Konu Başlığı: Peygamber Efendimizin 24 saati Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ekim 2010, 15:31:49 Peygamber Efendimizin 24 Saati > Efendimizin 24 Saati... > Hiç merak ettik mi acaba, canımızdan çok sevdiğimiz Hz. Peygamber (sav) > Efendimiz bir gününü nasıl geçiriyordu? Ne zaman yatıyor, nasıl kalkıyor > ve > bütün gün boyunca neler yapıyordu? > Peki O’nu niçin sevmemiz gerektiğini de biliyor muyuz? Güçlü bir iman ve > derin duygularla bağlı olduğumuz peygamberimizi, ilim ve şuur yönüyle de > tanımak ve bilmek, bizi gerçek kulluğa götürecek en büyük vesile > olacaktır. > Sevmek Benzemeyi Gerektirir > Hz. Peygamber (sav)'i sevmek, herkese farzdır. Zaten, Cenab-ı Hakkı sevmek > de buna bağlıdır. ALLAH-u Teâla’nın sevgili Peygamberini sevmedikçe, ona > uymadıkça, ALLAH-u Teâla’yı sevmek saadeti ele geçmez. > ALLAH-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "De ki: Eğer ALLAH'ı > seviyorsanız, bana tabi olunuz ki ALLAH da sizi sevsin." (Al-i İmran; 31) > ALLAH-u Teâla, Habib’ine böyle demesini emir buyurmaktadır. > Saadete kavuşmak isteyen kimse, bütün adetlerini, ibadetlerini ve > alış-verişlerini, kısaca tüm yaşamını O’na benzetmeye çalışmalıdır. > Bir kimsenin sevdiğine benzemeye çalışanlar, benzemeye çalıştığı kimseyi > sevene, sevimli ve güzel görünürler. Bunun gibi, Hz. Peygamberi (sav) > sevenleri de ALLAH-u Zülcelal sever. Bundan dolayı, görünen ve görünmeyen > bütün iyilikler, bütün üstünlükler, ancak Hz. Peygamber (sav)'i sevmekle > ele > geçer. > ALLAH-u Teâla, sevgili Peygamberini, insanların en güzeli, en iyisi, en > sevimlisi olarak yarattı. Her iyiliği, her güzelliği, her üstünlüğü O’nda > topladı. > Ashab-ı Kiramın hepsi, O’na aşık idiler. Hepsinin kalbi, O’nun sevgisi ile > yanıyordu. O’nun ay yüzünü, nur saçan cemalini görmeleri, lezzetlerin en > tatlısı idi. O’nun sevgisi uğruna canlarını, mallarını feda ettiler. Evet, > ALLAH’ı seviyorum diyenlerin, Ashab-ı Kiram gibi olmaları lazım... > Hz. Peygamber (sav)'e tam ve kusursuz tabi olabilmek için, O’nu tam ve > kusursuz sevmek lazımdır. Tam ve olgun sevginin alameti de O’na tam olarak > mutabaat etmektir. Yani, her söz ve davranışını O’na benzetmek, kısaca O’na > uymaktır. > Kur'an-ı Kerim ve hadis kitaplarında, Hz. Peygamber (sav)'e mutabaat > etmenin, dinin vazgeçilmez bir esası olduğunu kesin olarak ifade eden ayet > ve hadisler pek çoktur. Oysa Efendimizin şerefli yaşamı hakkında bilgisi > olmayan birisinin O’na mutabaat etmesi düşünülemez. Çünkü bilmeden > uyulamaz. > Peygamber Efendimiz (sav)’in Gündelik Hayatı > Hz. Hüseyin (ra), babası Hz. Ali'ye (kv), Hz. Peygamber (sav)'in bazı > hallerini sormuş, Hz. Ali de şu şekilde anlatmıştır: "Evine izin isteyerek > girerdi. Evindeki zamanını üç kısma bölerdi. Bir kısmını ALLAH 'a > (ibadet), > bir kısmını ailesine ve kendisine. Sonra da insanlara ayırırdı." > Hz. Peygamber (sav)'in günlük olarak her zaman yaptığı gibi, sabah > namazının > farzından önce mutlaka iki rekat sünnet kılardı. Nitekim bir hadis-i > şerifte > şöyle buyurmuştur: "Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve > içindekilerden hayırlıdır." (Müslim, Tirmizi) > Hz. Peygamber (sav) bütün namazlarını huşu ve huzur içerisinde korku ve > ümit > arasında kılardı. Nitekim, Mutarrıf (ra), babasından şöyle nakletmiştir: > "Hz. Peygamber (sav)’i namaz kılarken gördüm, göğsünden değirmen sesi gibi > inilti çıkıyordu." Başka bir rivayette ise; "Göğsünden kaynayan tencerenin > sesi gibi ses çıkıyordu." (Ebu Davud, Nesai) > Hz. Peygamber (sav) ümmetine de, bu şekilde namaz kılmalarını emretmiştir. > Nitekim Ammar bin Yasir'den (ra) rivayetle diğer bir hadis-i şerifte şöyle > buyurmuştur: "Bir kişi namazını kılınca, kendisine namazdaki dikkatine > göre; > namazın onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri altıda biri, > beşte biri, dörtte biri, üçte biri ve yarısı kadar sevap yazılır." (Ebu > Davud, Nesai, İbn Hıbban) > Diğer bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurmuştur: "Farz namazlar teraziye > benzer. Eksiksiz yapan çok kazanır." (Taberani, İbn Hıbban) > Bu sebeple Hz. Peygamber (sav) namazlara çok büyük bir önem verirdi. Hz. > Peygamber (sav) sabah namazının farzını, cemaate kıldırdıktan sonra, > namazını kıldığı seccadenin üzerine, güneş iyice doğuncaya kadar otururdu. > (Müslim) > Güneş Doğuncaya Kadar Zikir > Nitekim Enes bin Malik'den (ra) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. > Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim sabah namazını cemaatle kılar, > sonra > güneş doğuncaya kadar oturarak ALLAH'ı zikreder, sonra iki rekat namaz > (işrak namazı) kılarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabı > verilir." > Enes (ra) der ki: "Tam bir hac ve umre sevabı" buyurdu. Bu sözü üç defa > tekrar etti. (Tîrmizi) > Hz. Peygamber (sav) daha sonra uzaktan yakından kendisini görmeye > gelenleri > kabul etmeye başlardı. Gelenler halka şeklinde etrafında toplanırlardı. O, > çevresindekilere vaaz eder, öğütler verir, sorularını cevaplandırır, hattâ > gördükleri rüyaları tabir ederdi. Bazen sahabelere kendi rüyalarını > anlatırdı. > Tavır ve Konuşması > Hz. Peygamber (sav)'in konuşması son derece tatlı ve gönül okşayıcı idi. > Tane tane konuşur, her cümlesi, dinleyenler tarafından iyice anlaşılması > için ayrı ayrı olurdu. Kahkaha ile gülmez, tebessüm halinde bulunurdu. O, > insanların en halîmi, en yumuşak huylusuydu. > Hz. Peygamber (sav) şahsına yapılan, nefsine karşı işlenen hataları, > yumuşaklıkla karşılardı; ALLAH'a ve imana yapılan, bir hücum olunca asla > susmaz, gereken cevabı verirdi. > Hz. Peygamber (sav) insanların kusurlarını görmez, bazen görmezden gelir, > çok zaman gözünü çevirir, kusurunu görse de yüzüne vurmaz, o kişiyle > arasındaki saygı ve sevgi perdesini yırtmazdı. > Hz. Peygamber (sav)'in tevazusu, bilhassa insanlarla olan münasebetlerinde > daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Meclisinde kim olursa olsun, > konuşan > kimseyi, sabırla dinler, haktan uzaklaşmadığı müddetçe sözünü kesmezdi. > Bir gün adamın biri, Hz. Peygamber (sav)'i görmeye geldi. Fakat > Peygamberliğin haşmetinden o kadar etkilendi ki, titremeye başladı. Bunun > üzerine Hz. Peygamber (sav): "Korkma! Ben hükümdar değilim. Kuru et > pişirerek karnını doyuran, Kureyşli bir kadının oğluyum." buyurdu. (Hakim) > Hz. Peygamber (sav) kendi yakınlarına ve sahabelerine devamlı hoşgörülü > olduğu gibi, düşmanlarını da, özellikle onlar güçsüz bulundukları ve > teslim > oldukları zaman bağışlamış, suçlarını affetmiş, sonunda da pek çoğunun > iman > etmesine vesile olmuştur. > Peygamberimizden bir şey istenildi mi, asla "Yok!" demezdi. O, insanların > en > cömerdi idi… > Nitekim İbn-i Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) insanların, en > cömerdi idi. Özellikle Ramazan aylarında daha fazla cömert olurdu." > (Buhari) > Duha Namazı > İnsanlarla sohbet etmesi, onların dertlerini dinlemesi genellikle, kuşluk > vaktinin girmesine kadar sürerdi. Kuşluk vakti gelince Hz. Peygamber (sav) > bazen dört, bazen da sekiz rekat olmak üzere Duha namazı kılardı. Bu > namazın > fazileti hakkında şöyle buyurmuştur: "Cennette, ‘duha kapısı’ denilen bir > kapı vardır. Kıyamet günü bir münadi şöyle seslenir: ‘Ey Duha namazı > kılanlar nerdesiniz? İşte gireceğiniz kapı burasıdır, ALLAH-u Teâla'nın > rahmetiyle buradan içeri giriniz." (Taberani) > Hz. Peygamber (sav) Duha namazını kıldıktan sonra evine gelir, ev > işleriyle > meşgul olur, elbise ve ayakkabıları tamir eder, hayvanlarını sağardı. > (Ahmed bin Hanbel) > Öğlen Namazı > Hz. Peygamber (sav) daha sonra Öğle namazı için hazırlık yapardı. Öğle > vakti > girince camiye gider, öğle namazının farzından önce ve sonra kılınan > müekked > sünnetleri kılmayı ihmal etmezdi. > Efendimiz öğleden sonra istirahat ederlerdi... > Hz. Peygamber (sallALLAHu aleyhi vessellem) öğle namazını kıldıktan sonra, > bir miktar uyur, ‘kaylule’ yapardı. Nitekim bir hadis-i şeriflerinde şöyle > buyurmuşlardır: “Öğleyin kaylule yapınız. Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde > kaylule yapmazlar.” (Müslim) > Kaylûle, öğle namazından sonra yapılan kısa istirahat ve uykuya verilen > isimdir. Kaylûle yapan insan, bir sünneti ihya ettiği gibi aynı zamanda > dinç > olur, gece namazlarını, teheccüdü kılacak gücü kendine bulur. Fırsatı olan > bu sünneti yerine getirirse iyi olur. > İkindi Namazı > Hz. Peygamber (sallALLAHu aleyhi ve selem) kaylûle yaptıktan sonra İkindi > namazına hazırlanırdı. İkindi vakti girince, farzından önceki sünnet > namazı > bazı zaman kılar, bazen de terk ederdi. Hz. Peygamber (sav) bu sünnet > hakkında hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Kim ikindinin farzından önce > dört rek’at sünnet kılarsa, ALLAH-u Teala onun vücudunu cehenneme haram > eder." (Taberani) > Hz. Peygamber (sav) ikindi namazını eda ettikten sonra, bir müddet > oturduğu > yerde kalır zikirle meşgul olurdu. Nitekim Enes bin Malik'den (ra) > rivayetle > Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İkindi namazından güneş batıncaya > kadar, ALLAH'ı zikreden bir cemaatle oturmayı, İsmailoğullarından her > birinin bedeli onikibin dirhem olan, dört köle azat etmeye tercih ederim." > (Ebu Davud, Ebu Ya'la, İbn-i Ebi'd-Dünya) > Eşlerine Güzel Davranırdı > Hz. Peygamber (sallALLAHu aleyhi vesellem) Akşam namazına yakın saadet > hanesine döner, eşlerinin her birinin yanına gider, azar azar oralarda > kalır, hatırlarını sorardı. Hz. Peygamber (sav) hanımlarına güzel ahlakla > davranmış, ümmetine de güzel ahlakla davranmalarını emretmiştir. > Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "İmanı en mükemmel olan > mü'min, huyu en güzel olandır. Sizin de en hayırlınız, ailesine daha iyi > davrananızdır. " (Ebu Davud, Tirmizi) > Akşam Namazı > Bundan sonra akşam namazının hazırlığını yapardı. Akşam ezanı okununca > Akşam > namazını kıldırır, daha sonra olan iki rekat nafile namaz (sünnet) > kılardı. > Hz. Peygamber (sav) akşam namazından sonra zikir ve nafile ibadetle > (Evvabin > Namazı) meşgul olur, böylece yatsı namazının vaktinin girmesini beklerdi. > Yatsı Namazı > Yatsı namazının vakti girince, Yatsı namazının farzından önce, bazen > nafile > namaz (sünnet) kılar, bazen de kılmazdı. Yatsı namazının farzından sonra > ise > iki rekat (müekket sünnet olan) nafile namazı kılmayı ihmal etmezdi. > Bundan > sonra yatar, gece kalkıp vitir namazını kılardı. > Nitekim Cabir'den rivayetle bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Gece > geç > vakitlerde kalkmamaktan endişe eden kimse, vitir namazını yatmadan önce > kılsın. Kim, gece geç vakitlerde kılmak isterse kılabilir. Zira gece > kılınan > namazda rahmet melekleri hazır bulunurlar, şahit olurlar ve daha > faziletlidir." (Müslîm.Tirmizi) > Hz. Peygamber (sav) yatsı namazını kıldıktan sonra saadet hanesine döner, > eşlerinden kimin sırası gelmişse geceyi orada geçirirdi. Yatsı namazından > sonra konuşmayı sevmezdi. (Buhari) > Uyuması > Hz. Peygamber (sav) devamlı abdestli olduğu gibi, uykuya çekilirken de > abdestsiz yatmazdı. Nitekim İbn-i Ömer'den rivayetle şöyle buyurmuştur: > "Bir > kimse abdestli olarak yatarsa, geceyi bir rahmet meleği ile geçirir. O > kişi > uyanır uyanmaz melek; ‘ALLAH 'ım! Falan kulunu bağışla, çünkü o geceyi > abdestli geçirdi, diye dua eder." (İbn Hibban) > Bera bin Azib 'den (ra) rivayetle Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: > "Yatağına girdiğin zaman, namaz için olduğu gibi abdest al, sonra sağ > tarafına uzan ve şöyle de: ‘ALLAH'ım, kendimi sana teslim ettim. Yüzümü > sana > döndürdüm. İşimi sana teslim ettim. Sırtımı sana dayadım, seni saydığım > için. Senden başka sığınacak yer yoktur. İndirdiğin kitabına ve > gönderdiğin > peygamberlerine iman ettim.’ Bunu der de o gece ölürsen, müslüman olarak > ölürsün. Son sözün bunlar olsun." (Buharı, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi) > Hz. Âişe (r.anha) validemiz şöyle anlatmıştır: "Hz. Peygamber (sav) > yatağına > girdiği zaman, ‘muavvizeteyn'i (Felak ve Nas Sureleri) ve Kul hüvALLAHu > ahad'ı (İhlas Suresi) okur ellerine üfleyip, ellerini yüzüne ve vücuduna > sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi > kendisine > yapmamı emrederdi. " (Buharı, Müslim, İmam Malik, Tirmizi) > Yatma Şekli > Hz. Peygamber (sav)'in uyku alışkanlığı şöyleydi: Yatsı namazının ilk > vakti > girer girmez namazı kılar, sonra bu duaları okur ve istirahata çekilerek, > daima sağ tarafına yatar ve sağ elini yanağının altına koyarak uyurdu. > Gece yarısı veya üçte biri geçtikten sonra uyanır, misvağı daima başucunda > durur, kalkınca önce dişini misvaklar, sonra abdest alır ve ibadetle > meşgul > olurdu. (Tirmizi) > Gece İbadeti > Hz. Aişe (r.anha) validemiz şöyle anlatmıştır: "Resulullah (sav) geceleri > ayakları yarılıncaya kadar ayakta durur, ibadet ederdi. Ona: "Senin geçmiş > ve gelecek günahların bağışlandığı halde bunu niçin yapıyorsun?" Dedim." > Bana: > "Ben de şükreden bir kul olmayayım mı?" buyurdu. (Buharı, Müslim) > Teheccüd namazı, Hz. Peygamber (sav)'e vacip olduğu için hiç terk > etmemiştir. Bu ibadet ve zikirleri yaparken ümmetine de yapmalarını > tavsiye > etmiştir. > Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Sizden biri uyurken, > şeytan > kafasına üç düğüm atar. Her düğümün üzerine; ‘uzun bir geceye sahipsin > uyu!’ > diyerek elini vurur. O kişi uyanıp da ALLAH-u Zülcelal'i zikrederse bir > düğüm, abdest alırsa bir düğüm, namaz da kılarsa bütün düğümler çözülür. > Artık o kimse neşeli ve hareketli olur. Aksi halde neşesiz ve tembel > olur." > (İmam Malik, Buharı, Müslim, Ebu Davud, Nesai) > Diğer bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurmuştur; "Gece bir saat vardır ki, > bu saatte ALLAH'dan dünya ve ahiret işiyle ilgili bir hayır isteyen > müslüman > kul ona rastlarsa, mutlaka istediği kendisine verilir. Bu, her gece olur." > (Müslim) > Hz. Peygamber (sav) teheccüd namazını kıldıktan sonra sabah namazı için > hazırlık yapardı, sabah namazının sünnetini odasında kılar ve cemâatle > farzı > edâ etmek üzere mescide giderdi. > Evet, Hz. Peygamber (sav) yirmidört saatini genelde işte bu şekilde > değerlendirirlerdi. > Tövbeye önem verirdi > Gün içerisinde günde yüz sefer tövbe eder ve ümmetine de tövbe etmesini > emrederdi. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! > ALLAH'a karşı tövbe ediniz. Ben günde yüz sefer tövbe ederim." (Müslim) > Hz. Peygamber (sav) beş vakit farz namazın ardından yapılan tesbihatlara > da > çok önem verirdi. Ayrıca günlük okumuş olduğu dualar vardır. Yemekten > sonra, > eve girerken ve çıkarken, tuvalete girerken ve çıkarken gibi... > Hz. Peygamber (sav) günlük okumuş olduğu duaları okumak da ona > mutabaattır, > sünnetine uymak, O’nun yolunu izlemektir. (Bu tesbihat ve dualar için > S.Konyevi’nin ‘Dualar’ isimli kitabına bakınız.) > Kim Hz. Peygamber (sav)'e mutabaat ederse, ALLAH-u Zülcelal o kulunu sever > ve dostluğunu ona nasip eder. > Kaynak: Seyda Muhammed Konyevi, Örnek İnsan Hz. Muhammed (sav), Reyhani Yayınları. Konu Başlığı: Ynt: Peygamber Efendimizin 24 saati Gönderen: Ceren üzerinde 26 Ocak 2017, 21:40:00 Esselamu aleykum.Rabbim bizleri peygamber efendimizin yolunda giden ve onun gibi yasayan kullardan eylesin inşallah...
Konu Başlığı: Ynt: Peygamber Efendimizin 24 saati Gönderen: Ruhane üzerinde 29 Ocak 2017, 14:13:14 Rabbim efendimizin yolunda giden salih ummet eylesin bizleri
Konu Başlığı: Ynt: Peygamber Efendimizin 24 saati Gönderen: Sevgi. üzerinde 29 Ocak 2017, 16:41:47 Aleyna Ve Aleykümüsselăm Efendimiz in hayatını öğrenip uygularsak kurtuluşa ereriz inşaAllah
|