> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > O Habibi edib ki
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: O Habibi edib ki  (Okunma Sayısı 1146 defa)
19 Ekim 2010, 21:07:07
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Ekim 2010, 21:07:07 »



  O Habib-i Edib ki


Eğer bir parmağı yönelirse Ay'a
Ayırırdı onu iki parçaya

Aynı el susuz kalmış orduya
Olurdu bir çeşme
Sular akıtan
Mübarek parmaklarından
Eğer hasta ve yaralılara
Ederse temas
Bu sefer onlara has
Oluverirdi şifâ ve devâ

Hem de fem-i mübârekenin
Geri çevrilmedi ettiği hiçbir dua

Evet Huneyn'de yaralanan
Aziz ibn-i Amr'ın silince
Yüzündeki kanı
Elinin temasıyla
Doru atın alnındaki
Beyazı gibi
Parlak bir nuraniyet birden
Kaplayıvermişti
Dokunduğu yerleri...

Hem üvey kızı küçük Zeyneb'e
Abdest suyu atıp yüzüne
Tebessümle taltif edince
Yüzü güzellikte
Hârika bir mazhariyete
Dönmüştü bedîu'l- cemâle
Hemen o demde
"Âlemin reisi
Nebilerin de efendisi
Ahmed hemen gelsin" diye
Hz. isa kaç defa:
"Benim gitmem lâzım, Rabbime
Tâ ki gelsin Faraklit size!."
ikâzı ile bilgi vermişti ümmetine
incil yorumcuları kendilerince
Faraklit, avukat demek diye
Mânâ verseler de
O Hakk’ı bâtıldan ayırandır
Hem de
İnce ve derince ölçülerle...

O kalpleri cilalayan
O münevvirül- ukul
O bir resul ve yüce bir kul
O sırr-ı Levlâk
O sebeb-i mevcûdat
O bir inci, o bir yâkut
O bir beşer
Ama makâm-ı mahmûdla mübeşşer
Ama bunu bilmeyenler
Diyorlar ki:
"Ne oluyor buna
Olur mu böyle peygamber?
Eğer olsaydı o bir nebî
Hiç bizim gibi yemek mi yer
Ve dolaşır mı çarşı pazar
Olsaydı yanında bârî
Bir melek, hem şöyle heybetli
Uyarsaydı bizleri
içimize korku salarak
Yahut verilseydi
Kendisine bir hazine
Veya bahşedilseydi
Muhteşem bir bahçe de
Ondan bol bol yeseydi!.."

Hâsılı o zâlimler
"Siz, dediler
Kapılarak sihrine
Takılmışsınız bir adamın peşine."

Bak, şunların söyledikleri sözlere!..
Hayır ve bereketi
Öyle muazzamdır ki,
Habîb-i Ekremi gönderen Hakk'ın
Verir eğer dilerse
Daha da iyilerini
O şanlı nebîsine...
Hem zaten âhirette
Altlarından ırmaklar akan cennetleri
içinde saraylarla beraber
Hep onu bekler

Ama gerçekte
Habîbullah kendisini
Bir yolcu gibi
Tabir etmişti:
Bir ağaç altında
Gölgelendikten sonra
Çekip giden yoluna

O, insanlar arasında
En enfes biri
Seçilip gönderilen nebi
Hem ağır gelir ona
Düşüşümüz sıkıntıya
Kalbi titrer üstümüze
Çünkü o, bütün müminlere
Pek şefkatli, pek merhametli
Evet o, nebilerin hâtemi...
O, bir resul
Hem fahr'ür- rüsül
Kâffeten beşeriyete
Hem de rahmet
Bütün âlemlere
Bu sebeple
Şakk-ı kamer
Mucizedir dünya insanlığına
Ama mîrâç ise
Bütün âlemlere...

Onun ümmetine olan şefkati
Anne- baba şefkatinden çok ileri
Bu yüzden saymış Kur’ân-ı Kerim’de
Onun temiz zevcelerini
Bütün müminleri, yüce anneleri
Zaten tasdik eder iç âleminde
Her mümin
Onun değerler üstü değerini

Rabb-i Rahîmi
Ona verdi kevseri:
Hayr-ı kesîri
Din, ümmet ve nimet olarak
Hem de, ehl-i beytini
Mahşerde ve cennette de
Kevser nehrini...
Bir defa içenin, artık ebedî
Hiç susuzluk çekmeyeceği...

Hem Hak vaad etti
Ümmet-i Muhammed'e
Aralarında olduğu müddetçe
Habîb-i edîbî
Onlara azap etmeyeceğini
Her halde bu müjde
Sınırlı değil sadece
Yaşadığı müddetle
Eğer ümmeti sünnetini
ihyâ ederse efâliyle
Yaşamış sayılır aralarında yine...
Çünkü yüce Müheymin'i:
"Kol kanat ger müminlere,
Koru onları şefkatle..."
Buyurduğu gibi
Başka bir ayette de:
"Sana tabî olanlar üzerine
indir şefkat kanatlarını" diye
Emretmiştir şanlı nebîsine...
Düşmanlarından bazıları
incitmek için uzatmışlardı dillerini:
"O demişlerdi, bir kulak;
O, herkese kulak veren
işte öyle birisi..."
Cevabını bizzat verir Hak:
"Evet o bir kulak
Kulak verir hep
Hakkınızdaki iyi sözlere
iman eder ALLAH'a
Güvenir müminlere
Bir rahmettir o,
Bütün iman ehline..."

Kıyâmete kadar geleceklere
Hitap eden Kur’ân-ı Kerim’e
Tam muhatap olmak için
Herbir zerresi bir insan sayılan
Her asır ve anlayıştan
Cihan büyüklüğünde bir kulak gerek
Çünkü Kur’ân,
Sınırlı harflerle
Sonsuz mânâ ilham ederek
Duyurarak inceliklerini
Doyurur insanlığı...
işte yüce nebî
işte böyle bir üzün-ü cihânî;
Cihan büyüklüğündeki
Mübarek kulağı ile
Anlar Kur’ânın derinliklerini
Ve tanır okyanusun dibindeki
Saklı mânâ incilerini

Yâ Rabbi
Şehâdet ederim ki,
Senden başka ilâh yok
Ve yine şehâdet ederim ki
Muhammed Aleyhisselam da
Kulun, peygamberin, safiyyin
Halîlin, milkinin cemâli
Sanatının eşsiz cemîli
Hidayetinin güneşi
Muhabbetinin misâli
Mevcudatın şerefi
Kullarının muaalimi...

Ey göklerin ve yerlerin Rabbi,
Rahmet eyle o nebîne,
Ashabına ve ehl-i beytine...

O öyle bir Habîbullah ki,
insanların iman etmiyorlar diye
Yani giderler diye
Ebedî cehenneme
Onların ardına düşüp neredeyse
Yiyip tüketecekti
Kendi kendini
Bu şiddetli arzu
Sarmıştı bütün ruhunu
işte bu ulvî, engin cehdi
Takdirle beraber Rabbi
"Bunun için kendini
Üzüp mahvetme!." diye
ikaz bile etti...

Tanırlardı onu ehl-i kitap
Evlatlarını tanıdıkları gibi
Çünkü mevcuttu işaretleri
Ve haber vermişti
Herbir semâvî hitap...

Getirdiği Kur’ân hakkında da
Vermişti Rabbi
Koruma garantisi
Onun için "Onu Biz indirdik
Onu koruyacak da Biziz" demişti.
Hem de onun dini
Çıkacaktı bütün dinler üzerine
Çünkü onu kemâle erdirmişti
Tamamlayıp nimetini
Hem de râzı olmuştu
Din olarak islâm'dan...

Kıldı onu Rabbi yüce Gaffâr
Mîrâca şehsüvâr
Açtı ona yollar
Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksâ'ya
Oradan sidret'ül- müntehâya
Hatta tâ kâb-ı kavseyne;
imkân- vücub arasına
Ulaştırdı şeref ve izzetle

Hem cennet'ül- me'vâda
Onu bürüyen büründüğünde de
Onun özü ve gözü aşmadı ve şaşmadı asla
Gördü Rabbinin en büyük âyetini
Âyet'ül- Kübrası, mucizesini

Onun sahâbileri bile
Medhedildi Tevrat ifadelerinde
Alınlarındaki velayet mühürleriyle
"Kudsiler" diye...
incil'de ise
Filizini çıkarmış bir ekin gibi
Ki, kuvvetlenmiş hemen
Sonra kalınlaşmış birden
Gövdesi üzerine de
Çabucak doğrulup kalkmış göklere
Öyle bir ekin ki,
Hayran bırakıp
Şaşırtıyor ekenleri
Onların bu hızlı gelişmesi
Bırakıyor gayz içinde
inkâr içinde yüzenleri
Seneler sonra bile...

O nübüvvet dîvânının hâtemi
Sonra bir mühür gibi
Vurulup sona erdirdi
Kendisiyle peygamberliği
Böylece
Oldu bütün dinlerin ve peygamberlerin
Teker teker, vâris-i hakîkisi...

Onun için çağrılamaz o,
insanların birbirlerini çağırdıkları gibi
Hem onun yanından habersizce
Sıvışılıp gidilemez bir yere
Hem yükseltilemez sesler huzurunda
Hem de onunla başbaşa
Konuşmak istenilirse
Önce
Bir sadaka
Takdîmi gerekir fakirlere
Düşmanları da
Az gösterilirdi gözüne
Takviye olsun diye
Moral gücüne
Evet müşriklere de
Onun kudsî ordusu
Gösteriliyordu hem de iki misli
Kendilerinin...
Böylece
Salınıyordu içlerine
Müthiş bir korku...

Galip değil miydi Bedir'de
Bine karşı üç yüzle

Tâ ilk başta
Kim vardı yanında
ALLAH'tan başka
Câhiliye karanlığına daldığında
Işığıyla yara yara

Nebîsinin duasına
Rabbî imdad eylemedi mi
Peş peşe indirdiği,
Melekler ordusuyla
Savaş meydanına?..
Bir de müminlerin kalplerine indirip sekine
Erdirmedi mi
Huzur ve sükûnete
Hafif bir uyku ile?
Bu ilâhî inayetler hep işte
Ona ve onun ümmetine
Şeytanın vesvesesinden
Temiz olsunlar diye
Ve kuvvet vermek için kalplere
Hem ayaklarını sabit kılmak iradesiyle
ihsan ediliyor
Hem de müminler üzerine
Rahmet indiriliyordu...

O yüce nebiye
Olan itaaati
itaat saydı kendine
O Rabb-i Rahimi
O rahmete vesile
Hz. Resule
itaat, nail eder
ilâhî rahmete
Hem muhabbet-i peygamber
Ulaştırır ALLAH'ın muhabbetine
Ve mağfiretine
Çünkü, o, üsve-i hasene
Hem en mükemmel bir numûne

Hem de âhiret gününde
Ümmetine ve bütün beşeriyete
Olacak Hakk’ın şahidi...
Çünkü şöyle buyurur Rabbi:
"Ey Resûl-ü Kibriyâ
Her ümmet hakkında
Celbettiğimizde
Şahit peygamberler
Seni de
Ümmetine ve hepsine
Şahit olarak getirdiğimizde
Nasıl olacak onların halleri?"
ibn-i Mesud, güzel tilâvetiyle
Okurken bu âyeti
"Yeter! Yeter!" demişti
O yüce Nebî
Ve kudretten sürmeli
Gayb- âşinâ hârika gözleri
Dolmuştu yaşlarla; inciler gibi...

Ona Makâm-ı Mahmûd da verildi
O öyle bir makâm ki
Bütün nimetlerin tevzi edildiği
Yüce bir mâide-i Sübhânîye
İnşaALLAH bu makâmdan
Bütün ümmeti gibi
Bizlere de ulaşır şefaati.

Onun Firdevs namzedi
O seçkin ümmeti
Emreder iyiliği
Hem engeller kötü işleri
Çünkü sağlam bir iman ile
İnanırlar Rabb-ül âlemine

Zat...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: O Habibi edib ki
« Posted on: 20 Nisan 2024, 07:44:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: O Habibi edib ki rüya tabiri,O Habibi edib ki mekke canlı, O Habibi edib ki kabe canlı yayın, O Habibi edib ki Üç boyutlu kuran oku O Habibi edib ki kuran ı kerim, O Habibi edib ki peygamber kıssaları,O Habibi edib ki ilitam ders soruları, O Habibi edib kiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes