> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri  (Okunma Sayısı 4264 defa)
18 Aralık 2009, 23:01:57
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Aralık 2009, 23:01:57 »



Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri


Yahudiler, anlaşma gereği diyet hususunda Hz. Peygambere yardımcı olmak mecburiyetinde olmalarına rağmen, onun bu husustaki yardım isteğine cevap vermediler. Üstelik de çirkin bir tuzak kurdular. Böylece anlaşmayı ilk bozan, kendileri ol du. Artık Hz. Peygamber, onfarla bir arada yaşamanın müm kün olmadığını anlamıştı. Çünkü onlar, Hz. Peygamberin ken dileriyle yapmış olduğu muahedeyi ihlal etmişlerdi. Ama Hz. Peygamber, o ana kadar söz konusu muahedeye harfiyen riayet etmişti. Halbuki muahede ve sözleşmelerde karşılıklı hak ve yükümlülükler vardır. Tarafların ikisi de muahedenin şartları na riayet etmekle mükelleftirler. Riayet edilen, maddelerine uyulan bir anlaşma olmadan, güzelce komşuluk yapmak müm kün değildir. Bu durumda Nadir Oğullarını Medine´den sürgün etmek zorunlu bir hale gelmişti. Kaldı ki Hz. Peygambere, on ların hainlik yapacakları ve kendisine süikastda bulunacakları Allah tarafından haber verilmişti. En hafif ceza, onların Medi ne´den sürgün edilmeleriydi. Anlaşma yapan iki taraftan, yükü en hafif ve sayısı en az olanın (yani yahudilerin) Medine´den göç etmesi, sahibi olduğu arazileri de Medineliler´e bırakması gerekiyordu. Medineliler´in huzur ve güvenlik içinde yaşamala rı ancak bu şekilde mümkündü.

Muahedeyi ilk olarak bozdukları için Hz. Peygamber artık onlarla komşuluk yapamayacaklarını Nadir Oğulları´na bildirdi ve Medine´yi terketmelerini istedi. Çünkü onlar Amir bin Ümeyye ed-Damiri´nin hataen öldürdüğü iki adamın diyetini verme hususunda Hz. Peygamber´e yardım etmemiş, üstelik ona karşı ikinci defa girişimde bulunmaya yeltenmişlerdi. Hz. Peygamber onların suikasda yeltendiklerini kesinlikle bilmesi ne rağmen, onlar böyle bir komploya girişmediklerini ve böyle bir niyetleri olmadığını iddia etmişlerdi. Bu iddialar doğru olsa bile, diyet hususunda Hz. Peygambere yardım etmemekle bu muahedeyi yine bozmuş sayılırlardı. Artık muahedeye riayet etmeden Medine´de ikamet etmelerinin imkanı kalmamıştı. Hz. Peygamberin bu isteğine karşılık, Abdurrahman bin Übey bin Selül, yahudileri Medine´den çıkmamaları konusunda zor luyor ve kendilerini destekleyeceğini, savaş açıldığı takdirde de onların safında yer alıp müslümanlara karşı savaşacağını söy lüyordu.

Ibn Kesir, Tarih´inde konuyla ilgili olarak şunları söyler: Münafıklar Nadir Oğulları´na haber göndererek, yerlerinden ayrılmamalarını tenbihlediler ve onları müslümanlara karşı di renmeye teşvik ettiler. Bu konuda kendilerine yardımcı olacak larına dair söz verdiler. Böylece Nadir Oğulları´nın gönülleri rahatladı ve cesaret kazandılar. Huyey bin Alıtab da müslü manlara karşı son derecede öfkelenmiş ve Nadir Oğulları´m ce­saretli davranmaya davet etmişti. Bunun üzerine Hz. Peygam ber´e haber göndererek anlaşmalarını bozduklarını açıkça du yurdular. Böylece sadece diyet hususunda yardımlaşmayı öngö ren muahede maddesini değil, anlaşmanın tümünü bozdukları nı ilan etmişlerdi. Bu da onların, Hz. Peygamber´e savaş ilan etmeleri anlamına geliyordu. Tabii ki, bu durumda Hz. Pey gamber, hareketsiz kalamazdı. Anlaşmalara riayet etmeyen ve komşuluk ilişkilerine önem vermeyen ve üstelik hıyanet hazır lığı içinde bulunmalarına göz yumması düşünülemezdi. Dolayı sıyla Hz. Peygamber, onların Medine´den çıkmalarını emretti. Her ne kadar münafıklar gizli veya açık olarak onları destekle-mekteyseler de, Hz. Peygamber onları sürgün etmeye kararlıydı. Medine´ye vekil olarak İbn Ümmü Mektum´u bıraktı. , Ve Nadir Oğulları´na doğru yola koyuldu. Bu olay Rebiul evvel ayında başlamıştı. Beraberindeki Muhacir ve Ensar´la birlikte Nadir Oğulları yurduna gitti ve orada konaklayarak kuşatma ya aldı. Fakat Nadir Oğulları kalelerine sığınmışlardı. Hz. Pey gamber onların hurmalıklarının kesilip yakılacağını bildirince: "Ey Muhammetd Sen, insanları fesaddan ve bozgunculuktan ahkoyar ve böyle davrananları ayıplarsın. Peki bu hurmalıkla rı kesip yakmak da neyin nesi oluyor?" dediler.

Nefislerinin zayıflığı ve manevi güçsüzlükleri dolayısıyla Hz. Peygamberin bu tehdidinin gerçek olduğunu zannettiler. Oysa bu tehdit, kolayca teslim olmaları için bir taktikten ibaretti. Yoksa Haşr süresindeki ayet-i kerimelerin de ifade ettikleri gi bi, onların hurmalıkları ne kesilmiş ne de yakılmıştı.

Daha önce de anlattığımız gibi, münafıklar başlarında Ab dullah bin Ubey bin Selül olduğu halde Nadir Oğulları´na, yerlerinde durup direnmeleri için haber göndermişlerdi. Bu ha ber üzerine Nadir Oğulları da, yerlerinde kalarak direnmişler di. Sonuçta Hz. Peygamber, onları kuşatma altına almıştı. Bu münafıklar fesat ve azgınlıklarım sürdürerek yahudilere haber gönderip şöyle demişlerdi: Biz sizi müslümanlara teslim etme yeceğiz. Eğer sizinle savaşıhrsa, biz de sizin safınızda yer ala rak onlara karşı savaşacağız. Eğer Medine´den çıkarıhrsanız, biz de sizinle beraber çıkarız.

Yahudiler münafıkların bu sözlerinin doğru olduğunu zanne derek, vaadlerini ve yardımlarım beklediler. Halbuki münafık lar müslümanların arasında yaşıyor ve yahudilere hiçbir yar dımda bulunmuyorlardı. Bunun üzerine yahudiler, paniğe ka­pıldılar. Cenab-ı Allah onların kalblerine korku bırakmıştı. îşte tam o esnada, Medine´den çıkmayacakları konusunda verdikle ri sözden döndüler ve Hz. Peygamberin savaş ve kuşatmasına gerek kalmadan, şehirden çıkma konusundaki teklifini hiçbir zorluk çıkarmadan kabul ettiler. Daha önce münafıkların kış kırtması sebebiyle Medine´den çıkmaya razı olmamışlardı. Bu inatlarından vazgeçtiler ve kanlarını bağışlamasını istediler. Develeriyle taşınacak mallarını da götürmeyi Önerdiler. Resu-iullah (sav) bu önerilerini kabul buyurdu. Bunun üzerine deve lerinin taşıyabileceği kadar mallarını alıp Medine´den çıktılar.

Öyle ki, evlerinin kapılarını bile söküp develerine yüklediler ve Hayber´e doğru gittiler. Hayber kalesinde Kaynuka Oğullar´m-dan olan yahudilerle birleştiler. Bir kısmı da Şam´a gitti. Hay-ber´e gidenlerden biri de İbn Übeyy el-Hakik idi. Huyey bin Ahtab da onunla beraber Hayber´e gitmişti. Bunlar, yahudile-rin Önde gelen şahsiyetleriydiler. Yahadiler onların sözlerine itaat ederlerdi.

Nadir Oğulları yahudilerinin yaptıkları, Hz. Peygamberin onlara karşı sergilediği tutum ve Allah´ın bu konuda verdiği emirlerin çoğu, Haşr suresinde anlatılmaktadır. Nitekim bu su rede Cenab-ı Allah şöyle buyurmaktadır: "Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ı teşbih ederler. O, üstündür, hikmet sahibi dir. Kitap ehlinden inkar edenleri ilk sürgünde yurtlarından çı karan O´dur. Oysa ey inananlar, çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin kendilerini Allah´tan koruyacağını san mışlardı. Ama Allah´ın gazabı onlara ummadıkları yerden gel di, kalplerine korku saldı; evlerini kendi elleriyle ve müminle rin elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri! İbret alın! Eğer Al lah onlara sürülmeyi yazmamış olsaydı, başka şekilde azap ve recekti. Ahirette onlara ateş azabı vardır. Bu, Allah´a ve Resu lüne karşı gelmelerinden dolayıdır. Kim Allah´a karşı gelirse, (bilsin ki) Allah´ın azabı şiddetlidir. İnkarcı kitap ehlinin yurt larında hurma ağaçlarını kesmeniz veya onları kesmeyip göv deleri üzerinde ayakta bırakmanız Allah´ın izniyledir. Allah, yoldan çıkanları böylece rezilliğe uğratır." (Haşr: 1-5)

Hz. Peygamber onları onaltı gece kuşatma altında tutmuş ve sonra Medine´den sürgün etmişti.

Nadir Oğulları´nın Gazası Esnasında ve Sonrasında İnen Şer´i Hükümler

Nadir Oğulları gazası esnasında ve bu gaza sonrasında üç şer´i hüküm indirilmiştir:

1- Tahribin men edilmesi: Hz. Peygamber kuşatmanın uzun sürmesinden sonra, Nadir Oğulları´na hurmalıklarını kesip ya kacağı tehdidinde bulundu. Onlar da, kendisinin başkalarını tahribatta bulunmaktan men ettiği halde, hurmalıkları ne diye keseceğini sordular ve bunun doğru bir şey olmadığını söylediler. Aslında Hz. Peygamber, bunu, onları korkutmak için bir tehdit olarak söylemiş, fakat hurmalıklarına dokunmamıştı. Onlar kalelerine sığınmış, kalenin üstünden mü´minlere taş fır latıyorlardı. Dolayısıyla onları kalelerinden indirmek gereki yordu. Ayet-i kerime, Hz. Peygamber´in hurmalıkları değil, hurmaları kesmeleri için sahabilere emir verdiğini ifade etmek tedir. Hz. Peygamber hurma ağaçlarını kesmiş olsaydı, orada hurmalık kalmazdı.

Konuyu tam olarak açıklığa kavuşturabilmek için, bununla ilgili fıkhi hükümleri anlatmamız gerekmektedir. Bu fıkhi hü kümlerin esası da, sürgün olayıyla ilgili olarak okuduğumuz Haşr suresinin ayetleridir. Genel olarak tahribatta bulunup hurmalıkları kesmenin yasaklığı Hz. Ebu Bekimin askerlerine yapmış olduğu vasiyette de göze çarpmaktadır. Hz. Ebu Bekir bütün söz ve davranışlarında Hz. Peygamber´e tabi olan bir in sandı. Onun askerlerine yapmış olduğu vasiyeti, îmanı Ahmed bin Hanbel şöyle rivayet etmektedir:

Hz. Ebu Bekir askerlerini bir sefere uğurluyordu. Başlarına kumandan olarak Yezid bin Ebi Süfyan´ı tayin etmişti. Ken disi yaya, Yezid ise atma binmiş olarak yollarına devam edi yorlardı. Yezid: "Ey Ebu Bekir, eğer sen de ata binmezsen, ben inerim" dedi. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir ona şöyle cevap verdi: "Ben binmeyeceğim ve sen de inmeyeceksin. Çünkü attı ğım adımlar Allah yolunda atılan adımlardır... Gittiğimiz yer de kendilerini manastırlara kapamış olan bazı din adamları göreceksiniz. Onlara ilişmeyin ve inançlarıyla başbaşa bırakın. Yine ilende tepelerinin ortalarını traş etmiş ve etraftaki saçla rını sarık gibi bırakmış olan bazı kimseler göreceksiniz. Bunla rın tepelerinde traş etmiş oldukları yerlere kılıçla vurun. Ben sana 10 tavsiyede bulunacağım: "Asla kadınları, çocukları, yaş lıları öldürmeyin. Meyveli ağaçlıkları ve hurmalıkları tahrip etmeyin. Mamur yerleri yıkmayın. Yemek için olmadıkça, ko yun veya sığır kesmeyin, insanların kökünü kazımayın ve hıya net etmeyin."

Resulullah´ın halifesi Hz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:32:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri rüya tabiri,Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri mekke canlı, Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri kabe canlı yayın, Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri Üç boyutlu kuran oku Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri kuran ı kerim, Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri peygamber kıssaları,Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleri ilitam ders soruları, Nadir Oğullarının Medine´den Sürgün Edilmeleriönlisans arapça,
Logged
04 Nisan 2015, 19:03:21
MELİKE 7D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 333



« Yanıtla #1 : 04 Nisan 2015, 19:03:21 »

Yahudiler, anlaşma gereği diyet hususunda Hz. Peygambere yardımcı olmak mecburiyetinde olmalarına rağmen, onun bu husustaki yardım isteğine cevap vermediler. Üstelik de çirkin bir tuzak kurdular. Böylece anlaşmayı ilk bozan, kendileri ol du. Artık Hz. Peygamber, onfarla bir arada yaşamanın müm kün olmadığını anlamıştı. Çünkü onlar, Hz. Peygamberin ken dileriyle yapmış olduğu muahedeyi ihlal etmişlerdi. Ama Hz. Peygamber, o ana kadar söz konusu muahedeye harfiyen riayet etmişti. Halbuki muahede ve sözleşmelerde karşılıklı hak ve yükümlülükler vardır. Tarafların ikisi de muahedenin şartları na riayet etmekle mükelleftirler. Riayet edilen, maddelerine uyulan bir anlaşma olmadan, güzelce komşuluk yapmak müm kün değildir. Bu durumda Nadir Oğullarını Medine´den sürgün etmek zorunlu bir hale gelmişti.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
14 Ocak 2021, 05:26:48
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 14 Ocak 2021, 05:26:48 »

Esselâmü Aleyküm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes