> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > Tasavvufun en hayırlı neslinden
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tasavvufun en hayırlı neslinden  (Okunma Sayısı 951 defa)
25 Temmuz 2010, 14:51:26
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Temmuz 2010, 14:51:26 »



Tasavvufun En Hayırlı Neslinden...


Fudayl ibn 'Iyaz der ki:
"Kim bid'at sahibi ile birlikte oturursa hikmetten mahrum kalır"

Yahya ibn Muaz er-Râzi(Ö/258) der ki:
"Bütün insanların ihtilafları üç esastan kaynaklanır Bunların her birinin bir zıddı vardır Kim bu esaslardan birinin dışına çıkarsa onun zıddımn içine düşer: Tevhıd ve onun zıddı şirk, sünnet ve onun zıddı bid'at, itaat ve onun zıddı mâsiyet"

Ebû Ali el-Hasen ibn Ali el-Cüzcânî(Ö/406) şöyle dedi:
"İtaati kendi sine kolaylaştırması, fiillerinde sünnete uygun hareket etmesi, iyilerle arkadaşlık etmesi, kardeşlerine karşı iyi ahlâklı olması, halka iyilik saçması ve müslümanlara ilgi göstermesi ve vakitlerini değerlendirmesi bir kulun mutluluğunun alâmetlerindendir Allah'a hangi yolla ulaşılır? diye kendisine sorulunca şöyle cevap verdi: Allah'a ulaştıran pek çok yol vardır: Bu yolların en açık ve şüphelerden en uzak olanı; söz, fiil, azim, inanç ve niyet olarak sünnete uymaktır Çünkü Allah Teala şöyle buyurur:
"Peygamber'e itaat ederseniz doğru yolu bulmuş olursunuz" (Nur/54)
Sünnete hangi yolla ulaşılır? diye ona sorulunca şöyle cevap verdi:
Bid'atlerden uzak durmak, İslamın ilk dönem âlimlerinin üzerinde icmâ ettikleri şeylere uymak, Kelâm meclislerinden ve kelamcılardan uzak durmak ve iktida (tâbi olmak) yolunu seçmekle sünnete ulaşılır Allah'ın şu âyetiyle Hz Peygambere (sa) emredilen de budur:
"Sonra da sana: Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine tâbi ol! diye vahyettik" (Nahl/123)


Ebû Muhammed ibn Abdilvehhab es-Sekafî(Ö/194) der ki:
"Allah Teala doğru olan amellerden başkasını kabul etmez İhlaslı olan doğrulardan başkasını ve sünnete uygun olmayan ihlaslılardan başkasını da kabul etmez"

Ebû Bekir ibn Sa'dân -ki o da Cüneyd'in ve diğer sûfılerin ar kadaşıdır- şöyle der:
"Allah'a bağlanmak demek gafletten, mâsiyetler den, bid'at ve sapıklıklardan sakınmak demektir"

Ebû Amr ez-Zeccâci(Ö/348) -o da Cüneyd, Sevri ve diğer sûfılerin arkadaşıdır- şöyle der:
"Câhiliye döneminde insanlar akıllarının ve tabiatlarının güzel gördüğü şeylere uyarlardı Peygamber (sa) geldi ve onları şeriata ve sünnete tâbi olmaya yönlendirdi Artık sağlıklı bir akıl, şeriatın güzel gördüğünü güzel kabul eden, çirkin gördüğünü de çirkin kabul eden akıldır"

İsmail ibn Muhammed es-Sülemi'ye(Ö/365) -Ebû Abdirrahman es-Sülemi'nin dedesidir, Cüneyd ve diğer süfilerle karşılaşmıştır- sorul du:
"Kul için mutlaka gerekli olan şey nedir? Dedi ki:
Sünnete uygun olarak kulluk yapmak ve sürekli murakabe halinde bulunmak"

Ebû Osman el-Mağribî et-Tunusî(Ö/373) şöyle der:
"Tarikat (Allah'ın koyduğu) sınırlar içinde durmaktır Onda ne eksiklik yapılır, ne de hadde tecavüz edilir
Allah Teala şöyle buyurur:
"Kim Allah'ın sınır larını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur" (Talak/1)

Sehl et-'Tüsteri der ki:
"İster itaat cinsinden olsun, ister masiyet cinsinden olsun, kulun Kitap ve sünnete uymadan yaptığı her iş heva ve hevese uymak demektir Kulun Kitab ve sünnete uyarak yaptığı her iş ise nefse yüz vermemek demektir; -Çünkü o işte nefsinin arzularına uymuyor demektir- Hevâ ve hevese uymak kötülenmiştir Tasavvufçuların gayesi heva ve hevesi kesin olarak terk etmektir"

Yine Sehl der ki:
"Bizim usûlümüz yedi şeyden ibarettir:
1) Allah'ın kitabına yapışmak,
2) Allah Rasülü'nün (sa) sünnetine uymak,
3) Helâl lokma yemek,
4) Başkasına zarar vermemek,
5) Günahlardan kaçınmak,
6) Tövbe,
7) Haklara riayet etmek"

Yine Sehl der ki:
"Halk şu üç hasletten ümidini kesmiş: Tevbeye sarılmak, sünnete uymak, halka eziyet etmeyi terk etmek"

Ebu Süleyman ed-Dârânî(Ö/215) şöyle der:
"Hakikate ait bazı nükteler günlerce kalbime yerleşir; ben, iki âdil şahit olmadan onları asla kabul etmem O iki şahit Kitap ve sünnettir"

Ahmed ibn Ebi’l Havari(Ö/246) şöyle der:
"Kim sünnete uymaksınız bir iş yaparsa, o yaptığı iş bâtıldır/geçersizdir"

Ebu'l-Kasım el-Cüneyd (Bağdadi), marifetten söz eden ve "mârifetullah'a eren kişiler, iyilik ve Allah'a yakınlık sebebiyle amelleri terk etme makamına kadar ulaşırlar" diyen bir kişi için şöyle der:
"Bu söz, Allah'tan aldıkları ilhamla kendilerinden amel etme sorumlulu ğunun düştüğünü iddia edenlerin sözüdür Halbuki onlar da bir gün Allah'a döndürülecekler ve terk ettikleri amellerin hesabını verecek lerdir Cüneyd devamla şöyle dedi Bin yıl kalsam yine de bir engelle karşılaşmadıkça amallerden zerre miktarını eksiltmem"

Yine Cüneyd der ki:
"Peygamberin (sa) izinden giden yolun dışındaki bütün yollar halka kapalıdır"

Yine O der ki:
"Bizim şu gittiğimiz yol Kitap ve sünnetle kayıtlıdır"

Bir başka sözünde o şöyle der:
"Bizim bu ilmimiz Rasulullah'ın (sa) hadisi ile sağlamlaştırılmıştır"

Ebû Osman el-Hîrî(D/230) şöyle der:
"Allah ile sohbet, güzel bir edeple devamlı bir saygı ile murakabe hali ile olur Rasulullah (sa) ile sohbet, sünnetine uymakla ve ilmin zahirine bağlanmakla olur Allah dostlarıyle sohbet onlara saygı ve hizmetle olur" Ve sözünü sonuna kadar söyledi
Ebû Osman'ın durumu değişince oğlu Ebû Bekir kendi üzerin deki gömleği parçaladı Ebû Osman hemen gözlerini açtı ve şöyle dedi:
"Evlâdım, senin bu yaptığın zahirde sünnete aykırıdır, bâtında da riya alâmetidir"

Su söz de Ebû Osman'a aittir:
"Nefsine söz ve davranış olarak sünneti emredebilen kimse hikmet konuşur Nefsini söz ve davranış olarak hevâ ve heveslerinin esiri haline getirenin ağzından ise, ancak bid'at sözler çıkar
Çünkü Allah Tealâ şöyle buyuruyor:
"Ona itaat ederseniz, doğruyu bulursunuz" (Nur/54)

Ebu’l-Hasen en-Nurî(Ö/295) der ki:
"Şeriat ilminin dışına çıktığı halde Allah'la sohbet iddiasında bulunan bir kişiyi görürsen ona yaklaşma"

Muhammed ibn el-Fadl el'Belhi(Ö/317) der ki:
"İslamın yok olup gitmesi dört şeyden dolayıdır:
1) Bildikleri şeylerle amel etmiyorlar
2) Bilmedikleri şeylerle amel ediyorlar
3) Bilmedikleri şeyleri öğrenmiyorlar
4) İnsanların öğrenmelerini engelliyorlar"

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tasavvufun en hayırlı neslinden
« Posted on: 20 Nisan 2024, 10:43:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tasavvufun en hayırlı neslinden rüya tabiri,Tasavvufun en hayırlı neslinden mekke canlı, Tasavvufun en hayırlı neslinden kabe canlı yayın, Tasavvufun en hayırlı neslinden Üç boyutlu kuran oku Tasavvufun en hayırlı neslinden kuran ı kerim, Tasavvufun en hayırlı neslinden peygamber kıssaları,Tasavvufun en hayırlı neslinden ilitam ders soruları, Tasavvufun en hayırlı neslindenönlisans arapça,
Logged
25 Temmuz 2010, 14:52:11
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #1 : 25 Temmuz 2010, 14:52:11 »

Ebu Said el-Harraz(Ö/286) der ki:
"Zahire muhalif olan her bâtın bâtıldır"

Ebu'l-Abbas ibn Ata)Ö/309) -Cüneyd'in akranlarındandır- der ki:
"Nefsini Allah'ın âdabına uymaya mecbur eden kimsenin kalbini Allah Teala marifet nuruyle nurlandırır Emirlerinde, fiillerinde ve ahlâkında, Allah'ın sevgilisi Hz Peygamber'in (sa) sünnetine uymaktan daha onurlu bir makam yoktur"

Yine o der ki:
"En büyük gaflet, kulun Rabbinden gafletidir O'nun emirlerinden gaflettir ve O'nunla muamele âdabından gaflettir"

İbrahim el-Havaa der ki:
"Çokça rivayet etmek ilim değildir Ancak âlim, ilme tâbi olan, onunla amel eden ve ilmi az da olsa sünnetlere uyan kimsedir
Ona, afiyet nedir? Diye sorulunca şöyle dedi:
Afiyet dört şeydir: Bid'atsiz bir din, âfetsiz bir amel, meşguliyetsiz kalb ve şehvetsiz bir nefis"

Yine o dedi ki:
"Sabır, Kitap ve Sünnetin hükümlerinde sebat etmektir"

Ebû Hamza el-Bağdadî(Ö/289) der ki:
"Hakkın yolunu bilen kimseye o yolda yürümek kolay olur Allah'a giden yolda, hal ve hareketlerinde ve sözlerinde HzPeygamber'in (sa) sünnetine uymaktan başka bir rehber yoktur"

Ebu İshak er-Rukâşi der ki:
"Allah sevgisinin alâmeti O'na itaat etmek ve Peygamberinin sünnetine uymaktır Bunun delili şu âyettir:
"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin" (Al-i İmran/31)

Ebû Ali er-Rûzbâri'ye,(Ö/322) eğlence müziği dinleyip "Bu benim için helaldir, çünkü ben öyle bir dereceye ulaştım ki, farklı hallerde bulunmam artık bana zarar vermez" diye konuşan bir kimse hakkındaki düşüncesi soruldu O şöyle cevap verdi: "Evet, bir dereceye ulaşmasına ulaşmış, ancak cehenneme ulaşmış"

Ebû Muhammed Abdullah ibn Menazil der ki:
"Herhangi bir farzı terk eden kimseyi Allah Teala mutlaka sünnetleri terk ile de mübtela kılar Sünnetleri terke mübtelâ olan kimsenin bid'atlere mübtela olması çok yakındır"

Ebû Yâkub en-Nehrecûri(Ö/330) :
"Hallerin en faziletlisi ilimle birleşen haldir"

Ebû Amr en-Nüceyd der ki:
"İlme dayanmayan her hâlin sahibine olan zararı faydasından daha çoktur"

Bendar ibn el-Hüseyn(Ö/353) der ki:
"Bid'atçilerle sohbet, haktan yüz çevirmeye sebep olur"

Ebu Bekir et-Tamistani(Ö/340) der ki:
"Yol gayet açıktır Kitap ve sünnet önümüzdedir Sahabenin fazileti, hicretteki öncülükleri, Hz Peygamberle arkadaşlıkları sebebiyle malumdur Bizden kim Kitap ve sünnet ile arkadaşlık yapar, nefsinden ve halktan uzaklaşır, kalbiyle Allah'a hicret ederse doğru ve isabetli bir iş yapmış demek tir"

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Temmuz 2010, 14:52:35
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #2 : 25 Temmuz 2010, 14:52:35 »

Onların bu konuda söyledikleri sözler çok uzundur Biz burada onlardan meşhur olan (bazı) şeyh(ler)in sözlerinden bir bölümünü naklettik Hepsi de bidatin bir sapıklık olduğuna, bid'at yoluna girmenin tehlikeli bir yola girmek anlamına geldiğine bid'atle amel etmenin cahillik ve budalalık olduğuna, kurtuluş talebine aykırı düştüğüne, bidatçinin güvenlik içinde bulunmadığına ve kendi haline terk edildiğine ve hikmete nail olmaktan mahrum bırakıldığına işaret ediyorlar veya açıkça ifade ediyorlar

Onlardan (yukarıda) ismi geçenlerin çoğunluğu âlimdir, fıkıhçıdır, muhaddistir ve dinin esaslarının ve ayrıntılarının kendilerin­den öğrenildiği kimselerdir Böyle olmayanlar da en azından dinde kendisine yetecek kadar ilim sahibidir
Onlar, hakikat ve vecd ehlidirler, zevk ve hal ehlidirler, tevhid sırrının sahibidirler Onlar, tarikatlerinin mensubu olup da onların izledikleri yoldan gitmeyen kimselerin aleyhine bizim için birer delildirler Söz konusu tarikat mensupları bid'at ve hurafelerle amel ederler ve bunları da türlü tevillerle şeyhlerine nisbet ederler Tevillerini ya ihtimalli bir söze veya problemli hallerden bir fiile dayandırırlar veya kaldırıldığı şeriatçe de onaylanan bir maslahata ya da benzeri bir şeye sarılırlar Sen onların çağdaş uzantılarıyle de sık sık karşılaşırsın Bunlar da öncekiler gibi şer'i açıdan yanlış ve sakıncalı olduğunda âlimlerin icma ettikleri amelleri işlerler ve tasavvuf şeyhlerinin problemli hallerine dair hikayelere delil olarak sarılırlar Bu hikayeler doğru olsa bile çeşitli yönlerden bid'at ve hurafelerin delili olamazlar Onlar bir taraftan delil olmaya elverişli olmayan bu tür hikayelere sarılırken, diğer taraftan şeyhlerinin apaçık hakikati ifade eden net sözlerini, hal ve hareketlerini nazarı itibara almazlar Onların durumu, şer'i delillerden müteşâbihlere uyan kimselerin durumu gibidir

Tasavvufçuların tarikatlerinde herhangi bir konudaki icma ile ilgili durumları, tıpkı diğer ilim mensuplarının kendi ilimlerindeki durumları gibi olduğuna göre biz de onların tarikatlerinde sünneti savunan ve bidati kötüleyen kimselere delil olarak sözlerinden bazılarını burada sıraladık Böylece bunlar genel olarak bidatçiler aleyhine, özel olarak da onların tarikatlerindeki bid'at savunucu larının aleyhine bizim için yine onlardan gelen birer delil oldular Başarı Allah'ın lütfü inayetiyledir


İmam Şatıbî, "el-İ’tisam" (s 113/126)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes