> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Ayyüzlü Resule hitabımdır !
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ayyüzlü Resule hitabımdır !  (Okunma Sayısı 590 defa)
25 Kasım 2010, 15:29:48
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Kasım 2010, 15:29:48 »



Ayyüzlü Resule Hitabımdır!…


Bedbahtım; zamanın köhnesinde yaşamaya mecbur olduğum için

Bedbahtım; senin saadet asrından ve nur ikliminden uzak kaldığım için

Bedbahtım; hakikat güneşinin altında nefsimin buzlarını eritemediğim için

Bedbahtım; nurunla cilalanamadığım ve varlığında yok olamadığım için

Bedbahtım; senin iman göğünde sönük de olsa bir yıldız olamadığım için

Bedbahtım; ayaklarının değdiği kızgın kum tanelerine yüzümü süremediğim için

Bedbahtım; arkanda el bağlayıp Hakk’a yönelen cemaatine dâhil olamadığım için

Bedbahtım; fezayı kuşatan mübarek dualarına yürekten ‘âmin’ diyemediğim için

Bedbahtım; gönül pervazlarına konup adını terennüm eden bir ak güvercin olamadığım için

Bedbahtım; yüreğim hicret duygularının sancısıyla kıvranıyor, doğranıyor şimdi…

 

Sen gidince; güneşin ziyası değmez oldu üstümüze, yıldızlar iyice kıstı o berrak ışığını

Sen gidince; yeşilin büyüsü siyahın mateminde eriyip buz kesildi ebemkuşağı

Sen gidince; dindi rahmet yağmurları, kirlendi gönül evimiz, tarumar oldu hanemiz

Sen gidince; kanadı kırıldı yetimlerin, yüreği burkuldu gariplerin ve mazlumların

Sen gidince; çağların üstüne kâbus misali kalın bir paçavra örtüldü, yırtıldı perdeler…

Sen gidince; riya, inkâr ve hıyanet altın devrini yaşamaya başladı toz duman içinde

Sen gidince; ümmetinle birlikte Hira Dağı da gözyaşı döktü buz tutan eteklerine

Sen gidince;  zamanın bağrına düştü ateş, sessizliğin çığlığı tuttu yedi kat göğü

Sen gidince; çıkmaz oldu Bilâl-i Habeşilerin yanık sesi, yas tuttu arşın direği minareler

Sen gidince; düşmez oldu cemreler toprağa, hayat hayatını kaybetti her dem nefes alsak da…

 

Ey Sevgili; şimdi bir yağmur damlacığında berraklaşıp düş, kavrulan gönül çölümüze

Ey Sevgili; yoluna revan olanların safında yer almak bahtiyarlığın tarifsiz şahikasıdır

Ey Sevgili; senin rayihana muhtacız, suretine ve siretine hasrettir gönül gözlerimiz

Ey Sevgili; hasretin dayanılmaz oldu gayri, doğ ne olur güneş olup kararan göğümüze

Ey Sevgili; yaratılan cümle mevcudat senin bitimsiz aşkına Kerem olmuştur

Ey Sevgili; cismine hayran, yoluna kurban olduğum, gül yaprağına sinmiş teninin kokusu

Ey Sevgili; sensizliğin gurbetinde mahkûm duygularım; Muhammed’im, can Ahmed’im…

Ey Sevgili; sensin mevsimlerin ilkbaharı, rüzgârların kıbleden eseni, cennetin müjdecisi

Ey Sevgili; Miraç gecesi sana açılmıştı yedi kat gökler, sidretül müntehaya değmişti başın

Ey Sevgili; sürmeli gözlerinden süzülen nurlu bakışlar, ateşe duvar olur ruz-i mahşerde

 

En Sevgili; senin nurun güneşin aydınlığını bile gölgede bıraktı, bulutlar sana ağladı

En Sevgili; aşkınla, hasretinle, eleminle yanmayan yürekler yüktür tarumar sinelerde

En Sevgili; güllerin nebisi, nebilerin gülü, hakikat güneşinin süveydaya düşen gölgesi

En Sevgili; hissiz, sevgisiz, muhabbetsiz, aşksız gönülleri aydınlatan ışıksın sen…

En Sevgili; acizdir kalemler, seni anlatmaya muktedir değil şair, kâğıtlar yetmez methine

En Sevgili; bir gece, tek bir gece rüyalarıma misafir ol, doyasıya seyredeyim o gül cemalini

En Sevgili; içimizi yakar müşfik bakışların, kalp göğünden doğar gül yüzlü hayalin

En Sevgili; gül kokusunu senden alır, herkes sana hayran kalır, sana dönen yolu bulur

En Sevgili; göklere adın yazılıdır, senden alır yıldızlar ışığını, bulutlar rahmetini…

En Sevgili; nurun dolar gönül hanemize, ağarır tan vakti karanlığın koynundaki düşlerimiz

 

Hasretim; payıma düşmeyen o doyumsuz sevdanın her dirhemine nefes kadar…

Hasretim; kıpkızıl güneşin kavurucu sıcağında şefkatli gölgenin altında serinlemeye

Hasretim; ashabın seni yücelten ve gök kubbeye sığmayan sevgisine

Hasretim; nefreti silip süpüren aşk iklimine ve şiddetin panzehiri sevgine…

Hasretim; hasat mevsiminde ağırlaşan başağını yere eğen buğday misali ağır başlılığına

Hasretim; hıçkırıklardan tebessümler çıkaran, umarsızlığı umuda dönüştüren duruşuna

Hasretim; seherlerde gül dalı işlemeli seccadelerde Allah’a dönüp yakaran titrek sesine

Hasretim; yağmalanan duygularımızı, cam kırıkları arasından toplayıp kalbimize serpişine

Hasretim; bir kılını koca dünyayla değişmediğim saçının her bir teline, ahirine, evveline…

Hasretim; nurdan cemaline, erişilmez kemaline, anlatılmaz ahvaline, ikbaline, her şeyine…

 

Dön artık; serpildi nifak ağacı, günahlar boyumuzu aştı, hakikat yuvadan uçtu

Dön artık; kurudu pınar başları, akmaz oldu nurlu oluklardan hayat suyu

Dön artık; gayya çukurlarından temenna dileyenler uyansın gaflet uykularından

Dön artık; Kisra saraylarındaki sütunları yeniden imar ediyor asrın Ebu Cehilleri

Dön artık; ayağa kaldır zulmün önünde diz çökmüş ümmetini,  bir kez ruhundan üfle

Dön artık; bitsin gönül gurbetleri, dinsin hüzün sağanağı, kanatlansın yetim hissiyatımız

Dön artık; merhem ol yaralanmış bilinçlerimize; sula, kuruyan gönül pınarlarımızı

Dön artık; şafaklarımız hüzne boğulmasın, dağıt ruhumuzda çöreklenen karanlığı

Dön artık; gecelerin efkârı bitirdi bizi, dinmiyor kalbimizi saran o yetim sızı

Dön artık; sonsuzluğa kürek çeken ellerimiz, hakikat mumunun fitilini tutuştursun

 

Gel ki; dinsin yüreklerin sızısı, kırılsın hakikati tersyüz eden kiralık kalemler

Gel ki; yeşersin dualar, can bulsun ahların gökleri kuşattığı raddede uhrevi arzular

Gel ki; hüznün alevleri sönsün rahmet damlalarının çepeçevre kuşattığı yerde

Gel ki; esrik düşünceler can suyuyla çelikleşsin, diri kalsın biteviye

Gel ki; hayra tebdil olsun serencamımız, yol alsın bulutlara, buharlaşsın gamımız

Gel ki; durulsun hercai duygularımız, hedefini bulsun taş yerine attığımız gonca güller

Gel ki; tek bedende toplansın cümle canlar, yetim kalmasın minarelerde ezanlar

Gel ki; ihtiraslar dinsin, sabrın ve şükrün bayrağı dalgalansın ruhun maviliklerinde

Gel ki; açılsın üzeri is bağlamış, duvarlara çivilenmiş, ölülere adanmış nurlu sahifeler

Gel ki; hafiflesin serçelerin kanatlarına yüklenen kurşundan ağır yükler…

 

Sen ki; gönül bahçelerimizin solmayan gülüydün, dikenlerin ensesinde açan

Sen ki; putların taşlardan çok olduğu bir Mekke gecesinin alacakaranlığına doğmuştun

Sen ki; çaresizlerin çaresi, umarsızların gözyaşlarını silen şefkat ve umut eliydin

Sen ki; karakışlarımıza baharın gülen yüzünü nakşettin, diriliş muştusuydu getirdiklerin

Sen ki; paçavralar altında kıvranan ve ruhuna prangalar vurulan kimsesizlerin kimsesiydin.

Sen ki; bir damla gözyaşında okyanuslar saklardın, kirlenen hislerimizi paklardın

Sen ki; kâinat kitabının içine sığdıramadığı, bulutların kıyıp da yağdıramadığı nursun

Sen ki; korunaktın, limandın imanımızı sakladığımız, küfrün kalelerini yokladığımız…

Sen ki; yüreklere altın yaldızla işlenen suretinle, adınla kalp tahtının güçlü padişahıydın

Sen ki; naatlarımızı anlamlandıran, sözü kıymetli kılan, mana eriydin berzahımızda

 

Sensiz daralıyor yürek denizlerimizin kararan ufukları, fırtınalar dinmiyor ateş deryalarında

Sensiz daralıyor asumanın nefesleri, büküyor boynunu kutlu bahçedeki peygamber çiçekleri

Sensiz daralıyor vakit, yanıyor muhayyel saraylarım, intizara gömülüyor alevden âhlarım

Sensiz daralıyor görüş alanım, fırtınalarda inciniyor,  kırılıyor ipekten kanatlarım…

Sensiz daralıyor kalbimizin saçakları, uhrevi bakışın yakıyor kirpiklerimi, soluyor gamzelerim

Sensiz daralıyor yürek dağlarım, leyli düşünceler kurşuna diziliyor, eşkıyalar çalıyor hislerimi

Sensiz daralıyor mevsimlerin soluğu, çatlıyor tohum, çürüyor olgunlaşan meyveler dallarında

Sensiz daralıyor göğüs kafeslerimiz, şehrayinler karanlığa el pençe divan duruyor sabahlarda

Sensiz daralıyor gönül kıyılarım, sadağında paslanıyor oklar,  kumlar şimdi kırgındır denize

Sensiz daralıyor sesimizin değdiği coğrafyanın nazenin ervahı, kül oluyor coşkumuz tende

 

Ey gölgesi fecre kadar uzayan, melali aynalara yansıyan güzel, karanlığımıza ışık ol!..

Ey gökleri gezen seyyah, uğra bizim de iklimimize, damıt ve dağıt içimizdeki hüzünleri

Ey gönüllere köprü olan, kin köprülerini yıkan dost, dökülmesin umut ağacımızın yaprakları

Ey ilham pınarlarının eşsiz kaynağı, esirgeme can suyunu, serp çatlayan yüreğimize

Ey korkularımızı silip süpüren, sol yanımda taşıyorum alev parçasına dönüşen yokluğunu

Ey bereketli yağmurlarla gelen nur damlası, çölleşen gönül atlasımıza ruhundan can ver

Ey gönüllerin mümbit topraklarında açan yetim gül, çağlasın nehirlerin her kum tanesinde

Ey göklerdeki yıldızları devşiren nurlu elçi, gülen gözlerine kurban olduğum Nebi!...

Ey varlığı yoklukta bulan sevgili, gözlerin çağırsın beni dar vakitlerde gönül hapsine

Ey tarihin gülen talihi, götür hülyalarımızı teslim eyle sözün çoğalan keremine…

 

Esselatü Vesselamü Aleyke ya Resûlullah!...Esselatü Vesselamü Aleyke ya Habiballah!


 
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ayyüzlü Resule hitabımdır !
« Posted on: 03 Mayıs 2024, 09:24:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ayyüzlü Resule hitabımdır ! rüya tabiri,Ayyüzlü Resule hitabımdır ! mekke canlı, Ayyüzlü Resule hitabımdır ! kabe canlı yayın, Ayyüzlü Resule hitabımdır ! Üç boyutlu kuran oku Ayyüzlü Resule hitabımdır ! kuran ı kerim, Ayyüzlü Resule hitabımdır ! peygamber kıssaları,Ayyüzlü Resule hitabımdır ! ilitam ders soruları, Ayyüzlü Resule hitabımdır ! önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes