> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Fedek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fedek  (Okunma Sayısı 1693 defa)
19 Aralık 2009, 20:46:38
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Aralık 2009, 20:46:38 »



Fedek


Fedek yanudllerl, Hayber yahudilerinin sağlam kalelerde bulundukları halde maruz kaldıkları felaketi görünce korkma ya ve telaşlanmaya başladılar. Peygamber efendimizin, Hayber arazilerini, ekip biçmeleri ve ağaçlarının bakımını yapmaları karşılığında ürünün yansını almaları üzerine yine sahiplerinin elinde bıraktığını da görmüşlerdi. Fedek mıntıkası Hayber top rağından sayılır. Orada yahudiler yaşarlardı. Fakat o toprak larda yahudilere ait kaleler yoktu. Peygamber efendimiz onlar la savaşmadı, ama kalplerine korku saldı. Bu korku üzerine ge lip Peygamber efendimize teslim oldular.

Siyer rivayetçilerinin anlattıklarına göre Fedek arazileri, Nadir Oğullarının malları gibi tamamıyla Peygamber efendimi ze teslim edildi. Bu mallar Hayber´inki gibi mücahidler arasın da taksim edilmedi. Aksine tamamıyla Peygamber efendimize ait oldu.

İbn Kesir der ki: Resulullah (sav) efendimiz bu mallardan kendi ailesinin bir senelik nafakasını ayırıp geri kalanını da tıpkı Allah malıymış gibi silah, teçhizat ve müslümanlarm maslahatı için sarfederdi. Bu durumda bizim, alimler tarafın dan tıpkı Fedek arazisi ve malları gibi kabul edilen Nadir oğullarmın malları ve arazileri hakkında nazil olan şu ayet-i ke rimeyi yeniden okumamız gerekiyor:

"Allah´ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelin ce siz (onu elde etmek için) onun üzerine ne at, ne de deve sür mediniz, fakat Allah, Peygamberlerini, dilediği kimselerin üze rine salar (onlara üstün getirir). Allah her şeye kadirdir...

Allah´ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Al lah´a, Resulüne, (Resule) akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, (yolda kalan) yolcuya attir. Ta ki (o mallar), içiniz den yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Pey gamber size ne verdiyse onu alın size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah´tan korkun. Çünkü Allah´ın azabı şiddetlidir:

(Bir de o mallar), göç eden fakirlere aittir ki (onlar), yurtla rından ve mallarından (sürülüp) çıkarılmışlardır. Allah´ın lü tuf ve rızasını ararlar. Allah´a ve Resulüne (canlarıyla, malla rıyla) yardım ederler. îşte doğru olanlar onlardır.

Ve onlardan önce o yurda (Medine´ye) yerleşen, imana sarı lanlar (yani daha önce Medine´yi yurt edinen ensar veya ilk ön ce Medine´ye hicret edip yerleşen müslümanlar), kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilen (ganimet)lerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç (eğilim) duymazlar. Kendilerinin ihti­yaçları olsa dahi, (göç eden yoksul kardeşlerini) öz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarına erenlerdir.

Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz sen çok şefkatli, çok merha metlisini" (Haşr:6-10)

Nadir oğullarının mallarıyla Fedek malları arasındaki mu kayese kesinleştiğine göre bu malların sadece Peygamber efen dimize ait olduğu ifadesinden şunu anlıyoruz: Bu mallar gani metler gibi mücahidler arasında taksim edilmez. Yani ganimet lerde olduğu gibi malların beşte dördü mücahid fatihlere veril mez. Bu malların tamamı ganimetlerin beşte birinde olduğu gi bi Allah´a, Resulüne ve akrabalarına, yetimlere ve yoksullara sarfedilir. Bu sebepledir ki Peygamber efendimiz bu malları müslümanların maslahatına harcamıştır. Kendi şahsına ve ai lesine, örfe göre yetecek miktarda olanını ayırmıştır. Şu halde diyebiliriz ki bu mallar Peygamber efendimizin mülkiyetine geçmemiştir ki, kendisinden sonra mirasçılarına devredilsinler ve siyer kitaplarına yansıdığı gibi mülkiyetleri hususunda mi rasçıları arasında çekişme cereyan etsin. Böyle bir şey sözkonu-su değildir. Öyle sanıyorum ki bu malların idaresi ve gelirleri nin yerine harcanması hususunda anlaşmazlık meydana gel miştir. Çünkü bunların umumi velayetin altında değil de husu si velayetin, yani Peygamber efendimizin ve haleflerinin vela yetinde olduğu söylenmiş ve bu ihtilaf Hz. Ömer´in zamanına kadar sürmüştür. Bundan sonra sözü İbn Kesir´e bırakalım. O tarihinde şöyle diyor:

Bu mallar peygamber efendimize ait idi. O ailesinin bir yıllık nafakasını bu mallardan ayırır, geri kalanı da Allah malı ola rak silah, teçhizat ve müslümanlarm maslahatına harcardı. Resulullah (sav) efendimizin zevcelerinin tamamı ya da çoğu bu arazilerin kendilerine miras kaldığını zannettiler. Ama Pey gamber efendimizin şu sözünü hatırlamamışlardı: "Biz pey gamberler topluluğu miras bırakmayız. Bizim terkettiğimiz mallarımız sadaka olurlar."

Hz. Fatıma ile Peygamber efendimizin zevceleri bu mallar daki paylarını talep ettiklerinde ve paylarını kendilerine teslim etmesini Ebu Bekir es-Sıddık´tan istediklerinde o, Peygam ber efendimizin: "Biz miras bırakmayız. Terekemiz sadaka olur" sözünü hatırlattı ve: "Resulullah´ın geçimlerini sağladığı kimselerin geçimlerini ben temin ederim. Allah´a andolsun ki Resulullah (sav)in akrabaları, kendi akrabalarımın hukukunu gözetmemden bana daha sevimlidir" Ebu Bekir -Allah kendi­sinden razı olsun ve onu da razı kılsın- gerçekten doğru söyle miştir. O doğru yolda ve hakikat peşinde olan bir zattı. Bu hu susta da hakka tabi olmuştu.

Öyle sanıyorum ki Fatımatüzzehra (r.a.) Peygamber efen dimizin ciğerparesi olarak bu malların miras olarak değil de sa daka olarak idaresini üstlenmeyi talep etmişti.

İbn Kesir de açıkça şöyle der: "Fatıma, Abbas aracılığıyla bu talepte bulunmuştu. Bu sadakaları devralıp Peygamber efendimizin gözettiği yerlere harcamada bulunmak istemişti, ama Ebu Bekir es-Sıddık bunu uygun görmemişti"

Biz Fatıma ile Peygamber zevcelerinin bu malları miras ola rak istediklerini zannetmiyoruz. Hz. Ali (k.v.) peygamberlerin miras bırakmayacaklarını bilmeyen bir kimse değildi. O saha-biler arasında fıkhı en iyi bileniydi. Nitekim Peygamber efendi miz de onun sahabiler arasında yargılama konularında en bil gili olan bir kimse olduğunu ifade buyurmuştur.

Ibn Kesir der ki: "Fatıma (r.aj bu uygulamasından dola yı Hz. Ebu Bekir´e kızmış ve ona karşı bir kırgınlık hisset mişti. Fakat Fa ti m a´nın ona kızmaya hakkı yoktu. Ebu Be kir´in Peygamber efendimize karşı yardımcı ve hukukuna ria yetkar bir kimse olduğunu bütün müslümanlar bilirler. Daha sonra Hz. Fa ti m ada vefat ettikten sonra Hz. Ömer´in emirlik günleri geldiğinde Peygamber zevceleri bu malların devrinin Ali ile Abbas´a yapılmasını istediler. Bazı önde gelen sahabi-leri de ileri sürerek Ömer´e baskı yaptılar. Neticede Hz. Ömer memleketin genişlemesi ve reayanın çoğalması gibi meşguliyet leri dolayısıyla bu isteklerini yerine getirdi."

Sünnet ilminde bilgisi olan ve Selef-i Salihin yolunda yürü yen Hafız Ibn Kesir´in, bu konudaki görüşleri bunlardır. Fa kat biz onun Hz, Fatıma hakkındaki ifadelerini uygun ve ma kama layık görmüyoruz. Çünkü Hz. Fatıma, Peygamber efen dimizin ciğerparesi idi. Hz. Ebu Bekir her ne kadar yüksek bir makamda bulunuyorduysa da Fatıma da bir ciğerparesi olarak peygamber efendimizin çok sevdiği bir şahsiyet idi. Hafız Ibn Kesir´in Hz. Fatıma hakkında söyledikleri, bu hududa sığma maktadır. Çünkü Ebu Bekir´den sonra Ömer hazretleri Fa-tıma´nm talebini yerine getirmiştir. Baba dostu Ebu Bekir es-Sıddik´a karşı bir kırgınlık hissetmekle Fatıma suç işlemiş değildir.

Hafız îbn Kesir´in bu konuda kullandığı bazı ifadelere de ka tılmıyoruz. Çünkü o diyor ki: "Fatıma, bazı önde gelen sahabi-leri de ileri sürerek Hz. Ömer´e baskı yaptırdı." Bu ifadelerin Ali ve Ömer hakkında kullanılması da doğru değildir. Ali´nin makamı o kadar büyüktür ki, onun bu talebini ileri sürerken sahabileri hakem kılıp Ömer´e baskı yaptığını söylemek doğru olmaz. İslamiyet´te hak ile batılı birbirinden ayırdetme sıfatına sahip olan Hattab oğlu Ömer´in de sahabilerin herhangi biri nin baskısına boyun eğmesi düşünülemez. O, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan ve hakka kuvvetle sarılan bir kimseydi. Selefi imamlardan biri olan Allame Hafız İbn Ke sicin bu gibi ifadeler kullanmasını hoş görmüyoruz. Ancak Afo-bas ile Ali´nin bir gurup sahabiyi hakem tayin ettikleri ve Hz. Ömer´in de hakkı gördüğü için onların görüşlerine uyduğu dü şünülebilir. Şimdi de Hafız ibn Kesir´in son olarak anlattığı bazı hususlara değinelim. O diyor ki: Sadakalar Ali ile Abbas´a verildi. Ali, amcası Abbas´a bu mallar hususunda galebe çal mak istedi. Sonra her ikisi de davalaşmak üzere Hz. Örneğin yanına gittiler. Bir grup sahabiyi de yanlarında hazır bulundu rup bu malları kendi aralarında bölüştürmesini Ömer´den iste diler. Taksimat neticesinde her biri diğerinin elindeki mala ka-rışmaksızm kendi elindeki malın idaresini yürütecekti. Hz. Ömer buna şiddetle karşı çıktı ve bu taksimatın bir nevi miras taksimatını andıracağını ifade ederek şöyle dedi: "Her ikiniz müştereken bu malların idaresini üstlenin. Eğer idareden aciz kalırsanız bana devredin. Göklerle yerin idaresi onun emri ile kaim olan Allah´a andolsun ki ben bu meselede bundan başka bir hüküm vermem! Gidiniz müştereken bu malların idaresini yürütmeye devam ediniz."

Alî ile Abbas´ın vefatlarından sonra bu malların idaresi Ab-basilere geçti. Bu malların gelirleri, Nadir oğullarıyla Fedekli-lerin mallarının sarfedildiği yerlere harcandı. Yine Resulul-lah´ın Hayber´den payına düşen malların sarfedildikleri yerlere bu malların gelirleri harcanmaya devam edildi.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fedek
« Posted on: 26 Nisan 2024, 06:12:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fedek rüya tabiri,Fedek mekke canlı, Fedek kabe canlı yayın, Fedek Üç boyutlu kuran oku Fedek kuran ı kerim, Fedek peygamber kıssaları,Fedek ilitam ders soruları, Fedekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes