๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Mayıs 2010, 11:16:41



Konu Başlığı: Senden öğrendi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Mayıs 2010, 11:16:41
Senden Öğrendi


Ya Resûlallah.

Yetim büyüdün, Nebilikle taçlandın,

“Rabbim Allah” dediğin için, suçlandın.

Açlık, boykot, taşlama, her türlü zulüm,

Yetmedi, son kararları ise, ölüm…

Ashab karnına bir taş, sen çift bağladın,

Kendine değil, ümmet için ağladın.

Mazlum, sabr-ı cefayı senden öğrendi…

Unutmazdın kimseyi, yıllar geçse de,

Sevdiklerin dünyadan bir bir göçse de.

Ziyaret için gelen yaşlı kadına,

Gömleğini çıkarıp serdin altına.

“Bu kim, bu hürmet niye?”diyen Ayşe’ye,

Cevap verdin: “Hatice’nin dostu” diye.

Dostlar, dosta vefayı senden öğrendi…

Dişten tırnağa temizlik, şiarındı,

Vebaya ilk karantina, kararındı.

Tabip geldi, ashabına hizmet için,

Uzunca bekledi, “Hasta gelmez, niçin?”

Dedin ki:“Acıkmadan sofra koymayız,

Sofraya oturunca, iyi doymayız.”

Hekim, derde şifayı senden öğrendi…

İki şey verdin, Ebu Bekir, Ali’ye,

Onlardan müteselsil, her bir veliye.

Mescidinde mahrem halkalar kurardın,

Dilini, “Allah, Allah” diye yorardın.

Her ashabın ayrı, ayrı virdi vardı,

Zikirsiz kalblerin, büyük derdi vardı.

Derviş, kalbî sefayı senden öğrendi…

Ya Habiballah.

Sulh tercihin, savaş da kaçınılmazdı,

Her harpte ayrı taktik, askerin azdı.

“Düşmana silahı ile mukabele”,

Emrindi.

Nuaym casusun, sırtında zırhın tedbir,

Cesaretin emsalsiz, harpte nidan tekbir.

Asker, harbî dehayı senden öğrendi.

Huneyn ganimeti yüz deveye Safvan,

Muhabbetle bakıyordu, hayran hayran.

Dedin ki: “Ey Safvan, hoşuna mı gitti?

Al, hepsi de senin olsun, verdim gitti.”

Safvan, çok sevindi, gönlü Hak’la coştu,

İslam’a davet için kavmine koştu.

Zengin, malda sehayı senden öğrendi…

Günahsızken yüz kere tevbe ederdin,

“Şükreden bir kul olmayayım mı? Derdin.

Gördüğün yanlışları, yüze vurmazdın,

Pek çoğunu affedip, kinci durmazdın.

Nice günahkarlara kol kanat gerdin,

Hazreti Vahşi’ye bile ümit verdin.

Mücrim, gerçek rehayı senden öğrendi…

Ya Nebiallah.

Tefekkür ederdin, yalnızken Hira’da,

“Oku” emrini aldın, ilk kez orada.

İlme irfana her zaman kıymet verdin,

“İlim, Çin’de de olsa alınız” derdin.

İlimlerin özü, getirdiğin Kur’an,

Kur’an için oldu, nice canlar kurban.

Alim, ilmi, fezayı senden öğrendi…

Kendine yapılan kusuru affettin,

Bedr esirine öğretmenlik vasfettin.

 Dedin ki, iltimas istenen hırsıza:

“Elini keserdim, kızım dahi olsa!”

Hakimini, hükmünü, seçti Kureyza,

Tarih görmedi, böyle hüküm ve ceza.

Hakim, adli, cezayı senden öğrendi…

Ateşli yatarken hasta yatağında,

Ümmetine dua vardı dudağında.

Azrâil, bir tek senden izin istedi,

Cebrâil.: “Rabbin seni özlüyor” dedi.

Hayat veya ölümle muhayyer oldun,

“Refik-i âlâ” diyerek teslim oldun.

Mü’min, Hak’ka rızayı senden öğrendi…

Seni övmeye ne yazıp, çizsek azdır,

Muradımız, şefaatini niyazdır.

İstediğin her hayrı, biz de isteriz,

Sığındığın her şerden, hazer ederiz.

Ne olursun, rüyamıza teşrif eyle,

Ümmetimdir diye bizi taltif eyle.

Arif, Câna sezayı senden öğrendi…



Ahmet Başer