> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Gaybı Kim Bilir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gaybı Kim Bilir  (Okunma Sayısı 650 defa)
04 Mayıs 2010, 19:26:21
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Mayıs 2010, 19:26:21 »



Gaybı Kim Bilir?



Gayb meselesi gündeme geldiğinde bir kısım kimseler “gayb” çerçevesine giren hususların hiç birinin hiçbir insana açık olmadığını, bir kısım kimseler ise bazı insanların gayb alanına giren ne varsa hepsini bildiğini ileri sürer. Bu tavırlardan birinin ifrat, diğerinin tefrit olduğu, dolayısıyla her iki tavrın da Ehl-i Sünnet büyüklerin tutum ve kabulleriyle örtüşmediği açıktır.

Tartışma gündemimizden ne yazık ki düşmeyen konulardan birisi de gayb meselesi. Bu durum, din anlayışımızın dönüşmeye başladığının bir göstergesi aslında. Zira bu türden tartışmalar büyük, “külli” bir problemin yansımasıdır.

Gayb meselesi gibi, itikadî ve fıkhî mezheplerin varlığı, icmaın bağlayıcılığı, Sünnet-i seniyye’nin otoritesi… gibi “tartışmalı” hale getirilmek istenen konular, hep bu “külli” problemin uzantılarıdır. Hatta bu problemin bir görünümü olarak günümüzde Yüce Kitabımız etrafında birçok tartışma açılmaya çalışılmaktadır.

Problem “külli” olunca, cevabı da elbette külli olmalıdır. Ancak bu, ilmî seviyede ve geniş çaplı araştırmalar gerektirdiğinden, biz burada sadece bu külli problemin parçalarından birini bahis konusu edeceğiz.

Gayb meselesi gündeme geldiğinde bir kısım kimseler “gayb” çerçevesine giren hususların hiç birinin hiçbir insana açık olmadığını, bir kısım kimseler ise bazı insanların gayb alanına giren ne varsa hepsini bildiğini ileri sürer. Dolayısıyla bu gruplardan ilki Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’in ve evliyaullahın gayb bilgisine muttali olma konusunda sıradan insanlardan hiçbir farkının bulunmadığını söylerken, ikincisi Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’e ve evliyaullaha beşer üstü ve mutlak bir hususiyet izafe etmiş olmaktadır.

Bu tavırlardan ilki, geçmişte örneği bulunmayan, nevzuhur bir akımın, İslâm modernizminin temsilcileri tarafından dile getirilirken, ikincisi, genellikle bilgi eksikliğinden veya yanlış bilgiden kaynaklanan bir tutum olarak
dikkat çekmektedir.

Bu tavırlardan birinin ifrat, diğerinin tefrit olduğunu, dolayısıyla her iki tavrın da Ehl-i Sünnet büyüklerin tutum ve kabulleriyle örtüşmediğini söylememiz gerekiyor. Oysa Ehl-i Sünnet, her meselede nassların (ayet ve hadislerin) çizdiği sınırdan ayrılmama tavrıyla diğerlerinden ayrılır. Nasslar neyi nasıl haber vermişse bizler ona öylece inanırız.

Gayb nedir?

Evvela “gayb”ın, biri “mutlak”, diğeri “izafî” olmak üzere iki kısma ayrıldığını belirterek başlayalım. “Mutlak gayb”, hiçbir mahlukun bilemeyeceği gayb türüdür ki, Kur’an’da zikredilen “beş gayb” (mugayyebat-ı hams) bunlardandır.

Lokman suresinin 34. ayetinde bu 5 gaybın şunlardan ibaret olduğu zikredilmiştir: Kıyametin ne zaman kopacağı, yağmurun tam olarak nereye, ne zaman ve ne kadar yağacağı, rahimdeki ceninin cinsiyeti, şahsiyeti, şekli-şemali vs., kişinin yarın ne kazanacağı ve nerede öleceği.

Bu hususları Allah Tealâ’dan başka hiç kimse tam anlamıyla bilemez. Teknolojinin ilerlemesiyle bunlardan bir kısmının “bilinebilir” hale geldiğini söylemek ya demagoji veya cehalettir. Zira insanoğlunun yağmur veya rahimdeki ceninin durumu hakkında bildikleri, hiçbir zaman “bütün detaylarıyla kesinlik ifade eden” bilgi türü değildir ve Allah Tealâ bunların bilgisini hiç kimseye vermemiştir.

Elmalılı merhum, “mutlak gayb”a ilişkin olarak da rüya, ilham, keramet vb. sebeplerle bazı şeyler “sezilebilmesinin” mümkün olduğunu, ancak bunların hiç birisinin zan ve vehimden uzak, yakinî ilim olamayacağının altını çizer. (Hak Dini Kur’an Dili, 8/ 5415)

“İzafî gayb” ise mahlukattan bir kısmının, Allah Tealâ’nın bildirmesiyle bilebileceği gayb türüdür. Peygamberlerin muttali kılındıkları gaybî hadiseler böyledir. Esasen bir insan için gayb olduğu halde başka biri için gayb olmayan hususlar da bu kapsama girer. Kalbimizden geçen hususlar buna örnektir. Herkes kendi kalbinden geçeni bilir; dolayısıyla bu onun için gayb değildir. Ama bunu bir başkası bilemeyeceği için, insanın içinden geçen şeyler başkaları açısından gaybdır.

Gaybı, “meydana gelmiş” ve “henüz vuku bulmamış” gayb türleri şeklinde ayrı bir tasnife tabi tutmak da mümkündür. Evrenin herhangi bir yerinde meydana gelen kozmik olaylar ile dünyanın bilinmedik bir bölgesinde vuku bulan hadiseler, insanoğlunun bilgi sınırları dışında kaldığı sürece birinci kategoriye örnek oluşturur. Kıyamet ise henüz vuku bulmadığı için ikinciye örnektir.

Allah Tealâ’nın bildirmesi

Allah Tealâ, gaybın bir kısmını bir kısım kullarına bildirdiğini haber vermektedir. Kur’an’da da gerek Efendimiz s.a.v’in, gerekse diğer peygamberlerin Allah Tealâ’nın bildirmesiyle gaybdan haberler verdiklerini ortaya koyan ayetler mevcuttur. Bunlardan bazıları şöyledir:

“Allah, onu (Hz. İsa’yı) İsrailoğullarına bir peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara şöyle diyecek): ‘Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer müminler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır.” (Âl-i İmran, 49)

“Allah, pisi temizden ayırıncaya kadar müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Allah, size gaybı bildirecek de değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini seçer (gaybı ona bildirir). O halde, Allah’a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve takva sahibi olursanız sizin için büyük bir mükâfat vardır.” (Âl-i İmran, 179)

“Bu suretle İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtünü gösteriyorduk ki yakîn hasıl edenlerden olsun.” (En’âm, 75)

“Yusuf dedi ki: “Sizin yiyeceğiniz yemek size gelmeden önce, onun ne olduğunu bildiririm. Bu, bana Rabbimin öğrettiklerindendir. Ben, Allah’a inanmayan ve ahireti inkâr eden bir milletin dinini bıraktım.” (Yusuf, 37)

Bunlar ve benzeri muhtevadaki başka birçok ayet-i kerime, Allah Tealâ’nın, peygamberlerini, diğer insanlar için gayb olan bir kısım şeylere muttali kıldığını açık bir şekilde anlatmaktadır.

O halde Kur’an-ı Kerim’in, Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’in gaybı bilmediğini anlatan ayetlerini nasıl anlamak gerekir?

Peygamber Efendimiz ve gayb

Yüce Kitabımız’da şöyle buyurulur: “De ki: ‘Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana gönderilen vahye uyuyorum.’ De ki: ‘Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?’” (Enfal, 50)

Bir başka ayet-i kerimede de şöyle buyurulur: “De ki: ‘Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı biliyor olsaydım, daha çok hayır elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.’” (A’raf, 188)

Bunlar ve benzeri muhtevadaki diğer bazı ayetler Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’e gayb bilgisi verilmediğini ifade etmektedir. Bu durumda daha önce zikrettiğimiz ayet-i kerimelerle bunlar arasında bir uyuşmazlık olduğunu mu söylemek gerekiyor?

Elbette bu sorunun cevabı “hayır”dır.

Öncelikle şunu belirtelim ki, “gaybı Allah’tan başkası bilmez” ifadesi, hangi anlamda kullanıldığına bağlı olarak hem doğrulanabilir, hem de yanlışlanabilir. Şöyle ki: Eğer bu ifade ile Allah Tealâ’nın bildirmesi olmaksızın gaybı hiç kimsenin bilemeyeceği kastediliyorsa; doğrudur. Yani hiç kimse, Allah Tealâ kendisine bildirmeden gaybı kendiliğinden bilemez.

“Gaybı Allah’tan başkası bilmez” sözünü, “Allah, gaybı hiç kimseye bildirmez, dolayısıyla hiç kimse gaybı bilemez” anlamında kullanıyorsak, işte bu yanlıştır. Zira yukarıda zikrettiğimiz ayetler, Allah Tealâ’nın seçtiği elçilere gaybı bildirdiğini açık bir şekilde anlatmaktadır.

Dolayısıyla meseleyi şöyle anlamak gerekir: Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz de  tıpkı diğer peygamberler ve hatta melekler gibi gaybı kendiliğinden bilemez. Ancak Allah Tealâ O’na bir kısım gaybî bilgileri iletirse o zaman gaybı bilir. Nitekim aşağıda üzerinde duracağımız gibi Efendimiz s.a.v., bir kısım gaybî bilgilere muttali kılınmış ve bizi de bunlardan haberdar etmiştir.

Evliyaullah ve gayb

Peki bir kısım gayba peygamberler dışında muttali kılınan başka insanlar da var mıdır?

Kehf suresinde geçen Hz. Musa-Hz. Hızır kıssası (65-82), peygamberler dışında da bir kısım gaybî bilgilere muttali kılınan insanlar olduğunu kabul etmemizi gerektirmektedir.

Bu çıkarıma, Hz. Hızır’ın peygamber olduğu söylenerek itiraz edilebilir. Ancak peygamberlerden bahseden ayetler üzerinde bir parça düşünürsek görürüz ki, Kur’an’da zikri geçen peygamberlerin tamamının ya peygamber olduğu tasrih edilmiş, tebliğinin serencamından kesitler sunulmuş yahut peygamberlerin isimlerinin peşpeşe zikredildiği dizgede adı geçmiştir. Buna bir de Efendimiz s.a.v.’in verdiği haberleri eklemek gerekir. Kur’an’da şu veya bu tarzda zikredilmiş peygamberlerin peygamberliği konusunda hadislerde daha fazla detay bulunmaktadır.

Hz. Hızır hakkında ise Kur’an’da, “katımızdan rahmet verilmiş ve ilim öğretilmiş bir kul” ifadesi geçmekte ve Hz. Musa a.s. ile olan ibretâmiz yolculukları anlatılmaktadır. Bunun dışında onun peygamberliğine, tebliğine, gönderildiği kavme... vs. dair hiçbir ayrıntı yoktur. Efendimiz s.a.v.’den de onun peygamber olduğunu ifade eden açık ve kesin bir bilgi nakledilmemiştir.

Dolayısıyla onun gayba dair bilgi sahibi olması, gayba muttali kılınma özel...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gaybı Kim Bilir
« Posted on: 19 Nisan 2024, 09:15:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gaybı Kim Bilir rüya tabiri,Gaybı Kim Bilir mekke canlı, Gaybı Kim Bilir kabe canlı yayın, Gaybı Kim Bilir Üç boyutlu kuran oku Gaybı Kim Bilir kuran ı kerim, Gaybı Kim Bilir peygamber kıssaları,Gaybı Kim Bilir ilitam ders soruları, Gaybı Kim Bilirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes