> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > Tövbe Herkese Gereklidir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tövbe Herkese Gereklidir  (Okunma Sayısı 1374 defa)
19 Eylül 2011, 12:14:23
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 19 Eylül 2011, 12:14:23 »



                  Tövbe Herkese Gereklidir

İmam Gazalînin (rah.), belirttiği gibi,151 tövbe bizlere insanlığın babası ilk peygamber Hz. Adem Aleyhisselam tarafından miras kalmıştır. Tövbe Hz. Adem’in (a.s) ilacıdır. Ondan her peygamber payını almıştır. Yüce Rabbine tövbe etmeyen, kusurlarına ağlamayan, nefsi ve ümmeti için inlemeyen hiçbir peygamber yoktur. Bu durum, insanoğluna takdir edilmiş ezelî bir hükümdür. Değişmesine de imkan yoktur. Kafir olsun mümin olsun, bütün insanlar tövbeye muhtaçtır, tövbe ile yükümlüdür. Ve bu yükümlülük ölene kadar devam etmektedir.

Peygamberler, veliler, salihler, kamil mürşitler, devamlı tövbe ve istiğfar ile meşgul olurlar. Onlar, amellerine değil Allahu Teala’ya nazar ederler. O’nun yüceliği ve güzelliği karşısında hiçbir ibadeti yeterli bulmazlar. Ne yapsalar noksan görür, üzülür, ağlar ve tövbe ederler. Bir arifin belirttiği gibi, halk günahlardan, veliler ise yaptığı iyiliklerdeki kusurlarından tövbe eder.”152

Bir insan, zamanın en derin alimi, en büyük mürşidi, en yiğit mücahidi olsa, elinde binlerce insan hidayete ve takvaya ulaşsa, bu nimetler karşısında ona düşen iş, nefsini görmek ve amel ile övünmek değil, Allahu Teala’ya devamlı hamd ve istiğfar etmektir.

Bakınız, insanların en alimi, en müttakisi, en mücahidi, en cömerdi, en güzeli, bütün insanların efendisi Hz. Rasulullah’a (s.a.v) Cenab-ı Hak ne emrediyor:

“Allah’ın yardımı ve fetih gelip insanların bölük bölük Allah’ın dînine girdiğini gördüğün vakit Rabbine hamd ederek, O’nu tesbih et ve O’ndan mağfiret dile! Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.”153

Nakşibendî büyüklerinden Şeyh Abdurrahman et-Tâhî (k.s), bu ayet-i kerimedeki istiğfarın hikmetini açıklarken demiştir ki:

“Tarikattan gaye, nefsin aciz ve zelil olduğunun farkına varmaktır. Fazilet şükürdedir. Şükretmek ise elimizde değildir. İnsanda bulunan her iyi haslet, Yüce Allah’ın bir ihsanıdır. Kötülükler ise, kendi nefsimizdendir. Kul, şükretmeye Allah’ın yardımıyla muvaffak olduğuna göre, kendisine nisbet edeceği hiçbir şey kalmaz. Böylece kul, kusurlu olmaktan hiç kurtulamaz.

Bu durumda insan, her iyiliği Yüce Rabbinden bilmeli, bütün kötülük ve kusurları da nefsinden görüp, devamlı mağfiret dilemelidir.”154

Müfessirlerin İmamı Fahruddin er-Râzî (rah.), Nasr suresinde emredilen istiğfarın sebeplerini zikrederken, nimetlere şükürden aciz kalmayı da bir istiğfar sebebi olarak saymış ve şunu eklemiştir:

“Bu istiğfarın bir sebebi de, seyr u sülükte meydana gelen kusurlardır. Çünkü, Allah’a giden bir kul, kullukta bir makama ulaşır. Sonra başka bir makama yükselir. Bu arada öncekinin noksanlarını görür ve onun için Allahu Teala’ya istiğfar eder. Allahu Teala’ya seyir mertebelerinin bir sonu bulunmadığı için, bu istiğfarın da bir sonu yoktur.”155

Bunun için arifler, sadece bir kusur ve günahtan sonra değil, kılınan bir namaz, çekilen bir zikir, okunan bir Kur’an ve yapılan bir hayırdan sonra istiğfar ederler. Bu edep, yukarıda mealini verdiğimiz suredeki emre uygun olarak yapılmaktadır. Çünkü, İnsana nasip olan bütün hayırlar, Cenab-ı Hakk’ın ona açtığı manevî bir fetih ve ilâhî bir yardımdır. Bu yardıma ulaşan bir kula düşen vazife, nefsini övmek, amelini beğenmek değil, onu kendisine nasip eden Rabbini yüceltmek, O’na hamd ederek kulluktaki kusuruna istiğfar etmektir. Böylece, hem asıl nimetin sahibi unutulmamış, hem de benlik ve ucba düşülerek amel zayi edilmemiş olur. Bir insan manen ve maddeten yükseldikçe şükrü, tevazusu ve edebi artmıyorsa, onun Allah’tan uzaklığı artar. Şu halde, herkes için, her zaman en güzel amel, hamd, şükür, zikir, tövbe ve istiğfardır.

Rasulullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuştur ki:

“Bütün insanlar hata edicidir. Hata edenlerin en hayırlısı ise, çokça tövbe edenlerdir.”156

“Ey insanlar! Allah’a tövbe ediniz. Şüphesiz ben, günde yetmişten fazla, (bir rivayette yüz defa) Allah’a tövbe ediyorum.”157

“Kalbimi (nurdan bir takım) perdeler kaplar ve bu sebepten dolayı Allahu Teala’ya günde yüz defa istiğfar ederim.”158

Rasulullah (s.a.v) Efendimiz’in günde niçin yetmiş veya yüz defa istiğfar ettiğine şu hadisede bir cevap vardır:

Büyük veli Şems-i Tebrizî (k.s) Konya’ya ilk geldiğinde Pirinççiler veya Şekerciler Hanına yerleşmişti. Mevlana Celaleddin Rumî Hz.leri o zaman Konya’da bulunuyordu. Bir gün yanında talebe ve dostları ile Şems-i Tebrizî’nin bulunduğu hanın önüne geldi. Hanın önünde karşılaştılar. Önce birbirlerine uzun süre bakıştılar. Sonra Şems-i Tebrizî (k.s), Mevlana’ya şu soruyu sordu:

-Molla Celaleddin! Beyazid-i Bistami mi büyüktür, yoksa Hz. Muhammed  Mustafa mı? Hz. Mevlana hayret ederek:

-Elbette Hz. Muhammed  Mustafa (s.a.v) büyüktür, cevabını verdi. Tebrizî:

-Peki o halde bana şunu izah et. Beyazid-i Bistami bir sözünde: “Şanım ne kadar yücedir. Ben sultanlar sultanıyım” derken, Hz. Muhammed  Mustafa (s.a.v): “Kalbimi (nurdan bir takım) perdeler kaplar ve bu sebepten dolayı Allahu Teala’ya günde yüz defa istiğfar ederim,” demiştir. Bunun sırrı ve sebebi nedir? diye sordu. Hz. Mevlana şu cevabı verdi:

“Beyazid-i Bistami, gerçi kamil bir veli idi. Fakat ulaştığı makamın güzelliğinden hayrete düştü, onu en büyük makam zannetti, bulduğu ile yetindi, sevincinden böyle söyledi. Hz. Muhammed  Mustafa (s.a.v) ise, her gün yetmiş makamdan geçiyor, manen devamlı yükseliyordu. Bulunduğu makamdan bir üst makama çıkınca, ulaştığı makama şükrediyordu. Bu arada önceki makamın daha altta bir makam olduğunu görüyor ve ona kanaat ettiği için istiğfar ediyordu. Bu yükselme hep devam ettiği için istiğfarı da devam ediyordu.” Bu cevabı alan Şems-i Tebrizî (k.s) hayret etti, gönlü hoş oldu, Hz. Mevlana’yı kucakladı. Ondan sonra bu iki dostun özel sohbet ve muhabbeti başladı.159

Hiç kusur işlemeyen kul yoktur. Kusurum yoktur demek, en büyük bir kusurdur. Peygamberlerin kusuru, bizim kusurlarımız cinsinden değildir. Onlar günah işlemekten korunmuşlardır. Peygamberlerin devamlı istiğfar ettiği kusurlar kendi makamlarına göredir. Onlar devamlı Cenab-ı Hakk’ın huzurunda bulunmaktadırlar. Normal şartlarda güzel ve doğru olan bazı şeyler, o huzurda büyük kusur gibi uyarı alabilir.

Yüce Rabbimizin bütün kullarından istediği şey dua, tövbe ve istiğfar, itaat ve kendisine güzel zan beslemeleridir. Şu hadisteki hikmeti iyi anlayalım:

“Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi yokeder, günah işlediğinde hemen istiğfar eden ve kendilerini affettiği insanlar getirirdi.”160

Bu hadis-i şerifte, günah işlemenin normal ve basit bir şey olduğu anlatılmıyor. Burada dikkat çekilen husus şudur:

Cenab-ı Hakk’ın “rahmân”, “rahîm”, “ğaffâr”, “settâr”, “tevvâb” gibi yüce sıfatları mevcuttur. O (c.c), bunlarla tecellî edip yüceliğini göstermeyi murat etmektedir. Bunun ortaya çıkması için zahirde bir sebep ve mahal gerekmektedir. Bu sıfatların tecellisi için en güzel sebeplerden birisi, kusur içindeki kulun hatasını anlayıp Yüce Rabb’ine yalvarmasıdır. Aciz kula düşen, kusurunu anlayıp ağlamaktır. Yüce Rabb’e layık olan ise bağışlamaktır. Böylece, kulların acizliği, Mevla’nın yüceliği anlaşılmış olacaktır.

Helali bırakıp harama girmek büyük bir kusurdur. Aynı şekilde günaha dalan bir kulun, onu küçümseyip: “Yaptığım ne ki!” diyerek tövbeyi terk etmesi, daha büyük bir kusurdur. Bunun için Yüce Rabbimiz: “Tövbe etmeyenler, zalimdir.”161 buyurmuştur.

“Ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”162 ayet-i celîlesinin tefsirinde, bazı alimler demişlerdir ki:

“Kendisini tehlikeye atan kimse, büyük bir günah işledikten sonra: “Helak oldum! Artık bana hiç bir amel fayda vermez, ben affolmam.” diye düşünerek, tövbe ve istiğfarı terk edip helak olan kimsedir.”163

Allahu Teala, günahtan sakınan muttakileri kendisine dost ettiği gibi, yaptığı günaha tövbe ederek kendisine dönenleri de dostluğuna kabul etmektedir. “Allah çokça tövbe edenleri sever.”164 ayeti, günah işleyenler için ne büyük bir müjde ve ne güzel bir ümit kaynağıdır. Bu sevgiye ulaşmak için insanın can atması gerekir. Günahkar kul, kendisini affedip sevgisini müjdeleyen yüce Rabbine iman ve itimat etmelidir. Bir de, bu sevginin sebebi olan tövbeye devam edilmelidir. İmam Gazalînin (rah.) naklettiği şu olaydan ibret almalıdır:

İlim ve takvasıyla meşhur Üstat Ebu İshâk el-İsferâyinî165 şöyle demiştir:

“Otuz sene, Allahu Teala’nın bana nasuh tövbesini nasip etmesi için dua ettim; otuz senenin sonunda nasip oldu. Ben bu işe hayret ettim ve kendi kendime:

Sübhanallah! Bir hacetim için otuz senedir Allahu Teala’ya dua ediyorum, istediğim yeni verildi, dedim. O sırada bir rüya gördüm. Rüyamda birisi bana şöyle diyordu:

“Bu işe hayret mi ediyorsun? Sen Allahu Teala’dan ne istediğini biliyor musun? Sen, tövbe ile Yüce Allah’ın seni sevmesini istiyorsun. “Şüphesiz Allah, çokça tövbe edenleri ve güzelce temizlenenleri sever.”166 ayetini işitmedin mi? Bu, basit bir hacet midir?”

İmam Gazâlî (rah.) der ki: “Şu imamların güzel hâline, kalblerinin ıslahı ve ihyası için gösterdikleri gayrete ve ahiretlerine azık hazırlamak için çektikleri zahmete bak!”167

Allahu Teala hepsinden razı olsun.



151  Gazalî, İhya, IV, 17-18.
152  Ebu Talib el-Mekkî, Kutu’l-Kulub, I, 189.
153  Nasr 110/1-3.
154  Bkz: Abdurrahmân-ı Tâhî, İşaretler, 119.
155  Razî, Tefsir-i Kebîr, XXXII, 149.
156  Tirmizî, Kıyame, 49; Ahmed, Müsned, III, 197; Hakim, Müstedrek, IV, 244.
157  Buharî, Deavat, 3; Müslim, Zikr, 42. Ali Nasıf, et-Tac, V, 151.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tövbe Herkese Gereklidir
« Posted on: 16 Nisan 2024, 08:21:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tövbe Herkese Gereklidir rüya tabiri,Tövbe Herkese Gereklidir mekke canlı, Tövbe Herkese Gereklidir kabe canlı yayın, Tövbe Herkese Gereklidir Üç boyutlu kuran oku Tövbe Herkese Gereklidir kuran ı kerim, Tövbe Herkese Gereklidir peygamber kıssaları,Tövbe Herkese Gereklidir ilitam ders soruları, Tövbe Herkese Gereklidirönlisans arapça,
Logged
06 Mayıs 2014, 14:25:37
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #1 : 06 Mayıs 2014, 14:25:37 »

Tövbe bize babamız Adem as dan kalmıştır, bütün Peygamberler tövbeden nasibini almıştır tövbe aslında kul için en büyük ilaçtır kul bununla manevi olarak iyleşir ... hiç kusur işlemeyen kul yoktur. kusurum yoktur demek en büyük kusurdur... Peygamberlerin kusuru bizim kusurlarımız cinsinden değildir...onlar günah işlemekten korunmuşlardır onların kusur olarak nitelendirdiğimiz küçük zelleleri vardır... onlar bu küçük zellelerden dolayı günde en az 70 kere istiğfar ediyorlarsa bizim yaptığımız günahlar için yapmamız gereken istiğfarı varın siz düşünün...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
15 Ağustos 2014, 19:28:24
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 15 Ağustos 2014, 19:28:24 »

Esselamü aleykum ve rahmetullah;
Şu halde, herkes için, her zaman en güzel amel, hamd, şükür, zikir, tövbe ve istiğfardır.
Rabbim bu en güzel ameli inşallah daimi işleyenlerden kılsın...dünyaya dalıp da tevbeyi unutanlardan,anszıın eceli gelip de tevbeye vakit bulamayanlardan eylemesin..Rabbim bizleri ariflerin,muttakilerin,alimlern ...yolundan,nurundan ,tozundan ayırmasın inşallah..
paylaşım için Mevlam razı gelsin..vesilenizle halkın tevbeyi günahından,ariflerin ise amelindeki noksanlığından yaptığını öğğrendim..doğrusu gıpta edilecek bir davranış..Rabbim örnek alanlardan kılsın inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

15 Ağustos 2014, 19:53:36
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 15 Ağustos 2014, 19:53:36 »

Ve aleykümselam.Amin Mevlüde kardeşim.Rabbim tövbeleri kabul olunan Müslümanlardan eylesin bizleri inşallah.Ahir zaman her yönüyle bu kadar günaha batarken bir tövbe istiğfarla tekrar yolumuzu bulabiliriz inşallah. Rabbim hatasını anlayan ve hak yola dönmek için tövbe eden kulların dan eylesin bizi.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes