> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > Nasuh Tevbesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nasuh Tevbesi  (Okunma Sayısı 1592 defa)
08 Haziran 2011, 12:24:12
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 08 Haziran 2011, 12:24:12 »



                            Nasuh Tevbesi

Günahlardan Temizlenmek



Büyük arif Ebu Talib el-Mekkî (k.s) 386/996) tasavvuf ve ahlâk sahasında yazdığı "Kutu'l-Kulub" isimli meşhur eserinde der ki:

"Kulun, tövbesinin tam olarak gerçekleşmesi, Allah'a dönüşünün güzel olması ve günahları iyiliklere çevrilen kimselerden sayılması için, gerçekten eski hâlini değiştirmesi ve yeni hayatı benimsemesi gerekmektedir. Eğer insandaki bu değişme dünyada olursa, kötü ameller iyi amellere çevrilmektedir.

Bunu şu ayetten anlıyoruz:

"Gerçek şu ki insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez." Ra'd, 13/11nasuh-tevbesi

Demek ki insanlar, içlerindeki bir kötülüğü iyiliğe çevirdiklerinde, kötü halleri iyiliklere çevrilmiş olur ve bu durumda şu ayetin müjdesi gerçekleşir:

"Ancak tövbe ve iman edip salih amel işleyenlerin Allah, kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah çok affedici ve çok acıyandır." Furkan 25/70.

Gerçek pişmanlık, önceki kötü duruma dönmemek ve eldeki vakitleri boş yere harcamamaktır.

Ariflerden Ebu Süleyman ed-Dârânî (k.s), der ki:

"Akıllı bir kimse, kalan ömründe, sadece daha önceki ibadet ve taatsız geçirdiği vakitlerine ağlasa, bu onu ölene kadar hüzün içinde ağlatmaya yeterdi. Kalan ömrünü, önceki gibi cehalet ve gafletle geçiren kimsenin hâli nasıl olur, düşünün!"

Tövbe eden kimse, boşa geçen günlerine üzülmeli, kalan ömründe de ilahî emirlere ciddi olarak sarılıp yasaklardan uzaklaşmalıdır. Bunların tamam olması ancak, her işinde sağlam ilme göre hareket etmesi ve salih amellere sarılmasıyla mümkündür. O zaman, Allahu Teala'nın övdüğü şu kimselerden olur:

"Kötülüğü iyilikle giderirler" Ra'd, 13/22 Yani, daha önce yapmış oldukları kötülükleri, işledikleri yeni hayırlarla giderip temizlerler.

Bu durumla ilgili olarak, Rasulullah (s.a.v) Efendimiz, Ebu Zerr'e hitaben şöyle buyurmuştur:

"Bir kötülük işlediğin zaman, ondan sonra hemen bir iyilik yap. Gizli günaha karşı gizlice, açık olana karşı da açıkça hayır yap ki onu temizlesin." Ahmed, K. Zühd, No: 27; Münâvî, Feyzu'l-Kadir, No: 763.

Rasulullah (s.a.v), Muaz b. Cebel'e (r.a) yaptığı bir vasiyyetinde de:

"Kötülüğün peşinden bir iyilik yap ki, onu temizlesin." Tirmizî, Birr, 55; Dârimî, Rikak, 74; Ahmed, Müsned, V, 153, 158 buyurmuştur.

Yukarıda saydığımız vasıfta tövbe eden bir kimse, salihler arasına girer. Nitekim Allahu Teala, bir ayet-i kerimede:

"İman edip salih ameller işleyenleri, hiç şüphesiz, salihlerin arasına katarız." Ankebut 29/9 buyurmuştur.

Sonra tövbe eden kimseye gücü yettiği kadar, daha önce elinden kaçırdığı fırsatları ve zayi ettiği vakitlerini telafî için hayırlarda koşması ve bu şekilde salihlerden olmaya çalışması gerekir. İşte bu makama çıktığında, Mevla'sının huzuruna layık bir kul olur. O zaman Allahu Teala, onu muhafaza ve himayesine alır. Nitekim, ayet-i kerimede:

"O, salihleri dost edinip işlerini üstlenir." A'raf 7/196 buyrulmuştur.

Tövbede kula gereken şeyler özetle on şeydir

1-Allahu Teala'ya isyan etmemenin kendisine farz olduğunu bilmek.
2-Bir günaha düştüğünde onda ısrar etmemek.
3-Günahtan Allah'a tövbe etmek.
4-İşlediği günaha pişman olmak.
5-Ölene kadar istikamet üzere itaat içinde yaşamaya azmetmek.
6-Günahın cezasından korkmak.
7-Mağfireti ümit etmek.
8-Günahı itiraf etmek.
9-O günahı Allahu Teala'nın takdir ettiğine ve onun Allah tarafından bir zulüm değil sadece adalet olduğuna inanmak.
10-İşlediği kusura bir keffaret olması için, Rasulullah'ın (a.s): "Kötülükten sonra bir iyilik yap ki onu temizlesin" hadisine uyarak, günahın peşinden salih amel yapmak.

Denilmiştir ki: Ölüm meleği kula gözüktüğü zaman, ona, ömründen çok az bir zaman kaldığını ve artık ölümün bir göz yumup açma müddeti kadar bile gecikmeyeceğini bildirir. O zaman kulda bir esef ve hasret meydana gelir. Öyle ki, eğer bir baştan öbür başa bütün dünya kendisinin olsa, son saatine bir saat daha katıp tövbe etmek veya o andaki hükmü değiştirmek için hepsini verirdi. Fakat buna imkan yoktur. Bu duruma, şu ayet-i kerimede işaret edilmektedir:

"Kendileriyle istedikleri şeyler arasına engel çekilir." Sebe 34/54

Ayetteki istenen şeyin, tövbe etmek olduğu söylenmiştir. Ayrıca ömrün uzamasını veya güzel bir ölümü istemek olduğu da söylenmiştir. Ancak, kendilerinden önce geçen kimselere yapıldığı gibi, onların bu arzularına engel olunur. Aslında kulun geçirmiş olduğu her saat bu son saat gibi kıymetlidir. Sahibi anlayacak olsa, her saati bütün dünyadan kıymetlidir. Bunun için denilmiştir ki: "Kul, Allahu Teala'nın kullarına dilediği şekilde tecelli ettiğini ve bunun bir hikmetle gerçekleştiğini yakinen bilince, artık kalan ömrünün hiçbir kıymeti kalmaz."

Allahu Teala'nın: "Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen, demeden önce." Munâfikûn. 63/10 ayetinde geçen "yakın vakte kadar" ifadesi hakkında, şöyle denmiştir:

"Kul gözünden perde kalkıp ahiret hallerini görünce, ölüm meleğine:

-Ölümü bir gün tehir et de Rabbime kulluk edeyim, günahıma yanayım ve nefsim için salih bir amel hazırlayayım, der. Melek kendisine:

-Bütün günlerini boş yere tükettin, artık sana hiçbir gün yok, der. Kul:

-Bir saat olsun mühlet ver, der. Melek de:

Bütün saatlerini harcadın, artık bir saat olsun vakit yok, der. Ruh boğaza ulaşır, gırtlağa gelince hançerede tutulur. Artık tövbe kapısı kapanır. Kulun dünya ile irtibatı kesilir, ameller son bulur. Böylece, vakitler gitmiş ve bitmiş olur. Nefesler yükselir, ahiret perdesinin açılmasıyla o tarafı seyretmeye başlar. Bundan sonra kulun gözü her şeyi net olarak görür. Son nefesine sıra gelince nefesi zorla çıkar. Kul, saadet ehlindense önceden kendisine takdir edilen saadet hükmü üzerinde tecelli eder ve ruhu tevhid üzere çıkar. İşte bu, güzel sondur. Yahut kula ezeldeki şekavet hükmü tecelli eder ve ruhu şek ve şüphe içinde çıkar.

Bu kimsenin hâli ayet-i kerimede şöyle anlatılmıştır.

"Kötü işleri yapıp dururken kendisine ölüm gelince: 'Ben şimdi tövbe ettim' diyen kimsenin tövbesi makbul değildir." Nisa 4/18

İşte bu, kötü akıbettir. Bu durumdan Allah'a sığınırız. Bu kimsenin, münafık olduğu söylenmiştir. Ayette anlatılanın, günahta devam ve ısrar eden kimse olduğu da söylenmiştir.

Allahu Teala, kimin tövbesini kabul edeceğini şöyle beyan buyurur:

"Allah'ın kabul edeceği tövbe ancak, cahillikle bir kötülük yapıp da çok geçmeden tövbe edenin tövbesidir." Nisa, 4/17

Bu tövbenin, ölümden önce ve ahiret alametleri zuhur etmeden, son nefes gelmeden yani can boğaza dayanmadan önce yapılan tövbe olduğu söylenmiştir. Çünkü Allahu Teala, ahiret alametleri zuhur ettikten sonra tövbenin kabul edilmeyeceğini bildirmiş ve hükmünü şöyle vermiştir.

"Rabbinin bazı ayetleri geldiği gün, önce inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış kimseye artık o andaki imanı bir fayda sağlamaz." En'am 6/158

Ayette geçen hayrın tövbe olduğu söylenmiştir. Çünkü tövbe, imanın kazancı ve hayırların temelidir. Ayette geçen hayrın, salih ameller olduğu da söylenmiştir. Çünkü salih ameller imanın artmasını temin eder ve yakîn alametidir.

Ariflerden birisi demiştir ki:

"Allahu Teala'nın kuluna ilham yoluyla söylediği iki tane sırrı vardır:

Bunlardan birisi şudur: Kul, annesinin karnından çıkıp doğunca Allahu Teala kendisine: "Ey kulum! Seni temiz ve nezih bir şekilde dünyaya çıkarttım, sana ömrünü emanet ettim ve seni onu emniyetle koruman için görevlendirdim. Artık bu emaneti nasıl koruyacağına ve huzuruma ne şekilde geleceğine bak."

Diğeri de kulun ruhu çıkarken olur. O zaman Allahu Teala kula: "Ey kulum! Sana verdiğim emanetimi nasıl kullandın? Bana kavuşuncaya kadar seninle yaptığım ahde riayet ederek onu korudun mu? Eğer onu korudu isen ben de senin bu vefana karşılık olarak ecrini veririm. Eğer onu zayi etti isen sana hesabını sorar cezanı veririm."

Kulun, üstlendiği emanete sahip çıkması ve Allahu Teala'nın kulundan onun muhafazasını istemesi, şu ayetlerde ifade edilmiştir:

"Onlar, emanet ve ahidlerini korur gözetirler." Müminûn, 23/8

"Bana verdiğiniz sözü yerine getirin, ben de size vadettiklerimi vereyim." Bakara, 2/90

Kulun ömrü, kendisine verilmiş bir emanettir; eğer onu hak yolda geçirerek korursa, emanetini yerine getirmiş ve sahibine güzelce iade etmiş olur. Eğer onu küfür ve isyanla zayi ederse, Allahu Teala'nın emanetine hainlik yapmış olur. Hiç şüphesiz Allah hainleri sevmez.

İbnu Abbas (r.a), bu konuda demiştir ki: "Kim, Allah'ın farzlarından birisini terk ederek veya ihmal ederek zayi ederse, Allah'ın korumasından çıkmış olur. Kul nasuh bir tövbe edince, kötülükleri temizlenir ve cennete girmeye hak kazanır." (Buraya kadar verdiğimiz bilgiler için bkz: el-Mekkî, Kutu'l-Kulûb, I, 179-181.)

Tövbe eden bir kimse, üzerindeki hakları ödemelidir. Bu haklar, Allah'ın hakları ve kulların hakları olmak üzere iki kısımdır.

Geçmiş namaz borcu varsa kaza etmeli, vermediği zekatlarını ödemeli, hac farz olmuş ise yerine getirmelidir. Ayrıca, malını çaldığı veya hile ile aldattığı kimselerin malını ve hakkını geri verip, kendisiyle helalleşmelidir. Eğer hak sahibi ölmüş ise, ona ait malı varislerine vermelidir. Varisi yoksa, o malı onun adına fakirlere sadaka olarak dağıtmalıdır.

Gıybetini ettiği, haksız yere kötülediği kimselerle helalleşmeli, bir daha yapmayacağını söylemel...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nasuh Tevbesi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 02:22:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nasuh Tevbesi rüya tabiri,Nasuh Tevbesi mekke canlı, Nasuh Tevbesi kabe canlı yayın, Nasuh Tevbesi Üç boyutlu kuran oku Nasuh Tevbesi kuran ı kerim, Nasuh Tevbesi peygamber kıssaları,Nasuh Tevbesi ilitam ders soruları, Nasuh Tevbesi önlisans arapça,
Logged
12 Kasım 2016, 21:22:10
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 12 Kasım 2016, 21:22:10 »

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri gunahindan pisman olup tevbe eden ve tevbesinin feyzine erip onun rahmetine kavusan kullardan eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes