๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Tasavvuf) => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 28 Nisan 2012, 13:24:15



Konu Başlığı: Arif Ve Aşıkların Farkı
Gönderen: Ekvan üzerinde 28 Nisan 2012, 13:24:15
                   Arif Ve Aşıkların Farkı  

Halkın içinde Allah aşığı olan alimi nasıl tanırız? sorusuna, büyük arif Ebû Talip el-Mekkî [k.s] şu cevabı veriyor:

"Ahiret alimlerinin diğer alimlerden bir farkı da, uzaktan bakanın onların alim ve arif olduğunu anlamalarıdır. Buna, kalplerindeki marifet nuru sebep olmaktadır. Çünkü bu nur, dışarıya edep, sekînet, huşu ve tevazu olarak yansır.


Allahu Teala, evliyasını kendi boyası ile boyamıştır. Kendilerini gören kimse onların Hakk adamı olduğunu kolayca fark eder. (el-Mekkî, Kûtu'l-Kulûb, I, 140.)

Allah dostları, talebelerini nazar ve tasarruf ile terbiye ederler. İmam Sühreverdi (k.s), bu terbiyenin nasıl olduğunu şöyle anlatır:

"Kamil mürşidlerin üzerinde bulunan vakar ve heybet, kendilerine nazar eden müridlerini terbiye eder, onları, zahiren ve bâtınen edeb sahibi yapar. (Sühreverdî, Avarif, 84 (Trc: Gerçek Tasavvuf, 103).)

İlimde yüksek payeye ulaşmış kemalat sahibi Hakk dostlarının nazarları, kalp hastalıkları için en faydalı bir ilaçtır. Onlardan birisi, sadık bir talebesine nazar ettiğinde müridin kalbi açılıp Allahu Teala'nın özel ihsanlarını almaya kabiliyet ve ehliyet kazanır.

Mürşidler, Allahu Teala'nın askerleridir. Onların nazarıyla nice yüksek hallere ve güzel nimetlere kavuşulur." (Sühreverdî, a.g.e, 120 (Trc: 151-152).)

Sırf bakışla insan terbiye olur mu? diyenlere, büyük arif şu ilginç örnekle cevap verir:

"Allahu Teala, engerek yılanına öyle bir özellik vermiştir ki, bu yılan bir insana baktığı zaman onu, nazarıyla helak eder, öldürür. Bunun gibi, Allahu Teala, bazı has kullarına öyle bir nurânî nazar gücü vermiştir ki; o, sadık bir Hakk talipine nazar ettiği zaman, ona pek çok hâller ve nûrânî hayat kazandırır.

Mürşidim Şeyhülislâm Ebu'n-Necib es-Sühreverdî (563/1166), bir hac ziyaretinde Mina'da, Mescidu'l-Hayf'ın etrafında insanların içine girmiş dikkatlice onun bunun yüzüne gözüne bakıp duruyordu. Kendisine, niçin böyle yaptığını soranlara şu cevabı verdi:

"Allah'ın öyle seçkin kulları vardır ki, onlar bir insana nazar ettiklerinde, ona ilahi muhabbeti ve saâdeti kazandırırlar. Ben de, böyle bir er kişiye rastlayıp, nazarının bereketine ulaşmak istiyorum." (Sühreverdî, Avarif, 120.)

Göz gönlün penceresidir. Gönül ilahi aşk ve nur ile dolu ise, o gönlün penceresinden dışa nur ve feyiz akar. O gönle açılmış ve yönelmiş gönüller, nasiplerince ondan nur alırlar. Kalpten kalbe yol vardır. Yeter ki insan nefis yapıp kibre düşüp o yolu tıkamasın.



Dilaver Selvi


Konu Başlığı: Ynt: Arif Ve Aşıkların Farkı
Gönderen: Ceren üzerinde 09 Haziran 2015, 16:35:26
Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.