> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > Zahir ve bâtın birlikteliği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zahir ve bâtın birlikteliği  (Okunma Sayısı 751 defa)
23 Temmuz 2010, 15:03:23
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 23 Temmuz 2010, 15:03:23 »



Zahir ve bâtın birlikteliği



Bilindiği gibi Allahu Zülcelâl’in emir ve nehiyleri zahiri ve manevi olmak üzere iki kısımdır Bu yüzden insan da Allahu Zülcelâl’e karşı hem zahiri, hem de manevi olarak sorumludur

Zahiri sorumluluklar, vücudun dış azaları ile yerine getirilmesi gerekli olan namaz, oruç, zekât, hırsızlık yapmamak, içki içmemek gibi sorumluluklardır

Kalbin temizlenmesine yönelik olan batınî emir ve nehiyler ise zahiri olan sorumluluklara göre daha önemlidirÇünkü insanın manevi durumu, zahiri amellerinin de temelidir Allahu Zülcelâl’e karşı samimi olabilmek ve ihlâslı bir şekilde ibadet yapabilmek, kalbin ıslah olmasına bağlıdır

Bazı kimseler, tasavvufun gerekli olmadığını iddia ediyorlar Oysa bu iddiaları, onların İslam dini hakkında ne kadar yabancı ve cahil olduklarını meydana çıkarıyor Çünkü Allahu Zülcelâl bir ayet-i kerimede: “De ki: ‘Ancak bizim Rabbimiz, zahiri ve batini olan kötü davranışları ve her türlü günahı ve yapılan tecavüzü haram kılmıştır” (A'raf; 33)

Diğer bir ayeti kerimede ise şöyle buyrulmuştur: “Zahiri ve batini kötülüklere yaklaşmayın” (En'am; 151) Görüldüğü gibi Allah-u Zülcelâl, hem zahiri hem de batini kötülüklerden uzak durmamızı emretmiştir

Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “İnsanın vücudunda bir et parçası vardır Eğer o ıslah olursa, bütün vücut ıslah olur Eğer o fesada uğrarsa, bütün vücut fesada uğrar Dikkat edin o da kalptir” (Müslim)

İmam Şarani (rahmetullahi aleyh), “Sefau'l Kulub” adlı kitabında şöyle demiştir: “Zahiri emir ve nehiyler ekmek gibidir Manevi olan emir ve nehiyler ise o ekmeğin yanındaki katık gibidir Bu ikisi bir arada bulunursa insan yaptığı ibadet ve taatinden lezzet alır Bu tecrübe edilmiştir Kalbinde şüphe bulunanlar, bunu tecrübe etmeden anlayamazlar”

Hz Peygamber (sav) ise şöyle buyurmuştur: “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” (İmam Malik) Peki, güzel ahlak ona uymak değil midir? Çünkü Allahu Zülcelâl bir ayeti kerimede şöyle buyurmuştur: “Resulüm size neyi verdiyse (ve emrettiyse) onu alıp yapın, neden nehyetti ise ondan da sakının” (Haşr; 7)

Diğer bir ayeti kerimede ise şöyle buyrulmuştur: “De ki; Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin” (Âl-i İmran; 31)

İç temizliği

Bir kişi, arif zatlardan birisine mektup yazmış ve demiş ki: “Siz bu maneviyatı nereden çıkarıyorsunuz? İnsan, Allahu Zülcelâl’in emir ve nehiylerini zahiri olarak yerine getirirse evliya olur”

O arif zat, o kişinin mektubuna şöyle cevap vermiş: “Bir kişi, mescitte namaz kıldığı zaman, bu haliyle diğer insanların yanında evliya gibidir Çünkü Allahu Zülcelâl’in emrini yerine getirmektedir Ama o kişinin kalbinde: ‘Ben namaz kılayım da diğer insanlar beni görsünler’ diye bir niyet bulunduğu zaman, bu da riyadır ve bu haliyle Allahu Zülcelâl’in katında ibadetinin hiçbir kıymeti kalmaz Çünkü riya küçük şirktir

Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem);
— Sizin müptela olmanızdan korktuğum şeylerin en büyüğü küçük şirktir buyurunca, Sahabei Kiram:
— Ya Resulellah! Küçük şirk nedir? diye sormuşlar Hz Peygamber (sav) de:
— Riyadır (gösteriş), buyurmuştur (Beyhâki, Ahmed bin Hanbel)

Allah-u Zülcelâl, kıyamet gününde kullarına yaptıkları amellerine göre mükâfat verirken, riyakârlara şöyle buyuracak: “Dünyada riyakârlık yaptığınız kimselere gidin, bakın Onların yanında mükâfat bulabilecek misiniz?” (Ahmet bin Hanbel)

Onun için insan: “Ben namaz kılayım, insanlar namaz kıldığımı görsünler!” diye niyet ederek, bir milyon rekât namaz kılsa da bu namaz Allah rızası için olmadığından dolayı, sahibine bir menfaat sağlamaz Onun için insan Allah-u Zülcelâl’in emir ve nehiylerini ne kadar yaparsa yapsın, maneviyat olmadan evliya olamaz”

Arif zatın bu cevabını alan kişi, derhal onun ziyaretine gitmiş ve tasavvuf yoluna girmiştir

İmam Hadimi (rahmetullahi aleyh) şöyle demiştir: “Tasavvuf yolu nasıl inkâr edilir? Çünkü bu yol, evliyaullahın yoludur İnsanın kemale ulaşması, ancak zahir ve batını birleştirmesi ile mümkündür” Buna bakarak, eğer insan, zahir veya batından birisini terk ederse kanadının biri kırılmış kuşlar gibi olur Kuş da tek kanatla uçamaz

Tasavvuf Ehlullah’ın yoludur

Abdülhalik Gücdevani (kuddise sirruhu) da şöyle demiştir: “Evliyaullah'a ve onların yoluna düşmanlık etmekten kaçının Çünkü onların yoluna düşmanlık edenler, ebedi iflah olmazlar”

Bizden önceki insanlar, İslam dinini çok iyi anladıkları ve yaşadıkları için diğer insanlara da menfaatli oluyorlardıHakikaten de tasavvufun aslı, Kur'an ve Sünnet yolunda yürümek, bizden önceki büyüklerin çizmiş olduğu yoldan ayrılmamak ve bid’atleri, nefsin boş arzularını terk etmek olduğu için Allahu Zülcelâl’in rızasını kazanmak isteyen ve ahiretine düşkün olan bütün Müslüman kardeşlerimiz için çok lüzumlu bir yoldur

İşte, bu ayeti kerimelerden, hadis-i şeriflerden ve âlimlerin sözlerinden anlaşıldığı gibi tasavvuf; Allahu Zülcelâl’in ve Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’in yoludur

Peki, böyle bir yola girmemekle ve üstüne üstlük bir de kötülemekle insan kendisine yazık etmiş olmaz mı? Kıyamet günü öyle dehşetli bir gündür ki insanın o gün kendisini kurtarması çok zordur O gün selamet bulmak için dünyada iken sâlih amel yapmak lazımdır Sâlih amel yapabilmenin yolu da kalbi, manevi olarak temizlemektir

Allahu Zülcelâl, kulundan selim kalp ister Tasavvuf yolunun büyükleri, bu yüzden kalbin üzerinde çok fazla durmaktadırlar İnsan tasavvuf yoluna girdiği zaman, Allahu Zülcelâl’e doğru manevi olarak ilerlemeye başlarÇünkü Allahu Zülcelâl, kullarının kalplerini düzeltip ıslah olmuş, samimi bir kalple huzuruna gelmelerini istemektedir

Nitekim ayeti kerimede şöyle buyurmuştur: “O gün ne mal, ne de oğullar fayda verir Ancak Allah'a selim bir kalple gelen (fayda görür)” (Şuara; 88-89) Selim bir kalbe kavuşmanın yolu da bütün amacı kalbin ıslah olmasını sağlamak olan tasavvufa girmektir

Bütün bu anlatılanlardan da anlaşılmaktadır ki tasavvuf yolu, insan için çok menfaatli ve gerekli bir yoldur Bir insan, ne kadar akıllı olursa olsun, kendisini yetiştirebilmesi için nasıl okula ve öğretmene ihtiyacı varsa Allahu Zülcelâl’in yolunda ilerlemek isteyenlerin de şüphesiz tasavvuf yoluna ihtiyaçları vardır

Kaynak: Seyda Muhammed Konyevî; Günümüz Meselelerine Fetvalar, Reyhanî Yayınları, 2004, İstanbul

 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zahir ve bâtın birlikteliği
« Posted on: 03 Mayıs 2024, 19:00:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zahir ve bâtın birlikteliği rüya tabiri,Zahir ve bâtın birlikteliği mekke canlı, Zahir ve bâtın birlikteliği kabe canlı yayın, Zahir ve bâtın birlikteliği Üç boyutlu kuran oku Zahir ve bâtın birlikteliği kuran ı kerim, Zahir ve bâtın birlikteliği peygamber kıssaları,Zahir ve bâtın birlikteliği ilitam ders soruları, Zahir ve bâtın birlikteliği önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes