๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Tasavvuf) => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 19 Eylül 2011, 12:49:01



Konu Başlığı: Vukuf-i Kalbi
Gönderen: Ekvan üzerinde 19 Eylül 2011, 12:49:01
                    Vukuf-i Kalbi

Müridin her türlü bağdan, evhamdan, şek ve şüpheden; bilinen, düşünülen, hatır ve hayalden geçirilen her türlü fikir, hayal ve histen sıyrılıp, sâdık bir teveccüh ile kalbine yönelmesine, her an gönlünü Allah'a karşı uyanık tutmasına denir.

Nitekim her yerde hazır olan Allah'u Teâlâ'ya nasıl ki Kâbe-i muazzama'ya yönelerek el açılıyorsa; zikir sırasında da kalbe yönelmek, oraya ilâhi tecellilerin dolmasına zemin hazırlar.

Allah'u Teâlâ insanın kalbine hakikatini yazmış, sonra da o hakikati fena sıfatlarla örtmüştür.
Eğer bir kimse kötü sıfatlarını temizlerse, kalbine teveccüh ettiğinde kendi hakikatini görür.

Bundan maksat, Hakk'tan başka sevgilerin kalbe girmemesidir. Aldığı ve verdiği nefesleri düşünerek daima Hakk ile olması, gelen bütün kötülük ve hatıralardan gönlünü muhafaza etmesi lâzımdır. Eğer sâlik buna muvaffak olursa kalbinde hakikat zuhur eder.

Sâlik kalbine teveccüh hususunda ısrar etse, kendi hakikati ona aşikâr olur. Böylece Hakk'ın birçok esrarı tecelli eder. "Men arefe"nin sırrı burada çözülmeye başlar.

Hüseyin Karaoğlu
Semerkand Dergisi


Konu Başlığı: Ynt: Vukuf-i Kalbi
Gönderen: Ekvan üzerinde 03 Ekim 2011, 18:09:08



      Sâlik kalbine teveccüh hususunda ısrar etse, kendi hakikati ona aşikâr olur. Böylece Hakk'ın birçok esrarı tecelli eder. "Men arefe"nin sırrı burada çözülmeye başlar.


       Kendi hakikatimiz bize aşikar olduğunda,alemin bütün renklerinin ve desenlerinbin değişeceğine inanıyorum..İnşaallah Rabbim, bizi bu hale vasıl eylesin...