> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) >  O'nu Kur'an'dan dinleyelim
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: O'nu Kur'an'dan dinleyelim  (Okunma Sayısı 697 defa)
26 Temmuz 2012, 12:38:05
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 26 Temmuz 2012, 12:38:05 »




O'nu (sallallahu aleyhi ve sellem) Kur'an'dan dinleyelim

O, bir Elçi, bir Peygamber. O, mü'minlere çok şefkatli ve merhametli. Ümmetinin sıkıntıya uğraması O'na ağır geliyor. Daha nice vasfa sahip Sevgililer Sevgilisi'ni, en azim kelimelerin buluştuğu Ezeli Kelam, hem bize hem de O'na anlatıyor.

Ayın on dördü. Kuzgunî gecenin karanlığında, koyu ve derin sessizlik eşliğinde bir tek güvenilir rehber parlar gökyüzünde. Parlaklığı ve büyüklüğü inşirah verir seyredenin sinesine. Hiçbir eşyadan esirgemez ışığını. Aksi denizin üzerinde yakamoz olur. Ay deyince hale, hale deyince ay düşer zihinlere. Eş yaratılmışlığın cilvesi olarak biri olmadan diğeri de olmak istemez varlık âleminde.

On dört asır önce yine böyle bir zifiri karanlık. Derin ve sessiz bir bekleyiş anı. Kulaklar tetikte. Kalpler en kıymetli misafiri konuk etmek için sabırsız. Gözler ayın ondördünü ve hâlesini gözlemekte. Tam karanlığın en koyu olduğu anda parlayan Kur'an ve Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ise bekleyenlerine müjde. Kur'an ile Allah Resûlü adeta ay ve halesi mesabesinde birbirinin tamamlayıcısı, anlatıcısı. Öyle ki Kur'an tohumsa Efendimiz filizi, İlahî Beyan ay ise Resûlullah onu çevreleyen halesi, biri teoriyse diğeri fikrin pratiği. Efendimiz Yaşayan Kur'an, Kur'an Efendimiz'i Anlatan. Sani-i Zülcelâl'in en güzel iki sanatından biri Âlemlere Rahmet, diğeriyse Kılavuz. Nebiler Serveri, hayat-ı seniyyeleri boyunca bize Kur'an'ı dillendirdiği gibi mahiyetini de anlattı. Peki O'nun dilinden harf harf, hece hece dökülen bu kıymetli Beyan bize kendi cisimleşmiş halini nasıl anlatıyor?

Kelam-ı Ezelî, Allah Resûlü'nü sağanak sağanak yeryüzüne indiği yirmi üç yıl boyunca ahlakından sorumluluklarına kadar pek çok açıdan ele alıyor. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hidayet Aydar, Efendimiz'i öğrenmenin en iyi yolunun Kur'an-ı Kerim'i okumaktan geçtiğini düşünüyor. Çünkü Furkan-ı Hakîm, Peygamberimiz'e hem yön ve şekil veriyor hem de O'nun hayat-ı seniyyesini tanzim ediyor. Efendimiz'e birtakım görev ve mesuliyetler yüklerken aynı zamanda O'nu toplumun rehberi, insanlığın kurtarıcısı yapıyor. Kendisine "Rasûlüllah'ın ahlâkı nasıldı?" diye sorduklarında Hz. Âişe "Siz Kur'an okumuyor musunuz? Rasûlüllah'ın ahlâkı Kur'an'ın kendisiydi." diyor. Bu yüzden Allah Resûlü'nü görmek, O'nun ahlakını öğrenmek isteyen, asırlar boyunca hep Kur'an'a müracat ediyor. Zira Konuşan Kur'an, ne yapmışsa Yüce Beyan'a göre yapıyor. Prof. Dr. Hidayet Aydar, Efendimiz'in Kur'an'da yer alışını Mekke ve Medine dönemi olarak iki önemli safhaya ayırarak incelemekte fayda görüyor. Zira Kur'an-ı Kerim'i ya da Peygamberimiz'in hayat-ı seniyyelerine baktığımız zaman net hatlarla bu iki dönemin birbirinden ayrıştığını görebiliyoruz. Mekke döneminde ibadet, muamelat, beşerî ilişkiler, müşriklerle münasebet şekli ön plana çıkarken, Medine sürecinde daha çok ibadet, toplumsal ilişkiler, teşrii incelikler, hükümlerin taf-silatı, medenî, cezaî, iktisadî, siyasî hükümler ile Yahudiler ve münafıklarla kurulan diyaloglar yer alıyor. Fakat her iki dönemde de imanın şart ve niteliğine sürekli vurgu yapılıyor.

ALLAH, HABİBİ'Nİ TESELLİ EDİYOR

Mekke döneminde Kur'an Efendimiz'i '3T' ile anlatıyor. Bu tanımlamayı yapan Prof. Dr. Aydar, '3T' kavramını açarak Mekke'de inen ilk ayetler aracılığıyla Efendimiz'in bizzat Rabb'i tarafından tahdir, te'dib ve terbiye aşamalarından geçirildiğini düşünüyor. Allah, Kelam'ı ile en başta Resûlü'ne şekil veriyor. 'Tahdir' (hazırlama) ile Efendimiz'e omzunda nasıl bir sorumluluk taşıdığını ve ümmeti için ne anlam ifade ettiğini öğretiyor. Bazı ayetler ise Peygamberimiz'i ahlaken, davranışları itibarıyla en mükemmel hale getirebilme adına 'Te'dib' ediyor, yani edep öğretiyor. Bu şekilde Habibi'ni (sallallahu aleyhi ve sellem) İlahî 'terbiye'ye mazhar kılan Zat-ı Zülcelal, O'nu kâmil insan mertebesine yükseltiyor. "Eddebenî Rabbî fe ahsene te'dîbî/ Beni Rabb'im terbiye etti; terbiyemi, edebimi ne güzel eyledi." hadisi de buna işaret ediyor.

Allah-u Teâlâ, öncelikle İnsanlığın İftihar Tablosu'nu manen ve maddeten vazifesine hazırlıyor: Duha Sûresi'nde geçen "Ve muhakkak ki, Sana Rabb'in ihsan buyuracak, Sen de hoşnut olacaksın. Seni yetim bulup barındırmadı mı? Seni, yol bilmez iken (doğru) yola koymadı mı? Seni muhtaç bulup ihtiyacını gidermedi mi?... Rabb'inin nimetini durmaksızın anlat." ayetleriyle Cenâb-ı Hakk, Resûlullah'ı önce korkutmadan peygamberlik sorumluluğuna hazırladıktan sonra, O'nu risaletinden önce nasıl yalnız bırakmadı ise bu zor vazifede de inayetiyle yanında olacağını müjdeliyor.

Sonra Efendimiz'e, vazifesinin keyfiyeti anlatılıyor. "İnnâ erselnâke/ Biz seni gönderdik" diye başlayan ayetlerle İrsal ve tebliğ ile görevlendiriliyor. "İnneke leminel mürselîn/ Sen gerçekten gönderilen Resûllerdensin" beyanıyla da kendisinden önceki peygamberler gibi insanlara emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i an'il münker perspektifinde irşatta bulunması isteniyor. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Allah'ın Elçisi de son nefesine kadar vazifesini hakkıyla yerine getirme gayretine giriyor. Fakat yaşadığı toplum tarafından şiddetli şekilde tepkiyle karşılanıyor. Kavmi O'nu "Bu sözleri kendin uyduruyorsun, Allah Sana bir şey indirmemiş, başkasından öğrenip bize anlatıyorsun, peygamberlik iddiasını menfaatin için yapıyorsun." diyerek yalanlıyor. "Peygamber olacaksa gökten inmeli, hiç olmazsa güçlü, zengin biri olmalıydı." gibi anlamsız tepkiler karşısında Resûlullah, elbette ki direnip mantıklı cevaplar veriyor. Fakat zaman zaman da üzülüp sarsılıyor. İşte bu durumlarda teselli ayetleri Efendiler Efendisi'nin imdadına yetişiyor, O'na nefes aldırıyor. Prof. Dr. Aydar, teselli ayetlerinin Mekke döneminde daha çok indiğine dikkat çekiyor. Kur'an'da geçen peygamber kıssaları da teselli ayetleri arasında kabul ediliyor. Nuh, Hud, Salih, Şuayb, Eyüp, Musa peygamberlerin (aleyhimüsselam) başlarından geçen sıkıntıları ve kazandıkları muvaffakiyetleri anlatarak Allahu Teâlâ En Sevgilisi'ni adeta teselli ediyor. Rabb'i anlattıkça O moral buluyor.



Mekke döneminde ayetler ağırlıklı olarak Allah'la değil de Elçisi'yle problemi olan müşriklere karşı Efendimiz'i savunmak, korumak ve tasdik etmek üzere iniyor. Mesela bir müşrik Nebiler Serveri'ne gelip "Galiba sen şairsin, mecnunsun. Cinlerin sana bu sözleri söyletiyor. Sen aklî dengeni yitirdin." gibi birtakım çirkin yakıştırmalarda bulunuyor. Bu yakışıksız ifadelere cevap yine Kur'an'dan geliyor ve Efendimiz'in ne bir şair ne de cinlenmiş ve aklî sorunu olan bir insan olduğunu ifade ediyor (Kalem, 2). Aksine O'nun hak ve doğru olduğunu, verdiği mesajın İlahî bir Beyan olduğunu aktarıyor. Mekkelilerin iddialarını çürütmek için erken dönemde inen ayetlerde Rehber-i Ekmel'in daha çok ahlak-ı hasenesi öne çıkarılıyor. Rabb'in övdüğü "Ve inneke alâ hulukın azîm / Şüphesiz sen azim bir ahlak/yaratılış üzeresin" dediği o muhteşem ahlak Yüce Beyan'da muhtelif yerlerde zikrediliyor.

TEBLİĞİN VAZGEÇİLMEZİ: YUMUŞAK ÜSLUP

Mekke toplumunda bir şeyin çok önemli olduğunu belirtmek için sıkça başvurulan yemin etme âdetine bir gönderme mahiyetinde Cenâb-ı Hakk da Kelam-ı Ezelî'sinde bazı yerlerde yemin ifadeleri kullanıyor. Örneğin Yasin Sûresi'nin başında Efendimiz'in hak olduğunu belirtirken yemin ediyor. "Hakîm olan Kur'an'a yemin olsun ki Sen peygambersin ve dosdoğru yol üzeresin. (Yasin, 1-4)" denerek arşdan arza teselli verilmeye devam ediliyor.

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) tüm bu yıldırma politikalarına hep alttan alma, sineye çekme ve müsamaha ile karşılık veriyor. İtirazcılara ayetlerin de desteğiyle akıl, mantık ve iradeyi kullanarak ikna edici cevaplar vermeye çalışıyor. Aynı zamanda çok iyi bir baba, dürüst ve çevresindekilerle seviyeli, sağlam münasebet kuran bir insan olmayı ihmal etmiyor. Bu yüzden Mekkeliler, aldığı vahyin intikalini tekzib etmeleri dışında hiçbir konuda Efendimiz'i eleştiremiyorlar. "Senin bu dediklerin Allah'ın sözleri değil" deseler bile aslında O'nun yalan söylemeyeceğini çok iyi biliyorlar.

Kur'an-ı Kerim, peygamber kıssalarından sadece Allah Resûlü ve O'nun nezdinden ümmetine moral desteği vermekle yetinmiyor. Rehber-i Ekmel Efendimiz'e tebliğ sürecinde karşılaşacağı zorluklar karşısında takınacağı tavırları öğretme adına ders veriyor. Mesela Rabb'imizin Hz. Musa'ya (aleyhisselam) "Ey Mûsâ! Firavun'a karşı yumuşak söz söyle, ona yumuşaklık göster!" buyurması aracılığıyla O'na 'kavl-i leyyin'i öğretiyor. İrşatta seçilmesi gereken ve üslup ve dilin önemine dikkat çekiyor. Bu öğretinin ışığında Kendisinin üstüne gelen, zaman zaman ibadetine engel olan, hakaret ve alay eden Ebu Cehil, Ebu Lehep, Ümeyye bin Halef, As bin Vahid gibi azılı düşmanlara Efendimiz sükûnetle ve yumuşak bir üslupla karşılık veriliyor. Zaten Nahl Sûresi'nde Nebiler Serveri'ne "Onlarla en güzel şekilde mücadele et" tavsiyesinde bulunuluyor. Asr-ı Saadet'te gerçekleşen tek bir savaşı dahi Efendimiz'in başlatmayışı ve Müslümanların hep savunan taraf olması da bu duruşu ispat ediyor. Medine döneminde inen ayetlerden de Allah Resûlü'nün Yahudilere karşı son derece müsamahalı davrandığını, onları incitmediğini ve ötelemediğini anlıyoruz.

Rabb'imizin, Kitab'ında Peygamberimiz'den şekil-şemail, soy-sop, mal-mülk yönüyle bahsetmemesini Prof. Dr. Hidayet Aydar, kimsenin malı, serveti, rütbesi ve mensubiyetinin Allah katında kurtuluş gerekçesi olmamasına bağlıyor. İslâm'a göre insanın kıymeti imanı ve ameliyle ölçülüyor. Bakara Sûresi'ndeki "Yâ eyyühellezîne âmenû/ Ey iman edenler...!" diye başlayan ayette kıyamet gününde dostluğun şefaatinin olmadığı, mal-mülkün fayda vermediği, yalnız içerisinde ihlasın olduğu bir kalp, iman ve salih amellerle kurtuluşa erilebileceği anlatılıyor. Zira Hz. Nuh'un oğlu, Hz. Lut'un eşi iman etmezken, Ebu Cehil'in oğlu İkri...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: O'nu Kur'an'dan dinleyelim
« Posted on: 28 Mart 2024, 21:06:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: O'nu Kur'an'dan dinleyelim rüya tabiri, O'nu Kur'an'dan dinleyelim mekke canlı, O'nu Kur'an'dan dinleyelim kabe canlı yayın, O'nu Kur'an'dan dinleyelim Üç boyutlu kuran oku O'nu Kur'an'dan dinleyelim kuran ı kerim, O'nu Kur'an'dan dinleyelim peygamber kıssaları, O'nu Kur'an'dan dinleyelim ilitam ders soruları, O'nu Kur'an'dan dinleyelimönlisans arapça,
Logged
02 Ocak 2017, 18:33:47
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 02 Ocak 2017, 18:33:47 »

Esselamu aleyküm.Rabbim kur anı kerimi okuyan ve peygamber efendimizi bilip onun yolunda giden ve onun şefaatine nail olan kullardan eylesin inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes