๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 21 Kasım 2010, 12:48:50



Konu Başlığı: Seni hayal etmek bile bu kadar mutlu eder mi insanı
Gönderen: Hadice üzerinde 21 Kasım 2010, 12:48:50
Seni hayal etmek bile bu kadar mutlu eder mi insanı?



    Kainatın Efendisine...
    Seni hayal etmek bile bu kadar mutlu eder mi insanı? Ya ruh inceliğimizin
    şahitleri olan, meleklerin kulaklarındaki küpelerden daha değerli olan o
    gözyaşlarımızı Senin için sarfetmek... Ağyara dökülürken o inci tanelerinin
    ızdırap vermesi, ama asıl hakiki sahibine atfedince sonsuz güzelliklere gark
    olması... Her şey Senin varlığınla alâkadar olunca ehemmiyet kazanıyor. Bütün
    varlık Sana hasret Efendim, Senin getirdiğin o nurlu çağı özlüyor. Öyle ki,
    dünyanın ikindi vakti en saadetli asırdı. Çünkü kainat yaratılış sebebini
    tanımıştı. Bütün varlık Sana aşık olmuş, esfel-i safilinden
    âlâ-yı illiyyine çıkmıştı.

    Ay Senin aşkından dolayı ikiye bölünmüştü. Yılan, Hazreti Ebu Bekiri
    ısırmak zorunda kalmıştı, sırf Seni görebilmek için...

    Bir ağaç kütüğü inim inim inleyerek ağlıyordu ve hasretle kopan bir taş, Sana
    bir kez olsun dokunabilmek için o mübarek dişine çarpmıştı.

    Şimdi biz de Seni özlüyoruz ya Rasûl!

    Olur ya, bir gün gelirsin diye boş bir seccadeye gül koyuyoruz; öyle ki, o gül
    bile Seni orada beklerken sararıp soluyor. Biz bir gül kadar bile olamadık ya
    Rasûl!

    Bunca günahımıza rağmen yine de, rüyada bile olsa teşrif eder misin? Günahlarla
    kirlenen kalbimizi temizler misin ya Rasûl?

    Bizler burada Sana müştak seyircileriz. Hepimiz ayrı ayrı fıtratlarda
    yaratıldık. Büyük kova-küçük kova misali, Senin aşkını istidadımıza göre
    dolduruyoruz.

    Hakiki erenler, büyük kovalara sevgi kaselerini daldırırlarken, yolda kalmışlar
    veya Senin sevgini tam derk edememişler küçük kovalara daldırıyorlar.

    Bizler bu dünyada olmasa da, Cennette Senin o mübarek gül cemalini göreceğimizin
    ümidi içerisindeyiz. Belki de Sen "Bu güzelliğe sizin kalbiniz dayanmaz,
    olduğunuz yerde düşüp kalırsınız" düşüncesiye, yüzünü nazlı bir gelin edasıyla
    saklıyorsun. Ne kadar da düşüncelisin!

    Bizler de, bunları düşünürken sadece Hak rızasına ve sana kilitleniyoruz.
    Yaptığımız salih amellerde, bizim Seni zahiri olarak göremediğimizi ama Senin
    her an bizi gördüğünü hissederek on sekiz bin aleme Seni sevdiğimizi
    haykırıyoruz.

    Bu haykırışın içinde dönüp bir anlık kendimize baktığımız zaman Hazreti Sevban
    (radiyu anh) gibi korkuyoruz. Cennete gitsek bile aşağı mertebelerde
    takılıp kalacağız diye, ama hemen ardından Senin ruhlara hayat üfleyen elmas,
    yakut, pırlanta sözlerin çınlıyor kulaklarımızda:

    "Kişi sevdiğiyle beraberdir"

    Bizler istidadımız nisbetinde Seni çok seviyoruz ve inanıyoruz ki, Sen de
    bizleri çok seviyorsun. Sevmesen gözyaşlarına boğulur muydun?

    Günahlarımız dağlar cesametinde ama Senin o engin sevgi denizinde, bizim
    günahlarımız sadece bir damla hükmünde kalır.

    Şimdi ya Rasûl, ölü ruhlarımızı diriltip yine sevgi şerbetiyle imdadımıza
    koşar mısın? Kanayan manevi yaralarımıza merhem sürer misin? Ve bir gün, rüyada
    bile olsa, O nazlı yüzünü gösterir misin?

    Binlerce Salat, binlerce selam, ağaçların yaprakları adedince, denizlerin
    köpükleri adedince ve yağmur katrelerinin miktarınca Senin üzerine olsun
    Ey ALLÂH''ın Habibi!...


ALINTI