı neredesiniz? Ey Hazreçlüer topluluğu neredesiniz? Bana gelin." Onun bu çağrı sına herkes "Buyur ya Resulallah, buyur ya Resulallah!" diye rek cevap verdiler ve yanına gelip toplanmaya başladılar. Hat ta adamın biri peygamber efendimizin yanına gelmek için deve sini geri döndürmeye çalışırken bunu becerememiş zırhını boy nuna atmış, sonra kılıcını ve kalkanını alarak koşup Peygam ber efendimizin yanına varmıştı. Peygamber efendimizin yanı na ancak Bedir Savaşının kılıç artıkları gelebilmişlerdi. Nite kim Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarının kahramanı Hz. Ali şöyle demişti: "Kılıç artıkları daha çok yaşar ve daha çok evlat sahibi olurlar."

Evet imdada çağırdığı müminler yanına dönmekte iken Pey gamber efendimiz de katırına binmişti. Katırının yularını Ab bas tutmuştu. Bu haldeyken o yanında bulunan müminlere şöyle sesleniyordu:

"Ben Peygamberim yalan yoktur.

Ben Abdülmuttalibin oğluyum

Allah´ım yardımını indir."

Bundan sonra müminler peygamber efendimizin etrafında toplandılar, o şöyle diyordu: "îşte şimdi fırın kızıştı!" Bundan sonra murdar ile temiz birbirinden ayrıldı ve hezimet sona erip durum mü´minlerin lehine döndü.

Hz. Ali, Hevazinlilerin başında kumandan olarak bulunup kızıl tüylü bir devenin üzerinde elindeki mızrağıyla hedef ara yan ve bulduğunda hedefi vuran bir kimseyi gördü. Ensardan bir adamla birlikte ona yöneldi. Devesinin arka bacaklarına vurup deveyi kıç üstü çöktürdü. Ensardan olan adam da o Heva-zinli müşrik üzerine saldırıp, bir kılıç darbesiyle ayaklarım kesti. Onların bayraktarlığım yapan bu adam öldürülünce He-vazinlilerin bayrağı da yere düştü.

Peygamber (s.a.v.) efendimiz, mü´minleri savaşa teşvik ede rek şöyle buyuruyordu: "Bir düşmanı öldüren kimse, onun üze rindeki eşyaları kendine alabilir." Müminlerden biri Hevazinli-lerden yirmi kadar adam öldürmüş ve onların üzerlerindeki eş yaları kendine almıştı. Bu savaş esnasında Peygamber efendi mizin katırının yularını amcası Abbas tutmuştu. Ebu Süfyan bin Haris bin Abdülmuttalip de, bu savaşta peygamber, efendi mizin yanından ayrılmayan ve savaşnı zahmetlerine karşı sab-rü sebat gösteren müminlerdendi.

Peygamber efendimizin ordusunda mümin kadınlar da var dı. Bunlardan biri Ümmü Süleym idi. Hamile olduğu için beline bir kuşak bağlamıştı. Bir deveye binmişti. Devenin kaçıp kendi sini sarsmasından korkuyor, bu sebeble hem devenin yularını, hem de sırtındaki kuşağını tutuyordu. Ümmü Süleym, ordunun hezimete uğramasına yol açanların, Mekke´nin fethinden sonra orduya katılan tereddüt ve hezimet çığırtkanlığını yapan kim seler olduklarını görmüştü. Peygamber efendimiz onu görünce: "Ümmü Süleym sen misin?" diye sorunca, Ümmü Süleym, şu cevabı verdi. Evet! Anam babam sana feda olsun ya resulullah! gördün mü sana biat edip müslüman olmuş olan şu cemaatı, seni nasıl yalnız bırakıp kaçtılar?! Ya Resulullah! Suçlarını bağışladığın ve senin ordunu bozguna uğratan şu Mekkelilerin suçlarını bağışlama! Allah, fırsat verince, seninle çarpışan şu müşrikleri öldürdüğün gibi onları da yok et.! Çünkü onlar bu nu hak ettiler!"

Peygamberimiz: "Ey Ümmü Süleym! Allah, bana yetmez mi?" dedi.

Ümmü Süleym´in yanında bir hançer vardı. Kocası "Yanın-daki´bu hançer de neyin nesi Ey Ümmü Süleym?! diye sorunca, Ümmü Süleym şu cevabı verdi: "Bir hançer.. Müşriklerden biri yanıma yaklaştığı takdirde onu öldüreceğim diye yanıma al dım!" Kocası ise ona şu karşılığı verdi: "Ey Ümmü Süleym! Re-sulullahın söyledi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hezimet Sonra Da Zafer
« Posted on: 19 Nisan 2024, 23:26:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hezimet Sonra Da Zafer rüya tabiri,Hezimet Sonra Da Zafer mekke canlı, Hezimet Sonra Da Zafer kabe canlı yayın, Hezimet Sonra Da Zafer Üç boyutlu kuran oku Hezimet Sonra Da Zafer kuran ı kerim, Hezimet Sonra Da Zafer peygamber kıssaları,Hezimet Sonra Da Zafer ilitam ders soruları, Hezimet Sonra Da Zaferönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes