> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > Günümüzde nefisle mücadele
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Günümüzde nefisle mücadele  (Okunma Sayısı 9531 defa)
17 Mayıs 2010, 14:01:47
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Mayıs 2010, 14:01:47 »



Günümüzde nefisle mücadele

‘Cihadi Ekber’
    



Vücut ülkesini idare sanati

Allahu Zülcelâl insana, akil nimetinden baska, kalp ve nefis vermistir. Yaratilislari geregi, kalp ile nefsin askerleri arasinda daima çatisma ve muhalefet hali bulunmaktadir.

Nefis, ruhu daima dünya hayatina dalmaya davet ederken; kalp, ruhun asil istegi olan uhrevi saadete, mana âlemine davet eder. Bu sebepledir ki, insan ne kadar maddeye dalmis olursa olsun, madde âlemine göre hayali saydigi; mucize, kesif, keramet gibi seylere kulak verir ve meyleder.

Nasil ki; nefsin, sehvet ve gazap olmak üzere iki kuvveti varsa; kalbin de ilim, hikmet ve tefekkür olmak üzere üç askeri vardir. Insana düsen vazife, kalbine yardimci olmak; ilim, hikmet ve tefekkürden yardim istemektir. Çünkü nefis, yaratildigi tabiati üzere kalirsa seytanin askerlerinden oldugu için sonunda seytani yollara basvurur. Seytanin ardina düser.

Böyle olunca, nefsin sehvet ve gazap kuvvetleri kalbe musallat olmakla, Allah-u Zülcelâl’in askerlerinden olan kalp, seytanin askerlerine katilmakla helak olur ve ebedi hüsrana ugrar.

Insanoglunun bedenindeki nefsin makami, bir ülkenin hükümdarinin makami gibidir. Zira beden nefsin ülkesi, karargâhi ve sehridir. Insanoglunun düsünen akli kuvveti ise hükümdari için her hayri isteyen müstesar ve akilli, anlayisli bir vezir gibidir.

Bunun için hükümdar olan nefsin, vücut olan sehre yapacagi zararlara; vezir olan akil tarafindan, nefse hitap edilerek, onu uyarmak suretiyle engel olunmalidir. Vücut ülkesini harap etmesine engel olmak için faydali olan ne ise onu yaptirmaya çalismalidir.

Nefsin duygu ve azalari ise sanat erbabi ustalar ve ameleler gibidir. Nefsin sehvet kuvveti ise sehre hayat levazimlari getiren kötü bir hizmetçi gibidir. Nefsin gazap kuvveti ise memleketi koruyan emniyet kuvvetleri, âmirleri gibidir. Fakat hayat levazimlarini beden sehrine getiren sehvet kuvveti, gayet yalanci, hileci, aldatici ve çirkin bir sahistir. Ancak, sasirtici bir sekilde, hayir isteyen nasihatçi bir kimse gibi görünmektedir. Her bir nasihati altinda bir ser, verdigi her serbetin içinde bir damla zehir vardir.

Sehvet kuvvetinin; vezir olan akilla çekismesi, sözünü dinlememesi, görüslerini begenmemesi, dikkate almamasi âdetidir. Bundan dolayi, hiç bir zaman akila karsi gelmekten ve saldirida bulunmaktan çekinmez.

Iste, durumu bu kadar nazik olan vücut sehrinin padisahi olan nefis, dünyada ve ahirette huzuru elde etmek için o vücut sehri için gerekli olan ne ise onu yapmalidir. Yoksa Allah-u Zülcelâl’in gazabina duçar olur ve perisan olur.

O halde, akil nefse hitaben söyle demelidir: “Ey nefsim! Sen kendi vücut sehrini imar edersen; Allah-u Zülcelâl’in emirleri olan ibadet, zikir, dini sohbet vb. seyleri yaparsan, hem bu dünyada hem de öbür dünyada huzur ve kurtulusunu hazirlamis, Allah-u Zülcelâl’in azabindan kurtulmus olursun. Yok, eger kendi vücut sehrini helak edersen; Allah-u Zülcelâl’in yasak ettigi haramlari yapar; taat, zikir ve sohbetten uzaklasirsan, iki dünyada da helak olur ve ebedi azaba müstahak olursun!”


 


Nasil ki, bir padisah, ancak memleketi için faydali olani yaparsa, huzur ve sükûneti saglamak için her türlü olumsuzluklar karsisinda tedbirini alir, disaridan ve içeriden gelen zarari defederse huzuru saglayabilir. Böylece hem kendisi hem de halki rahat eder. Yok, eger memleketi için faydali olani yapmaz, kendi istek ve arzusuna göre hareket eder, tedbir almaz, huzur ve sükûneti saglamaz ise kendi de halki da helak olur ve memleketi perisan eder.

Üstelik daha sonra duyacagi pismanlik da fayda vermeyecektir. Olan olur; vatan ve milletini kurtaramadigi gibi saltanati da elinden gider. Iste, böyle olmamasi için insan, nefsine nasihat ederek söyle demelidir:

“Ey nefsim! Aklin vermis oldugu telkinleri kabul eder, Allahu Zülcelâl ve Resulü sallallahu aleyhi veselleme itaat eder, düsmanlarini da def edersen; Allahu Zülcelâl’in rahmet ve bereketine nail olur, iki dünyada da mutluluga erersin. Cennet ve Cemalullah’la müserref olursun. Eger aklin telkinlerine sirt çevirir, heva ve hevesine uyar ve ona göre hareket edersen, Allahu Zülcelâl’in gazabina duçar olup bu dünyada perisan oldugun gibi öbür dünyada da cehenneme müstahak olursun! Birçok kisinin (sana) yapamayacagi zararlari, tek basina nasil yapiyorsun!”

Demek ki insan, vücut sehrini helak etmekle, bizzat kendini helak etmis olacagindan, bile bile kendini atese atmis olur. Iyi bilmeli ki son pismanlik, asla fayda vermez.

Süphesiz, bu söylenenleri uygulamayan, birçok insanin kendini, ailesini ve çoluk-çocugunu, gerek zahiren ve gerekse manevî açidan, perisan ettigini görmekteyiz...

Nefisle mücadele

Nefsi isteklere uymak ne kadar çirkin bir binektir. Çünkü nefis, insani fitne ve karanliklara sürükler. Sabretmesi ve tahammül etmesi güç bir yaratiktir. Insani devamli zorluklara ve yanlisliklara iter.

Kim nefsi isteklerin arzusuyla dünya hayatina bakarsa cehennemde yanmayi hak eder. Allahu Zülcelâl nefisle mücahede hakkinda söyle buyurur: “Her nefis, ne hayir islemis, ne kötülük yapmis ise onlari önüne konmus bulur. Allah, kendisine karsi (gelmekten) sizi sakindiriyor. Allah kullarina çok sefkatlidir.” (Al-i Imran; 30)

Insan daima kendi nefsiyle hesap görecek; bir hata veya masiyet yaptigi zaman, o hataya karsilik olarak nefsini cezalandiracaktir. Mesela, Hz. Ömer radiyallahu anh, bir gün, ikindi namazinda bahçesinden camiye gelip cemaatin dagilmis oldugunu görünce, iki yüz bin dirhem degerindeki bahçeyi, nefsine ceza vererek sadaka olarak vermistir.

Rebi bin Haysem radiyallahu anh anlatiyor; “Kendisinden nasihat dinlemek amaciyla Veysel Karanî radiyallahu anhin yanina gittim. Sabaha kadar (ibadet ve zikirle) oturmustu; ben de onunla beraber oturdum. Sabah namazini kildi. Tesbihatini yapsin dedim. Tesbihatla mesgul oldu, hatta ögleye kadar buna devam etti; ögle namazini kildi ve oturdu; Ikindiye kadar. Ikindi namazini da kildi, aksama kadar...

    



Böylece tekrar sabaha kadar devam etti. Sabah olunca sabah namazini kildi; sonra yine oturdu ve uyku ona bir anlik peyda oldu ve söyle buyurdu; ‘Allah’im! Çok uyuyan gözden ve doymayan karindan sana siginirim.’ Bunun üzerine; ‘Onun bu durumu (ders ve nasihat olarak) bana kâfidir.’ dedim ve oradan ayrildim.”

Görüldügü gibi Veysel Karanî radiyallahu anhin, Allahu Zülcelâl’e karsi durumu, gayreti ve nefsiyle mücahedesi, bir Sahabe'ye dahi büyük bir ibret oldu.

Iste bizler, onlarin yasantisiyla bizim yasantimizi karsilastirirsak kendimizi nereye koymamiz gerekir, iyi düsünmeliyiz.

Eskiye göre sartlar degisti

Zamanimizda yeme içme, giyim kusam ve maddi imkânlar çok bol oldugu halde, kulluk olarak onlarin çok gerisindeyiz. Tabi olarak imkânlarin fazla olmasi, ayni zamanda insanlarin nefislerini olumsuz yönde etkilemektedir. Her türlü kolaylik ve rahatliga sahip olmak, nefislerimizi simartmakta, kulluk vazifelerine karsi nefsimizi isteksiz, gönülsüz hale getirmektedir.

O halde söyle düsünelim, mademki eski zamanlara göre daha rahatiz, biz de bu kolayliklari bir avantaj olarak degerlendirip kulluk görevlerimizi o sekilde yapalim.

Nefsin güçlenip üzerimizde baski olusturmasinin, ibadetlere karsi tembellesmesinin sebepleri nelerdir? Fazlasiyla yeme içme, oyun, müzik, eglence, dedikodu gibi mubah veya dogrudan mekruh ve haramlarla nefsimizi kuvvetlendirmis oluyoruz. Her istedigi yerine getirilen, simartilmis bir nefis, elbette üsengeç ve Allah’a asi olacaktir.

Oysa helal sinirlari içerisinde kalarak yeme içme, israfa girmeden giyinme, lükse kaçmadan yeterli bir konforlu hayata sahip olmak da mümkündür. Üstelik her sabah, musluktan akan sicak su ile birçogumuzun abdest alabildigi kolayliklara da sahibiz.

Nefisle mücadele ve mücahede de zafer kazanmak için kul, sürekli acziyet içerisinde dua ederek Allah’tan yardim istemelidir. Nefsin de seytanin da her seyin oldugu gibi sahibi Allahu Zülcelal’dir. Onlarin serlerinden Allah’a sigindigimizda Allah onlarin serlerinden bizleri muhafaza edecek ve onlara karsi bizlere zafer nasip edecektir.

Ayrica suna dikkat edelim; nasil ki her sanatin bir ustasi varsa nefisle mücadele etme sanatinin da ustalari, Mürsidi Kamiller ve salih kullardir. Nefisleriyle mücadeleyi kazanmis, olgun, kâmil hale gelmis bu insanlarla beraber olmaya çalismak, bu sanatin ögrenilmesinde çok önemli bir yere sahiptir.

‘Cihad-i Ekber’

Insan nefsini, muhalefet kilici ile her öldürüsünde, Allah-u zülcelâl onu yeniden diriltir. Dirildigi zaman yine birçok seyler ister, insanla inada tutusur; kötülük kanatlarini açar, yine uçmaya baslar.

Iste hal böyle olunca insana düsen görev, yine inatçi nefsi ile cihat etmektir. Nefis ölmez, insan sag oldukça o da olur. Nefis yalniz, terbiye olur. Insana düsen yegâne görev, onu terbiye etmek sureti ile islaha çalismaktir. Bu mücadelenin sonunda mükâfat da büyük olur. Iman sahibinin daimi vazifesi, nefsini yenmektir.

En büyük ibadet ve en zor is nefisle ugrasmaktir. Çünkü Allah-u zülcelâl ayeti kerimede bu mücadeleye isaret ederek buyuruyor ki; “Ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (Hicr; 99) buradaki ibadetten mana, nefse karsi olmaktir. Çünkü insan, ancak Allah’in emirlerini nefsine muhalefet ederek tam manasiyla yerine getirebilir. Kaldi ki, bütün hayirlar nefse karsi olmakla baslar. Daima onun istemediklerini yapmak lazimdir.

Her iman sahibi, Allah-u Zülcelal’in huzuruna çiktigi zaman; nefsini islah etmis olmalidir. Bu hal, o imanli kimseyi cennete götürür. Cennete sadece iman sahipleri girer. Oray...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Günümüzde nefisle mücadele
« Posted on: 19 Nisan 2024, 03:31:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Günümüzde nefisle mücadele rüya tabiri,Günümüzde nefisle mücadele mekke canlı, Günümüzde nefisle mücadele kabe canlı yayın, Günümüzde nefisle mücadele Üç boyutlu kuran oku Günümüzde nefisle mücadele kuran ı kerim, Günümüzde nefisle mücadele peygamber kıssaları,Günümüzde nefisle mücadele ilitam ders soruları, Günümüzde nefisle mücadeleönlisans arapça,
Logged
09 Mart 2014, 03:31:02
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 09 Mart 2014, 03:31:02 »

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuh; Bu dünya biz kullar için bir pazar yeridir.Burda kişi daima nefsi ile alışveriş halindedir.
Bu ticaretin kazancı Cennet,ziyanı ise Cehennemdir...
Yani şöyle de diyebiliriz.Karı ebedi saadet,zararı da sonsuz felakettir.Bunlar nefislerini ,ticaretteki ortak yerine koymuşlardır.Nasıl ki ortak ile önce anlaşma yapılır,sözleşilir.Sonra işlerinde sözünde dırıp durmadıkları na dikkat edilir.Veee sonunda hesaplaşılır...
Hıyanetinin de itaatkarlığının da karşılığı verilir....
Nefs yaratılışında iyi işlerden kaçıcı ,kötülüklere koşucu ve hep tembellik etmek,aynı zamanda şehvetlerine kavuşma ister....
Rabbim bizlere nefislerimizi bu huyundan vaz geçirmeyi,yanlış yoldan doğru yola çevireblmeyi nasip etsin...
Rabbim bizlere terbiye edilmiş itaatkar nefisler versin inşallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 09 Mart 2014, 03:32:45 Gönderen: mevlüdekalınsaz »
Kayıtlı

30 Ağustos 2015, 02:06:40
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 30 Ağustos 2015, 02:06:40 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah , Nefis her şeyi isteyen bir çocuk gibidir . Ona istediğini verdikçe ister doymaz. Kur'an'da nefsinin isteklerini terk edenlerin akıbeti şöyle buyuruluyor;
"Rabb'inin huzurunda durmaktan korkan ve nefsini hevâ ve hevesten alıkoyan kimseye gelince, cennet onun varacağı yerin ta kendisi olacaktır." (Nâziât: 40-41)

Rabbim (celle celalühü ) bizleri cennetine nasib eylesin.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Ağustos 2015, 10:29:14
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #3 : 30 Ağustos 2015, 10:29:14 »

Ve aleykumusselam ve rahmetullah. Nefisler istek ve arzulari hic bitmek tukenmeyen birseydir. Allahim nefislerimize bizleri yenik dusurme.cunk bizlerin imanlari zayifsa hemen kana biliriz bizleri sen koru gozet izin verme .paylasmdan dolayi allah razi olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
03 Eylül 2015, 13:01:38
❣ Muhammed ❣

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 3.112


« Yanıtla #4 : 03 Eylül 2015, 13:01:38 »

Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh...Rabbim c.c bizlere nefsimizi kendine teslim etmeyi Nefsimizin bizden istediği arzularına karşı koymayı nasip eylesin İnşaAllah.Allah c.c razı olsun İnşaAllah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes