๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 21 Ekim 2010, 14:20:08



Konu Başlığı: Ey Habib
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 21 Ekim 2010, 14:20:08
EY HABİB



Ey gözümün nuru, gönlümün sürürü, başımın tacı sadrımın ilacı, dertlerimin dermanı, varlığımın sebebi, âlemlerin Seyyidi Peygamberlerin Efendisi Mekke'nin yetimi, Medine'nin biriciği. Ümmetinin şefaatçisi, kurtarıcısı, Mevlamın habibi...

"Anam babam sana feda olsun" diyenlerin sertacı. Ariflerin medetkari, günahkarların ümidi, aşıkların iniltisi, ahları, firakları. Yunus'ta sevgi, Mevlana'da aşk, Es'ad Erbilli'de ateş...

Ne kalemin, ne kalem tutanın cüreti var, hali var, dermanı var... Ne Mekke'yiz hüznüne ortak, ne Medine'yiz bağrında sımsıcak. Ne Hira, ne Sevr, ne de hörgücünü, eğerini, seferini kıskandığım Kusva...

Ne "Hayatım da, malım da senin için değil mi Ya Rasullah" diyen Ebu Bekir'im. Ne de "O söylediyse doğrudur" Sıddık teslimiyetiyim...

Ne "nefsimden de seni fazla seviyorum" diyen Hattab oğlu Ömer'im... Ne de ilim kapısı Ali KerremALLAHü Veçhe ve ne de "bir kızım daha olsa verirdim sana ya Osman" Zinnureyn'nim. Ne daha hayattayken, hasretinle yanmış kavrulmuş Sevban'ım ne de sevdanla Habeşistan'a Medine 'ye giden Muhacir. Ve ne de ağustos sıcağında rahmet bekler gibi seni bekleyen Ensar'ım... Ne anlık firakınla inleyen ağlayan, adeta çatlayan hurma kütüğü, ne de hiç unutamadığın eşin Haticetül Kübrayım... Ne Bedir'de çektiğin kılıç, ne de Uhud'da kanayan yara, şehid olan mübarek dişim... Ne gövdesini, mübarek vücudunuza siper eden Hz. Talha, ne de ALLAH için çekilen Seyfullah'ım. Ne Taif'te taşlanan acıyım, ne Ebu Cehil'e tebliğdeki kahramanım.

Ne devesinin üzerinde iki büklüm kul gibi kul olarak Mekke'ye girenim, ne de "Ya Bilal Ezan-ı Muhammediyeyi okuda ferahlanalım" diyenim.

Ne Şahid ol YARAB

Şahid ol YARAB

Şahid ol YARAB

diyerek yüzbinlere ulaşan sesim.

Ne de yüz binlerle sahabenim...

Ne dizinde refik'i Ala'ya diyenin zevcesi Ayşe.

Ne de "bu ellerde artık Ezanı Muhammediyeyi okuyamam diyen yanık sesli Bilal'im...

Ne seni sımsıcak saran Medine'nin şerefli toprağı.

Ne de Kubbeyi Hadranım EY HABİB...

Ama; günahlarımla,

karamla,

isyanımla

aczimle

tek sermayem SENİ SEVİYORUM EY EFENDİM !

Lütfen kabul buyurun.

İstirham ediyor

Yalvarıyor

Tek şey istiyorum.

Bu da bizden, bu da ümmetten, bu da kardeşlerden deyin

EY HABİB...

Perişanız,

Dağınığız,

Gevşeğiz...

Tamam... Ama, 1422 yıl uzağına düşen ahir zaman ümmetiyiz. Lütfen, istirham ediyorum, bu uzaklığı şefkatinle kucakla bağrına basıver, yıllar erisin asrı saadette komşu olalım EY HABİB...

KADER; 1422 yıl uzağa düşürdü

KADER; bizleri sahabe yapmadı

KADER; nur cemalini göremedik.

KADER; nübüvvet mührünü öpemedik.

KADER; sohbetini dinleyemedik.

KADER; abdest suyunu paylaşamadık.

KADER; Rayihanı doya doya içimize çekemedik, ne gelir elden YA HABİB!

EFENDİM...PEYGAMBERİM... HERŞEYİM...

Ravza'dan bakıyor halimize üzülüyorsun.

Ya da garip ümmetin Seni üzüyor...

Belki de bunlar benim ümmetim mi(!) diyorsun.

YA HABİB,

Seni şaşırtsak da

Seni üzsek de

Bize üzülsen de

Evet biz Senin ÜMMETİNİZ YA HABİB!

Kapında iki büklüm,

Gözlerimiz yere çakılı

Yüzümüz mahcup ve kara

Hem af bekliyor, hem işaret YA HABİB!...

Bir nazar, bir teveccüh, bir himmet YA HABİB!...

Zilletten, izzete

Yıkımdan kıyama ölümden hayata YA HABİB!...

"Nur tamamlanacak"

AMENNA VE SADDAKNA.

Nuru tamamlayan ümmetin biz olalım, lütfen lütfet YA HABİB!...

Parasız, pulsuz bir geda...

Bir canım var, sana feda...

Nasip olur mu, çıksam yola

RAVZA-YI MUTAHHARA-YA...

Ne yüzle geldin! Der misin?



ALINTI