> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi  (Okunma Sayısı 1175 defa)
21 Eylül 2010, 14:23:07
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Eylül 2010, 14:23:07 »



EFENDİMİZ’İN ZAHİR VE BATINI ŞEMAİLÜ'N-NEBİ

"Lider, özüyle ve zâtî husûsiye ileriyle her zaman kendini hissettiren ve gönüllerde yaşamasını bilen bir şahsiyettir. O, görünüşündeki inandırıcılığı, anlayışındaki derinliği, görüşlerindeki inceliği, ihâtasındaki genişliği, tesbitlerindeki sağlamlığı.. öğrenme aşkı, öğretme istidâdı ve uhdesine aldığı herşeyin üstesinden gelebilme yeteneğiyle -istemediği halde- dikkatleri üzerinde toplayan, sevilen, sayılan, gözdeleşen, dolayısıyla da binlerin-yüzbinlerin herzaman uğrunda Ölmeye hazır oldukları bir seviye insanıdır.''
Yüce ahlâkının sadece bir kısmını aksettirebilen yukarıdaki satırlar, liderler arasında hayatı bütün yönleriyle tesbit edilebilen tek Zât (s.a.v.)'ın ahlâkından birkaç parıltıdır sadece. Bu yazı, asırlar boyu hayatı evrad gibi okunup ezberlenen Efendiler Efendisi'nin nurundan derlenen bir-iki lem'acıktan ibaret mütevazı bir bukettir.


Şemailin Mahiyeti
Şemâil kelimesi lugatta, "şimâl"ın cem'i olarak, sol taraf, ahlâk, bir şeyi örten ve koruyan eşyâ manalarına gelir1.
Hadis âlimleri, şemâil kelimesini, hakiki mânâsı itibariyle Hz. Peygamber'in ahlâkı, mecazen de ahlâkı ile bedeninin birlikte tavsif edilmesinde kullanmışlar ve bu hadislerin toplandığı mecmualara da, "eş-Şemâilü'n-Nebeviyyetü ve'l-Hasaisu'l-Mustafaviyyetü"2 ismini vermişlerdir.
Şemâil kelimesi, Hz. Peygamber'in beden ve ahlâkının bir arada tavsifini yapan bir ıstılah olarak ilk defa et-Tirmizî (Ö.279/892) tarafından kullanılmıştır5. et-Tirmizî, Hz. Peygamber'in, fizyonomisi, bedenî yapısı, kullandığı eşyaları, elbiseleri ve giyiniş tarzlarını; günlük işleri; oturup kalkma, yeme içme ile ilgili davranışlarını 55 bab ve 400 küsur hadis dahilinde işlemiş ve hareketlerinin hâriku'l-âde tarafını değil, beşerî yönünü mevzu etmiştir. O'nun hariku'l-âde yönünü de, Delâil ve Hasâis isimli halleri ve bu isimdeki ilim dalları mevzu etmiştir4.
Şemail ile alakalı bir çok tabir vardır. Meselâ, Ahlâk, Delâil, Fezâil, Hasâis, Hilye ve benzerleri5.
Bu tabirler, aslında birer ilim dalının adıdır. Bu yazıda yeri geldikçe izahları yapılacaktır. Burada kısaca Hz. Peygamber'in Şemâil'inin içinde yer alıp, Şemâil'in bir bölümünün adı olan Hilye kelimesi üzerinde biraz durulacaktır.
Hilye, lugatta, yaratılış (hilkat), süs mânâlarına gelir6. Hz. Peygamberin bedeninin tavsifini yapan hadisler; hilye hadisi olarak risalelerde, kitablarda yer almıştır7. Hilyeler, levhalar ve hat sanatının numûnesi olarak da evlerimizi, iş yerlerimizi süslemektedir. Bu levhalarda bilhassa Hz.Ali'nin, Hz. Peygamber'in tavsifini yapan sözleri yer almıştır. Bunlar, Hz. Peygamber'in bedeninin tavsifini mevzu eder8.
Hilye'ler, Şemâil'in bir bölümünü meydana getirirler. Ayrıca müstakil bir hadis mecmuası şeklinde de yazılmışlardır9. Ancak biz bu muhtasar yazıda, Hilye'yi de içine alan, şemâil'in bir özetini yazmaya çalıştık.

A- Hz. Peygamber'in Bedenî Tavsifi (Hilyetü'n-Nebi):
Hz. Peygamber (sav)'in, Hilye'sini, Şemâil'ini, sahâbeden Enes b. Mâlik (Ö.93/711), Hz.Aişe, (Ö.57/676), İbn Abbas (Ö.68/637), Ebu Hureyre (Ö, 59/678), İbn Ömer (Ö.72/591), Hz.Ali (Ö.40/660). Ömer b. el-Hattab (Ö.23/643), Hasan b. Ali (Ö.51/671) ve tavsifci (eşyayı görür gibi anlatan), Hz. Hatice'nin önceki zevcinden olan oğlu Hind b. Ebi Hâle (Cemel savaşında ölmüştür)10 gibi bir çok sahâbî anlatmıştır".
Yapılan bu tavsifler, daha sonraları hadis mecmualarında yer almış, hatta müstakil olarak da telif edilmişlerdir. Bildiğimiz kadar bu sahada yazılan müstakil ilk eser, et-Tirmizî (Ö.279/ 892), eş-Şemâilu'l-Muhammediyye adlı eseridir.
eş-Şemâil'in üzerine 38 şerh, 8 haşiye yazılmıştır. Ayrıca et-Tirmizi'nin tesirinde kalınarak yazılan 38 müstakil eser zamanımıza kadar gelmiş ve hatta bir kısmı burada kaynaklarımız arasında yer almıştır.
Şemail'in birinci bölümü olan Hilye'sini güzel bir uslubla yazan merhum Cevdet Paşa (Ö.1313/1895)'nın tavsifini buraya kaydediyoruz. O şöyle tavsif etmiştir:
"Rasûlu Ekrem (s.a.v.), ve Fahri Alem, Muhammed Mustafa hazretleri hilkatce ve ahlâkca insanoğlunun en mükemmeliydi. Enbiyâ-i İzâm hazeratının hepsinin uzuvları taman ve yüzleri güzel olup, ALLAH'ın en sevgili Peygamberi ise, onların en güzeli idi.
Mübarek cismi güzel, her azası mütenâsip, boy ve bedeni, çok uygun, alnı ve göğsü, iki omuzlarının arası ve avuçları geniş, boynu uzun ve ölçülü, gümüş gibi saf, omuzları, pazuları ve baldırları iri ve dolgun, bilekleri uzun, parmakları uzunca, elleri ve parmakları kalınca idi.
Mübarek karnı göğsü ile beraber olup, şişman değildi. Ayaklarının altı çukur olup, düz değildi. Uzuna yakın orta boylu, iri kemikli, iri gövdeli, güçlü ve kuvvetli idi. Ne zayıf ne şişman, bilakis ikisi ortası ve sıkı etli idi. Mübarek cildi ise İpekten yumuşaktı.
Kemâli itidâl üzere büyük başlı, hilâl kaşlı, çekme burunlu, az değirmi çehreli idi. Şişman yüzlü ve yumru yanaklı değildi. Kirpikleri uzun, gözleri kara ve güzel, büyücek ve İki kaşının arası açık idi. Çatık kaşlı değildi. İki kaşının arasında bir damar vardı ki, O, öfkelendiği zaman kabarıp görünürdü.
O, Nebiyyi Müctebâ, "ezheru'l-Leva" idi. Yani O ne kireç gibi ak, ne de karayağız, belki ikisi ortası ve gül gibi kırmızıya mayil ve beyaz, nurânî ve berrak olup, mübarek yüzünde nur parlardı. Gözlerinin akında daha az kırmızılık vardı. Dişleri inciler gibi lâtif ve parlak olup, söylerken ön dişlerinden nur saçılır, gülerken mübarek ağızları bir latif şimşek gibi ziyalar saçarak açılırdı.
Âlem-i bekaya göç buyurduklarında, saçı, sakalı henüz ağarmaya başlamıştı. Başında biraz ve sakalında yirmi kadar beyaz kılı vardı.
Cismi temiz, kokusu latif idi. Koku sürünsün sürünmesin teni ve teri en güzel kokulardan âlâ kokardı. Bir kimse onunla musafaha etse bütün o gün O'nun güzel ve hoş kokusunu duyardı. Mübarek eliyle bir çocuğun başını meshetse, râihâ-i tayyibesiyle o çocuk, sair çocuklar arasında malum olurdu.
Doğduğu vakit dahi, nazif ve pak idi. Sünnetli ve göbeği kesik olarak doğmuştu. Duyuları fevkalâde kuvvetli idi. Pek uzaktan işitir ve kimsenin göremeyeceği mesafeden görürdü"12..
Buraya kadar Hz. Peygamberin bedenî vasıflarından kısaca bahiste bulunduk. O'nun asıl olgunluğu, ruhî vasıfları, güzel âhlâkını ve günlük davranışlarıyla tezahur eder. Beden güzelliğinin ahlâk güzelliğine delâlet ettiği eski çağlardan beri bilinmektedir. Nitekim, kiyafetnâme ilmi ile uğraşan İbrahim Hakki hazretleri. "Allâh (c.c.) sureti sirete, azayı ahlâka, alâmet ve nişan etmiştir"13 der. Hz. Peygamber, "güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim" buyurarak asıl kemalâtın ahlâk güzelliğiyle vücut bulacağını anlatmış olmaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in rûhî vasıflarının yüceliği, ancak onların hususiyetlerini bilmekle anlaşılır. Bu vesileyle, ahlâkının bazı hususiyetlerini, kısaca izah edelim.
Bir kere her şeyden önce, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ahlâkı, Kur'an'ın tatbikinden başka bir şey değildir. Kur'an'ın hoş gördüğünü O'da hoş görür, beğenmediğini beğenmezdi14. O'nun ahlâkını . aklî, gazabı ve şehevî güçlerin tertibi dahilinde kısaca izah edelim:
Hz. Peygamber (s.a.v.)’de mezkur güçler, kemal derecesine ulaşmıştır. Bunlardan da, çeşitli hasletler hasıl olmuştur. Aklî kuvvetin fazileti, "hikmet", gazab kuvvetinin fazileti de "şecaat"; şehevî kuvvetin fazileti ise "iffet"tir.

1- Gazab Kuvveti

Gazab kuvvetinin fazileti olan, "Şecaat"tan, hilm, musamaha, fakirlere, cahillere, zayıflara, kâfirlere, ihtiyarlara, çocuklara, hayvanlara, merhamet etmek, hüsnü zanna ve tatlı dile sahip olmak doğar. Ayrıca tevazu, vakar, mürüvvet de şecaatinin mahsulüdür. Meclislerdeki güzel âdetleri, latifeleri, sabrı ve sebatı da yine gazab gücünün bir faziletidir15.
O'nun en başta gelen cesareti, inanmasını; müşrik Mekke halkına karşı eza ve cefalarına maruz kalmasına rağmen yine de af ilan etmişti16.
Harb meydanlarında da, meselâ Uhud ve Huneyn gazvelerinde, bazen etrafında kimse kalmadığı halde cesaretini kaybetmemiştir.
Hz. Peygamberin gayesi, insanların gönlünü fethetmekti. Nazarında harb son çaredir. Bunun için O "düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin ..."17 buyurarak, harbi değil, sulhu aradığını ortaya koymuştur.
Hüsnü zan sahibi olan Peygamberimiz, başkalarının kötülüklerini duymamayı arzu etmiştir. Nitekim bir hadislerinde, "sizden biriniz, diğeri aleyhine bana bir şey söylemesin. Ben sizin yanınıza selim bir kalble çıkmayı daha çok severim"18 buyurmuştur.
Güzel ahlâkının bir tezâhürü de insanların hatalarını yüzlerine vurmamasıdır. O, gördüğü hataları düzeltmek için, "Bazıları neden şöyle şöyle yapıyor" derdi19. Bir defasında yüzüne zaferan sürmüş bir adam görmüştü. O'nun yapmış olduğu işin yanlış olduğunu yüzüne vurmamış, adam gittikten sonra, "ona söyleyin yüzündeki boyayı yıkasın"20 demiştir.
Yine bir defasında, Mescid-i Nebevî'nin bir köşesine bevleden bedevîyi güzel sözlerle ikna etmişti21.
Hz. Peygamber, mütevazı olmakla beraber, vakarına bir noksanlık getirecek söz ve hareketten de sakınırdı. Arkadaşlarından kendisine ayağa kalkanlara, "Acemlerin bir kısmının diğerlerine tazim ederek ayağa kalktığı gibi, bana ayağa kalkmayın"22 demişti.
Meclislerde en güzel âdâb-ı muaşereti tatbik etmiştir. Bu vesileyle huzurlarına giren önce selâm verir, sonra boş bulduğu yere otururdu. Gelişi güzel konuşulmazdı. Birisi konuşurken, sözleri bitene kadar dinlenirdi.
Hz. Peygamber, zaman zaman latife yapmış, sıkıntılara da sabretmiştir.

2- İffeti
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in çok evliliği iffetine bir nakise getirmemiş, bilakis çok evlilik, iffeti korumanı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 21 Eylül 2010, 14:27:28 Gönderen: Sumeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:11:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi rüya tabiri,Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi mekke canlı, Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi kabe canlı yayın, Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi Üç boyutlu kuran oku Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi kuran ı kerim, Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi peygamber kıssaları,Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebi ilitam ders soruları, Efendimiz in Zahir ve batını şemailün Nebiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes