๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Tasavvuf) => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 12 Eylül 2010, 14:26:28



Konu Başlığı: Dine ihanet eden
Gönderen: Hadice üzerinde 12 Eylül 2010, 14:26:28
                                                        Dine İhanet Eden Din Âlimleri 

İşte yeni kapının üzerinde “Din Bezirgânları” yazıyordu. Din üzerinden rant elde ederek onu menfaatlerine alet eden elit zümrenin kapısına gelinmişti. Bu zümreden bazıları da kendileri günahları fütursuzca işlerken insanlara günahtan uzak durmalarını tavsiye ediyordu.Kapı yavaşça açıldı.

-

Üçüncü kapının eşiğine gelmişlerdi. Yedi kapısı ve her kapıda farklı bir duygu, düşünce ve eylemin taraftarları bulunmaktaydı. Ama hepsinin ortak özelliği Allah’a karşı nankörlükte bulunmalarıydı. Verilen eşsiz ve namütenahi nimetlere karşı istenilen iyi bir insan ve kul olmaktan başka bir şey değildi.

Ancak insan sahip olduğu daha doğrusu sahiplendirildiği nimetleri bazen kendi bilgisinden, bazen, saltanatından bazen, gücünden sanarak nimetleri lütfedene karşı ukalalık yaparak isyanda bulunur. Bir de bunların yanı sıra kendisine verilen ilmi, Kur’an-i gerçekliği gizleyerek veya başkalarına anlattığı hakikatleri kendi nefsi için uygulamayarak da küfranı nimette bulunanlar oluyordu. İşte bunlar için Rabbimiz şöyle buyuruyordu;

“Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.” (Bakara/174)

İşte yeni kapının üzerinde “Din Bezirgânları” yazıyordu. Din üzerinden rant elde ederek onu menfaatlerine alet eden elit zümrenin kapısına gelinmişti. Bu zümreden bazıları da kendileri günahları fütursuzca işlerken insanlara günahtan uzak durmalarını tavsiye ediyordu.

Kapı yavaşça açıldı. İçinde ateş çukurlarının kaynadığı bir volkana benziyordu. Buradaki manzara ise diğerlerinden daha farklıydı. Cehennemin diğer kapılarından sanki birer pencere açılmış gibi burası seyrediliyordu. Her pencereden ayrı ayrı ses yükseliyordu.

Ancak ilk önce burada azap görenlerin durumu dikkatini çekti. Bir fil büyüklüğünde insanlar vardı. Aynı filin karınları gibi kocaman karınlıydılar. Başları ise küçücüktü. Çok garabet bir görüntü oluşturuyorlardı. Ama asıl gariplik ise karınlarından dışarıya sarkan bağırsaklarının görünümüdür.

Fil göbekli, kuş başlı bu garabet kişi bağırsaklarının dökülmesiyle büyük bir acıya maruz kalır. Acının verdiği ıstırapla eğilip bükülmeye, sağa sola dönmeye başlar.  Bu sefer de karnından sarkan bağırsaklarına dolanır. Bir merkebin değirmenin etrafında döndüğü gibi dönüp durur. Bu sırada bağırsaklarından dökülen paralar, altınlar tutuşturulmuş olan ateşin içine kayarak onu daha da alevlendirir. Böylece azabı bir kat daha artar.

Cehennemin diğer odalarından bu manzarayı gören ateş ehli şaşkınlıktan patlak gözlerle adama bakarlar. Şaşkınlığı geçenler ise tek tek sormaya başlar; “hey sen dünyadayken bize iyiliği tavsiye edipte, kötülükten men etmiyor muydun?” derler.

Acıyla küçük başındaki çelimsiz yüzünü buruşturarak; “Evet evet ben sizlere dini nasihatlerde bulunan birisiydim. Dini itibar kazanmak için aranızda dindar birisi olarak görünürdüm. Fakat sizlerden uzaklaşıp şeytanlarımla baş başa kalınca size söylediklerimin aksini yapardım. Sizleri kötülükten men ederken onu kendim yapar, iyiliği tavsiye ederken de ondan uzak dururdum. İşte bu halde dini bir nevi oyun eğlence ve kariyer basamağı yapmıştım. Şimdi ise yaptığım kötülüklerin karşılığını tek tek görüyorum.

Şu gördüğünüz sarkan bağırsaklarımdan çıkan altınlar, paralar oluşturduğum servetler şimdi ateşimin odunu oldu. Ah etmek fayda vermiyor. Keşke dünyadaki din bezirgânları da bundan haberdar olsalar. Artık pişmanlığım bana fayda vermiyor” dedi.

“Yazıklar olsun sana!” diye sesler yükseldi cehennem odalarının pencerelerinden. Dindarlık samimiyetten yoksunlaşınca cennet yelkenleri deliniyor ve cehennem çukurlarına doğru yol alıyordu.

Bu din tacirlerinin kapatıldığı odada bir grup daha vardı. Onların azabı ise daha farklıydı. Kuş başlı, fil göbekli bu insanların dili öylesine garip bir şekilde sarkıyordu ki dilleri, bedenlerinden daha uzun oluyordu. Bir köpeğin dilini, sarkıtıp soluması gibi upuzun dilini çıkarmış ayaklarının altındaki ateşe doğru sarkıtmıştı. Dilinde ise zakkum ağacının şeytan başlı dikenleri doluydu. Bu kuş baştan böyle bir dilin çıkması onu da garabet bir hale döndürüyordu.

Şeytan başlı dikenlerin arasından çil çil altınlar, mücevherler kayıyor ve doğruca ayaklarının altındaki ateşe düşüyordu. Onlar ateşe düştükçe alevler daha da kızgınlaşıyordu. Bu sırada dili tutuşuyor yavaş yavaş yanmaya başlıyordu. Feryatlar kalın ateşten duvarlara çarpıp tekrar kulakları sağır edercesine içerde yankılanıyordu. Dilinin yanmasına mı, ayaklarının altından kızıllaşmış aleve mi, yoksa yankılanan seslerin verdiği acıya mı yanacağını bilmiyordu. Debelenmeye başlıyordu. Bu sefer diline dolanıyor yerde yuvarlanıyordu.

Zebaniler ise başlarının üstünde dimdik duruyor sert sert bakıyordu. Ellerindeki kamçılar ise çelikten işlevini yapmaya devam ediyordu. Bu vuruşların sonucunda ateş deresine yuvarlanıyor ve içinde kayboluyorlardı.

Bu şekilde kurtulduklarını sanırken birden ateşin içinde yüzen bir canavar koca demir dişleriyle onları kıskıvrak yakalayıp ağızlarında öğütmeye başlıyordu. Fil göbeği eriyip bir çamur parçasına dönüşüyordu. Canavarın ağzından dışarıya atıldıktan sonra tekrar eski haline dönüyor ve yeniden başlıyordu macera. Ancak bu sefer yeni kostümleriyle sahneye çıkıyorlardı.

Ahmet dindar olmanın yeterli olmadığını anlamıştı. Asıl önemli olan dindarlıkta samimiyetti. Samimiyeti kaybederek dini bencil ihtiraslarına kurban edenlerin sonu hiçte iyi görünmüyordu.

Ateş şelalelerinin kaynadığı bu bölümü de geride bırakarak yeni bir kapıya doğru ilerlediler.
 


Konu Başlığı: Ynt: Dine ihanet eden
Gönderen: Ceren üzerinde 25 Haziran 2017, 19:05:14
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri onun yolunda giden onu emrine uyan ve rahemtine kavusup cehennem azabindan kurtulan kullardan olalim insallah...