> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Kalp ve Kâbe
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kalp ve Kâbe  (Okunma Sayısı 904 defa)
17 Eylül 2011, 08:50:45
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 17 Eylül 2011, 08:50:45 »



Demiştik ki...



Mayıs 2007 - 101.sayı

Semerkand Dergisi kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Kalp ve Kâbe

Fethin çağrıştırdığı en önemli mana şudur: Yeryüzünün kalbi hükmündeki Kabe’nin putlardan temizlenmesi insanlığın kurtuluşu için nasıl hayati bir önem taşıyorsa, beden ülkesinin merkezi olan insan kalbinin de, her türlü putlardan ve masivadan temizlenmesi de aynı şekilde hayati önem taşımaktadır.
Mekke-i Mükerreme’de nasıl Kabe Beytullah ise kalbimiz de Beytullah’tır. Unutulmamalıdır ki bedenimizdeki Beytullah’ın yıkılması Mekke-i Mükerreme’de bulunan Beytullah’ın yıkılmasından daha büyük bir cürümdür. Çünkü Beytullah, Allah’ın evi olarak vasf edilmekle beraber insan eliyle inşa edilmiştir. Oysa insan kalbi bizzat Rabbimizin yaratmasıyladır. Dolayısıyla yaratıcısına binaen kalbin fethi daha hayati bir önem taşımaktadır.

Büyük fethin işaret ettiği diğer bir önemli mana da şudur: Bu fetih göstermiştir ki, fetihler kamil rehberlerin eliyle nefsini terbiye ve tezkiye edebilmiş vasıflı müminlerin gayretleriyle gerçekleşebilir. Nefs terbiyelerini tamamlayamayanlar ne gönülleri fethedebilir ne de ülkeleri...

Muhammed SAKİ EROL • MAYIS 1999 • SAYI 5


Sömürge Değiliz Ama

Asla doğrudan sömürge olmamış, yabancı istilasında yaşamamış bir ülke olduğumuz için övünür dururuz. Doğrudur. Ancak, hangi hür ülkede İngilizce
gibi Fransızca gibi yabancı dillerde eğitim kural haline gelir? Hangi ülkede gençler yabancı kültürlerin kucağına böylesine itilir? Hangi ülkede, şirketler, mağazalar, dükkanlar yabancı isimler taşırlarsa daha iyi iş yaparlar? Hangi ülkede düşünce, eğitim ve kültür bu kadar yoz, bu kadar fakir kalabilir?
Evet, anlaşılıyor ki, sömürge sadece devletin yabancıların eline geçmesiyle olmaz.


Asıl sömürge olmak, yani işgal edilmişlik, zihinde, histe, zevkte olur. Yabancı dili neredeyse kutsal bir meretebeye yükseltenlerin kendi insanlarına yabancı olmaları bir tesadüf mü?

Atilla PAMİRLİ • NİSAN 2002 • SAYI 40


Acele Zamanında Sabır

Bugünün dünyasında sabrı öğrenmek de zor, anlatmak da. Hayatın ilâhi referanslarla irtibatının adamakıllı inceltildiği ve hatta kopartıldığı bir dünyada, ancak o irtibatla gerçekleşebilecek bir olguyu nasıl anlayabilecek, nasıl anlatabileceksiniz?

Artık sonuçlar önemli, sadece sonuçlar. Görülebilen, gösterilebilen sonuçlar. Doğasında zaten “acelecilik” bulunan insan, belki tarihinin hiçbir döneminde
olmadığı kadar aceleci. Acilen, gözünün görebildiği, elinin tutabildiği sonuçlar gerekiyor.

Yeryüzünü vahşi bir ekonomik yarış alanı gören kapitalizmin, buna dayalı tüketim kültürünün, kişisel gelişim ve modern rehberlik öğretilerinin zihnine kustuğu “başarı” anlayışı, sabır kavramının tam zıddı bir duruşu dayatıyor. Ve o duruş sadece “sahip olma” ile sınırlı kalmıyor, insanın maddimanevi
bütün faaliyetlerini kuşatıyor.

Evet; sabrı öğrenmek, sabrı anlatmak zor. Bir tek seçeneğimiz var: Kalplerimizi “es-Sabur” ism-i şerifi nin sahibine bağlamak. O’nun nuruyla kalplerimizi,
zihinlerimizi yıkayıp arındırmak. O’nunla olmanın, O’na kavuşmanın dünyadan ve içinde olan her şeyden üstün olduğunu görmek, yaşamak...

İşte o zaman “elhamdü lillâhi alâ külli hal, sive’l-küfri ve’d-dalâl” (her şey, her hal için şükür Allah’a; küfr ve sapkınlık hariç) diyebilme sırrına eren
bahtiyarlardan olmamız mümkün olacak. Bu acelecilik, bu tezcanlılık, bu kalp çarpıntıları, bu hafakanlar işte o zaman bitecek. Kalbimize, hayatımıza huzur ve sükun işte o zaman gelecek.


Sabahattin AYDIN • HAZİRAN 2003 • SAYI 54


Hepimizin bir yeniden inşa dönemine ihtiyacımız var. Yeni bir başlangıç yapmak, yeniden besmele çekip yola koyulmaktır. Kendimizi, ailemizi, ülkemizi, bölgemizi ve dünyamızı yeniden kurmak için ayağa kalkmak, ufuklara göz atmak, sonra “YA ALLAH!” demektir. “İki günü bir olan ziyandadır.” ikazına kulak vermek için harekete geçmek, üzerimizdeki mahmurluğu atmaktır.

Halil AKGÜN • MAYIS 2006 • SAYI 89


Dış Görünüş

İnsanı yükselten ona Rabbinin katında değer kazandıran bütün hususiyetler onun maneviyatıyla alakalıdır, bedeniyle değil. Rabbülalemin’in
katında uzun boylular, kısalardan daha şerefl i değildir. Mizanda şişmanlar, zayıfl ardan daha ağır gelmezler. Siyahlar çirkin de, beyazlar güzel değildir. Rabbimiz bunlardan dolayı kulunu ne medheder, ne de kınar. O, bizim bedenimize, malımıza, kavmimize değil, sadece kalplerimize nazar eder. Ruhun ırkı yoktur. İnsan da nihai manada ruhtan ibarettir. Beden ise onun elbisesidir.

Mübarek EROL • AĞUSTOS 2003 • SAYI 56


Sultan Süleyman Adaleti

Osmanlı’nın ihtişam ve izzetini yüzyıllar ötesinden terennüm eden Süleymaniye camii ve külliyesinin inşaatı tamamlanmıştır. Adına yapılan bu eşsiz eserin açılışı için, Batılılar’ın “Muhteşem Süleyman” dediği Kanunî, Süleymaniye inşaatında çalışan herkesin toplanmasını ferman eder; kendilerine hitaben bir
konuşma yapacaktır.

Ertesi gün cami avlusunda toplanan kalabalığa hitap etmek üzere, maiyetindekilerle birlikte gelir, bütün mehabetiyle camiin merdivenlerini adımlar ve
kalabalığa döner. Besmele, hamdele, salvele, ecdadına ve bütün geçmişlere gönderdiği Fatiha’dan sonra şunları söyler: “Ey din kardeşlerim, can kardeşlerim!.. Görürüz ki bu cami-i şerif tamamlanmıştır. Ona emeği geçenlerin cümlesinden Kadir Mevlâm razı olsun. Hemen söyleyeyim; bu camiin inşaatında çalışıp da hakkını alamamış yahut az almış kimse varsa, gelip bizden alsın.”

Kalabalıktan herhangi bir ses çıkmayınca şöyle devam eder: “Olabilir ki, hakkını alamamış birisi vardır ve şu anda aranızda değildir. Burada olanlara
ahdimdir: Gelmeyenlere söyleyeler; onlar da gelip haklarını bizden alalar.

Ebubekir SİFİL MART 2004 • SAYI 63

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kalp ve Kâbe
« Posted on: 18 Nisan 2024, 21:06:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kalp ve Kâbe rüya tabiri,Kalp ve Kâbe mekke canlı, Kalp ve Kâbe kabe canlı yayın, Kalp ve Kâbe Üç boyutlu kuran oku Kalp ve Kâbe kuran ı kerim, Kalp ve Kâbe peygamber kıssaları,Kalp ve Kâbe ilitam ders soruları, Kalp ve Kâbeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes