> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s  (Okunma Sayısı 554 defa)
16 Ekim 2010, 17:34:06
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 16 Ekim 2010, 17:34:06 »



Farklı Donanım ve Hususiyetleriyle ALLAH Resulu (s.a.s)


Cenâb-ı Hak, bir insana iffet, fetânet, sıdk ve sadâkat, emniyet, güzel örnek olma, istikâmet, rabbânîlik, hasbîlik, ihlâs, çok aşkın bir tebliğ kabiliyeti gibi üstün kabiliyet ve istidatlar bahşetmiş, sonra da onu peygamberlikle şereflendirmişse, bu, özel bir vazife için donanmış olmayı ve o peygamberin hususiyle o iş için yaratıldığını gösterir.
 
ALLAH Resûlü’nün ve diğer bütün peygamberlerin bir beşer olması, onlar için bir noksanlık değil, aksine bir kemaldir. Bir beşer değil de, melek veya cinlerden birer fert olsalardı, insanlara önder olamaz ve rehberlik edemezlerdi.

Kur’ân-ı Kerîm’de, ilk muhatap kitle içinden, kendi cinslerinden birisinin peygamber olarak gönderilmesindeki hikmeti kavrayamayan yahut kavramak istemeyenlerin “ALLAH peygamber olarak bir beşer mi gönderdi?” (İsrâ, 17/94) şeklindeki itirazlarına karşı şu cevap verilmiştir: “(Ey Nebi) Onlara (şu sözümü) ilet: Eğer yeryüzünde (insan değil de) itmi’nanla yürüyen melekler olsaydı, Biz de onlara (onların cinsinden bir) melek peygamber gönderirdik.” (İsrâ, 17/95)

Resûl-i Ekrem gibi, diğer peygamberler de birer beşerdir ve insanoğluna gönderilmiştir. Eğer böyle olmasaydı, insanlar onlarla konuşup anlaşamaz ve onlarla iletişim imkânı bulamazlardı.1 Bu itibarladır ki Kur’ân “Eğer Biz peygamberi bir melek kılsaydık (melek olarak gönderseydik) onu yine bir insan suretinde gönderirdik..” (En’âm, 6/9) buyurmaktadır.

Beşerî Yönünü Vurgulayan Âyetleri Nasıl Anlamalıyız?

Kur’ân-ı Kerîm’de ALLAH Resulü’nün beşerî yönünü dikkatlerimize arz eden âyetler vardır. Bu hususu en belirgin şekilde dile getiren ‘De ki, ben de sizin gibi bir beşerim.’ ifadesinin yer aldığı âyetlerdir.

İşte Kur’ân’ın bu vurgusundan hareketle kimi dikkatsiz zihinlerce ‘ALLAH Resulü donanım olarak diğer insanlardan farkı olmayan bir beşer’ olarak düşünülmektedir. Ne var ki Kur’ân-ı Hakîm’in ifadelerine bir bütünlük içinde baktığımızda bu türden bir algıyı/iddiayı destekleyici bir anlamın çıkarılamayacağı görülecektir. Meselâ Fussilet Sûresi’nde geçen âyet-i kerîmeye sonrasıyla (siyakıyla) bir bakalım: “De ki: Ben de sizin gibi bir beşerim, yalnız bana şu vahyolunuyor: Sizin ilâhınız, sadece bir tek İlâhtır. Artık O’na istikamet içinde yönelin, O’ndan mağfiret dileyin. O’na eş/ortak tutanların vay hâline!” (Fussilet 41/6. Ayrıca bkz. Kehf 18/110)

Esasında ‘sizin ilâhınız, sadece bir tek ilâhtır’ şeklindeki bir sonraki cümle böyle bir vurguyla neyin kastedildiğini bütün berraklığıyla ortaya koymaktadır ki bu da, ALLAH Resûlü’nün ilâh olmadığı, dolayısıyla onda ulûhiyet özelliklerinin aranmaması gerektiğidir. Yani bu ve benzeri âyetler ALLAH Resûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) diğer insanlar gibi beşerî ihtiyaçlarının olduğu, teklife muhataplığı, ölümlü oluşu, ALLAH bildirmedikçe gaybı bilemeyeceği, güç ve kuvvetinin sınırlılığı gibi hususları içermektedir. (Nitekim ALLAH Resulü de bu emrin gereğince ALLAH’ın koyduğu nizama uygun hareket ediyor ve derin kulluğunun yanında arkasındakilere beşeriyetin gereği olan yeme, içme, uyuma ve evlenme gibi meşru dairedeki zevk ve lezzetlerin âdâbını fiilen talim ediyordu.) Öyleyse bu cümlenin içeriğinden ALLAH Resulü’nün sıra üstü özel donanımlı bir beşer olduğu gerçeğini dışlayıcı bir anlam çıkarılamaz. Zîrâ bu âyet sadece onun beşer üstü bir varlık olmadığı hususunu vurgulamaktadır.

Kur’ân-ı Kerîm’de bu çerçevede ALLAH Resulü’yle ilgili olarak yer alan başka âyetler de vardır ki, bunlarda da aynı noktaya temas edilir. Meselâ İsrâ Sûresi’nde şöyle buyrulur:

“Ve ‘Biz’ dediler; ‘Sana asla inanmayacağız. Ta ki yerden bir pınar akıtasın. Yahut senin hurma ve üzüm bağların olsun da aralarından gürül gürül ırmaklar akıtasın. Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü parçalayıp üzerimize kısım kısım düşüresin, ya da ALLAH’ı ve melekleri karşımıza getiresin de onlar senin söylediklerine şahitlik etsinler. Yok, yok! Bu da yetmez, senin altından bir evin olmalı yahut göğe çıkmalısın. Ama unutma! Sen bize oradan dönerken okuyacağımız bir kitap indirmedikçe yine de senin oraya çıktığına inanmayız ha!’ De ki: “Fe Sübhanallah! Ben sadece elçi olan bir beşerden başka bir şey miyim?”(İsrâ, 17/90-93)

Bu âyetlerden de açıkça anlaşılmaktadır ki Resûl-ullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) beşeriyetine vurgu yapılarak verilen cevap, müşriklerce ulûhiyete has olan şeylerin ondan istenmesine yöneliktir; zor durumda bırakma kastıyla ondan beşer kudretinin ötesindeki icraatların beklenmesiyle ilgilidir. Yani o bir beşerdir ve beşerin ilâh olması imkânsızdır. İşte bu imkânsızlığı açıkça belirtmek için ALLAH Resûlü’nün beşerîliği ön plâna çıkartılmıştır. Dolayısıyla bu cümle hiçbir şekilde Hz. Peygamberin ‘donanım ve konum bakımından’ diğer insanlardan bir farkının olmadığı iddiasını destekleyici bir delil olma özelliğine sahip değildir.

Bir kere daha vurgulamak gerekirse, bu çerçevede şeref-nüzul olmuş âyet-i kerimeler Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) farklı hususiyetleriyle fevkalâde donanımlı bir beşer olduğu gerçeğini reddedici bir anlamı asla taşımamaktadır, bu âyetler yalnızca onun beşer üstü bir varlık olamayacağını dile getirmektedir. Öyle görünüyor ki -eksik bir şekilde yorumlanan- bu âyetlerden hareketle ALLAH Resûlü’nün beşerî yönünü mübalağalı vurgularla öne çıkarmaya çalışanlar, onun, farklı hususiyetleri ve farklı donanımıyla ilâhî vahye/kelâma mazhar müstesna bir beşer olduğunu unutmuş bulunmaktadırlar.

Bu çerçevede önemli bir hususu daha hatırlatmakta yarar görüyoruz: Tarihî süreçte peygamberlerin risalet yönüne odaklanıp beşerî yönünü akıllarına sığıştıramayanlar onları -Hz. İsa örneğinde olduğu gibi- insanüstü bir varlık gibi düşünmüş ve beşerî yönünü görmezden gelmişlerdir. Ancak ALLAH Rasulü’nün ümmetinden hiçbir fert onun beşer olma vasfını inkâr etmemiş ve daha önceki bazı toplumların kendi peygamberleriyle ilgili düştükleri yanılgıya düşmemişlerdir. Müslümanlar ‘eşhedu en lâ ilahe illellah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasulühü’ diye şehadet getirirlerken, O'nun risaletinden evvel kulluğuna şahitlik etmişlerdir.
ALLAH Rasulü’nün tâ baştan tembih mahiyetinde şu sözü de ümmetinin söz konusu bir yanılgıya düşmemesinde etkili olmuştur: “Sakın Nasarânın (Hristiyanların) İsa b. Meryem hakkında aşırı övüp ifrat ettiği gibi benim hakkımda ifrata düşmeyin; ben, ALLAH’ın kuluyum. Öyleyse (benim için) ‘Muhammed ALLAH’ın kulu ve Rasulü’dür’ deyin.” (Buharî Enbiya 48; Hudûd 31)

Netice olarak ifade etmeliyiz ki Hristiyanların Hz. İsa’yla alâkalı ifratkâr düşünceleri ne kadar yanlışsa, bugün kimi teologların ALLAH Rasulü’yle ilgili sıradanlaştırıcı tefritkâr yaklaşımları da en az o kadar yanlış ve üzüntü vericidir.

Özel Donanımı

Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), şüphe yok ki bir insandır. Beşeriyetinin gereği olarak bizde bulunan şeyler onda da bulunur; o da yer, içer ve uyur. Ayrıca bizim sahip olduğumuz duygular onda da vardır. Ancak müşterek olduğumuz bu özellikler2 onun donanımının bizimle aynı seviyede olduğunu gösteren bir delil değildir. Çünkü O (sallallâhu aleyhi ve sellem) insanların istidatça en yüksek ve ahlâkça en mükemmel olanıdır.

Bediüzzaman Hazretleri Mucizat-ı Ahmediyye adlı eserinde ALLAH Resulü’nün yüklendiği görev itibariyle böyle olması gerektiğini kendine has mantık örgüsüyle ele alır. İlgili yeri kısmî bir sadeleştirmeyle aktarmak istiyoruz: Madem yapan bilir, elbette bilen konuşur. Madem konuşacak, şuur ve fikir sahibi konuşmasını bilenlerle konuşacak. Madem onlarla konuşacak, elbette onlar içinde en cem’iyetli ve şuuru küllî olan insan neviyle konuşacaktır. Madem insan neviyle konuşacak elbette insanlar içinde hitaba kabiliyetli ve en mükemmel olanlarla konuşacaktır. Madem.. nev-i beşere mukteda (rehber) olacaklarla konuşacak, elbette, dost ve düşmanın ittifakıyla en yüksek istidatta ve en alî ahlâkta olan.. Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm) ile konuşacak. Nitekim konuşmuş, resûl olarak görevlendirmiş ve nev-i beşere rehber yapmıştır.3 Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) eşsiz bir beşer oluşunu dışarıdan (Batılı) birisi olarak Prens Bismark da şöyle ifade eder: “Ben iddia ediyorum ki Muhammed eşsiz bir kuvvettir. Artık ‘Kudret Eli’nin böyle ikinci bir vucudu imkân sahasına getirmesi ihtimalden uzaktır.”4

O (s.a.s.) bu yüksek ruhî özelliklere sahip kılınmasaydı melekler ve yüce âlemlerle irtibat kurma imkânı olmazdı (Kadî Iyaz, Kitabu’ş-Şifâ, s. 455) ve Kur’ân gibi mu’ciz bir beyan onun kalbine yüklenemezdi. Zîrâ bütün vahiylerin hülâsası, son ve en kapsamlı bir hitaba muhatap kılınma, özel bir durumdur, bunun için O’nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) sıra üstü bir donanıma sahip olması gerekir.

Esasında bütün varlığı ilgilendiren bir mesaja ve kâinatın rengini değiştirecek bir nura (vahye) muhatap olarak seçilen kişinin nazarı en geniş, şuuru en derin ve ahlâkı en yüksek bir Zât olması kaçınılmazdır. Nitekim Kur’ân’da yer alan “Şüphe yok ki sen yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem 68/4) âyeti bu hususa işaret etmiş olmaktadır. Şöyle ki risalet gibi yüksek bir misyonu temsil edecek Zât’ta yüksek bir hulukun (ahlâkın) bulunması gerekir. Bunun gerçekleşmesi ise ancak yüksek donanımlı bir halk ile (yaratılışla) mümkündür. Denilebilir ki belli darlıklar içinde bulunan bizler kendimizi zorlasak dahi ALLAH Resulü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) özel donanımını hakkıyla anlayamayız. Zîrâ ‘hayırlılar içinden seçilmiş’ (Sâd 38/47) peygamber...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:42:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s rüya tabiri,Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s mekke canlı, Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s kabe canlı yayın, Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s Üç boyutlu kuran oku Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s kuran ı kerim, Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s peygamber kıssaları,Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.s ilitam ders soruları, Farklı donanım ve hususiyetleriyle Efendimiz s.a.sönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes