Ehlen ve sehlen ya Resulullah

Ehlen Ve Sehlen Ya Resulullah

12.Rebiülevvel.1431 / 25.Şubat.2010 / Pazartesi
Resul-i Ekrem, Nebiy-i Muhterem, Hatem-ül Enbiya, Burhan-ı Asfiya, Habib-i Huda, Şefi-i ruz-i ceza, iki cihan serveri Hz.Muhammed Mustafa’nın (SAV) âlemleri nurlandırışının 1439’uncu (kameri 1484’üncü) yıldönümü.

TARİHÇE

A) NESEBİ


   Babası Hz. Abdullah Mekke’de oturan Kureyş kabilesinin Haşimoğulları koluna, annesi Hz. Âmine ise Zühreoğulları koluna mensuptur.
   Haşimoğulları ve Zühreoğulları Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in (AS) soyundan olup, 21. babası olan Adnan’a kadar olan bilgiler kesin olarak kabul edilmekte, ondan öncekiler hakkında tereddütler bulunmaktadır.

   B) AİLESİ


   Babası Abdullah, Mekke’de Haşimoğullarının başkanı olan ve hacıların su ve yemek ihtiyaçlarını karşılama görevlerini yürüten Abdulmuttalib’in oğluydu.
   Abdulmuttalib; o sırada tek oğlu olan Haris ile birlikte kapatılmış bulunan Zemzem kuyusunu açmak için çalışırken, kendisini rahatsız eden kureyşlilere karşı savunmasız kalması üzerine “kendisini destekleyecek on oğlu olduğu takdirde birisini kurban edeceğine” dair bir adakta bulunur. On oğlu dünyaya gelince bunlardan birini kurban etmek için çekilen kur’ada Abdullah’ın ismi çıkar. Abdullah’a karşı onar deve artırılarak çekilen kuralar sonucunda yüz deve kurban edilir.
   Abdullah evlenme çağına geldiğinde, Zühreoğullarının ileri gelenlerinden Vehb’in kızı Âmine ile evlendirilir.
   Abdullah evlendikten birkaç ay sonra ticaret amacıyla gittiği Suriye’den dönüşte uğradığı Yesrib’te (Medine-i Münevvere) hastalanarak vefat eder. O esnada annesi henüz iki aylık hamile idi.

C) DOĞUMU


   Tarihte Fil senesi olarak bilinen ve Kâbe’yi yıkmak için gelip, Ebabil kuşlarının attığı taşlarla yok olan Ebrehe olayının yaşandığı 571 yılı, aynı zamanda dünya tarihinin en önemli olayının yaşandığı yıldı.
   Dünyayı nuruyla değiştirecek eşsiz insan, insanlara ve cinlere ebedi saadetin yolunu gösterecek olan Kâinatın efendisi, ALLAH’ın Son Peygamberi (SAV) geliyordu.
   Mekke’de mütevazı bir evde 12 Rebiülevvel / 20 Nisan Pazartesi günü seher vaktinde “Rahmeten lil âlemin” lan zat dünyaya teşrif buyurmuşlardı.
   Dedesi doğumu üzerine, develer ve davarlar keserek Mekke halkına üç öğün yemek vermiş, ayrıca her mahallede develer kurban ederek dağıtmış ve torununa Muhammed ismini vermişti. Daha önce pek kullanılmayan ve ailesinde hiç olmayan bu ismi neden verdiği sorulduğunda “Onun gökte ve yerde övülmesini istedim” cevabını vermişti.
   Kısa bir süre annesi tarafından emzirildikten sonra, bir müddet amcası Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe, sonrada Ben-i Sa’d kabilesinden Halime tarafından emzirilir. (Ebu Leheb ölümünden sonra kendisi rüyada görenlere: kardeşimin oğlu Muhammed’in doğumu üzerine çok sevindiğini, O’na süt verdiği için cariyesini azad ettiğini ve bu nedenle kendisine pazartesi günlerinin azabının azaltıldığı veya başka bir rivayette parmakla emilecek kadar su emerek hararetinin azalmasına izin verildiği rivayet edilmektedir).

D) DÜNYAYA TEŞRİFLERİ SIRASINDA GÖRÜLEN HARİKA OLAYLAR


   Şüphesiz kâinattaki en önemli olay, Efendimiz’in (SAV) dünyaya teşrifleridir. Çünkü; Hadis-i Kutside de bildirildiği gibi “lewlake lewlak, lemma xaleqtel eflak – Sen olmasaydın ey Habibim, felekleri (kainatı) yaratmazdım” sırrı, bu âlemin varlık nedeninin resul-i Ekrem Efendimiz (SAV) olduğunu açıkça bizlere bildirmektedir.
•   Annesi ve kendisine yardımcı olan Şifa ve Fatıma hatunlar, o gece doğu ile batı arasını dolduran bir nur gördüklerini anlatmışlardı.
•   Efendimiz göbeği kesilmiş ve sünnetli olarak dünyaya gelmiş, sırtında da iki kürek kemiği arasında “Hatem-i Nübüvvet-Peygamberlik Mührü” bulunmaktaydı.
•   Yahudiler o gece parlayan bir yıldızı görmeleri üzerine son peygamberin doğduğunu anlamış, Kureyşlilerden Abdullah’ın bir oğlu olduğunu ve sırtında da nişanı olduğunu öğrendiklerinde “Peygamberlik artık İsrail oğullarından gitti” diyerek feryadü figan etmişlerdi.
•   İran’ın o dönemdeki başkenti olan Medayin şehrindeki (bugünkü Bağdat’a yakın bir yerde) Kisranın sarayının 14 sütunu o gece yıkılmış, bu olay bilginler tarafından son peygamberin doğduğu ve 14 Sasani hükümdarından sonra İmparatorluğun sona ereceği şeklinde yorumlanmıştı. Gerçektende 67 yıl süren 14 hükümdarın idaresinden sonra İslam orduları Kadisiyye savaşıyla İran İslam topraklarına katılmıştı.
•   Aynı gün ateşperestlerin binlerce yıldan beri yanan ateşlerinin söndüğü haberi gelmişti. Mecusiler bu ateşi kendilerine ilah olarak kabul ediyorlardı.
•   O gece kabedeki putlardan birçoğu, yerlerine kurşunla perçinlenmiş olmalarına rağmen yıkılarak yere devrilmişlerdi.
•   Müşriklerce kutsal kabul edilen Save (Taberiye) gölü bir anda kurumuş, (Günümüzde İsrail topraklarında)
•   Şam civarındaki Semave vadisi ve Semave şehri seller altında kalıp suya gömülmüştü.

E) ÖZETLE (Kronolojik olarak Hayatı)

570 Hz. Abdullah ile Hz. Amine’nin evlenmesi
570 Hz. Abdullah’ın vefatı
571 Hz. Muhammed’in (SAV) dünyayı şereflendirişleri
577 Hz. Amine’nin vefatı
578 Abdulmuttalib’in vefatı
595 Hz. Hatice (RA) ile izdivaçları
606 Kâbe’nin onarımı sırasında Resulullah’a EL Emin unvanının verilişi
610 Hira mağarasına çekilişi, İlk Vahyin gelişi (Ramazan ayı)
613 Açıktan davetin başlaması
615 İlk Müslümanların Habeşistan’a göçü
616 Hz. Hamza (RA) ve Hz. Ömer’in (RA) Müslüman oluşları
619 Hüzün yılı: Ebu Talib ile Hz. Hatice (RA) validemizin vefatları
620 Birinci Akabe Biatı
621 İsra ve Mirac mucizesinin gerçekleşmesi
622 Hicret, ilk Cuma namazının kılınışı, Mescid-i Nebevinin inşası, ilk ezanın okunması, Mekkeli muhacirler ile Medineli Ensarın kardeşleştirilmesi
623 Kıblenin Kâbe’ye döndürülmesi
624 Bedir Muharebesi
625 Uhud muharebesi
627 Hendek savaşı
628 Hudeybiye antlaşması
630 Mekke’nin fethi
631 Veda haccı
13.Rebiülevvel.11 / 8.Haziran.632 / Pazartesi resul-i Ekrem’in vefat ederek Makam-ı Mahmud’a yükselmesi.

Varlığımızın, yaradılışımızın müsebbibi olan Efendimiz için Necip Fazıl gibi,
Efendim, Peygamberim, Müjdecim, Kurtarıcım,
Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim.
demek için, O’na (SAV) uyan ölçüleri bilmek, onlara sımsıkı sarılmak, o istikamette yaşamak ve o ölçüler dairesinde yaşamak gerek. İşte onlardan bir demet…
“İyi biliniz ki: Sözlerin en doğrusu: ALLAH’ın Kitabı’dır!
Yapışılacak, tutunulacak en sağlam kulp: Takva kelimesidir.
Dinlerin hayırlısı: İbrahim (AS) ın dini (İslamiyet) dir
Sünnetlerin hayırlısı: Muhammed’in (SAV) sünnetidir.
Sözlerin şereflisi: Zikrullah’tır.
Kıssaların güzeli: şu Kur’an (da olanlar) dır.
Amellerin hayırlısı: ALLAH’ın işlenmesini gerekli kıldığı farzlardır.
Amellerin kötüsü: bid’atlar, sonradan sonraya ihdas edilmiş olanlardır.
En güzel yol ve gidişat: Peygamber’in (SAV) yolu ve gidişatıdır.
Körlüğün kötüsü: kalp körlüğüdür.
Körlüğün körü: doğru yolu bulduktan sonra sapmaktır.
Ölümlerin şereflisi: şehidlerin ölümüdür.
Özür dilemenin kötüsü: kıyamet günündekidir.
Kazançların kötüsü: faiz kazancıdır.
Mü’minin etini yemek(dedikodusunu yapmak, çekiştirmek), ALLAHın buyruklarına karşı koymaktır.
Şarap, içki: günahların her çeşidini bir araya toplayandır.
Zenginliğin hayırlısı: kalp zenginliğidir.
Yalan yere, ALLAH üzerine yemin eden kişi, yalanlanır.
Af dileyen kişi, ALLAH tarafından af olunur.
Kim öfkesini yener, yutarsa: ALLAH onu mükâfatlandırır.
Uğradığı ziyana katlanan kişiye, ALLAH, karşılığını verir.
ALLAH’a isyan eden, karşı koyan kişiyi, ALLAH, azaba uğratır.
Ey ALLAH’ım! Beni ve ümmetimi yarlığa!
Ey ALLAH’ım! Beni ve ümmetimi yarlığa!
Ey ALLAH’ım! Beni ve ümmetimi yarlığa!
Kendim ve sizin için ALLAH’tan mağfiret dilerim”
(Resulullah’ın (SAV) Tebuk’te okuduğu hutbeden)

Efendim!...
O engin şefkat ve merhametinizle bizlere şefaat buyurunuz,
Rabbimiz katındaki o makbul, o memduh, o müstecab dualarınızla bizlere de dua buyurunuz,
İnanan gönüller rahmet nurlarıyla aydınlansınlar,
Ruhlarımızı, gönüllerimizi, basiretimizi perdeleyen gaflet ve cehalet bulutları, iman ve Kur’an nurlarıyla dağılsın…
Ya İlahi!... Bizleri Habibinin (SAV) şefaatinden mahrum eyleme, Sana layık kul, Resulüne (SAV) layık ümmet olmayı nasib ve müyesser eyle…Amin!...
Son Olarak : “ Bana bir mü’min selam verdiği zaman, ALLAH bir melekle ruhumu iade eder ve ben o mü’minin selamına mukabele...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın