๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 29 Eylül 2011, 15:07:37



Konu Başlığı: Okuyucu mektupları
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 29 Eylül 2011, 15:07:37
OKUYUCU MEKTUPLARI

Ekim 2009 49.SAYI

BEKLEDİĞİME DEĞİYOR

Kıymetli gönül dostlarım, her ay sizi çok yakınımdan gelecek bir mektubu bekler gibi bekliyorum ve gerçekten beklediğime de değiyor. Çünkü her bir satırı bilgi, muhabbet ve ibret dolu. İşte bu yüzden sizi çok seviyor ve başarılarınızın devamını diliyorum.
SENGÜL YILDIZ / ISPARTA

PSİKOLOĞUM VE PEDAGOĞUM HİZMETLERİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM

Sevgili Semerkand Aile çalışanları, öncelikle psikoloğum ve pedagoğum hizmetleriniz için teşekkür ederim. Bunların yanı sıra dergiyi zaten çok beğenerek okuyorum. Konular, baskı, fotoğraflar çok güzel. Ellerinize, emeğinize sağlık.

BU DERGİ MÜKEMMEL BİR ŞEY

Bu dergi ile tanıştığımdan beri hayatımda çok değişiklikler oldu. Bu dergi sayesinde resmen arkadaşlarıma -tabi ailemin de yardımı ile- daha çok tanıttım. Tabi bunda sizin yardımınız çook büyük. Onlara derginizi götürüp okumalarını sağladım, artık kendileri “Tuğba o bize getirdiğin güzel dergiyi neden getirmedin?” diye bana kızıyorlar. Kısacası sizin derginiz mükemmel bir şey.
TUGBA ÖZTÜRK / AKSARAY

EVİMİZDE SEMERKAND AİLE VAR, HUZUR VAR

Sevgili Semerkand Aile çalışanları, yapmakta olduğunuz çalışmalara vermiş olduğunuz ehemmiyetten dolayı sizleri kutluyor, çalışmalarınızın devamını temenni ediyorum. Evimizde Semerkand Aile var huzur var. Her ayı sabırsızlıkla bekliyorum. Geldiği zaman da birkaç gün içinde bitiriyorum. Gelecek ayın ipini çekmeye başlıyorum. Bizler sizlerden memnunuz, rabbim de razı olsun inşallah.
YASEMİN DAĞAŞAN / İSTANBUL

ARKADAŞIM OLUR MUSUNUZ?

Yıllardır hep şunu istedim: bir arkadaşım olsa, ama beni tanımasa. Ona sadece mektup yazsam. Bütün sıkıntılarımı, dertlerimi onunla paylaşsam. Dile getiremediklerimi, içsızılarımı ona anlatsam. Sadece yazsam hiç bıkmadan usanmadan. O arkadaşım siz olur musunuz? Ben yazsam, siz sadece okusanız… Kabul eder misiniz? Edersiniz herhalde. “O” kabul etti. “Pişmanım” dedim, elini uzattı, çıkardı beni aydınlığa. O güzel sesiyle “Her zaman dua ediyoruz” dedi. Bence bana söyledi o sözleri, sizce size. Altınmışım meğer, çamurdaydım yıkadı, temizledi ve değerimi yeniden gösterdi.
CANAN BIRAKMAZ / İZMİR

AMATÖR KALEMLER

YA GÜNEŞ BATIDAN DOĞDUYSA…

Karanlık dehlizlerin içinde ellerim kanlı, aciz, bitkin, suskun bir edayla bekliyorum. Kalbimi karanlıklar kaplamış, olan olmuş, giden çoktan gitmiş. Öyle bir eda ki benimki, günahım ortada ama kapatamıyorum. Bir karganın öğretmenliğiyle gömüyorum onu en derinlere…

Kara, deli dalgalar gelmiş bak işte. Son günden bir önceki gün bile değil artık, tufanlar kopmuş, gökler yere inmiş, her kiri sular çoktan yutmuş ve ben deli dalgalarla birlikte gömülmüşüm sulara…

Güvendiğim kalelerim bir bir yıkılmış, korkmayarak, yıkılmayacağına inanarak, dağlara meydan okurcasına diktiğim köşkler, saraylar hep yerle bir ve ben eteklerimi bağlasam da yokuşlara çoktan sürüklemiş, çoktan atmış beni uçurumlara…

Gölgelerim, serin sularım, tenime dokunduğuna şükretmeyi bilemediğim meltemlerim çoktan tutuşmuş, kaynamış, yanmış.
Meltemlerimi yakan, bir yele çeviren ben,
Sularımı, özümü kavuran, lavlara çeviren ben,
Sürüklenmişim ateşlere…

Yusuf yüzlülerimi çoktan kurda kaptırmışım hem de bu yalana ben de inanmışım. Kuyulara gömerken Yusufum’u o çoktan Mısır’a sultan olmuş. Asıl kuyudaki ben çoktan gömülmüşüm bataklara…
Ümitvar olmanın geciktiği bu demde marazi bir şekilde kıvranan ben,
ne ile temizlerim bunca kirimi?..
Hangi dostu misafir edebilirim katran karası kalbime?..
Kime yüzüm tutar, beni çıkar kuyudan demeye?..
Hangi gemi kurtarır beni tufanlardan?..

Öylece durmaktayım suskun, kaba ve hantal…

“Barındırmaz mısın koynunda ey toprak?” derim “yer pek”
Döner imdadı gökten beklerim, heyhat! “gök yüksek” (M. Akif Ersoy)
HİLAL REÇBER / KAYSERİ