> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Efendimiz in yüzüğü ve mührü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Efendimiz in yüzüğü ve mührü  (Okunma Sayısı 723 defa)
09 Ekim 2010, 21:45:15
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 09 Ekim 2010, 21:45:15 »



Efendimiz'in Yüzüğü ve Mührü


Bu makalede Peygamber Efendimizin yüzüğü ve yüzüğündeki mührü incelenmektedir. Altın, gümüş, akîk yüzük konusundaki rivayetlerin tahlili yapılmaktadır.
Asr-ı Saadette Hicaz bölgesinde yüzük kullanılmaktaydı, ancak yüzüğün kaşına mühür nakşedilmesi yaygın değildi. Hicri yedinci senede Peygamber Efendimizin (s.a.s) gümüş bir yüzük yaptırması ve kaşına mühür nakşettirmesiyle yaygınlık kazanmıştır. Peygamber Efendimiz bu yüzüğü hem takmış hem de yazışmalarda mühür olarak kullanmıştır. Daha sonra halifeler tarafından sürdürülen bu gelenek, zamanla çeşitli görevlerde bulunan idarecilere de şamil olmuştur.
Hadislerde yüzük, “hâtem” [خاتم] kavramıyla ifade edilmektedir. Aslında hâtem’in sözlük anlamı, mühür, damga, mühürlenen, son verilen… demektir. Bu kavrama yüzük anlamının yüklenmesi ise idarecilerin evrakları mühürlemek üzere kullandıkları yüzüğün kaşındaki mühre nispetledir. Zamanla mühürlü ya da mühürsüz bütün yüzüklere “hâtem” denilmiş; hatta Arapçada yüzüğün asıl karşılığı olan حلقة “halka/halaka” veya فتخة “fetha/fetaha” nın yerini almıştır. (İbnu’l-Esîr, en-Nihâye fî garîbi’l-hadîs, II, 10; İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab, III, 40; XII, 164.)
Bundan başka Peygamber Efendimizin sırtındaki mühre de “hâtem” denilmektedir. Peygamberlerin sonuncusu anlamındaki “hâtemu’l-enbiya” ve “hâtemu’n-nebiyyîn” ifadeleri de Onun vasıflarındandır.
Şu halde hâtem tabiri, Peygamber Efendimizle alakalı birçok hususu ihtiva eden müşterek bir lafızdır. Nitekim kaynaklarda ve hadislerde “Peygamber(lik) mührü” anlamındaki “hâtemu’n-nebî, hâtemu Rasûlillah, hâtemu’n-nübüvve…” gibi terkiplerle Onun yüzüğü, yüzüğündeki mühür veya sırtındaki peygamberlik mührü ifade edilmektedir. Ancak bunlardan hangisinin kastedildiğini tespit için hadisteki diğer bilgi ve karinelere de bakılmalıdır.

Peygamber Efendimizin Yüzüğü

Mekke döneminde Peygamber Efendimizin (s.a.s) yüzük kullandığına dair herhangi bir kayda rastlamadık. Medine döneminde ise ilk önce altın bir yüzük taktığı, bir müddet sonra onu çıkarıp gümüş yüzük yaptırdığı, bu arada altın yüzüğü ashabın erkeklerine yasakladığı nakledilmektedir.
Buharî ve Müslim’in Abdullah b. Ömer’den rivayet ettikleri bir hadis şöyledir:
“Resulüllah (s.a.s) altın bir yüzük taktı ve yüzüğün kaşını avuç içine gelecek şekilde çevirdi. Ashabdan da altın yüzük takanlar vardı. Derken Resulüllah (s.a.s) minbere çıktı, elindeki yüzüğü çıkardı ve şöyle buyurdu: “Vallahi bundan böyle ebediyen altın yüzük takmayacağım.” Ashabdan altın yüzük takanlar derhal yüzüklerini çıkardılar. Bundan sonra Resulüllah (s.a.s) gümüşten bir yüzük yaptırdı.” (Buharî, Libâs 45; Müslim, Libâs 51)
Efendimizin (s.a.s) kısa bir süre taktığı bu altın yüzük, Hz. Âişe’nin (r.anha) bildirdiği aşağıdaki rivayetten anlaşılacağı üzere Habeş hükümdarı Necaşî’nin gönderdiği bir hediyedir:
“Habeş hükümdarı Necâşî’nin Resulüllah’a (s.a.s) gönderdiği hediyeler gelmişti. Bu hediyeler arasında Habeşî kaşlı altın bir yüzük de vardı. Resulüllah (s.a.s) o yüzüğe pek iltifat etmeden bir çubukla ya da parmağının ucuyla aldı. Daha sonra kızı Zeyneb’in kızı Ümâme’yi çağırdı ve yüzüğü ona vererek ‘Yavrucuğum, bununla ziynetlen (süslen)’ buyurdu.” (Ebû Dâvûd, Hâtem 8)
Bu hâdise, 628 yılında Hayber Fethinin ardından vuku bulmuştu. Nitekim Hz. Ali’nin ağabeyi Cafer b. Ebî Tâlib başkanlığındaki Habeş Muhacirleri kafilesi, beraberlerinde Necaşî’nin gönderdiği Habeşli heyet ve hediyelerle birlikte Rasulullah’ın huzuruna gelmişlerdi. Resulüllah (s.a.s) hediyeleri kabul etmiş ve gönderen hükümdara değer verdiğini izhar etmek üzere altın yüzüğü parmağına takmıştı. Abdullah b. Ömer bir süre, Enes b. Mâlik ise sadece o gün Peygamberimizin parmağında altın yüzük gördüklerini naklederler. Akabinde yüzüğü çıkarıp ashabına bu tür ziynetlerin erkekler için meşru olmadığını bildirdiğini kaydederler. Peygamberimiz (s.a.s), aynı sene içinde gümüş bir yüzük sipariş vererek kaşına mühür nakşettirir. Enes b. Mâlik (r.a.) bu hususu şöyle anlatır:
“Resulüllah (s.a.s) Roma ve Acem diyarına mektup yazmak istediğinde kendisine, ‘Eğer mektubunuz mühürsüz olursa onlar bunu asla kabul etmezler.’ denildi. Bunun üzerine Resulüllah (s.a.s) gümüşten bir yüzük yaptırdı. Yüzüğün kaşında محمد رسول الله [Muhammed Allah’ın Rasûlüdür] ibaresi nakşedilmişti. Parmağındaki gümüş yüzüğün ışıltısı hâlâ gözümün önündedir.” (Buharî, Libâs 52; Müslim, Libâs 56)

Yüzükteki Mühür


Enes b. Mâlik (r.a.) şöyle demiştir: Resulüllah’ın yüzüğünün kaşındaki yazı üç satır şeklinde nakşedilmişti. “Muhammed” bir satırda, “Rasûl” bir başka satırda, “Allah” lafzı ise diğer bir satırda yazılıydı. (Buharî, Libâs 55)
Aynı rivayet, Abdullah b. Ömer ve diğer sahabîler tarafından da nakledilmektedir. Üç satırdan ibaret bu istif yazının alttan yukarıya doğru okunuşu محمد رسول الله [Muhammed Resulüllah]’dır.
Merhum Muhammed Hamîdullah, Medineli bir sanatkâra yaptırılan bu yüzüğün gümüşten mâmul, iri ve kalın bir yüzük olduğunu, mührün çapının iki cm.yi bulduğunu, Resulüllah ve ilk halifeler tarafından devlet mührü olarak kullanıldığını kaydeder. (M. Hamîdullah, İslâm Peygamberi, II, 1026)
Bütün bu bilgilere dayanarak Peygamberimizin yüzüğünü ve mührünü temsili bir resmini yazının başında görebilirsiniz.
Enes b. Mâlik ve Abdullah b. Ömer, bu mührün Peygamberimiz’e has olduğunu şöyle nakletmişlerdir: Resulüllah (s.a.s) gümüşten yüzük yaptırdı. Kaşına “Muhammed Resulüllah” yazısını nakşettirdi ve buyurdu ki: “Hiçbir kimse yüzüğüne aynısını nakşettirmesin. (Buharî, Libâs 54; Müslim, Libâs 54)
Yine Enes b. Malik demiştir ki: “Resulüllah (s.a.s) helâya gireceğinde yüzüğünü çıkarırdı.” (Tirmizî, Libâs 18; Ebû Dâvûd, Tahâre 10)
Ebû Râfi‘ Resulüllah’ın abdest alırken –suyun alta nüfuz etmesi için– yüzüğünü hareket ettirdiğini nakleder. (İbn Mâce, Tahâre 54). Aynı şekilde Hz. Ali ve Abdullah b. Ömer başta olmak üzere sahabe ve tabiînden birçok şahsın abdest alırlarken yüzüklerini hareket ettirdikleri kaydedilir. (Buharî, Vudû 29; İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 44 vd.)

Peygamberimiz (s.a.s) Yüzüğü Hangi Parmağa Takardı?
Enes b. Mâlik (r.a.) ve İbn Ömer (r.a.), Peygamber Efendimizin yüzüğü sol elinin serçe parmağına taktığını naklederler. Ayrıca kimi zaman yüzüğün kaşını avuç içine gelecek şekilde çevirdiğini kaydederler. (Müslim, Libâs 54-65; Ebû Dâvûd, Hâtem 5)
Bir defasında Enes b. Mâlik’e (r.a), Resulüllah’ın yüzük takınıp takınmadığını sorduklarında şöyle demiştir: “Evet takınırdı. Hatta bir gece Resulüllah (s.a.s) yatsı namazını gece yarısı oluncaya kadar tehir etmişti. Sonra mescide çıkmış ve şöyle buyurmuştu: “Halk namazı kılmış ve uyumuştur. Siz ise namaz için beklediğiniz müddetçe namaz kılıyor (gibi ecirde) sayılırsınız.” Enes b. Mâlik “Sanki ben şu an Resulüllah’ın yüzüğünün parıltısını hâlâ görüyor gibiyim” dedi ve sol elini kaldırıp serçe parmağını göstermek suretiyle yüzüğün yerine işarette bulundu. (Buharî, Libâs 48)
Resulüllah Efendimiz, bazen yüzüğü sağ elinin serçe parmağına da takmıştır. (Tirmizî, Libâs 16; Ebû Dâvûd, Hâtem 5)
Ancak ekseriyet itibariyle sol eline taktığı mervîdir. Dört halifenin de sol elin serçe parmağına taktıkları nakledilir. Ayrıca Hz. Hasan, Hz. Hüseyin gibi torunlarının da Resulüllah’a ittibaen yüzüklerini sol ellerine taktıkları kaydedilir. (Tirmizî, Libâs 16; İbn Ebî Şeybe, Musannef, V, 196)
Hz. Ali (r.a.) ise orta ve işaret parmağını göstererek şöyle demiştir: “Resulüllah (s.a.s) şu iki parmağa yüzük takmamı nehyetti.” (Müslim, Libâs 64)
Bütün bu rivayetlere göre orta ve işaret parmağına yüzük takmak tasvip edilmezken serçe parmak veya yüzük parmağına uygun görülmektedir.

Peygamberimizin Yüzüğünün İlk Halifelere İntikali

Resulüllah (s.a.s) vefat edince parmağındaki mühürlü yüzük çıkarıldı. Hz. Ebû Bekr (r.a.) halife sıfatıyla devlet başkanlığına getirilince yüzüğü teslim aldı. Resulüllah’ın yaptığı gibi yüzüğü sol elinin serçe parmağına taktı ve yazışmalarda devlet mührü olarak kullandı. Aynı şekilde Hz. Ömer ve Hz. Osman’a intikal etti. (M. Hamîdullah, el-Vesâiku’s-siyâsiyye, Beyrut 1987, s. 371)
Fakat Hz. Osman’ın hilafetinin altıncı senesinde (h.30/m.650) yüzük kayboldu. Abdullah b. Ömer ve Enes b. Mâlik bu hâdiseyi şöyle haber vermektedirler:
Resulüllah’ın yüzüğü vefatına kadar elinde (parmağında) idi. Sonra Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman’a intikal etti. Bir defasında Hz. Osman Erîs kuyusunun başına oturmuştu. Yüzüğü mahallinden çıkarmış, elinde çeviriyordu. Derken yüzük kuyuya düştü. Hz. Osman’ın nezaretinde üç gün boyunca kuyunun suyunu çekerek boşaltmamıza rağmen onu bulamadık. (Buharî, Libâs 55)
Erîs kuyusu, Mescid-i Nebevi ile Kubâ Mescidi arasındaki hurmalıklarda yer almaktadır. Resulüllah’ın hâtemi düştükten sonra “Bi’ru Hâtem” namıyla şöhret bulan kuyu, halen Medine’deki ziyaretgâhlardan birisidir.
Arama çalışmaları sonuç vermeyince Hz. Osman başka bir yüzük yaptırmıştır. (Ebû Dâvûd, Hâtem 1)
Bu arada Peygamber Efendimizin yüzüğünün/mührünün zayi olmasıyla alakalı yanlış bir kanaatin tashih edilmesinde yarar var: Hz. Osman’ın yüzüğü kuyuya düşürüp kaybetmesiyle birlikte hilafetinde ciddi sıkıntılar yaşadığı, şehit edilmesine kadar fitnelere maruz kaldığı… şeklinde itham edenler olmuştur. Ne var ki bütün fitneleri yüzüğün zayi edilmesine bağlamak İslâm inanç ve akidesine katiyen uygun değildir. Hem Hz. Osman yüzüğü bilerek ve isteyerek kuyuya düşür...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Efendimiz in yüzüğü ve mührü
« Posted on: 19 Nisan 2024, 02:59:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Efendimiz in yüzüğü ve mührü rüya tabiri,Efendimiz in yüzüğü ve mührü mekke canlı, Efendimiz in yüzüğü ve mührü kabe canlı yayın, Efendimiz in yüzüğü ve mührü Üç boyutlu kuran oku Efendimiz in yüzüğü ve mührü kuran ı kerim, Efendimiz in yüzüğü ve mührü peygamber kıssaları,Efendimiz in yüzüğü ve mührü ilitam ders soruları, Efendimiz in yüzüğü ve mührü önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes