> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Mihraptaki Yay
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mihraptaki Yay  (Okunma Sayısı 832 defa)
27 Temmuz 2011, 15:43:49
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Temmuz 2011, 15:43:49 »



Mihraptaki Yay


Kasım 2009 - 131.sayı

T. Ziya ERGUNEL kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

“Secde-i sehv ile geçti ol kişinin ömrü kim
Tâk-ı mihrâbı ânın ebrû-yı dîdâr olmadı.” (Hamdî)

[(Namaz kılarken yöneldiği) mihrabın kemerini sevgilinin kaşı (olarak görmeyen) kişinin, ömrü sehiv secdesi ile geçmiş (demektir).]

Bizim cami mimarimizde mihrapların üst kısmı genellikle kavislidir. Yarım daire şeklindeki bu tâk yahut kemer, namaza duran divan şairlerine sevgilinin “yay”a benzeyen kaşlarını hatırlatır hep.

Mihrap kemeri ile ebru (kaş) münasebeti eski şiirimizde çokça işlenmiş ve her defasında mutlaka secde-i sehivden söz edilmiştir. Çünkü namazda iken mihrabın kemerine dalan, oradan sevgilinin kaşına gidip maşukunu aklına getiren kişinin, bu dalgınlığından dolayı sehiv secdesi yapması icap eder.

Malum, sehiv secdesi “yanılma” veya “hata sebebiyle yapılan secde” demektir. Unutarak namazın vacip ve (bazı mezheplere göre) sünnetlerinden birini terk, tehir; bunların yerini veya vasfını değiştirmek, farzlarından birini geciktirmek yahut fazladan yapmak gibi hatalar böylece telafi edilir.

Çoğumuzun başına gelmiştir; namazın ortasında hiç olmayacak bir mesele aklımıza takılır, tadil-i erkâna riayeti aksatırız. Rekâtları karıştırdığımız, kıraat tertibine uymadığımız olur. Böyle durumlarda ka’de-i ahireden yani son oturuştan hemen sonra bir özür ifadesi olarak sehiv secdesine varır, hatamızı düzeltmeye çalışırız.

Fakat dikkatinizden kaçmamıştır; yazının başındaki beyitte söylenenler ile bizim şuraya kadar anlattıklarımız arasında bir uyumsuzluk var. Biz mihrap kemerine dalıp namazda sevgiliyi hatırlayanlar için sehiv secdesi gerektiğini söylemeye çalışırken, şair tam aksini iddia edip namazda mihrap kemeri vasıtasıyla olsun, sevgiliyi hatırlarına getirmeyenlerin hata yaptığından dem vuruyor. “Böylelerinin ömrü sehiv secdeleriyle geçmiştir” diyerek mihrapta sevgilinin kaşını görmemeyi geçici bir hata da saymıyor üstelik. “Ömrün sehiv secdesiyle geçmesi”, ya bütün namazlarda hata edildiğini ve sürekli bir gaflet halini ya da farz olan secdelerin hep yanlış yapıldığını, dolayısıyla kılınan namazların boşa gittiğini anlatır.

15. asrın ikinci yarısında Bursa’da Çelebi Sultan Mehmet Medresesi’nde müderrislik de yapan Hamdullah Hamdi’nin ilmihal bilgisinden şüphe edemeyeceğimize göre, beytin bâtınına yol bulup asıl manayı aramamız gerekiyor. 

Namaz, aradaki bütün engelleri kaldırarak kulun Allah’a yönelmesi, O’nun huzuruna çıkmasıdır. Allah Tealâ’ya yaklaşmanın, O’nunla mülaki olmanın imkânıdır. Gerçi bütün ibadetler Allah’a yaklaşmak içindir ama namaz, diğer ibadetlerin özü yahut özeti olmakla bu yakınlaşmanın daha hususi bir vesilesidir. Kur’an’da Alâk suresinin sonunda “(Allah’a) secde et ve yakınlaş” çağrısı vardır. Efendimiz s.a.v. de “kulun Rabbine en yakın olduğu anın secde anı olduğu” haberini vermiştir. Bu sebeple yine bir hadis-i şerifte “Namaz müminin miracıdır.” buyurulmuştur.

Miraç, bilindiği üzere Cenab-ı Hakk’ın Peygamberimiz s.a.v.’i kendi katına yükselterek, yaratılmışlar içinde başka hiç kimseye nasip olmayan yakınlıkla şereflendirmek suretiyle Efendimiz’e ikram ettiği büyük bir mucizedir. “Namaz müminin miracıdır” buyurulması, kulun namazla Miraç’taki bu yükseklik ve yakınlığa mahzar olabileceği imkanına işaret içindir.

Miraç’ta meleklerin dahi giremediği Sidre-i Müntehâ’yı Refref’le geçip doğrudan vahiy alacak kadar Alemlerin Rabbi ile mülaki olan Rasul-i Ekrem s.a.v.’in Allah Tealâ ile yakınlığı Kur’an-ı Kerim’de Necm suresinin 9. ayetinde “kâbe kavseyni ev-ednâ” yani “iki yay (aralığı) kadar, (hatta bundan) daha yakın” şeklinde tarif edilir.

Kavseyn “iki yay” demektir ki kavis kelimesi dilimize de geçmiştir. Ancak ayetteki kavs (yay) ile kastedilen, ok atmaya yarayan alettir. İki yayın ve bunların yakınlığının ne olduğuna dair birçok tefsir yapılmış fakat netice olarak hepsinde de Allah Tealâ ile kulu arasındaki ünsiyetin son haddine işarette bulunulduğu hususunda ittifak edilmiştir.

Bu meyanda merhum Elmalılı Hamdi Efendi’nin naklettiği, İslâmiyet öncesi Arap kabilelerine mahsus bir ahitleşme şekli sanki kâbe kavseyn’in en uygun tefsirini vermektedir. Buna göre ittifaka karar veren iki tarafa ait birer yay üst üste konarak adeta birleştirilmekte, ikisinin kabza ve kirişi tek bir yaymış gibi kullanılarak böylece bir ok atılmakta imiş. Bundan sonra aynı maksadı, aynı metodu paylaşacakları; aynı şeye razı olacakları, birlikte hareket edecekleri manasına gelirmiş bu.

Ayetin lafzındaki “kavseyn”den hareket eden ceddimiz, mimarimizdeki kavisli her şekil, şiirimizde bu niteliği yansıtan her ifade ile mutlak sevgili Allah’a yakınlığı, O’nun rızasına tabi olmayı, O’nun katına yükselmeyi simgelemiştir. Nitekim iki yay gibi düşünülen kaşlar kâbe kavseyne işarettir. Kaşları müşahede, “didar”ı, yani Cemal tecellilerini müşahede ile mümkündür; manevi yakınlığın son raddesidir.

Mihrap kemeri kavseynin birinci kavisini sembolize eder. Cenab-ı Hakk’ın kuluna bahşettiği yakınlaşma imkanına işarettir. Ancak bu imkandan istifade, kulun kendi kavsını bununla birleştirmek suretiyle tahakkuk eder. Kulun kavsı “secde”dir. Secde halinde iken insan vücudu yay şeklini alır. İşte kul tâk-ı mihrâbı (mihrabın kemerini), ebrû-yı dîdâr (yüzdeki kaş) olarak göremezse eğer, iki yay birleşmez, yakınlık “kâbe kavseyni ev ednâ” derecesine ulaşmaz, miraç gerçekleşmez.

Mihrap kemerini kâbe kavseyn mertebesinin işareti olarak görmek, namazda huşûdur. Allah’ın huzurunda olmanın, O’nunla konuşuyor olmanın getirdiği hürmet ve haşyettir. Alemlerin Rabbi’nin kudret ve azameti karşısındaki aczimizin idrakidir. Bunlar olmayınca namaz namaz, secde de secde olmaz. Olsa olsa, şairin dediği gibi “ömrü secde-i sehv ile geçirmektir” bu.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mihraptaki Yay
« Posted on: 29 Mart 2024, 16:22:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mihraptaki Yay rüya tabiri,Mihraptaki Yay mekke canlı, Mihraptaki Yay kabe canlı yayın, Mihraptaki Yay Üç boyutlu kuran oku Mihraptaki Yay kuran ı kerim, Mihraptaki Yay peygamber kıssaları,Mihraptaki Yay ilitam ders soruları, Mihraptaki Yay önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes