> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi  (Okunma Sayısı 1187 defa)
18 Aralık 2009, 23:52:07
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Aralık 2009, 23:52:07 »



Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi


Bu gazvede fitne ateşi alevlendirilmiş, ancak Hz. Peygamber kendi hikmeti ile bu ateşleri söndürmüştür. Şöyle ki: Bu gazve esnasında insanlar su başına gelip ihtiyaçları olan suyu alıp gi diyorlardı. Suya gelenler arasında Hz. Öm er´in işçisi olup atını sürmekte olan Cehcah bin Mesud da vardı. Bu işçi ile Avf Oğullarının müttefiki olan Vesnan bin Veber el-Cüheni su başında yer darlığından dolayı birbirlerine sıkıntı verdiler ve kavgaya tutuştular. Vesnan, "Ey Ensar topluluğu]" diye, Hz. Ömer´in işçisi de, "Ey muhacirler topluluğu" diye bağırarak yardım isteğinde bulundular. Ensariler mütttefîklerinin imdat çağrısına icabet etmedikleri gibi, muhacirler de Hz. Ömer´in iş çisinin imdat çağrısına cevap vermediler. Ancak münafıklar, aradaki kavgayı kızıştırmak için meseleyi istismar ettiler. Ola yı duyan Abdullah bin Übeyy bin Selül adındaki münafık li der, beraberindeki adamlarla öfkelendi. Oturduğu mecliste Zeyd bin Erkanı da vardı. Ancak o münafık değil, tam aksine sağlam bir müzmindi. Abdullah bin Übeyy bin Selül şöyle demişti: Şu müslümanlar memleketimize gelerek, bize karşı üs tünlük taslıyor Ve Övünüyorlar. Vallahi bizlerle şu kureyşli de ve çobanlarının durumu tıpkı şu ata sözünü andırıyor: "Köpeği ni besle, seni yesin. Ama Allah´a andolsun ki, Medine´ye döndü ğümüz takdirde güçlü olanlar zelil olanları oradan çıkarıp sür gün edecektir" Daha sonra etrafında bulunanlara yönelip şöyle dedi: "Başınıza ne iş açtınız?! Onları kendi beldenize yerleştir diniz. Mllarınızı onlarla paylaştınız. Vallahi eğer elinizdeki malları onlardan alıkoyduğunuz takdirde sizi evlerinize geri döndürmezler*" Zeyd bin Erkanı, bu sözleri işitince Hz. Pey gamberin yanına gitti. Haberi ona ulaştırdı. Yanında Hattab oğlu Ömer de vardı. Ömer ona dedi ki: uAbbad bin Bişr´e emir ver, Abdullah bin Ubey bin Selul´u öldürsün."

Hz. Ömer bu sözleri eman hamiyyeti ile söylemişti. Fakat Resulullah (sav) yumuşak huylu bir insandı. O olaylara ve durumlara göre hareket ederdi. Hz. Ömer´in bu sert konuşması üzerine şöyle dedi: "Bu nasıl olur ey Ömer? Onu öldürdüğü müz takdirde, insanlar Muhammed kendi arkadaşlarını öl dürüyor demezler mi? Abdullah bin Übeyy bin Selül´ün öl dürülmesine izin vermedi, ama ordunun Medine´ye geri dönme sine izin verdi. Bunun üzerine ordu Medine´ye geri döndü. Hz. Peygamberin bu tedbiri her ne kadar fitneyi kökten kazımadıy-sa da, fitne ateşinin alevlenmesini önledi. Fitne kalplere girip dillerde dolaşınca onu alevlendirecek sözleri söyleyenler çok olur. Fitne ateşini söndürüp şiddetini hafiiletmekse, onun ya yılmasına engel olur. İnsanlar artık onu bırakıp başka şeylerle meşgul olurlar. Ordunun Medine´ye dönme emrinin verilmesi, insanların o fitneyi bırakıp başka şeylerle meşgul olmasını sağ ladı.

Abdullah bin Übeyy bin Selül Resulullah (sav)in yanına gelerek kendisine yapılan isnadları reddetti. Çünkü münafık, her zaman gizlenir. Açığa çıkmamak için gereken çabayı sarfe-der. Gerçek yüzü ortaya çıkacağı zaman da, onu hemen gizle meye çalışır. Onun fitneciliği ortaya çıkınca, örtbas etmek için yalan yere yemin edip "ben böyle şey söylemedim; ağzımdan bu gibi sözler çıkmadı" diye yeminler etmeye başladı.

Kavminin düşüncesine göre, o, şerefli ve ulu bir´kimseydi. Hz. Peygamberin yanmdayken, orada hazır buMnan Ensardan bazı arkadaşları da suçunu hafifletmek ve/OÎayın büyüklüğünü gözlerden saklamak için şöyle dediler: "Ey Allah´ın Resulü! Si­ze bu haberi getiren o genç bir vehme kapılmış olabilir. Bu ada mın söylediklerini hafızasında tam olarak tutamamış ve size yanlış beyanda bulunmuştur."

Hz. Peygamber, insanları Medine´ye geri dönme hazırlığıyla meşgul ederek bu fitne ateşini söndürmeye çalışıyordu. Çünkü dönüş hazırlığını Medine´ye normal gidiş vaktinden önce baş latmıştı. Öyle ki Üseyd bin Hudeyr, bunu Hz. Peygambere so rarak şöyle demişti: uEy Allah´ın Peygamberi! Çok erken bir sa atte dönüyorsunuz. Halbuki daha önceleri böyle bir vakitte geri dönmezdiniz?" Resulullah ona şöyle dedi:

- Arkadaşınızın söyledikleri sana ulaşmadı mı?

- Hangi arkadaşım ya Resulullah?

- Abdullah bin Übey bin Selül.

- Güya Medine´ye dönüldüğünde güçlü olanlar güçsüz olan ları oradan çıkarıp kovacakmış! Böyle bir iddiada bulunmuş.

- Ey Allah´ın Resulü! Andolsun ki dilediğin takdirde sen onu Medine´den çıkarıp kovabilirsin. O güçsüzdür, sen güçlüsün! Ey Allah´ın Resulü, ona merhamet et. Siz gelmeden önce Medi-neliler onun için taç hazırlıyorlardı. Fakat siz geldikten sonra onun itibarı kalmadı. Onun hakimiyetini elinden aldığınızı zannediyorl

Hz. Peygamber ordusunu yola çıkardı. Akşama kadar dur madan yürüdüler. Geceleyin de sabaha kadar, mola vermeden yollarına devam ettiler. Nihayet ikinci gün, güneş doğuncaya kadar da yürüyüşlerini sürdürdüler.

Bunun gerekçesini İbn îshak şöyle açıklıyor: Peygamber in sanları dünkü fitne sözlerini unutsunlar ve başka şeyle meşgul olsunlar diye, yürütmeye başlamıştı. Güneş doğunca mola ver diler, artık ister istemez uzanıp uyumak mecburiyetinde kaldı lar. Yorgunluk dolayısıyla bir gün önceki ihtilafı hatırlayacak durumda değillerdi. Bedeni yorgunluk ruhi ıstıraplarını unut turmuştu. Böylece fitne ateşi de sönmüştü. Aksi takdirde kötü sonuçlar doğuracak bir fitne meydana gelecek, münafıklardan kaynaklanan böyle bir nifak bazı ensar ile muhacirleri de yaka caktı. Bu sebepledir ki, Hz. Peygamber, muhacirlerle ensarın imdada çağrıldıklarını duyduğu esnada şöyle demişti: "Bu im dat çağrısına icabet etmeyin. Bu çağrı kokuşmuş ve murdar ca-hiliyet çağrısıdır."

Abdullah bin Übeyy bin Selül´ün oğlu Abdullah, babası nın yaptıklarını duyduğu zaman çok üzülmüştü. O, imanı kuv vetli bir kimseydi. Hz. Peygamberin yanına gelerek şöyle dedi: "Ey Allah´ın Resulü! Babam Abdullah´ı işlediği suçlardan do layı Öldürmek istediğini duydum. Eğer bunu mutlaka yapacak san, onu öldürme işini bana bırak. Ben onun başını koparıp sa na getiririm. Vallahi bütün Hazrecliler, bu kabile içinde baba sına karşı benden daha iyi davranan bir kimse bulunmadığını bilir. Fakat babamı Öldürme emrini başkasına verdiğin takdir de, baba katilimle birlikte halk arasında dolaşmaya tahammül edememekten korkarım. Kafir olan babamı Öldürdüğü için o mü´min insanla vuruşmak mecburiyetinde kalırım ve dolayısıy la cehenneme girerim."

Bunun üzerine Hz. Peygamber, Abdullah´a şöyle dedi: "Biz senin babana merhamet edeceğiz. Aramızda bulunduğu sürece kendisiyle güzelce sohbet edeceğiz." Abdullah bin Ubey´in fit neciliğini, Hz. Peygamber kendi tedbirli siyaseti sayesinde her ne kadar büyümeden önlemişse de, bu olay Hz.Peygamberi çok etkilemişti. Aynı zamanda mü´minler de bu olaydan fazlasıyla etkilenmişlerdi. Ibn Ubeyy´in kavmi onu herhangi bir fitneye girişmekten engelleme hususunda aşırı derecede hassasiyet gösteriyorlardı. Onun kalbindeki münafıklığına delalat eden herhangi bir söz söylemesi halinde, ayıplayıp kınıyorlardı. Onu cezalandıranlar, kendi kavmi idi.

Bunun üzerine Hz.Peygamber, Hattab oğlu Ömer´e şöyle demişti: "Nasıl, görüyor musun ey Ömer? Onu öldürmeni söyle diğin günde öldürülmesini emretmiş olsaydım, yer yerinden oy nayacaktı. " Bunun üzerine Hz. Ömer, hakikati anlayarak şöyle dedi: "Vallahi şimdi, Resulullah´ın emrinin benim iste ğimden daha muazzam ve daha isabetli olduğunu anladım."

Cenab-ı Allah Münafîkun suresinin bir kısmını bu olaya tah sis etmiştir: "Münafıklar sana gelince: "Senin şüphesiz Allah´ın elçisi olduğuna şehadet ederiz" derler. Allah senin kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir, bunun yanında Allah, münafıkla rın yalancı olduklarını da bilir. Onlar yeminlerini kalkan edi nerek Allah´ın yolundan alıkorlar. Onların yaptıkları ne kötü dür! Bu önce inanıp sonra inkar etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık inanmazlar, Ey Mu hammedi Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider, ko nuşurlarsa sözlerini dinlersin, tıpkı sıralanmış kof kütükler gi bidirler, her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar, onlar düşman dır. Onlardan sakın. Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar? Onlara: "Gelin de Allah´ın Resulü sizin için mağfiret dilesin" dendiği zaman, başlarını çevirirler; büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün. Onlar için Allah´tan mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Alah onları bağışla-mayacaktır. Doğrusu Allah, yoldan çıkmış bir toplumu doğru yola iletmez. Bunlar "Allah´ın peygamberinin yanında bulu nanlara bir şey vermeyin de dağılıp gitsinler" diyen kimseler dir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah´ındır. Fakat müna fıklar bu gerçeği anlamazlar: "Eğer bu savaştan Medine´ye örtersek, şerefli kimseler alçakları andolsun ki, oradan çıkara caktır." diyorlardı. Oysa şeref Allah´ın, onun elçisinin ve müzminlerindir. Fakat münafıklar bilmezler." (Munafikun. 1-8)

Cenab-ı Allah´ın münafıklar hakkında verdiği hüküm işte budur. Cenab-ı Allah onların hakikatleri anlamadıklarına ve Resulün onlar için istiğfarda bulunmasının kendilerine fayda vermeyeceğine hükmetmiştir. Çünkü onlar küfürlerinde çok ileri gitmişlerdir. Küfür ise, münafıklıktan ve inattan kaynak lanır. Küfrün kaynağı çoğunlukla, hakkı anlamamaktır. Üzer lerindeki sapıklık ve cehalet perdesi kalktığı zaman, onların tevbeleri yakındır. Münafıklara gelince, bu küfrün inat ve kin gibi iki derecesini ifade eder. Bunda cahillik yoktur. Bunlar bi lerek inkar ederler ve hakikatleri gizlemeye çalışırlar. Cenab-ı Allah onların kalplerini mühürlemiştir. Bu nedenle onları haki kati anlamayan kimseler olarak nitelemiştir. Hakkın nuru on ların kapalı kalblerine girmez.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 09:36:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi rüya tabiri,Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi mekke canlı, Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi kabe canlı yayın, Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi Üç boyutlu kuran oku Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi kuran ı kerim, Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi peygamber kıssaları,Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesi ilitam ders soruları, Fitnenin Alevlenmesi ve Bu Alevlerin Söndürülmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes