> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Hepsi Bir Değildir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hepsi Bir Değildir  (Okunma Sayısı 1035 defa)
18 Aralık 2009, 16:45:39
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Aralık 2009, 16:45:39 »



Hepsi Bir Değildir


Buraya kadar anlattıklarımız, Hz. Peygamberin hicreti es nasında Medine´de bulunan yahudiler için doğru olmakla bir likte, bu hüküm, yahudilerin çoğunluğu için verilen bir hüküm dür ve hepsini aynı kefeye koymak da doğru tleğildir. Çünkü onlar arasında bazı kimseler, din olarak İslamiyeti seçmiş, nok sanlıklardan münezzeh olan yüce Allah´a ve Resulüne hakkıyla iman etmiştir. Nitekim bunlarla ilgili olarak ayeti kerimede şöyle buyurulmaktadır: "Ama hepsi bir değildir. Kitaplılar içinde, gece saatlerinde ayakta durup Allah´ın ayetlerini okuya rak secdeye kapanan bir topluluk da vardır. Onlar, Allah´a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emreder, kötülükten men eder ler; hayır işlerine koşuşurlar. İşte onlar iyilerdendir. Yaptıkları hiç bir iyilik inkar edilmeyecektir. Şüphesiz Allah, (günah lardan) korunanları bilmektedir." (Al-i imran 113- 115)

Ehli kitaptan olan bu kimseler, aynı zamanda Hz. Peygam bere de inandıkları için iki defa sevap ve mükafat görecekler dir. Örnek olarak yahudi alimlerinden iki kişiyi anacağız. Bun lardan biri Abdullah bin Selam, diğeri de Muhayrık´dır. Si yer kitaplarında Abdullah bin Selam´ın, müslümanlığıyla il gili olarak şöyle dediği nakledilmektedir: "Hz. Peygamberin ri-saletle görevlendirildiğini duyduğumda, onun vasıflarım, adını ve ne zaman peygamber olacağını bildiğimden dolayı, kendisi nin peygamber olarak Medine´ye gelişini bekliyordum." O, bu bilgiyi içinde sır olarak saklıyor, kimseye bir şey söylemiyordu.

Abdullah bin Selam, Hz. Peygamberin Medine-i Münevve-re´ye hicretinden önce de onu tanıyor, Tevrat´ta müjdelenen peygamberlik sıfatlarını biliyordu. Peygamber efendimizin Me dine´ye gelmesine o kadar sevinmişti ki, onun bu niteliklerini sayarak kendi aile efradına hitapta bulunmuş, ama aile efradı onun bu görüşlerine katılmamışlardı. Hatta halası, bu sevin cinden dolayı kendisine şöyle demişti: "Yemin ederim ki, îmran oğlu Musa´nın Medine´ye gelişini duysaydın, bu kadar sevin-mezdin."

Bu ihlaslı mü´min, inancına geçmişin taassubu karışmadı ğından ve kalbi lekelenmediğinden dolayı halasına şöyle demiş ti: "Halacığım! Allah´a andolsun ki, Muhammed de îmran oğlu Musa´nın kardeşidir. Onun dinindedir. Onun dini ile gönderil miştir." Onun bu sözleri üzerine halası, görüşlerini kabul et mişti.

îhlaslı yahudi bilgini Abdullah bin Selam, hakkı ve haki kati tanımış, gerçeği idrak etmişti. Ama milleti olan yahudiler nasıl bir yaradılışta olduklarım ve içinde bulundukları sapık lıkları biliyordu. Onların kendi heveslerini tanrı edinmiş olduk larını da unutmuş değildi. Onlar ırklarını kendileri için bir din saymaktaydılar. Yoksa, kendi eski inançlarına bağlılıkları da yoktu. îşte Abdullah bin Selam onların iç yüzlerini açığa çı­karmak maksadıyla, iman ettikten sonra imanını açıklamamış ve bu halde iken Resulullah (sav)´m yanına giderek ona şöyle demişti: "Ey Allah´ın Resulü! Yahudiler şaşkın ve iftiracı bir millettirler. Gerçeği yalanlayarak batıla sarılırlar. Senden,, beni bir odaya kapatmanı, onlara göstermeni istiyorum. Benim İs lam´a girmeden önce onlar arasında nasıl bir insan olduğumu gana anlatsınlar. Çünkü onlar benim İslam´a girdiğimi öğrenin ce, bana iftira edecek ve ayıplayacaklar dır." Bundan sonrasını da yine onun dilinden aktaralım. "Hz. Peygamber beni bir oda ya kapattı. Sonra yahudiler onun yanına geldiler ve kendisiyle konuştular. Hz. Peygamber onlara: "Hüseyn bin Selam (bu Ab dullah bin Selam´ın İslam´dan Önceki adıdır) hakkında ne düşü­nürsünüz" diye sordu. Onlar: "O bizim efendimizdir. Efendimi zin oğludur. Bizim en hayırlımız ve en bilgin olanımızdır" dedi ler. Bunun üzerine Abdullah bin Selam, odadan çıkıp yanla rına geldi ve onlara şöyle hitap etti: "Ey yahudiler topluluğu! Allah´tan sakının ve Hz. Muhammed´in size getirdiği dini kabul edin. Andolsun ki, sizler onun Allah Resulü olduğunu elbette bilmektesiniz. Çünkü onun ad ve nitelikleri elinizde bulunan Tevrat´ta anlatılmaktadır. Doğrusu ben onun, Allah´ın elçisi ol duğuna tanıklık ediyorum. Ona iman ediyor, onu tasdik ediyor ve onu peygamber olarak tanıyorum." Bu sözler üzerine yahu diler kendisine "Sen yalan söyledin!" dediler. Ben Hz. Peygam bere dedim ki: Ey Allah´ın Resulü! Ben bunların iftiracı, hain, yalancı, fasık ve yoldan çıkmış bir millet olduklarını söyleme miş miydim? îşte gördün. Ben müslüman olduğumu, ailemin de topluca İslâmiyeti kabul ettiklerini açıkladım."

Yahudiler Abdullah bin Selam´a Islamiyete girmesinden sonra fazlasıyla dil uzattılar ve : " O bizim yanımızdaki en kötü kimselerdendir" dediler. Halbuki daha önce onun kendileri arasında en hayırlı, en bilgili ve adil bir kimse olduğunu itiraf etmişlerdi. Fakat bildikleri şeyi inkar etmek ve aşina oldukları hakikati gizlemek yahudilerin Özelliklerindendir.

Yahudiler arasında hakikati tanıyan insaf sahibi kimseler den ikincisi de, Muhayrık´tır. O da İslam öncesinde yahudile rin önde gelen şahsiyetlerinden ve bilginlerinden biriydi. Fazla sıyla zengindi. Tevrat´ta anlatılan sıfatlarıyla Hz. Peygamberi tanıyordu. Irkçılığı kendisi için bir itikat sayan kimselerden de ğil, aksine hakka inanan ve uyulması en uygun şeyin hak oldu ğunu bilen kimselerdendi. İbn İshak der ki: Dindaşları ona ga lip geldiler. Öyle ki Uhud gününde onlara hitaben şöyle dedi: Ey yahudiler topluluğu! Allah´a andolsun ki sizler, Muhanımed´in size karşı üstün geleceğini daha Önce bilmekteydiniz!" Böyle dedikten sonra silahım aldı, Hz. Peygamberin yanına ge lerek askerleri arasına katıldı, ardından kalanlara da şu tavsi­yede bulundu: "Eğer bu Uhud savaşında öldürülürsem bütün mallarım Hz. Muhammed´in olsun. O, bu mallarımı dilediği gi bi sarfetsin." Savaştı ve nihayet öldürüldü. Onunla ilgili olarak Resulullah (sav) şöyle dedi: "Muhayrık yahudilerin en hayırlı-sıdır." En şiddetli bir anda müslüman oldu, Kureyşliler, müs-lümanlardan öç ve intikam almak için savaşmak üzere Medi ne´ye geldiklerinde, bu zorlu durumda o, mü´minlerin safların da yer almaktan başka bir iş yapmadı. Allah yolunda şehid ol du. Kendi zatı itibariyle çok iyi bir insandı. Yuhudilerin de en hayırlısıydı.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hepsi Bir Değildir
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:48:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hepsi Bir Değildir rüya tabiri,Hepsi Bir Değildir mekke canlı, Hepsi Bir Değildir kabe canlı yayın, Hepsi Bir Değildir Üç boyutlu kuran oku Hepsi Bir Değildir kuran ı kerim, Hepsi Bir Değildir peygamber kıssaları,Hepsi Bir Değildir ilitam ders soruları, Hepsi Bir Değildirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes