๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ekim 2010, 21:08:16



Konu Başlığı: Nasıl bir Peygamber?
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ekim 2010, 21:08:16
Nasıl bir Peygamber?



Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya Suresi 107) diye buyurur ilahi kelam ve başka bir ayette: Ey peygamber! Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. (Ahzab 45) buyurarak Hz. Peygamber’in (s.a.s.) asıl gönderiliş sebebini açıklar… Ahlakı Kur’an olan bir peygamber, şüphesiz en çok da Kur’an’a danışılarak öğrenilir. Onun hayatı(sünneti) ile Kur’an bir bütündü. Kur’an-ı Kerim’de bizlere Hz. Peygamber’in (s.a.s.) vasıflarından, tabiatından, karakterinden açıkça bahsedilir.


Kur’an, Hz. Peygamber ( s.a.s )’i her şeyden önce bir insan olarak takdim eder. (İsra Suresi: 89–95, Kehf - 110) İnsan olmasının yanı sıra adil ve dürüst (Hadid 57–25), güzel ahlâk sahibi (Kalem 68–4), güvenilir (el-emin), merhamet sahibi (Tevbe Suresi, 9–128 ), dosdoğru yolda olma (Hûd 11–112),  emanete sahip çıkma vb. gibi (Nisa 4–58 ),  insanlığın her an muhtaç olduğu değerlere sahip bir insan/bir peygamber olarak tanıtılır.

O, model alınacak iyi bir eş, iyi bir baba, dürüst bir arkadaş, sadık bir dost ve disiplinli bir önderdir. İnsanlar arasında hakkı ve adaleti gözetmesi daha peygamber olarak seçilmeden önceki hayatında görebiliriz. Kâbenin inşası sırasında Hacerü’l Esved taşını yerine konması işinde gösterdiği tavır onun akıllı ve adaletli olduğunun bir kanıtıdır. Mekkeliler onun için: “Muhammed emin birisidir. O’na güvenilir. O en doğru kararı verir. O’nun her türlü kararına razıyız” ( İbn Hişam)demişlerdir.

O, âlemlere rahmet olarak gönderilen bir elçiydi. Onun görevi, raydan çıkan insanlara, yaratıcısını dosdoğru tanıtmak ve onları dosdoğru yola iletecek ipuçlarını sunmaktı. O, uçuruma yuvarlanmış insanlığa el uzatan, onları zülumâttan nura sevk edecek ışığı karşılıksız sunandı.
   Onun hayatı nasıl diye sorulduğunda Hz. Aişe şu cevabı vermiştir: “ O, yürüyen bir Kur’an’dı.” O, vahyi simgeleyen bir semboldü. Kalbini ve zihnini ilahi kelamla inşa eden ve elçi / rehber olarak gönderildiği ümmetinin de kalbini ve zihnini vahiyle inşa etmeye çalışan bir mühendis,  bir mimardı. Onun ahlakı, Âlemlerin Rabbinin vasfettiği bir ahlâktı. ("Şüphesiz ki sen, büyük bir ahlâk üzerindesin." Kalem 68–4)
Peygamberler, yaratıcıyla kulları arasında iletişimi sağlamak, hakk ile kulu uzlaştırmak için seçilen elçilerdir.  İnsanlara ALLAH’ın varlığını, birliğini, hükümlerini hatırlatmışlardır. Nitekim Efendimiz ( s.a.s.) de bu göreve layık görülmüş ve insanları kötülükten, şirkten, ahlaksızlıktan ve diğer bütün çirkin, pis, hâl ve hareketlerden uzak tutmak için seçilmiş bir elçiydi. ALLAH, insanları her türlü “pislikten temizleyip tertemiz (mutahhar)”kılmak için Resulünü göndermiştir. (Vatandaş, Celâleddin, Hz. Muhammed’in Hayatı ve İslam Daveti, Pınar Yayınları, İstanbul, 2006, s.89 ) “Elbiseni temiz tut. Pis şeylerden uzak dur!”
(Müdessir 4–5)

Onun yüksek şahsiyetini ayetler ışığında tanımaya çalıştık. Şimdi ise bizlerin, yani ümmetinin zihnindeki Resul’ü tanımaya çalışalım. Müslüman şahsiyetin zihninde nasıl bir resul tasavvuru var? Zihinlerde tasavvur edilen resulle, ilahi kelamda bizlere tanıtılan, rehber edinmemiz söylenilen resul bir midir? 

    Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.
(Ahkaf 9 )
 İlahi kelamda onun bir uyarıcı, bir müjdeleyici ve bir rehber olarak insanlığa gönderildiği belirtilmektedir. ALLAH, kullarına dosdoğru hayat tarzını(dinini) bildirmek ve öğretmek için her kavim ve cemiyete birçok peygamberi, rehber(yol gösterici) olarak tayin etmiştir.
 O, insanları bâtıldan hakka, yanlıştan doğruya, karanlıklardan nura (ışığa) çağırmak için gönderilen bir rehberdi. Yol ve yön bulma/buldurma (bildirme) adamıydı.

Fakat insanlar onu öyle bir makama yücelttiler ki, o artık bir uyarıcı, rehber ve örnek alınacak bir insan olmaktan çıktı, ulaşılması zor ve izinden gidilmesi imkânsız bir varlık haline geldi. Sevgi ve saygı adına yüceltilmeye çalışıldıkça, ulaşılmayan bir melek haline getirildi. Zihinlerde tasavvur edilen peygamber, birçok kişi için olağanüstü, erişilmesi imkânsız bir melek, kutsal bir varlık tasavvuruna dönüştü…
 Oysa rehber, izinden gidilen kılavuz demekti; fakat biz, yücelttiğimiz insanı melek derecesine yükselttiğimiz için, onun ne görülecek bir ayak izi, ne de takip edilecek bir yolu kaldı. Çünkü O,  bir melekti ve gökyüzünde dolaştığı için yerde ayak izleri görünmüyordu. Yeryüzünde değil gökyüzünde yaşayan, dolayısıyla iz bırakmayan, iz bırakmadığı için de izlenmeyen, hayattan yüceltme bahanesiyle dışlanmış, dolayısıyla hayata taşınması mümkün olmayan, hayatın içinde ve hayata müdahil olmayan bir peygamber...( İslamoğlu, Mustafa, Üç Muhammed, Düşün Yay. İstanbul, 2006)

   Kur'an, örnek alınması mümkün olmayan birini insanlara asla örnek olarak göstermez. Peygamberi ve peygamberliği doğru anlamadan, İslamı doğru anlamak mümkün değildir. Yanlış anlayış ve algı tarzları Kur’an ölçüsüyle ölçülmeli, fazlalık ve yanlışlıklar atılmalıdır. Saygıdan dahi olsa bir insan aşırı yüceltilmemeli ve insanüstü güçlere sahip bir masal kahramanı haline getirilmemelidir. ALLAH Resulü aşırılıktan daima uzak durmuş ve ümmetinin de aşırıya gitmemesini tavsiye etmiştir. Tıpkı Hıristiyanların Hz. İsa’yı yücelttikleri gibi, ümmetinin de aşırıya kaçarak kendisini yüceltmesine karşı çıkmıştır. "Meryem Oğlu'nu olağanüstüleştirdikleri gibi beni de olağanüstüleştirmeyin. Ben yalnızca bir kulum. Deyin ki: O ALLAH'ın kulu ve elçisidir."(Hadis)

 Hıristiyanlar kendi peygamberlerini o kadar yücelttiler ki yarı tanrı haline getirdiler. Bu da, o peygamberin izinden gidilmesini ve örnek alınmasını güçleştirdi. Peygamberler sadece fiziki bakımdan değil, maddi ve manevi her bakımdan insandır. Zihinlerde tasavvur edilen peygamber sadece fiziki bakımından insana benzeyen; fakat ruhsal ve manevi bakımdan insanüstü bir varlık olan bir peygamber tasavvurudur. Bu düşünce tamamıyla yanlış ve Kur’an’ın ruhuna uzak bir düşüncedir. Zira ilahi kelam bizlere peygamberimizi tanıtırken onun da bizler gibi; yiyip içen, yorulan, ağlayan, gülen, sevinen, üzülen, öfkelenen vs. bir insan olduğunu apaçık beyan eder:

  "De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım (beşerim), ancak bana ilahınızın tek bir ilah olduğu vahy ediliyor.  Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa salih amel işlesin ve kulluğunda Rabbine hiç kimseyi ortak koşmasın" (18 Kehf–110)
    Ayetlerde de açıkça görülüyor ki, onun diğer insanlardan hiçbir farkı yoktur; fakat iyi niyetli ama saf bazı tarih yazarları, Resulullah’ın ( s.a.s.)  çocukluğunu, risaletini, kısacası bütün hayatını onu yüceltme ve saygı sevdasıyla öyle bir yüceltmişlerdir ki, Resul risalet vazifesini yerine getiren bir peygamber olmaktan çıkmış, olağanüstü güçleri olan efsanevi bir kahraman haline gelmiştir. Başka bir değişle melek olma durumuna yüceltmişlerdir.
De ki: "Yeryüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, biz de onlara gökten peygamber olarak bir melek gönderirdik." (İsra 17)
Velhasıl o da, bizler gibi etten kemikten yaratılmış bir insandı. O, peygamberlik ve ALLAH’a sevgili olma şerefini kendi çabalarıyla, hayatında gösterdiği üstün ahlâkıyla hak etmiş ve buna layık görülmüştür. Şayet bu kendisine verilen bir vasıf olsaydı, yani o kendi kendisini muhafaza etmeyip, hak tarafından muhafaza edilmiş olsaydı, o halde sahip olunan vasıfların bir anlamı kalmazdı.
   
   Kuru et yiyen bir kadının oğlu olan Hz. Peygamber’in misyonu hiç bozulmadan orada durmakta ve kendisini izleyecek sadık izleyiciler beklemektedir.



   Zeynep Nisa KUL


Konu Başlığı: Ynt: Nasıl bir Peygamber?
Gönderen: Gözdenur 8 üzerinde 21 Ocak 2015, 13:12:20
Hz muhammed güzel ahlaklı örnek bir insandir


Konu Başlığı: Ynt: Nasıl bir Peygamber?
Gönderen: Gülbahar Aktay üzerinde 21 Ocak 2015, 14:26:12
Hz. Muhammed (s) bir peygamber olarak, ona gelen ayetleri insanlara ulaştırmıştır, böylece tebliğ görevini yerine getirmiştir. Bu ayetlerde bir çok öğütler, bilgiler, emir ve yasaklar bulunmaktadır. Peygamberimiz onları insanlara bildirmiş,Allah'ın çağrısını herkese duyurmuştur.
Hz. Muhammed (s) ona gelen ayetleri aynı zamanda gerek sözleriyle gerekse davranışlarıyla açıklamış, ayetlerin nasıl anlaşılacağını insanlara öğretmiştir. Böylece Allah’ın ayetlerde kastettiği anlamlar insanlar tarafında iyice anlaşılmıştır.
Peygamberimizin peygamberlik yönünden biri de, Kuranıkerim’deki öğütleri bizzat uygulayarak, insanlara öncülük etmektir. Namazı, orucu, zekatı, iyilik etmeyi, güzel davranışlarda bulunmayı, ilk Müslümanlar Peygamberimizden görerek öğrenmiş, kendileri de aynısını yapmışlardır.
paylaşandan ALLAH razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Nasıl bir Peygamber?
Gönderen: 8c nazlı üzerinde 04 Şubat 2015, 15:06:07
Peygamberimiz son peygamberdir ve güzel ahlaklı , sevgili, saygılı, insanları ve RABBİNİ seven birisidir.


Konu Başlığı: Ynt: Nasıl bir Peygamber?
Gönderen: Pelinay üzerinde 02 Nisan 2015, 18:15:10
Esselamü aleykum ve rahmetullahi; Allah razı olsun Efendimiz ayetler,hadisler ışığında çok güzel anlatılmış.

Kuru et yiyen bir kadının oğlu olan Hz. Peygamber’in misyonu hiç bozulmadan orada durmakta ve kendisini izleyecek sadık izleyiciler beklemektedir.

inşallah bizler de Onun güzel ahlakını,yaşantısını izleyip,örnek alan ,uygulayabilen sadık izleyicilerden ollluruz