> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > Aynı hakikatin iki yüzü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Aynı hakikatin iki yüzü  (Okunma Sayısı 1472 defa)
24 Temmuz 2010, 16:51:53
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 24 Temmuz 2010, 16:51:53 »



Aynı Hakikatin İki Yüzü

Zahir, bir şeyin dışı, görünen, ortada olan, müşahede edilen, duyu organları ile hissedilen ve bilinen kısmı demektir
Batın, bir şeyin iç yüzü, görünmeyen yanı, saklı ve sırlı yönü, tefekkür, feraset ve kalp basireti ile bilinen kısmı demektir Burada konu ettiğimiz zahir ve batın ilmi, dinî hayatımızla ilgili olmazsa olmaz kabilinden iki ilim çeşididir
Dolayısıyla zahirî ilim dendiğinde, zahirde bedenle yapılan iş ve ibadetlerin hükümlerini öğreten ilim anlaşılır
Batınî ilim ise iç alemimizin ilmidir Kalple ilgili amellerin ve ibadetlerin hakikatini öğretir İnsanın kalbini, ruhunu ve nefsini tanıtır, onların terbiye yolunu gösterir
Varlıkların iç yüzünü, kainatın inceliklerini, gayb alemini, melekût aleminin sırlarını, ahiret hallerini konu edinen ilme de batınî ilim denir
Dinimiz, her iki ilimden de gerektiği kadarını bize öğretmiştir Bu iki ilmin bir kısmı herkese farzdır Bir kısmı ise fazilettir Dinimizin öğrettiği ve herkesten istediği zahir ve batın ilmi, bütünüyle Kur’an ve Sünnet ilminden ibarettir Bu iki ilim beden ile ruh gibidir İkisi birbirini tamamlar, biri olmadan diğeri vazife göremez, fayda vermez
Zahir ilmine şeriat ilmi, batın ilmine hakikat ilmi denmesi, sadece alanlarını belirtmek içindir Yoksa birisi diğerinden daha az lazımdır manasında değildir Her ikisi de dinimizin öğrettiği ilimlerdir; ilahî hükümleri bildirir, Allah’ın muradını öğretir, kulun Rabbine karşı koruyacağı hukuk ve edebini gösterir Büyük veli İmam Kuşeyrî KS şu mühim tespiti yapar:
“İyi bil ki, Allah’ın emri ile vacip olması bakımından, şeriatın öğrettiği her ilim aynı zamanda hakikat ilmidir Aynı şekilde, hakikat ilmi de Allah’ın emri ile vacip olması ve arife Yüce Allah hakkında ilim ve edep öğretmesi sebebiyle bir şeriat ilmidir”
Allame Arusî RhA bu söze şu kaydı ekler: “Çünkü her iki ilmi emreden de Yüce Allah’tır Sonuçta kaynak ve hedef birdir Birisi insanın zahiri amellerini, diğeri de kalple ilgili edeplerini öğretir”
TASAVVUF ZAHİRDEN KOPMAK MI?
Tasavvuf, dinin zahir ve batın ilimleri dışında bir ilim öğretmez Tasavvuf özellikle dinin manevi boyutuna ve takvaya yönelmiş bir kurumdur Bu durumuyla dinî hayatın bir parçasıdır, hizmetçisidir Diğer taraftan dinin öğrettiği zahir ve batın ilmine uygun olmayan bütün ilim ve fikirler, adı ne olursa olsun, din dışıdır Allah katında geçerli değildir İnsanı gerçek mutluluğa erdirmez, ahirette azap sebebidir
Din, insanın zahirine ve batınına bir bütün olarak hitap eder İlâhî hükümler iki türlüdür Birisi zahirimizi, diğeri iç alemimizi ilgilendirir, insanın kâmil olması her iki ilimden pay sahibi olmasına ve zahiri gibi batınını da güzelleştirmesine bağlıdır Çünkü insan, kalbi ve kalıbıyla, fikir ve fiili ile, içi ve dışıyla birlikte insandır
Her ibadetin bir zahir bir de batınî yönü vardır Yani bir görünür yüzü, bir de iç yüzü Zahiri yönü bedeni, batınî yönü kalbi ilgilendirir Mesela, namazda başlangıç tekbiri farzdır, bu dilin vazifesidir Aynı şekilde namaza gösteriş katmadan onu sadece Allah için kılmaya niyet etmek de farzdır Bu niyet ve ihlâs kalbin amelidir Diğer bütün ibadetlerde de durum aynıdır Ayrıca sadece kalple yapılan farz ibadetler de vardır İhlâs, huşu, tefekkür, teslimiyet, tevekkül, rıza, sabır, muhabbet gibi Bunları öğreten ilme de batın ilmi denir
Şimdi hangi akıllı mümin: ‘Ben dinin öğrettiği ilim ve amellerden zahirle ilgili olanları kabul ederim, fakat batınla ilgili olanları dikkate almam’ diyebilir? Bu konuda fakihle sufinin, muhaddisle müfessirin, halk ile yöneticilerin ne farkı vardır?
Büyük veli Ahmed er-Rufaî KS, kâmil sufi ile geçek fakihin hiçbir farkı yoktur der ve şunu sorar: “Hangi kâmil sufi talebelerine: ‘Namaz kılmayın, oruç tutmayın, haramlara dikkat etmeyin, siz sadece zikirle meşgul olun yeter!’ diyebilir Ve hangi gerçek fakih talebelerine: ‘Allah’ı çok zikretmeyin, nefsinizle mücadele etmeyin, ihlâsla amel etmek için uğraşmayın, siz namazı kılın, orucu tutun yeter!’ diyebilir?”
Elbette her müslümanm zahirini ve batınını ilgilendiren ilâhî emirler aynı derecede önem arz eder Onları bilmek ve gereğini yerine getirmek farzdır Zahir ve batın ilminden bu kadarı herkesi ilgilendirir Bu kısmın ihmali insanı sorumlu eder
Zahir ve batın ilminin bu kısmına kimsenin itiraz hakkı yoktur İtiraz eden sadece cehaletini ispat etmiş olur Burada zor olan, zahir ve batınla ilgili hükümleri bilmek değil, ilmin gereğini yapmaktır İmam Gazalî RhA’in belirttiği gibi, bazı insanlar ilimde İlerlemiş fakat amel ve güzel ahlâkta geri kalmıştır Sadece bilmekle yetinen ve kalbini ihmal eden böyle kimseler, şeytan tarafından ilimle aldatılmış kimselerdir Allahu Tealâ: “Hiç şüphesiz nefsini günah kirlerinden temizleyen kurtuldu” (Şems/9) ayetinde, kurtuluşu kalbin günahlardan nasıl temizleneceğini bilmeye; bu bilgiyi kitaplara yazmaya ve insanlara öğretmeye değil, kalbi bizzat temizlemeye bağlamıştır İşte tasavvuf terbiyesinin hedefi, ilmi amele çevirmek, ameli ihlâs ve muhabbetle yerine getirmek ve sonuçta marifetullaha erişmektir


Hz Peygamber AS’dan ümmetine iki türlü ilim miras kalmıştır Birisi zahirî ibadet ve hükümlerle ilgili, diğeri ahlâk ve manevi hallerle ilgili ilimdir Hükümler aktarma yoluyla ve akılla öğrenilir Güzel ahlâk ve manevi haller ise kalp ve ilâhî aşkla elde edilir Gerçek alim ise her iki ilimden yeteri derecede pay sahibi olan kimsedir Ona rabbanî alim, arif, muhakkik ve kâmil mümin denir O, Allah’ın yeryüzünde canlı şahidi ve seçilmiş bir dostudur Tasavvuf büyükleri veli ve sufi deyince bu kimseyi kasdederler
Allahu Tealâ, gerçek takvaya ulaşmış dostlarına yüksek manevi haller, herkesten ayrı özel ilimler, Kur’an ve Sünnet’e farklı bakışlar ve derin anlayışlar ikram etmiştir Bu haller ve ilimler, zahirî ilimlere sıkıca bağlı olmanın sonucu oluşan ilâhî aşk ve takvanın hediyesidir Arifler, takva olmadan kalpte manevi ilim kapılarının açılmayacağını belirtmişlerdir

 
ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Aynı hakikatin iki yüzü
« Posted on: 25 Nisan 2024, 16:02:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Aynı hakikatin iki yüzü rüya tabiri,Aynı hakikatin iki yüzü mekke canlı, Aynı hakikatin iki yüzü kabe canlı yayın, Aynı hakikatin iki yüzü Üç boyutlu kuran oku Aynı hakikatin iki yüzü kuran ı kerim, Aynı hakikatin iki yüzü peygamber kıssaları,Aynı hakikatin iki yüzü ilitam ders soruları, Aynı hakikatin iki yüzüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes