๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 12 Ekim 2010, 12:03:33



Konu Başlığı: Kevser Müjdeli Cennet Kokusu
Gönderen: Zehibe üzerinde 12 Ekim 2010, 12:03:33
Kevser Müjdeli Cennet Kokusu

(http://www.bizimaile.com/images/icerik/kevser-b.jpg)
Beni İsrail’in nebîlerine eş tutulan evliyalar, asfiyalar silsilesinin büyük annesi, geçmiş ve gelecekteki bütün kadınların en üstünü (1), Cennet kadınlarının hanımefendisi, babasının annesi Ümm-ü Ebiha.

Varlık âleminin en değerli varlığı Resul-ü Ekrem’e (asm) yeryüzünde en çok benzeyen simanın sahibi. (2)
Risaletiyle varlık âleminin güneşi Fahr-i Âlemin manevî ışığını mehtap parlaklığında en güzel yansıtan, yüzü pek parlak ve beyaz “ay gibi parlak” Zehra.
Erkeklerden çekinen, ibadete düşkün, namuslu ve çok temiz kadın olan Betül.
Kirlerden arındırılmış masum tertemiz iffetli kadın Azra.
Kevser müjdesi…
Fatıma (3) ismini, dünyadan alâakası kesilmekte en ileri olduğu; Peygamber müjdesiyle Allah’ın onu ve onu sevenleri ateşten koruduğu için alırken; en güzel ahlâkı tamamlamak için gelen son nebînin ocağında yeşeren bu nadide “çiçeği” dillendirmek için tek isim kifayet etmemiş, pek çok adla anılmıştır. İlk hidayet halkasında yer alıp, vahiyle müjdelenen babasının tebliğlerine her daim “lebbeyk” demesiyle ”çok tasdik eden” anlamında ”Sıddıka” diye anılan Sıddıkatu”l-Kübra’ya, kendisinden pek çok hayır kaynaklandığı için de ”Mübareke” denmiştir. Her türlü kirden temizlendiği, Kur’ân’da Tahir ayetiyle de tastik edilerek ”Tahire”yle müsemma olmuştur. “İnsan” suresinde haber verildiği gibi Rabbinin katında razı olunmuş bir kul olan, kendisi de Allah’tan razı olan (4) “Raziye“; ümmetin arınmışı ”Zekiyye”; tabii ki kadri yüce “Seyyide”’ydi.
Bunca isim hep onu nitelendirmede. Babası Hz. Muhammed (asm) verdiği isimle Fatıma.
Müşriklerin “ebter” alaylarına karşı İlâhî bir Kevser müjdesiydi Hz. Fatıma. Çünkü Son Peygamberin nesli kendisindendi. Ve o nesil her asırda küfrün karşısında Nebevî bir mirasla duracaktı. Kevser müjdesi Hz. Fatıma’nın dünyaya gelişiyle başlamış, tâ günümüze kadar uzanacak nurlu neslin temelleri Hz. Ali’yle olan evliliğiyle atılmıştı. Bu sadece bir ailenin dededen toruna devamı değil, peygamber mirası olan hakikatlerin de emin ellerle aktarımıydı.
İşte bu yüzden kızı Fatıma’yı Resul-ü Ekrem’in her gün alnından öpmesinde torunu Hz. Hasan’ın torunları Gavs-ı Âzam Şeyh Geylâni’nin ve Hz. Hüseyin’in torunları Zeynel Abidin, Cafer-i Sadık gibi zatların da zaman sınırlaması olmaksızın hissesi vardı. Sadece neseben peygamber kızı olmakla kalmayıp, hayatının son altı ayı haricinde hep Nebevî atmosferle teneffüs eden ve son Nebînin âdeta ondan gelecek neslin ahlâkını kendisinde mayalayıp yoğurduğu, nuranî soy ağacının sağlam köklerini oluşturan Hz. Fatıma hepimiz pek çok yönüyle örnek alabileceği bir şahsiyet.
Her ne kadar isimlensek, çocuklarımıza ismini versek de, adını yazmakta ve telâffuzda bile hatalar yaptığımız Ehl-i Beyt neslinin büyükannesi Hz. Fatıma’yı ne kadar tanıyoruz? Kâh suskunluğumuz, kâh ağıt acılığında çığlıklarımızla kişiliğinin pek de farkındalığını yaşayamadığımız veraset-i Nübüvvet silsilesinin temiz menbağı. Hem Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin gibi Müslümanların birlik ve beraberliğini sağlama uğruna sebil gibi kanlarını çekinmeden veren iki kahraman erkek evlâdın, hem de Yezid gibi bir zalimin karşısında şecaatiyle ve iffetiyle dimdik duran Peygamber torunu olduğunu her ortamda haliyle aksettiren Hz. Zeynep gibi bir kız evlâdın anası.
 Hz. Fatıma, sadece yoksulluklar içinde kıvranan, babasının ardından yasa dayanamayıp genç yaşta vefat eden bir peygamber kerimesi değildi. Uhud’da, ambargo günlerinde, Mekke’nin fethinde de ön plandaydı. Tıpkı torunlarının da asırlarının putlarına karşı dimdik duruşları gibi.
Peygamber emaneti olan Ehl-i Beyt’e muhabbet, Risale-i Nur mesleğinin esaslarından. (5) Bugün Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’larla imanımızın kurtulmasına, yangındaki evlâdını kurtarma telâşıyla koşmasında büyük büyük annesi Hz. Fatıma’dan da bir iz bulmak mümkün olsa gerek. Zira asırlar öncesinde müşriklerin babasının üzerine attığı pisliği temizlemeye koşarken sadece bir kız evlâdın anne şefkatiyle babasının yardımına koşmasının yanı sıra, Allahın Nebîsinin izzetini koruma çabası da gözardı edilmese gerek.
İsteselerdi o günlerin her türlü yoksulluğa rağmen Peygamber kızını en iyi şartlarla yaşatmaya çalışırdı ümmet. Lâkin Hz. Fatıma adıyla müsemma olmuş ve dünyevî anlamda dünyadan alâkasını kalben kesmişti. Dünyanın geçim derdi naif bedenini incitirken, Nebevî yardım Subhanallah, Elhamdülillâh, Allahu Ekber ifadelerine devamı öğütlemekle yetiniyordu. Gerçi o kıyamete kadar ümmete pusulalık edecek bir neslin anası olmakla birlikte, yeryüzü sayfasındaki beşerî imtihanını çok genç yaşta tamamlayacak, Lâilaheillâllah davasında hayattayken yanından ayrılmadığı babasını uhrada da takip edecekti.
Doğru kaynakçalardan alındığında tabii ki itirazımız olmasa da Hz. Fatıma’yı, sadece kendisi için anlatılan klasiklerle sınırlamama vefasını gösterme zamanımızın geldiğini görüyoruz. Artık sadece kronolojik tarihî bir bilgi sunar gibi sayılıveren Peygamber evlâtlarının sonuncusu, Resul-ü Ekrem’in küçük kızı Hz. Fatıma’yı anarken elbiselerinin azlığından, çeyizinin basitliğinden, çektiği açlık acılarından öte bir şeyler söylemek gerekir. Yetimâne ağlayışların çok ötesinde tanıdıkça daha çok keşfe çıkmak isteyeceğimiz bir şahsiyet. Babasına anne şefkati gösteren bir kız evlât, çocuk ve ergen denecek yaşlardan itibaren davası olan bir genç kadın, üvey annesi olan bir öksüz, bir eş, kız ve erkek evlât annesi ve ilâ-yı kelimetullah yolunda bir mü’mine olarak onu tanımaya çalıştığımızda; Peygamberimizin deyişiyle ” Fatıma denilmesinin sebebi, şer ve kötülüklerden masum ve mahfuz olduğu içindir. Eğer Ali (ra) olmasaydı, Fatıma için lâyık bir eş bulunmazdı”dediği Hz. Fatıma’yı, kısacık hayatıyla nasıl asırlar öncesinden bize ahlâkî değerleri miras gönderdiğini algılayabiliriz.
Çoğunluğu Risale-i Nu’ları tanıyan ve okuyan Bizim Aile okuyucuları olarak bize düşense, risalelerden daha dikkatli bir şekilde Sahabe mesleğini hazmedip; hayatımıza, davranışlarımıza, hissiyatımıza sindirerek Hz. Fatıma’nın mirasına doğru bir şekilde sahip çıkmak olsa gerek. Ne dersiniz?

Dipnotlar:
1. Bihar’ul- Envar, c. 43, s. 24.
 2. el-Müstedrek, Hakim, 3/161.
 3. İbn-i Abbas’tan rivayetle Tarih-i Bağdad, 12/331, Hadis no: 6772.
 4. “Allah onlardan razıdır, onlar da Allah’tan razıdırlar.” Mâide Suresi: 119.
 5. Risale-i Nur Enstitüsü arama motoru, Emirdağ Lâhikası, s. 177.


Fatıma Nur Hacınebioğlu


Konu Başlığı: Ynt: Kevser Müjdeli Cennet Kokusu
Gönderen: Kaan Han üzerinde 14 Nisan 2015, 23:17:33
Varlık âleminin en değerli varlığı Resul-ü Ekrem’e (asm) yeryüzünde en çok benzeyen simanın sahibi. (2)
Risaletiyle varlık âleminin güneşi Fahr-i Âlemin manevî ışığını mehtap parlaklığında en güzel yansıtan, yüzü pek parlak ve beyaz “ay gibi parlak” Zehra.
Erkeklerden çekinen, ibadete düşkün, namuslu ve çok temiz kadın olan Betül.
Kirlerden arındırılmış masum tertemiz iffetli kadın Azra.
Kevser müjdesi…
Fatıma (3) ismini, dünyadan alâakası kesilmekte en ileri olduğu; Peygamber müjdesiyle Allah’ın onu ve onu sevenleri ateşten koruduğu için alırken; en güzel ahlâkı tamamlamak için gelen son nebînin ocağında yeşeren bu nadide “çiçeği” dillendirmek için tek isim kifayet etmemiş, pek çok adla anılmıştır. İlk hidayet halkasında yer alıp, vahiyle müjdelenen babasının tebliğlerine her daim “lebbeyk” demesiyle ”çok tasdik eden” anlamında ”Sıddıka” diye anılan Sıddıkatu”l-Kübra’ya, kendisinden pek çok hayır kaynaklandığı için de ”Mübareke” denmiştir. Her türlü kirden temizlendiği, Kur’ân’da Tahir ayetiyle de tastik edilerek ”Tahire”yle müsemma olmuştur. “İnsan” suresinde haber verildiği gibi Rabbinin katında razı olunmuş bir kul olan, kendisi de Allah’tan razı olan (4) “Raziye“; ümmetin arınmışı ”Zekiyye”; tabii ki kadri yüce “Seyyide”’ydi.
Bunca isim hep onu nitelendirmede. Babası Hz. Muhammed (asm) verdiği isimle Fatıma.


Konu Başlığı: Ynt: Kevser Müjdeli Cennet Kokusu
Gönderen: Ceren üzerinde 05 Temmuz 2015, 19:15:01
Esselaçu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan Reyyan abla.Rabbimin rızasını kazanan ,peygamber efendimizin sünnetlerini uygulayan halis ve cennet ehli kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Kevser Müjdeli Cennet Kokusu
Gönderen: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 05 Temmuz 2015, 20:10:50
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh...Amin ecmain İnşaAllah.Rabbim bizleri cennet ehli kullarından eylesin.Rabbim uğunda daima ibadet eden hayırlı kullar olabilmeyi nasip eylesin İnşaAllah.İnşaAllah peygamber efendimizle kevser kuyusunun başında buluşabiliriz.