๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 16:57:03



Konu Başlığı: Ben-i Kaynuka Muhasarası
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 16:57:03

Ben-i Kaynuka Muhasarası


Kaynuka oğulları, bu müslüman kadına yaptıklarından, müslümanlara dil uzatmaktan, eziyet ve zulüm yapmaktan do layı sorumlu tutulmuşlardı. Ama bütün bunlara rağmen Hz. Peygamber, onlara karşı sabırlı davranıyor, onlarla yapmış ol duğu anlaşmaya riayet ediyordu. Fakat onlar müslümanlardan bir kişiyi öldürünce, Hz. Peygamber dayanamayarak yurtlarını kuşatma altına aldı. Onbeş gün süren kuşatma sırasında Hz. Peygamber, Medine´de kendi yerine Beşir ibn Abdülmünzir´i, yani Ebu Lübabe´yi vekil olarak bırakmıştı. Kuşatma şiddet lenip uzayınca Kaynuka oğulları, Hz. Peygamberin vereceği hükme razı olup teslim oldular. Hz. Peygamber de onları Öldür­medi ve Medine dışına sürgün etti. Bunlar Hazreç´lilerin müt tefikiydiler. Hazreçlilerin başında da münafıkların lideri Ab dullah bin Übey bulumaktaydı. Ubade binSamit de onlar dandı, ibn Übey, Kaynuka oğullarına yardım etmiş, Hz. Pey gambere gelerek: "Ey Muhammed benim dostlarıma ve mütte fiklerime iyilik et" demişti. Hz. Peygamber (sav), onun bu sözü üzerine kararını biraz geciktirdi. Ama tekrar gelerek şımarık bir şekilde ve "resul" sıfatını kullanmaksızın "Ey Muhammed, dostlarıma ve müttefiklerime iyi davran" dedi. Hz. Peygambere "resul" olarak hitap etmemesi, onun münafıkların etkisi altın da kaldığını gösteriyor. Münafıklıklar, üslubundan anlaşılıyor du. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ve onları konuş malarından da tanirsin." (Muhammed 30)

Abdullah bin Übey bin Selül, Hz. Peygambere karşı kul landığı şımarıkça ifadelerle birlikte, elini onun zırhının yakası na atıp adamlarım ve müttefiklerini serbest bırakmasını söyle mişti. Hz. Peygamber: "Beni bırak!" demiş ve öfkelenmiş, hatta yüzü morarmıştı. Sonra yine. "Yazık sana... Bırak beni!" diye onu uyarmıştı. Münafık Abdullah bin Übey ise, şöyle cevap vermişti: "Bırakmam vallahi! Beni, Hadaik ve Buas günlerinde kızıl ve karalara karşı koruyan, bir sabahta kesip biçmek iste diğin bu müttefiklerimden dörtyüz zırhlı ve üçyüz zırhlıya lütuf ve iyilik etmedikçe yakanı bırakmam! Ben, vallahi bu kadar in san yüzünden felaketin aleyhe döneceğinden korkuyorum!" Hz. Peygamberin, Kaynuka Oğullarını Öldüreceğini sanmıştı. Oysa Hz. Peygamber sadece onları Medine´den çıkarmak niyetindey di. Onları öldürmek istemiyordu. Cevap olarak dedi ki: "Onları sana bırakıyorum." Yani onları sürgün ediyorum ve Öldürmüyo rum.

Hz. Peygamber en az zararla onların serlerini bertaraf et mek istemişti. Münafıkların başı işte böyle bir tutum sergile mişti. Fakat Abdullah bin Übey gibi, kendisi de Kaynuka Oğullarının müttefiki olan Ubade bin Samit de şöyle demişti: "Ben Allah ve Resulü ile mü´minleri dost edinirim. Şu kafirlerle müttefik olmaktan ve onları dost edinmekten uzağım."

îşte iki kişi... Biri mü´min, diğeri münafık.

İbn İshak, Abdullah bin Übey ile Ubade bin Samit hak kında Cenab-ı Allah´ın şu ayeti kerimeyi inzal buyurduğunu söylemektedir: "Ey inananlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır. Şüphesiz Allah, zalim top lumu doğru yola iletmez. Kalblerinde hastalık bulunanların: "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz!" diyerek, onlara koş tuğunu görürsün. Olur ki Allah bir zafer verir veya katından bir emir getirir de, kalblerinde gizlediklerine içleri yananlara dönerler. İnananlar, "sizinle beraber olduklarını bütün güçle riyle Allah´a yemin edenler bunlar mıydı?" derler. Onların emelleri boşa gitmiş ve kaybedenlerden olmuşlardır. Ey ina nanlar! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve onların O´nu sevdiği; İnananlara karşı alçak gönüllü, inkar cılara karşı güçlü, Allah yolunda cihad eden, yerenin yermesin den kormayan bir millet getirir. Bu, Allah´ın dilediğine verdiği bol nimetidir. Allah (m lütfü) geniştir, (O), bilendir. Sizin dos tunuz ancak Allah, onun elçisi ve namazlarını kılan, zekatları nı veren, rükua varan mü´minlerdir. Kim Allah´ı O´nun elçisini ve müzminleri dost edinirse, bilsin ki, şüphesiz Allah´tan yana olanlar üstün gelirler." (Maide: 51- 56)

Bu ayeti kerimelerin, münafıkların lideriyle mü´minlerden biri olan Ubade bin Samit hakkında bir karşılaştırma yap mak amacıyla nazil oldukları doğru ise de, aynı zamanda ayet te yahudiler ve münafıklarla dostluk yapanları tanımlayan ge nel nitelikler de bulunmaktadır.

Kaynuka Oğullarının işi sürgünle sonuçlandı. Medine, onla rın pisliklerinden temizlendi. Bu sürgün olayı Hz. Peygamber ´den kaynaklanan bir tecavüz ve saldırı değildi. Aksine onların tecavüzlerinden ve sözlerinde durmamalarından kaynaklanan zararları bertaraf etmek için yapılmıştı. Kaldı ki onlar, kötü komşu idiler. İnsanların, onların kötülük ve fesadından korun maları için Medine´den sürgün edilmeleri gerekiyordu.