๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Son Peygamber => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 23:24:06



Konu Başlığı: Açlık ve Yemek
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Aralık 2009, 23:24:06
Açlık ve Yemek


Daha önce de belirttiğimiz gibi, hendek kazma işi, aslında çok zorlu ve zahmetli bir iş olduğu için, mü´minler bu işi yapar ken büyük güçlüklerle karşılaşmışlardı. Özellikle Medine´den uzak oldukları için çok büyük bir açlık belasıyla karşılaşmışlar dı. Ayrıca rızıklarını temin etmek için çalışacak zamanları da kalmamıştı. Kazı işini bırakacak durumda değillerdi. Açlıkla karşılaşmışlardı ama Allah yolunda cihad etmek, nefislerin gı dasıdır. Bu uğurda bedenleri yorulsa ve halsiz düşse de, umur larında değildi. Çünkü onlar Allah katındaki sevap ve mükafat ları istiyorlardı.

Hz. Peygamber sabır ve metanetle açlığa dayanma hususun da ümmeti için en güzel bir örnektir. Öyle ki, hendeği kazarken açlığın şiddetine dayanabilmek için karnına taş bağlamıştı. Buhari, Cabir ´in hendekte karşılaştığı büyük kaya parçasına dair söylediklerini şöyle rivayet eder: "Hendek gününde bizler, bir çukur kazıyorduk. Büyük bir kaya parçasıyla karşılaştık, çok sertti, kıramıyordum. Arkadaşlar Hz. Peygambere giderek: "Ey Allah´ın Resulü hendekte bir taş çıktı, onu kıramıyoruz" de diler. Hz. Peygamber karnına taş bağlamış olduğu halde taşa doğru yürüdü. Biz o halde hiç bir şey tatmadan, yemeden içme den üç gün süreyle hendekte çalıştık." Evet, sahabiler işte böyle bir açlıkla karşı karşıyaydılar, ama yine de dayanıyor ve ancak çok dindar ve metin kimselerin yapabileceği gibi gayret sarfedi-yorlardı. Hendek gününde, az miktardaki yemekle çok sayıdaki sahabilerin karınlarını doyurdukları konusunda birçok mucize ler görülmüştür. İbn İshak, Hz. Peygamber sayesinde, yeme ğin bereketlendiğine dair iki rivayet nakletmektedir:

1- Beşir´in kızının hurmalarının bereketlenmesi: İbn İshak bunu şöyle nakleder: "Beşir bin Sad´ın kızı dedi ki: Annem Ant re binti Reuaha bana bir zenbil hurma verdi. Sonra dedi ki: "Kızım, bu hurmaları baban ile dayın Abdullah bin Revaha´ya götür, bunu yesinler. Ben hurmaları alıp onlara götürürken Re-sulullah´a uğradım. Ondan dayım ve babamı sordum. Bana: "Gel kızım, yanındaki nedir?" diye sordu. Hurma getirdiğimi söyledim. Onu annemin, babam Beşir bin Sad ile dayım Abdul lah bin Revaha´ya yemeleri için gönderdiğini belirttim. Resu-lullah, hurmaları kendisine vermemi istedi. Ben de avucuna boşalttım. Ama hurmalar onun avucunu bile doldurmadı. Son ra bir bez getirmelerini emretti. Sahabiler bir bez getirdiler. Hurmaları bezin üzerine yaydı ve bir dua okudu. Bunun üzeri ne bezin üzerindeki hurmalar çoğalmaya başladı. Sonra da hendekte çalışanları çağırmaları için bir adama emir verdi. O adam da hendekte çalışmakta olan sahabilere seslenerek hur ma yemeleri için gelmelerini istedi. Orada çalışanların hepsi hurmanın etrafına gelip toplandılar, yemeye başladılar. Hur malar yendikçe artıyordu. Bütün çalışanlar doyduktan sonra, yine de hurmalar o bezin etrafından dökülüyordu"

2- İbn İshak, Cabir bin Abdullah´ın şöyle dediğini rivayet eder: t(Benim zayıf bir oğlağım vardı. Bunu Resulullah için ke sip yemek yapsak diye düşünmüştüm. Hanımıma emir verdim . Bizim için biraz arpa öğüttü, arpa unuyla ekmek yaptık. Sonra da oğlağı kestim ve Resulullah için pişirdim. Akşam olunca Re sulullah (sav) hendekte çalışan sahabilerle birlikte işi bıraktı. Ben de: "Ya Resulullah! Senin için bir oğlak kestik. Onu yemek yaptık. Rızan olursa evimize gelmeni isterim" dedim. Ben sade ce Resulullah´ın gelmesini istemiştim. Bu teklifi kabul etti. Son ra orada bulunan sahabilere de seslenerek, onların da evimize gelmelerini istedi. Ben, yemeğin yetmeyeceğinden korktuğum için "Allah´tan geldik ve O´na dönücüyüz" dedim. Hz. Peygam berle, beraberindeki sahabilerin tümü evimize geldiler. Oturdu lar, yemeği Önlerine koyduk. Hz. Peygamber yemeğin üzerine bereket duası okuyup besmele çekti ve yemeye başladı. Berabe rindeki sahabiler de onunla birlikte yemeye başladılar. Bir grup yemeği yeyip kalkıyor; arkasından ikinci grup geliyordu. Böylece hendekte çalışanların tümü doyup kalktılar. O cılız oğ lak, hepsini doyurmuştu."

Bu rivayetlerin ikisi de, Hz. Peygamber tarafından o gün iz har edilen bir mucizeyi bildirmektedirler. Bu anlattıklarımız dan başka, Hz. Peygamberin nice mucizeleri vardır. Örneğin hicret yolunda iken Ümmü Mabed´in evine uğramış, onun sof rasında yemek yemiş ve buna benzer bir mucize daha izhar et mişti. Ayrıca bu rivayetler Hz. Peygamberle beraberindeki sa habilerin az yemekle ne kadar zorlu işler başardıklarını ve aç lık musibetiyle mübtela olduklarını da gösteriyor. Yine bu riva yetler çok önemli bir hususa da işaret ediyorlar. Müslümanlar arasında yardımlaşma duygusu hakimdi. Birbirlerinden ayrıl mıyorlardı. Birisi bir yerde yiyecek görünce, tek başına yemi yor, diğer kardeşlerini de davet ediyordu. Hz. Peygamberin ge tirdiği hidayeti ve hikmeti sayesinde mü´minler, birbirlerine yardımcı olma faziletini de öğrenmişlerdi.