> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Hz. Muhammedin nagmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Muhammedin nagmesi  (Okunma Sayısı 664 defa)
19 Ekim 2010, 20:29:01
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Ekim 2010, 20:29:01 »



HZ.MUHAMMED'İN (S.A.V) NAĞMESİ


Bakın, kaynak nasıl fışkırmakta
Kayalardan neşe ile
Nurlu yıldızlar gibi pırıl pırıl!
Bulutlar üzerinden melekler
Onun gençliğini beslerdi
Fundalıklardaki kayalar arasında.

Taptaze, gencecik
Raks ederek bulutlardan
Mermer kaynaklara iner,
Tekrar yükselir sevinç
Nağmeleriyle semaya.

Dağ geçitlerinde, o
Kovalıyor rengârenk çakılları,
Koparıp sürüklüyor genç önder
Kardeş kaynakları da birlikte.

Çiçekler açıyor aşağı vadide
Yeşeriyor çimenler adım attığı her yerde
Nefesinden.

Onu yolundan alıkoyamıyor hiçbir
Karanlık vadi, hiçbir çiçek
Aşk dolu gözlerle onu süzerek
Dizlerini sarıp tutamaz
Düzlüğe gidiyor kıvrılarak akışı.
Karışıp birleşerek
Dost oluyor dereler.
İniyor şimdi ovaya
Gümüş pırıltılarla,
Ovalar onunla ihtişama bürünür.
Ovalardan ırmaklar,

Dağlardan dereler
Sevinçle sesleniyor ona: Kardeş,
Kardeş, kardeşlerini de al,
Beraber ezelî atana götür,
Açılmış kollarıyla
Bizi bekleyen
Ebedî okyanusa.
Eyvah, boşuna açılmış kollarla bekler
Hasret çektiği bizleri kucaklasın diye;
Çünkü, ıssız çölde bizi yer
Kumlar.
Tepemizde güneş emip bitirir kanımızı,
Ve bir tepe engelliyor.
Göle varmamızı.

Kardeş,
Ovalardan gelen kardeşlerini de al,
Dağlardan gelen kardeşlerini de al,
Birlikte götür atana!
Gelin hepiniz!
Ve coşuyor şimdi o
Bütün ihtişamıyla,
Bir nesil kaldırır bu Sultan’ı yükseklere,
Ve kükreyince o, zaferler kazanıyor,
İsimler veriyor beldelere,
Şehirler oluşuyor ayak bastığı her yerde.


Durdurulmaz bir akınla devam ediyor,
Kulelerin alevli zirvelerine,
Mermer sarayları, hilkatinin icabı
Arkasında bırakarak.


Sedir ağaçlı evler atlas taşır
Geniş omuzlarında,
Dalgalanarak başının üstünde
Binlerce sancak yükseliyor göklere
İhtişamına şehadet ederek.


Ve böylece kavuşturuyor kardeşlerini,
Sevdiklerini, evlâtlarını
Gönlü muhabbetle dolu, onları
Bekleyen Yaratıcı’ya.

                                  Alman Şairi Goethe

1993-1994 öğretim yılında Amasya Eğitim Fakültesinde bir dönem misafir öğretim görevlisi olarak Türkçe derslerine girmiştim. Yukarıdaki şiiri, sınıf öğretmenliği bölümü üçüncü sınıf öğrencilerine, şairini söylemeden okumuş ve şiirin kısaca yorumunu yaptıktan sonra “Arkadaşlar sizce bu şiir kime ait olabilir?” diye sormuştum. Herkes kendince bir tahminde bulunmuştu. Kimi “Mehmet Akif” dedi. Kimi Necip Fazıl, kimi Yahya Kemal, kimi Faruk Nafiz, kimi Arif Nihat Asya... En sonunda dedim ki: “Hayır arkadaşlar, tahminlerinizin hiçbiri doğru değil, çünkü bu şiir ünlü Alman şairi Goethe’ye aittir. Öğrencilerin hepsi çok şaşırdı. Böyle bir sonucu hiç beklemiyorlardı. Ön sırada oturan ve kıvırcık saçları omuzlarından aşağı sarkan; ince, zayıf, esmer bir kız öğrenci gözleri yaşararak ve hayıflanarak; “Hocam bir yabancı Peygamberimize böylesine değer verirken, biz O’nu tanımıyoruz, O’na yabancı kalıyoruz.” dedi. Bakışlarından anladığım kadarıyla diğerleri de aynı duyguyu paylaşıyordu. Ben de derin bir teessürle “Maalesef öyle” dedim.

Evet, bin kere, yüz bin kere maalesef kıymetini bilmediğimiz daha nice değerlerimiz var. Ama bu değer, bütün değerlerimize değer kazandıran değerler üstü bir değer. Bu değer; hayatımızdan çıkanca, hayatın anlamsızlaştığı bir değer. Bu değer; milletçe sahip olduğumuz
bütün erdemlerin, bütün güzelliklerin kaynağı, temeli olan bir değer. Bu değer Mehmet Akif’in ifadesiyle “Bütün beşeriyetin kendine medyun” olduğu yücelerden yüce bir değer. O’na yabancı kalmak ne büyük kayıp, ne büyük acı; çünkü O’na yabancı kalmak demek insana, insanın gerçeğine; saadete, huzura, emniyete velhasıl bütün faziletlere, hepsinden önemlisi ve hepsinden öte ALLAH’a yabancı kalmak demektir.


İşte Goethe, pek çok akl-ı selim sahibi batılı düşünür ve sanatkâr gibi “Levlâke levlâke vema halâktül eflâk – Sen olmasaydın, eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.” hitabına mazhar olan bu Yüce Kametin farkına varan, O’na yabancı kalmayan büyük bir şair. O, şiirlerinde referans olarak sık sık İslâmî kaynaklara, özellikle de Kur’ân-ı Kerim’e müracaat etmiştir. Doğu-Batı Divanı(2) adını verdiği şiir kitabında bunu açıkça görmek mümkündür. Gençlik yıllarından itibaren İslâm’a büyük ilgi duyan Goethe, “Friedrich David Megerlin’in Arapça’dan Almanca’ya, Ludorico Marraccios’un Arapça’dan Lâtince’ye yaptıkları Kur’ân-ı Kerim tercümelerinden mukayeseli bir çalışma yapar ve muhtelif on sureden bir de Kur’ân-ı Kerim Hulâsası (Koran- Auszüge) meydana getirir.” (3)

Burada Goethe’nin Müslüman olup olmadığı tartışmasına girmek istemiyorum. Ancak onun İslâmiyet’e büyük sempati duyduğu ve Hz. Muhammed’in hak peygamber olduğunu kabul ettiği eserlerinden anlaşılmaktadır. (4) “Hz. Peygamberin hayatını K. E. Oeliner’in “Mohamed” adlı esrinden okuyan Goethe, “Çok kısa bir süre önce İslâm peygamberinin hayatını büyük bir ilgi ile okuyup tahsil ettikten sonra gördüm ki O, asla yalancı bir peygamber değildir.” (5) sözüyle O’nun hak peygamber olduğunu açıkça ifade etmiştir. Açık olan bir şey daha varsa o da Goethe’nin Hz. Muhammed’e olan derin hayranlığı ve sevgisidir.

Goethe, 70 yaşına girdiği yıl, ramazan ayında kendini kastederek söylediği şu sözle Hz. Muhammed’e olan sevgi ve hayranlığını bütün samimiyetiyle ortaya koymuştur: “Kur’ân-ı Kerim’in Peygambere semadan indirildiği bu mübarek geceyi o, niçin hürmetle tes’it etmesin.”(6)

Goethe, Kur’ân-ı Kerim’i okuduktan sonra 1772 yılında, Hz. Muhammed’le (s.a.s) ilgili büyük bir piyes yazmaya girişir. (7) “Mohamed-Drama” adını verdiği bu piyesin girişinde Peygamberimizin tevhid inancına ulaşması dile getirilir. Sonra Hz. Muhammed’le (sav) süt annesi Halime arasında geçen bir konuşmadan söz edilir. Ardından da Hz. Ali ve Hz. Fatıma arasında Peygamberimizi anlatan bir diyalog geçer. Goethe piyesi tamamlayamaz, ama piyesin Hz. Ali ile Hz. Fatıma arasındaki diyalog kısmından yukarıda verdiğimiz şiir ortaya çıkar.
 
 dua ve selametle...



ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Muhammedin nagmesi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 11:43:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Muhammedin nagmesi rüya tabiri,Hz. Muhammedin nagmesi mekke canlı, Hz. Muhammedin nagmesi kabe canlı yayın, Hz. Muhammedin nagmesi Üç boyutlu kuran oku Hz. Muhammedin nagmesi kuran ı kerim, Hz. Muhammedin nagmesi peygamber kıssaları,Hz. Muhammedin nagmesi ilitam ders soruları, Hz. Muhammedin nagmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes