๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Tasavvuf) => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 22 Kasım 2010, 16:18:47



Konu Başlığı: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Kasım 2010, 16:18:47
Sessiz ve Sözsüz Konuşabilmek


Sözsüz konuşabilmek güzel şey olsa gerektir.
Susmak ve anlamak, susarak anlatmak güzel şey.
Kelimeler elbette konuşabilmemiz için var.
Ama sükûtun bir ihtişamı yok mu sizce de?

Hani iki talebesi bir ALLAH dostunu ziyarete giderler.
Ahir ömründe bize bir sohbet, bir nasihat eder ümidiyle.
Otururlar saatlerce, ne bir tek söz, ne bir sohbet
" Canı sıkılır iki arkadaşın. Müsaade isteyip kalkarlar.
Kapıya geldiklerinde aralarında konuşmaktadırlar,
üstadımız niye sohbet etmedi,diyerek.
Fısıldaşmaları duyan evin hanımı seslenir arkalarından;
-Yazık size, hiçbir şey duymadınız öyle mi?
Oysa o neler anlattı size
" Susarak anlatmak zor şey galiba, susulanları anlatmak zor şey.

Hazreti Mevlana talebelerine sohbet ederken,
ALLAH'ı tanıyan susar, der.
Talebelerden birisi o günden sonra hiç konuşmaz olur.
Günlerce sükût edip oturur kendi halinde.
Bu durumu fark eden Mevlana,niye sustuğunu sorar genç adama.
Efendim siz demiştiniz ki,
ALLAH'ı tanıyan susar, ben onun için...
Güler Mevlana:
-Öyle değil, der,
ALLAH'ı tanıyan ALLAH'tan gayrısına susar.
Onun konuştuğu ALLAH olur artık,
ondan konuşan ALLAH olur.

Bu meselenin özünü idrak etmek bize uzak belki.
Ama daima susup,
bakışlarıyla insanların halini bir güzel tanıyanlar anlayacaklar ne demek istediğimizi.
Kitaplarda nice içinden çıkılmaz meseleler vardır ki,
sözün anlayamayacağını fak edince bir mısra yazarlar:
"Tatmayan bilmez."
Tatmayan nasıl bilsin ki?Tadanlarda konuşmazlar nedense.

"Âşık susarsa, arif konuşursa helak olur.
denmesi bundan olsa gerektir.
Vaktiyle gül kokulu meclislere aşina bir derviş,
memleketinden uzaklara gitmek zorunda kalmış.
Ruhu beden gurbetinde mahpus olan insan,
bir de bedeni ile giderse siz düşünün halini!
Ne halden anlayan bir dost, ne kapısını çalabileceği bir yaran,
ne aynı dilden konuşabildiği bir yoldaş..
Böyle zamanlarda daha bir özlenir arkada bırakılanlar,daha bir iç yakar muhabbetin iştiyakı.

Derviş,
bir gece vakti yalnızlığın ne menem bir şey olduğunu iliklerine kadar duyarak yürürken,
yanından geçmekte olduğu evden gelen bir kokuyla sendelemiş.
Bir muhabbet, bir neşe, bir tanıdık his ...
Eve doğru yürümüş. Bahçe kapısından içeri süzülünce kalbinin atışları hızlanmış,
muhabbet kokusu bir başka yakmış içini,
ayakları bedenini taşıyamaz olmuş,kapının önüne gelip oracıkta boynunu büküp beklemeye koyulmuş.
Kapı aralandığında,
karşısındaki hiç tanımadığı ama ezelden aşina olduğu kişiye sarılmamak için zor tutmuş kendini.
Susmuş ve beklemeye koyulmuş.
Tebessüm ederek içeri dönen ev sahibi, elinde ağzına kadar su dolu bir kâse ile geri gelmiş.
Bu kez yüzünde bir hüzün, gözlerinde mahcubiyet, dudaklarında sükût..
Kapının önünde mahzun bekleyen derviş başını hafifçe kaldırıp kâseyi görünce,
hemen yanı başındaki gülün bir kırmızı yaprağını koparıp, zarafetle bırakmış suyun üstüne..

Ne su taşmış, ne de ağırlaşmış kâse gül yaprağıyla.

Kâsenin oracığa bırakılmasıyla birbirlerine sarılmış iki ebed dostu.
Bu başka bir lisan galiba.
Sadece ehlinin bildiği, ehil olmayanların ise sadece hakkında konuştukları bambaşka bir lisan.

Tevekkeli dememiş
"Bilen söylemez, söyleyen bilmez." diyenler.
Susmak zor iş belli ki.
Alemlerin Efendisi
"Susan kurtulur" buyurmuşlar.
Haydi dilinizi susturmayı başardınız diyelim, ya kalbin susması...
Bir de kalp var. Marifet onu susturmakta.
Peki o nasıl olacak?

Kalbe sizin iradeniz dışında bir tek hissin bile gelmemesi..
"Tatmayan bilmez."
Vesselam....



Serdar TUNCER


Konu Başlığı: Ynt: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 22 Kasım 2010, 17:52:23
Esselamu aleykum ve rahmetullah.Bir hadis-i şerifte Allah'ın Rasulü(s.a.v)  “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır koşuşsun ya da sussun.”(Tirmizi, Kıyamet 51) buyurmuşlardır.Rabbim bizi malayani sözler sarfetmekten korusun.Ya hayır konuştursun yada sustursun.
Allah celle celaluh razı olsun.Dua ile...


Konu Başlığı: Ynt: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Kasım 2010, 21:13:05
 Aleykum selam ve rahmetullah kardesim. Allah sizden de razı olsun , bunu başarmak zor olsa gerek, Allahtan başkasına susmak duası ile...


Konu Başlığı: Ynt: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: Ekvan üzerinde 22 Kasım 2010, 21:42:02


     Rabbim ebeden razı olsun kardeşim..İnsanı can evinden vuran sözler..Mevlana nın olduğu yerden aşkın kokusu hemen duyuluyor..
            Güler Mevlana:
-Öyle değil, der,
ALLAH'ı tanıyan ALLAH'tan gayrısına susar.
Onun konuştuğu ALLAH olur artık,
ondan konuşan ALLAH olur.

      Susunca böyle olmalı ve konuşunca da böyle...İnşaallah bize de nasib olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: Salihalp üzerinde 22 Kasım 2010, 22:06:20
Amin amin..inş...
Dilin susması da kalbin susması da her kişinin değil,er kişinin kârı olsa gerek!...

Susmasını bilen konuşmasını öğrenirmiş!...


Konu Başlığı: Ynt: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 23 Kasım 2010, 16:31:31
 Amin ecmain inş.


Konu Başlığı: Ynt: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: Ekvan üzerinde 03 Ocak 2011, 02:00:20
Cok guzel kaleme alınmıs bır yazı.. Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: Hadice üzerinde 03 Ocak 2011, 09:21:59
Emeğine sağlık kardeşim Rabbim malayani her sözde dlimize sahip olmamızı nasip etsin inşaallah...


Konu Başlığı: Ynt: Sessiz ve sözsüz konuşabilmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 03 Ocak 2011, 18:09:43
 Bazen susmak çok şey anlatmak demek değil midir zaten.. amin, sağolun inşaallah...