๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Tasavvuf) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Temmuz 2010, 14:55:32



Konu Başlığı: Nefs ve mertebeleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Temmuz 2010, 14:55:32
Nefs ve Mertebeleri


Alemlerin HALİKI -U TEALA ya Sonsuz Hamd ve şükür O'nun sevgilisi Habibi Alemlerin en güzeli Yaratılmışların en faziletlisi HzMuhammed Mustafa (sa) Efendimize Selat Ve Selam olsun

Konu uzun ama sabitledik İnş yavaş yavaş sıkılmadan özümseyerek okuyup iyi idrak edelim ve gayret edelim İnş


NEFS; Hakîkat, cevher, asıl, öz İnsanda ve cinde şer, kötülük kuvveti Şerîate yâni dîne uymayan isteklerin kaynağı Buna nefs-i emmâre de denir Yani Gadap ve Şehvet kaynağı


Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

Cenâb-ı Hakk'ın huzûrundan korkup, nefsini (gayr-i meşrû) nefsânî arzularından (hevâ ve isteklerden) men eden kimsenin varacakları yer muhakkak Cennet'tir
(Nâziât sûresi: 40Ayet)

Nefsine düşmanlık et! Çünkü o, benim düşmanımdır
Hadîs-i kudsî-Mektûbât-ı Rabbânî de zikredilmekde

Akıllılığın alâmeti; nefse gâlib ve hâkim olmak ve öldükten sonra lâzım olanları hazırlamaktır Ahmaklık alâmeti; nefse uyup, Allah'tan af, merhâmet beklemektir
Berîka naklediyor

Nefsini azîz eden dînini yıkar Nefsini zelîl eden kimse dînini azîz eder
Mücâhid bin Cebr'in sözüdür

Nefsin yaratılması, insanların yaşaması, üremesi ve dünyâ için çalışmaları içindir Allahü teâlâ nefsi böyle nice faydalar için yarattı Fakat bütün insanlara merhamet ederek, acıyarak, nefse uymağı frenlemeleri, ona hâkim olup, zararlarını önlemeler i için insanlarda akıl da yarattı
Şerefeddîn Yahyâ Münîrî'in sözüdür


Nefse uymaktan kurtulmak, dünyâ nîmetlerinin en büyüğüdür Çünkü nefs, Allahü teâlâ ile kul arasındaki perdelerin en büyüğüdür
Ebû Bekr Tâmistânî'nin sözüdür

Nefse, günâhlardan kaçmak, ibâdet yapmaktan daha güç gelir Onun için günahtan kaçman daha sevâbdır
İmâm-ı Rabbânî ra naklediyor

"Yâ Rabbî! Nefsimi bana musallat kılma! Ona karşı beni yardımsız, yalnız bırakma! Nefsim bana acımıyor Bana sen merhamet eyle!
Ey nefsim! İsteklerini hiç unutmuyorsun Fakat kulluk vazifelerini yapmaya hiç istekli değilsin Ey nefsim! Hesâba çekileceğin kıyâmet gününde hâlinin ne olacağından hiç korkmuyorsun Geçici olanı, ebedî ve sonsuz nîmetlere tercih ediyorsun
Ey nefsim! Hiç amelin olmadan, çalışmadan âhirette rahata kavuşmak istersin Uzun uzun arzu ve isteklerin peşine düşüp, tövbeyi devamlı sonraya atıp geciktiriyorsun"
Avn bin Abdullah  cc ondan razı olsun

Allah yolunda nefsi ile yürümek isteyen daha ilk adımında hatâ etmiş demektir Nefsini terkedip de ihlâs ile her şeyde Allahü teâlânın rızâsını düşünerek yola çıkarsa, Allahü teâlâ ona kendisine kavuşturacak rehberi tanıtır
Ali Müzeyyen'nin sözüdür

Nefis düşmandır Düşman sözüyle hareket etmek akıl işi değildir
Ali Hâfız'ın sözüdür

Mahlûkâtın en ahmağı nefstir Çünkü dâimâ kendi aleyhine olan şeyleri ister
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî ks zikreder


NEFSİN MERTEBELERİ

Tasavvuf Ehl-i yüce Kitabımız Kuranı-ı Kerim'in ışığında Nefsi yedi mertebeye ayırmıştır Şimdi kısaca mübareklerin ağzından nakledelim İniş



Nefs-i Emmâre:

Kötülüğü emr eden nefs

Nefs-i emmâre, hiç kimsenin emri altına girmeyip, herkese emretmek ister Nefs-i emmâreyi yıpratmak, azgınlığını önlemek için dîne uymaktan başka çâre yoktur

İnsanın bütün kötülükleri nefs-i emmârede toplanmıştır Nefs-i emmâre hiç iyilik yapmak istemez Hep kötülük yapmak ister Kendisine ve başkalarına zararlı olan şeyleri sever İnsanın dünyâ ve âhirette saâdete kavuşması için nefsine uymaması, onu zay ıflatıp, zarar yapmayacak hâle getirmesi lâzımdır

Varlıklar içinde en câhil olanı insanın nefsidir Çünkü, Nefs-i emmâre kendine düşmanlık yapmaktadır Hep kendini yok edici şeyleri istemektedir Her isteği, Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerdir Her işi, sâhibi olan ve bütün iyiliklerin sâhibi bul unan Allahü teâlâya karşı gelmektir Hep kendi can düşmanı olan şeytana uymaktadır

Peygamberlerin gönderilmesi ve kitapların indirilmesi hep nefs-i emmârenin isteklerini yok etmek içindir Çünkü nefs-i emmâre, Allahü teâlâya düşmanlık etmektedir Nefsin isteklerini yok etmek ancak şerîate uymakla olur
Ahmed Fârûkî Serhendî naklediyor  cc ondan razı olsun


Nefs-i emmâre, şehveti ve gadâbı aşırı çalıştırdığı için, buna uymak insana tatlı gelir İslâmiyet'e uymak ise, bu arzuları frenlediği, tahdid ettiği için, insana acı, zor gelmektedir Bunun için insan, İslâmiyet'e uymak istemez Nefse uymak ister
Abdülazîz Dehlevî ks naklediyor  cc ondan razı olsun

İnsanların nefs-i emmâresi; mevki sâhibi olmak, başa geçmek sevdâsındadır Onun bütün arzusu, şef olmak, herkesin kendisine boyun bükmesidir Nefsin bu arzuları ilâh olmak, mâbud olmak, herkesin kendisine tapınmasını istemektir
İmâm-ı Rabbânî ra naklediyor  cc ondan razı olsun



Nefs-i Levvâme:

Kötü işlerden dolayı dâimâ kendini kınayan ve ayıplayan nefs

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Kıyâmet gününe ve nefs-i levvâmeye yemîn ederim ki, insan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? (Kıyâme sûresi: 1-3Ayetler)


Bilmiş ol ki; en büyük düşmanın, seni kuşatan nefsindir Hep kötülüğü emreder şekilde yaratılmıştır İşi, iyilikten uzaklaşıp fenâlığa meyletmektir Onu tezkiye edip doğrultmak, Rabbine ve Hâlıkına ibâdet için zincire vurmak, arzularından alıkoyup ze vklerinden uzaklaştırmakla me'mursun Şâyet biraz ihmâl edersen azar ve bir daha önüne geçilmez hâl alır Durmadan onu uyarır, kınar ve levmedersen, o zaman nefs-i emmârelikten çıkar da Allahü teâlânın kendisine yemin ettiği Nefs-i levvâme hâline dön er
İmâm-ı Gazâlî ra  cc ondan razı olsun



Nefs-i Marziyye (mardiyye) :

Kusurlarını bilen, kendisinden râzı olunan nefs Rabbinin indinde, makbûl olan nefs

Nefs-i marziyye kavuşan kimse, verdiği her sözü yerine getirir Adâletten ayrılmaz, kerem sâhibidir (cömerttir) Herkese lâzım olan bilgileri anlayacağı derecede söyler
Erzurumlu İbrâhim Hakkı ks İsmail Fakirullah Hzlerinden  cc razı olsun böyle güzel ve ilimli bir Veliyi eğittiği için


Nefs-i Mutmainne:

Îmân etmiş nefs Allahü teâlâyı anmakla huzûra eren, İslâmiyet'in emirlerini yapmak kendisine zor, ağır gelmeyen nefs

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Ey mutmainne olan nefs! Râzı olmuş ve râzı olunmuş olarak Rabbine dön Seçilmiş kullarım arasına karış ve Cennet'ime gir
Fecr sûresi: 27-30Ayetler

Nefs-i mutmainneye kavuşmuş olan insan sabırlıdır Yumuşak ve güleryüzlüdür Ayıbları örter ve kusurları affeder Allahü teâlâya tam teslim olmuştur Çok ibâdet yapar Cömerttir İslâm dîninin emirlerinden bir karış ayrılmaz
Erzurumlu İbrâhim Hakkı ks İsmail Fakirullah Hzlerinden  cc razı olsun böyle güzel ve ilimli bir Veliyi eğittiği için

Bir insan vilâyete kavuşup velî olunca nefs-i emmâresi nefs-i mutmainne olmuş, küfürden, inkârdan kurtulup, Rabbinden râzı olmuştur Rabbi de ondan râzıdır Yaratılışında bulunan kötülük, azgınlık yok olmuştur
İmâm-ı Rabbânî ra  cc ondan razı olsun



Nefs-i Mülhime:

Gerektiği zaman Allahü teâlâ tarafından kendisine hakîkatler ilhâm edilen, kötülüklerden arınmış nefs

Nefs-i mülhimeye kavuşmuş bir kimse, ilim, kanâat, tevâzu (alçak gönüllü olma), hüsn-i zân (iyi düşünce) sâhibidir, sabırlıdır, tahammüllüdür Özrü kabûl eder Her türlü eziyetlere katlanır Erzurumlu İbrâhim Hakkı ks İsmail Fakirullah Hzlerinden  cc razı olsun böyle güzel ve ilimli bir Veliyi eğittiği için




Nefs-i Râdiye:

Rabbinden râzı ve hoşnûd olan nefs

Nefs-i Râdiyeye kavuşan kimsenin duâsını Allahü teâlâ reddetmez Fakat edeb ve hayâsından bir şey isteyemeyen, Allahü teâlâ katında azîz ve kıymetlidir

Râdiye mak----- yükselmiş olan insanî nefse ikram edilen sıfatlar; vera' (şüpheli şeyleri terketmek), ihlâs, muhabbet, üns, huzur (muhadara), keşif ve keramettir Nefs-i râdiye, Allah'tan ve O'nun rızasına erdirecek olanlardan başkasını terkettiği gibi, hatta masivayı (Allah'tan başkasını) dahi unutur Radiye mertebesinde olan kâmil kişi Cemal-i Mutlak'ın şuhûdunda müstağrak olur Âlemde başına her ne gelirse, onu gönül hoşluğuyla kabul edip zevkini alır Bu durumlarında bile halka nasihatta, emr-i bil-ma'rûf ve nehy anil-münkerde bulunur Böylece halkı irşad etmekten geri durmaz Sohbetinde bulunan onun sözlerinden istifade eder Bu makamın sehibi huzur-ı Hakk ile edeb deryasına dalarDuası Allah katında reddolunmaz Fakat edeb ve hayası galib geldiğinden, zorunlu kalmadıkça kendisi için bir şey taleb edemez

Nefs-i râdiye mertebesine gelmiş kâmil kişi Allah katında aziz ve mükerremdir İnsanlar ona saygı gösterirler Halkın ona saygısı cebrî ve kahrîdir Onu sayanların çoğu, ona niçin ve ne sebeble saygı gösterdiklerini bilmezler Böyle bir zat, asla zalimlere boyun eğmez ve onları sevmez; zalimlerin zulümlerinden de selamet bulur Eğer fakir olup da kendisine yardım ederlerse, yardım edenler bile onu Rabbiyle meşgul olmaktan alıkoyamazlar Bu makamda bulunan kâmil, daha çok Allah'ın "Hayy" ism-i şerifini söylemekle meşgul olur, bu isimle fenası zail olur; "Hayy" ile beka bulur ve "mardiyye" mak----- yükselir Allah Teâlâ'nın esma ve sıfatlarının tecellisine mazhar olur Böylece ilmel-yakinden aynel-yakin mertebesine ve mardiyye mak----- gelir Ve buradan nefs-i kâmile mak----- yükselir ve kendisinde Hakkal-yakin hasıl olur Hak yoluna giren bu kâmil, asla yanlış bir itikada sapmadığı gibi, bütün hallerinde ahkâm'ı şer'iyye'yi kendi nefsinde icra etmekten zerre kadar ayrılmaz
Erzurumlu İbrâhim Hakkı ks İsmail Fakirullah Hzlerinden  cc razı olsun böyle güzel ve ilimli bir Veliyi eğittiği için


Nefs-i Kâmile

Nefsin en son mertebesi

Nefs-i kâmile, tezkiye neticesinde arınmış, saf, berrak, ulvî ve olgun nefstir Bütün marifet sırlarının tahsîl edildiği ve ancak Cenâb-ı Hak tarafından vehbî olarak lütfedilen bir makamdır; Hak vergisidir, sırf çalışmakla elde edilmez Kader sırrına mebnî, ilâhî bir ihsandır

Nefs-i Kâmile, Seçkin, saf, tertemiz nefstir  Allah'ın en seçkin dostları olan Gavs ve Kutupların makamıdır Seyirleri  cc'ladır (Seyr-i billâh) Alemleri; kesrette (çoklukta) vahdet, vahdette kesrettir Mahalleri Ahfâ'dır  Önceki bütün nefislerin güzel vasıflarını üzerinde toplamış*lardır Her halleri ibadet ve zikirdir Bir an Allah'tan gafil olmazlar Onların mu*radı Allah'ın murad ettiği şeydir Rızaları da öfkeleri de Mevlâ iledir Allah için olan işleri yaparlar Bunun için çevrenin ayıplaması ve çekiştirmesinden ürkmezler

Cenab-ı Hak onlarla alemlere ikramda bulunur, belaları def eder Saliklerin gönüllerinde onlar sayesinde haller zuhur eder Allah'ın emirlerine riayet edenleri kendi öz çocuklarından çok severler Ama herkese merhamet ve şefkatle bakarlar İnsanların kusurlarına bakmazlar İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar

Pak ve tertemiz yüzleri huzur ve aydınlık saçar Onları görenler Allah'a yönelirler Mübarek yüzlerine edeple bakmak bile ibadettir İnce ve lâtif sözleri katıksız hikmet bilgisidir Gayet ince, zarif, yumuşak ve alçak gönüllülükle telkinde bulunurlar Sıradan bir nazarları dahi dünya ve içindekilerden üstündür

Nefs-i kâmileye erişenlere umumiyetle irşad hizmeti tevdî edildiğinden bu makama aynı zamanda "irşad makamı" da denilir Cenâb-ı Hak, bu makâmdakilerin hâl ve davranışlarındaki mükemmellikle, insanları gafletten îkâz edici bir tesir halkeder Böyle zâtlar, bir fâsık ile görüşseler, o fâsığın hâlini anlar, kalbî hastalıklarının ilâcını, hâl lisanıyla kendilerine bildirirler Fâsık, eğer kalbi mühürlenmemişse insafa gelir ve pişmanlıkla gafletten uyanır Bu makamda salik, bütün marifet makamlarını kazanarak irşad mevkiine yükselir Bu makam vehbîdir



İnsani ruh; iman ederek ibadet, zikr ve taat, günahlardan kaçınma, mücadelede ve riyazet ile temizlenmeye başlar Temizlendiği vakit insan ruhunda, temizlik ve saflığına göre ahlaken yükselme, ilâhî marifetlerde ilerleme gibi bir takım iyi durumlar meydana gelir Ruhun temizlenme mertebesinin ilki; yaptığı günahların fenalığını anlayıp bunları işlediğine pişman olma ve kendini kınama mertebesi olan "nefs-i levvâme" derecesidir Bundan sonra, ruh, temizlenme ve Allah'a yaklaşmaya doğru sırasıyla şu mertebelere ulaşabilir: Nefs-i mülheme (nefs-i mülhime de denilir), nefs-i mutmainne, nefs-i râdiye (râziye), nefs-i marziyye nefs-i kamile (nefs-i zekiyye veya nefs-i safiyye)
İbrahim Hakkı Hzleri Marifetnâme

(İbrahim Hakkı Hzleri okuyanlar varsa bilecektir tam olarak Nefsin Mertebelerini ayrıntılı olarak anlatmıştır tam sıralamasını Mübarek yazmış okumayanlar varsa Marifetnameyi mutlaka okuyunuz


alıntı
 


Konu Başlığı: Ynt: Nefs ve mertebeleri
Gönderen: Ceren üzerinde 18 Kasım 2016, 21:51:38
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri nefsimizle basbasa birakmasin.Nefsine hakim olup islam dini uzerine terbiye eden ve nefsin en ust mertebesine ulasip onun rizasina kavusan kullardan olalim inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Nefs ve mertebeleri
Gönderen: Ruhane üzerinde 26 Aralık 2016, 16:49:19
Yâ Rabbî! Nefsimi bana musallat kılma! Ona karşı beni yardımsız, yalnız bırakma! Nefsim bana acımıyor Bana sen merhamet eyle! Amin