> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > Her halde edep
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Her halde edep  (Okunma Sayısı 1198 defa)
30 Kasım 2011, 16:40:09
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 30 Kasım 2011, 16:40:09 »



                 Her halde edep

Sahabenin ve salihlerin kabirlerini ziyaret ederken, onları rahatsız edecek hâllerden sakınmalıdır. Erkek kadın birbirine karışmış ve sıkışmış olarak ziyaret edilmez. Böyle durumlarda türbenin içine girmeye veya kabre yakın olmaya kendini zorlamamalıdır. Huzur ve edep içinde biraz uzaktan, hatta türbenin dışından bile selam verilip, ziyaret ve dua yapılabilir.

Edep çiğnenerek ibret ve sevap alınamaz. Bu sükunet ve edeplere özellikle Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimizin, Sahabe-i Kiramın ve büyük zatların türbe ve kabirlerini ziyaret ederken dikkat etmelidir. O huzurda kargaşadan çekinmeli, itip kakarak kimseyi rahatsız etmemelidir.

Büyük arif Hace Alaüddin Attar (k.s) kabir ziyaretinin hedefini şöyle belirtmiştir:

Mürid, büyüklerin mezarların ziyaret ettiğinde, orada yatan büyüğün sıfat ve hâllerinden ne anlamış ve ne sebeple kendisine yönelmiş ise o derecede feyiz alır. Mukaddes ruhlara yönelmek için zahiren uzak olmanın bir zararı yoktur. Ancak asıl iş, kabirde yatan zatın sıfatlarını anlamaktır. Hz. Şah-ı Nakşibend (k.s) şu beyitleri çok söylerdi:

Büyüklerin kabrine bağlanmaktan ne çıkar Onların yaptığını yap, sen de hedefine var.

Allah dostlarının kabirlerini ziyaretten gaye, mezara değil, Cenab-ı Hakka yönelmektir. Oradaki velinin ruhaniyeti Allahu Tealaya yönelmek için ancak bir vesiledir.113

Kabir ziyareti konusunda, müridin dikkat edeceği başka bir husus da, bir Peygamber (a.s) veya büyük zatın kabrini ziyaret ederken, kalbi toplamak ve istifadeyi çoğaltmak için rabıtaya sarılmaktır. Bu konuya büyükler çok önem veriyorlardı .

Seyyid Sultan Muhammed   Raşid Hz.leri (k.s), bir sohbetinde buyurdu ki:

�Mürid, sofi, mürşidinden izinsiz türbe ve merkadlere gidemez, gitmemesi lazımdır.� Sonra bir müddet sustu, biraz sonra: �Rabıtasız gidemez!� buyurdu. İzinsiz gidemez hükmünü, rabıtasız gidemez şeklinde ifade etti. Bunun manası şudur:

Mürid mürşidini rabıta ederek türbe ve merkadleri ziyaret ederse, onun vesile ve bereketiyle büyük menfaat elde eder. Yoksa, kendi nefsi ile yapacağı ziyaretlerden gerçek menfaat göremez. Dikkat edilirse Seyyid Muhammed   Raşid Hz.leri, sohbetinde önce �izinsiz gidemez� buyurdu, sonra bunu değiştirerek �rabıtasız gidemez� buyurdu. Yani bu konuda içtihat yaptı ve hükmü kolaylaştırdı ki ümmet-i Muhammede, sofilere zorluk olmasın. Çünkü, Seyda Hz.leri tasavvufta müçtehid idi. Bu sohbet benim aklımda kalmıştı. Bir gün bu konuyu Gavsımız Seyyid Abdulbaki (k.s) Hz.lerine sordum:

�Kurban, adaba göre sofinin önce mürşidini, sonra büyüklerin türbelerinin bulunduğu merkadi ziyaret etmesi gerekiyor. Oysa, bu gün bazı sofiler, önce merkade gidip ziyaret ediyorlar; buna Gavsımız ne buyururlar.� O zaman Gavsımız:

�Önce merkade gitmelerinde bir sakınca yoktur, gidebilirler.� buyurdu ve peşinden şu sohbeti yaptı:

�Şeyh Abdurrahman Tahi Hz.leri, hâlifesi Şeyh Fethullah Verkanisi ile hacca gitmişlerdi. Hac vazifesini yaptıktan sonra Medine-i Münevvere�ye geldiler. Resûlullah (s.a.v) Efendimizin Ravzasına yaklaştıklarında, Şeyh Fethullah şeyhinin rabıtasını yapmaya başladı. Şeyh Abdurrahman Tahi Hz.leri ona dönüp:

�Molla Fethullah! Burada da mı Sadatın rabıtasın yapıyorsun?� diye sordu. Şeyh Fethullah:

�Evet Kurban, asıl burada Sadatın rabıtasını yapmam lazımdır. Sadatın rabıtası olmazsa, ben bu perişan hâlimle, hangi yüzle iki Cihanın Efendisinin huzuruna çıkarım. Ben rabıtaya en çok burada muhtacım. dedi.�

Buradan anlaşılıyor ki yüksek makam sahibi büyükleri ziyaret eden bir mürid o makamların edebini, o makamdaki zatların kıymetini ve onlara karşı yapılacak hürmet şeklini çok iyi bilen mürşidini gönlüne ve önüne alırsa, nefsi ile baş başa kalmaz, eli boş dönmez.

Müridin her zaman her yerde ve her işte en önemli sermayesi edeb ve tevazudur. Kendini hiç bilerek mürşidini önüne aldığında, o vesile ile gelecek bereket müridin manevi hâline göre değil, mürşidin manevi derecesine göre olur ve asıl menfaat müride kalır. Bundan, ziyaret edilen zatın noksan olduğu anlaşılmasın. Kusur ve noksanlık ziyaretçi müridin nefsindedir. Mürşid, büyüklerin derece ve kıymetini çok iyi bildiğinden mürid onu bir aracı yapmış, bu vesile ile kalbini toplamış ve kazancını artırmış olur.

Kâmil bir mürşidin sevgisi ve edebi ile kalbi dolu bir mürid, büyük zatlardan birinin kabrine yöneldiğinde, kabirdeki zat onun gönül tahtında oturan büyüğün hatırına müride manen iltifatta bulunur ve onun için Allah�a istiğfar eder. Bu da müride yeter.



Arifler yolunun edepleri
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Her halde edep
« Posted on: 16 Nisan 2024, 20:31:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Her halde edep rüya tabiri,Her halde edep mekke canlı, Her halde edep kabe canlı yayın, Her halde edep Üç boyutlu kuran oku Her halde edep kuran ı kerim, Her halde edep peygamber kıssaları,Her halde edep ilitam ders soruları, Her halde edep önlisans arapça,
Logged
07 Şubat 2017, 21:42:58
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 07 Şubat 2017, 21:42:58 »

Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri yaratıldığımız fıtrat üzerine yaşayan ve iman hali ile yaşayan ve o hal üzerine ölüp Allaha kavuşan kullardan olalım inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

07 Mart 2017, 14:36:48
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #2 : 07 Mart 2017, 14:36:48 »

Kâmil bir mürşidin sevgisi ve edebi ile kalbi dolu bir mürid, büyük zatlardan birinin kabrine yöneldiğinde, kabirdeki zat onun gönül tahtında oturan büyüğün hatırına müride manen iltifatta bulunur ve onun için Allah�a istiğfar eder. Bu da müride yeter.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes