> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi  (Okunma Sayısı 636 defa)
08 Ekim 2010, 15:07:08
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 08 Ekim 2010, 15:07:08 »



Efendimizin (s.a.v) Zamanında Kadınların Eğitimi


Bazı milletlerde, kadına hitaben mukaddes kitap okumaktansa, o kadının ateşte yanması tercih ediliyor, kız çocuklarına mukaddes sözlerden okumak, o kıza ahlaksızlık öğretmekle eş değerde görülüyordu. Arap toplumunda ise, bazı kabilelerde kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor, anneye bu konuda söz hakkı verilmiyordu.


Cahiliyede kadının durumuna kısa bir bakış


Kur’ân inmeye başlamadan önceki dönemlere cahiliye devri denir. Cahiliye, bir hayat tarzı idi. Bu cehalet, sadece Arap toplumları için değil o devirde bütün dünya için geçerliydi. Zira Hazreti İsa’dan sonra yaklaşık altı asır geçmiş ve o Mesihî soluklar insanların katılığı içinde tesirini yitirmişti. Bu katılık ve cehaleti resmetmek için kadının durumuna bakmak yeterli olacaktır.

O dönemde kimi kavimlerce, kadının insan olup olmadığı sorgulanıyor, kimilerince de ruhunun olmadığına inanılıyordu. Bazı coğrafyalarda, özel günlerinde kadının temiz olmadığı, kullandığı eşyalar ve dokunduğu insanların bir gün boyunca murdar kalacağı düşünülüyordu. Bazı milletlerde, kadına mukaddes kitap okumaktansa, o kadının ateşte yanması tercih ediliyor, kız çocuklarına mukaddes sözlerden okumak, o kıza ahlaksızlık öğretmekle eş değerde görülüyordu. Arap toplumunda ise, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor, anneye bu konuda söz hakkı verilmiyordu. Kız doğuran kadın büyük suç işlemiş gibi bir psikoloji içerisine giriyor, kendisine kız çocuğunun olduğu müjdesi verilen baba ise, müjdelendiği bu kötü haberin etkisiyle utanıp eşinden dostundan saklanmaya çalışıyor ve ne yapacağını düşünüyordu. Hor, hakir, itilip kakılan bir bela olarak onu hayatta mı bırakacaktı, yoksa toprağa mı gömecekti.. Ne yapacaktı? Kara kara düşünüyordu ve sonunda o fena hükmü veriyordu: Toprağa gömmek.! (Nahl, 16/58–59)

Zira o kızcağız, elinden iş gelmeyen bir ayıp unsuru, eve gelir getirmeyip sürekli tüketen hatta evdeki malı evlenerek başkasına götüren bir tüketici olarak kabul ediliyordu.1

İslâm’la gelenler

İşte bütün dünyada yaşanan, kadın hakkındaki bu cehalet karanlığının üzerine İslâm güneşi şu beyanlarla doğuverdi: “Göklerin ve yerin hâkimiyeti Allah’ındır. O dilediğini yaratır. Dilediğine kız evlat, dilediğine erkek evlat verir yahut kızlı oğlanlı olarak her iki cinsten karma yapar. Dilediğini de kısır bırakır. O her şeyi mükemmel bilir, dilediği her şeye kadirdir. (Şûrâ, 42/49)

Evet, bu güneşin aydınlığında, kadın için bütün hürriyet yolları açılıverdi. Kadın, Allah’ın bir kulu olarak erkeklerle eşit olduğu bildirildi. Güzelce terbiye edilen kız çocuklarının anne-baba için cehenneme karşı bir kalkan olacağı müjdesi verildi. Kadına kendini rahatlıkla ifade etme hürriyeti bahşedilirken, mescide kadar gelip Allah Resûlü’ne durumunu anlatma imkanı sunuldu. Bunun da ötesinde kadınlarla istişare yapılması hususunda bizzat Peygamber uygulamasıyla canlı bir örnek ortaya kondu. (Buhari, Megazi, 1-2)

İlmin Önemi


İlim, İslâm’ın en çok ehemmiyet verdiği mevzulardandır. Oku emriyle inmeye başlayan Kur’ân, ilme yaptığı bu ilk vurguyu, daha sonra “bilenle bilmeyenin bir olmadığını” beyanla (Zariyât, 39/9) devam ettirmiş, düşünme konusunda yapmış olduğu ısrarlı teşviklerle ilmin hocası olan insan merakını sürekli faal tutmuş ve bütün bu faaliyetleri, ilim talebini öğreten şu duayla taçlandırmıştır: “Rabbim, ilmimi artır.” (Ta Ha, 20/114)

Bunların yanında Kur’ân, gerçek âlimleri Allah’tan en çok korkanlar olarak methetmiş, bilinmeyen mevzuların onlara sorulmasını da tavsiye buyurmuştur. İlmin peygamberlerden kalan tek miras olduğunu (Buhari, İlim, 10) bildiren Allah Resûlü’nün mübarek ifadelerinde, ilim taliplerine cennet yollarının kolaylaştırıldığı müjdesi verilmiş, meleklerin ilim yolcularına kol kanat gerdiği ifade buyrulmuştur. (Ebu Davud, İlim, 1). Şu inşirah verici haber de yine âlemlere rahmet olarak gelmiş o Zat’a (s.a.s.) aittir: “İlim öğrenen kişinin rızkını Allah Teala üstlenmiştir.” Çalışarak ekmeğini kazanan fakat geçimini sağladığı ilim talibi kardeşinin çalışmamasından yakınan sahabiye, Efendimiz (s.a.s.)’in ikazı şöyle olmuştur: “Ne biliyorsun, belki de sen, onun yüzü suyu hürmetine rızıklandırılıyorsundur.” (Tirmizi, Zühd, 33) Evet, Allah Resûlü’nün ifadeleri içinde ilim rızkın bir vesilesidir. Müjdeler bununla da kalmamış, âlim ve onun talebesi, dünyadaki en kıymetli varlıklar olarak nazara verilmiş, (Tirmizi, Zühd, 14), ilim tahsili için yollara düşenlerin, evlerine dönünceye kadar Allah yolunda oldukları (Tirmizi, İlim, 2), hayrı öğretenlere denizdeki balıkların bile dua ettiği (Tirmizi, İlim, 19) bildirilmiştir.

Bu faziletlerin yanında, ilmin kıymetini bilememenin açtığı tehlikeli yol da hatırlatılmıştır: İlmi dünyevî menfaat elde etmek için öğrenenlerin Cennetin kokusunu dahi duyamayacakları tehdidiyle niyetlere yön verilmiş (Ebu Davud, İlim, 12), riya için ilim öğrenenin yüzüstü cehenneme sürükleneceği ikazında bulunulmuştur. (Müslim, İmare, 152) İlim yolunda fiilî duanın yanında kavlî dua da ihmal edilmemiş, faydasız ilimden Allah’a sığınılmış, ilmiyle âmil olanlar tebcil edilmiştir. İlim tahsil ederken ölen kimsenin Peygamberlerle arasında bir derece kalacağı muştusuyla gayretler coşturulmuş, (Darimî, Mukaddime, 32) geride faydalı bir ilim bırakanların amel defterlerinin kapanmayacağı müjdesiyle de (Müslim, Vasiyyet, 14) yüreklere inşirahlar salınmıştır. İlmin ehemmiyetine dair saydığımız bütün bu hususlarda kadınlar erkeklerle aynı haklara sahiptirler.

Kadınların İlim Tahsili

Öğrenilecek şeylerin başında, Allah’a dair bilinmesi gerekenler gelir. Buna kısaca Allah marifeti diyebiliriz. Bu marifeti, ahirete, meleklere, kitaplara, peygamberlere iman gibi marifet artırıcı diğer rükünler takib eder. Ardından da bir insanın dünya hayatını tanzim eden ameller/fiiller gelir. Daha sonra da ahlaki hususlar yerini alır. Hiç şüphesiz, saydığımız bu hususların öğrenilmesinde erkeklerle kadınlar eşittir. Bir diğer ifadesiyle kadınlar, şer’î mesuliyetlerde erkekler gibidir. “Kadınlara Cuma, cihad ve cenaze hariç erkeklere farz kılınan her şey farz kılınmıştır” (Abdürrezzak, 5/298) hadis-i şerifindeki istisnaları saymayacak olursak kadınlarla erkekler aynı şartlara ve sorumluluklara sahiptirler. Bu sorumlulukların ahirete ait ceza ve mükafatları konusunda da kadınlar erkeklerle eşittir. Kur’ân’da bu hakikat şöyle beyan edilir: “Onların Rabbi de dualarına şöyle icabet buyurdu: “Sizden gerek erkek, gerek kadın hayır işleyen hiçbir kimsenin çalışmasını zayi etmem. Çünkü siz birbirinizdensiniz, birbirinizden farkınız yoktur.” (Âl-i İmran, 3/195) Bu eşitlik gereği, kadınlar da erkekler gibi kendilerine gereken ilimleri öğrenmek zorundadırlar.

Peygamber Efendimiz’in cariyeler hakkındaki şu beyanları, değil hür kadınların, köle kadınların bile ilim öğrenme konusundaki haklarını ortaya koyar: “Bir insanın cariyesi olur, ona güzel bir tahsil ve eğitim verir, sonra da onu azad ederse, Allah onu iki katıyla mükâfatlandırır.” (Buhari, Cihad, 145)

Efendimiz (s.a.s.)’in kavlen ve fiilen teşvikçisi olduğu kadın eğitimi, İslâm’da en güzel şekilde tatbik edilmiş ve kadın hiçbir zaman bu hakkından mahrum bırakılmamıştır. Zamanımızda kısmen bazı yerlerde görüldüğü gibi, kız çocuklarını okutmama yanlışlığına düşülmüşse bu, dini yanlış ya da eksik anlamadan kaynaklanmıştır.

Kadınların ilim tahsil etmesi ve dini öğrenmesi, Peygamberimiz zamanında birkaç şekilde gerçekleşmiştir. Şimdi kısaca bunları görmeye çalışalım.

1- Kadınların mescide gidip gelmeleri

Peygamber Efendimiz zamanında kadınlar da tıpkı erkekler gibi mescide gelip gidiyorlar, vakit namazlarıyla beraber Cuma ve bayram namazlarını da kılıyorlardı. Hatta özel günlerinde kadınların bayram namazına gelmeleri ve cemaatin gerisinde durarak tekbirlere iştirak etmeleri tavsiye ediliyordu. (Buhari, Îdeyn, 15)

Şu hadis-i şeriflerden kadınların mescide gelmelerinde o gün herhangi bir sakınca görülmediğini anlıyoruz. “Kadınların mescitlere gitmesine engel olmayın. Fakat evleri onlar için daha hayırlıdır.” (Müslim, Salât, 134–137), “Kadınlarınız gece mescide çıkmak için izin istediklerinde onlara izin verin” (Müslim, Salât, 139), “Kadınlar cemaate katılmak istediklerinde, koku sürünmesinler.” (Müslim, Salât, 141) Görülüyor ki, mescidler kadınlar için her zaman için açıktı. Ancak, bazı şartlar da yok değildi. Kadınlar koku sürünmeden gelecekler ve böylece namazda yaşanması gereken konsantrasyonu bozmayacaklardı. Bu ve benzeri tedbirlerde, namazın huzurunu gözetme ile beraber erkekler için fitne unsuru olmama da göz önünde bulunduruluyordu. Nitekim, Peygamber Efendimiz’in vefatlarından sonra kadınların mescide gelmeleri bazı endişeler uyandırmış ve zaman zaman çeşitli uygulamalara gidilmiştir. Bu uygulamalardan biri Hazreti Ömer’e aittir. Hazreti Ömer (r.a), Ramazan ayında erkeklerden ayrı namaz kılmaları için mescidin içinde kadınlara bir yer ayırmış ve onlara Süleyman bin Ebû Hasme’yi imam tayin etmiştir.2 Bu tür uygulamaların sebebini Hazreti Aişe validemiz (r.anha)’in şu sözünde bulmaktayız: “Eğer Allah Resûlü, kendisinden sonra kadınların neler yaptıklarını görseydi, İsrailoğullarının kadınlarında olduğu gibi, onların mescide gelmelerini men ederdi.” (Ebû Davud, Salât 53) Burada kadınların süslen...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:38:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi rüya tabiri,Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi mekke canlı, Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi kabe canlı yayın, Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi Üç boyutlu kuran oku Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi kuran ı kerim, Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi peygamber kıssaları,Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimi ilitam ders soruları, Efendimizin s.a.v zamanında kadınların eğitimiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes