> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu  (Okunma Sayısı 507 defa)
10 Kasım 2010, 13:46:50
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Kasım 2010, 13:46:50 »



Hz. Peygamber Eğitimle İnsanı Özgürleştiriyordu

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in neler yaptığını iyi kavramak için, nasıl bir topluma elçi olarak gönderildiğine, ilahî mesajı iletmekle yükümlü olduğu toplumu nereden nereye ve ne kadar sürede taşıdığına bakmak gerekir. Bu yüzden, Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemi, o dönemde içinde büyüdüğü toplumu, bu toplum içinde geçirdiği hayatını ve ahirete göçerken bıraktığı o toplumu bir bütün olarak kendi sosyo-kültürel-tarihsel bağlamı içinde iyi analiz ederek anlam(landırm)adan, onu ve peygamber olarak gerçekleştirdiklerini anlamak mümkün değildir.

Burada böyle bir tarihsel tahlile girişecek değiliz. Ancak, M. Akif’in bir şair duyarlılığıyla yaptığı uzunca tasvirden çok kısa bir alıntı ile yetineceğiz. Bu kısa alıntının bile çok şeye işaret ettiği söylenebilir:

Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;

Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!

…..

Bir nefhada insanlığı kurtardı o mâsum,

Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!



Dünya neye sahipse, onun vergisidir hep;

Medyun ona cemiyeti, medyun ona ferdi.

Medyundur o mâsuma bütün bir beşeriyyet…

Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.

Hz. Peygamber’in çok kısa sürede gerçekleştirdiği inkılabı, insanlık anlamakta zorlanmaktadır. Bu başarıyı anlamak için onu çok yönlü incelemek ve arka planını tanımak gerekmektedir. Peygamber Efendimiz’in başarısını besleyen temel özelliklerinden, dolayısıyla yaptıklarından biri, insanların özgürleşmesini kılavuzlamasıdır. Peygamberlik görevini yerine getiriş süreci, sonuçta insanların özgürleşmesini sağladı.

Hz. Peygamber’in görevi: Tebliğ/eğitim

Hz. Peygamber’in görevi, sadece tebliğ idi. Allah’tan aldığı mesajın, aynen insanlara ulaştırılmasıyla yükümlüydü: “Rasul’ün görevi sadece tebliğ etmektir.” (Maide, 99; Nahl, 35; Nur, 54; Ankebut, 18; Teğabun, 12) “Senin görevin, yalnız tebliğ etmektir.” (Al-i İmran, 20; Ra’d, 40; Nahl, 82) Tebliğ ise, sıradan bir ulaştırma, mesajı salt bir duyurma demek değildir. Tebliğin gerçekleşmesi için, kaynak kişinin zihnindeki anlamın/mesajın, aynen alıcının zihninde de yerini alması gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmek, iletişimi gerçekleştirmek demektir. İletişim süreci ise, eğitim-öğretim süreciyle benzerlik arz etmektedir. Peygamber Efendimiz’in yapıp ettiklerini incelediğimizde tebliğ görevini tamamen bir eğitim-öğretim sürecini yürüterek gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Bizzat kendisi, zaten “muallim olarak gönderildiğini” (İbn Mace, Mukaddime, 17, No: 229. Ayrıca bk. Müslim, Talak 4) belirttiği gibi, Kur’an da onu tanıtırken bir eğitimcinin niteliklerinden söz etmektedir:

“Nitekim kendi içinizden size ayetleri okuyan, sizi arındıran, size Kitab’ı ve hikmeti öğreten, size bilmediklerinizi öğreten bir Rasul gönderdik. (Bakara, 151; Ayrıca bk. Cumua, 2; Bakara, 129; Âl-i İmran, 164) “İnsanlara gönderilenleri kendilerine açıklayasın diye sana Kur’an’ı indirdik.” (Nahl, 44)

Birçok ayette de O, “Doğru yolu gösteren rehber.” (Şûra, 52), “Allah’a, Allah yoluna davet eden, aydınlatıcı bir lamba, uyarıcı, müjdeleyici” (Ahzab, 45-46), “hatırlatıcı” (Gaşiye, 21; Zariyat, 55) gibi, bir eğitimcide bulunması gereken niteliklerinden söz edilmektedir.

Hz. Peygamber (s.a.s.), insanları eğiterek kafalarını, kalplerini aydınlatmaya, düşünme, anlama, kavrama, seçme, karar verme… yeteneklerini geliştirmek için çalıştı. Onların fıtratlarını koruyup geliştirmelerine, kültürel anlamda insanlaşma, insani yetkinlik düzeylerini yükseltme çabalarına rehberlik etti. Bu rehberliğiyle o, insanları bütün olumsuz ve gereksiz yüklerden, kendilerini esir alan prangalardan kurtarıp özgürleştirdi. Nitekim Kur’an onu, insanların prangalarını söküp atan niteliğinden de söz etmektedir:

“O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Sırtlarındaki ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki prangaları/zincirleri/ bağları söküp atar. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âraf, 157)

Özgürleştiren peygamber

Eğitici niteliklerini dile getiren ayetlerle birlikte bu ayet, Hz. Peygamber’i, pranga kıran ve pranga kırmanın yollarını gösteren bir ‘özgürlük peygamberi’ olarak öne çıkarmaktadır. O, insanların kendilerini esir alan iç ve dış tutsaklık zincirleri tanıma ve onlardan kurtulma konusunda bilinçlenmeleri için didindi. Onun sonuçta gerçekleştirmek istediği şey, insanların her tür tutsaklık zincirinden kurtulup özgürleşmeleriydi.

Hz. Peygamber’in bireyi özgürleştirme çabasının iki boyutundan söz edebiliriz:

1- Bireyin iç dünyasındaki prangalardan özgürleş(tiril)mesi. Bu özgürleşme, içsel özgürlüktür. Bireyin kalbinin ve kafasının, bütün yanlış düşünce ve inançlardan arın(dırıl)ması ile bu özgürlük gerçekleşir. İslam literatüründe, “Allah’a kul olmak suretiyle O’ndan başka her şeyden özgür olma” şeklinde dile getirilen husus, işte budur. Bu noktada birey, kıskançlık, kin, nefret intikam, şehvete düşkünlük, servet ve şöhret hırsı gibi doğal/fıtrı tutkuların tutsaklığından kurtulma imkânını kazanır. Artık, dünyalık hiçbir imkân, hiçbir makam/masiva tutkusu onu abluka altına alamaz.

İşte özgürlük peygamberi, insanın yüreğindeki ve zihnindeki putları kırarak tutkularından, görünür görünmez zincirlerinden, saplantılarından, ideolojik ve şeytani taassuplarından arınarak kula/yaratıklara/dünyalıklara kulluktan Allah’a kulluğa yükselmesinin yolunu gösterdi, bu süreçte onun elinden tuttu. Bireyin, özgürlük gibi bir değeri elde etmek için birçok şeye birden baş kaldırmasını öğretti. Bu çerçevede, bireyin gelenekçi bir tutumla tarihin akışına teslim olmak yerine, tarihin akışını değiştirme sorumluluğunu üslenmeyi tercih etmesine rehberlik etti. Çünkü o günkü toplumsal gerçekliklere bakıldığında, tarihin akışına teslim olmanın gerçek kölelik, tarihin akışını değiştirecek bir irade ve eylem ortaya koymanın ise gerçek özgürlük olduğu açıkça görülecektir.

Akıl, bilgi ve irade özgürlüğü potansiyeline sahip olmanın bir bedeli vardır. O bedel, insan hayatının bir varoluş gerilimi içinde geçmesidir. Bu gerilim, benliği sarsan ve dağıtan güçlerle insanı olgunluğa ve birliğe-bütünlüğe kavuşturan güçlerin mücadelesinin ürünüdür. İnsanın dünyasında, kötülük/fücur eğilimleriyle iyilik/takva eğilimleri yaratılıştan yerlerini almışlardır. Bu iki karşıt güç, insanın iç dünyasında mücadele etmektedir. Kişinin kurtuluşu/özgürleşmesi, bu iki karşıt güçün birincisinden arınıp ikincisini galip kılmasına bağlıdır. (Şems, 8-9) Hz. Peygamber, işte bu galibiyetin iksirini insanların kazanmasına yardımcı oldu.

Böyle bir özgürleşme sürecinin başlatılması ve sürdürülmesi, elbette inanan bireyin bizzat kendisinin gönüllü tercihi ve çabasıyla mümkündür. Böyle bir içsel özgürlük, zorla, başkalarının baskısıyla, dayatmasıyla gerçekleştirilemez. Bu yüzden, böyle bir dönüşümün dinamiğinin/manivelasının bireyin iç dünyasında kurulup işler hale gelmesini sağlayacak kılavuzluğu yapmak, dışardan ilgililerin yapabilecekleri biricik ve en önemli görevdir. Bu görev, tamamıyla bir eğitim işidir. Bireyin girdiği uygun bir eğitim süreci, onda böyle bir arzuyu uyandırarak gönüllü değişimini, değişerek gelişimini, kendini gerçekleştirmesini besleyecektir. Bu bir kendi varlığını inşa etme, varoluş düzeyini bizzat yükseltme sürecidir. Hz. Peygamber, böyle bir süreçten insanların geçmesini sağladı.

Ahlaksal özgürlük

Kalbi ve kafası bütün yanlış inanç ve düşüncelerden arınmış birey, gerçekte ahlaksal özgürlük düzeyine yükselme imkânını elde etmektedir. Çünkü böyle bir içsel arınmayı sağlayacak kadar düşünme/anlamlandırma yeteneği gelişmiş birey, kendi değerlerini oluşturarak onlara göre kendini yönetme, denetleme, hayatını düzenleme düzeyine yükselebilmektedir. Böyle bir gelişmişlik düzeyine sahip biri, bütün tutum ve davranışlarını, tamamen kendisinin oluşturup içselleştirdiği bu öz değerlerine göre belirleyebilmektedir. Bu durumda birey, dışa bağımlılıktan kurtulup bütün dış kayıtlardan/bağlardan özgürleşmektedir.

Bu düzeye erişen birey, bütün tutum ve davranışlarını dıştan gelecek ödül/fayda ve cezalara/mahrumiyetlere göre değil de, tamamıyla bu inanıp özümsediği değerlerine göre belirlemekle gerçek içsel özgürlüğün ürünlerini elde etmiş olmaktadır. Böyle birinin hayatında tam bir tutarlılık vardır; çelişkilere kolay kolay düşmez. Onun nerede nasıl davranacağı, nelere nasıl tepki göstereceği bellidir. Onun kendisini tanıyan bir çevrede olması ile, hiç tanımadığı bir çevrede bulunması, onun tutum ve davranışlarında çelişme/yabancılaşma doğurmaz. Çünkü çevre değişse de, onun tutum ve davranışlarını belirleyen öz değerleri asla kendisinden ayrılmamaktadır; nereye gitse çevrenin etkisiyle değil de o değerlerine göre davranmak durumundadır. O, artık çevrenin güdümünde değil de kendi değerlerinin ışığında yürüyen özgür, bağımsız soylu bir insandır. İşte bu içsel özgürlük, nihayetinde ahlaksal özgürlüğün ta kendisi oluvermektedir.

“Ben ancak, ahlak güzelliklerini tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta, Husnu’l-Huluk) diyen Hz. Peygamber (s.a.s.), işte bu, ahlakça özgürleşmeyi kılavuzlama rolüne işaret etmektedir. O, insanların çevrenin esiri olmaktan kurtulup ahlaksal özgürlük düzeyine yükselmeleri için çalıştı. Kendisini örnek aldığını iddia edenlerin, ahlakça özgürleşme düzeyleri oranında onu örnek edinmiş olacaklarına işaret etti.

Üstelik bütün bunları, hiçbir baskıya baş vurmadan, hiç kimseyi zorlamadan, korkutmadan yaptı. Kendi ifadesiyle ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu
« Posted on: 25 Nisan 2024, 11:34:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu rüya tabiri,Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu mekke canlı, Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu kabe canlı yayın, Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu Üç boyutlu kuran oku Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu kuran ı kerim, Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu peygamber kıssaları,Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyordu ilitam ders soruları, Hz. Peygamber eğitimle insanı özgürleştiriyorduönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes